Giriş

Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysera, ona Yezid b. Zürey', ona Said, ona Katade, ona Salih b. Ebu'l-Halil, ona Ebu Alkame el-Hâşimî, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Huneyn savaşı günlerinde Evtas mevkiine bir ordu göndermişti. Ordu orada düşmanla karşılaşmış, onlarla savaşmış, galip gelmiş ve pek çok da esir ele geçirmişti. Rasulullah'ın (sav) ashabından bazıları, esir aldıkları kadınların müşrik kocaları bulunması sebebiyle onlarla cinsel ilişkide bulunmanın sanki günah olacağından endişe etmişlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ bu konuda, "sahip olduklarınız dışında bütün evli ve iffetli kadınlar size haram kılınmıştır" (Nisâ, 24) mealindeki ayeti indirdi. Yani iddetleri dolduğunda onlar size helâldir.


Açıklama: Savaşta esir alınan kadınlar cariye hükmünde olduğu için, sahibinin onunla cinsel ilişkide bulunması câizdir. Ancak bu kadınların müşriklerle evli olmaları ve kocalarının da halen hayatta bulunması sebebiyle onlarla ilişkide bulunmanın helâl olup olmadığında kuşkuya düşülmüş ve bunun üzerine yukarıda işaret edilen âyet-i kerîme nazil olmuştur. Buna göre, kadın hâmile ise doğum yapması, değilse ilişkiden önce bir hayız müddetini geçirmesi beklenmelidir.

    Öneri Formu
12502 D002155 Ebu Davud, Nikah, 43, 44

Bize en-Nüfeyl, ona Miskin, ona Şube, ona Yezid b. Humeyr, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası, ona da Ebu'd-Derdâ'nın (ra) rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) bir savaşta (esirler asında) doğumu yaklaşmış gözüken hâmile bir kadın gördü de "herhalde efendisi onunla ilişkide bulunmak istiyor," dedi. Yanındakiler evet dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi: "Vallahi o adama, kendisiyle beraber kabre girecek olan bir lanet okumak geliyor içimden! Bu adam (o kadından) doğacak çocuğu mirasçı yapmak kendisine helâl olmadığı halde onu nasıl mirasçı yapacak? O çocuğu hizmetçi olarak kullanmak helâl olmadığı halde onu nasıl hizmetçi yapacak?"


Açıklama: Burada söz konusu edilen kadın, hâmile iken esir alınmış ve doğumu da yaklaşmış biriydi. Buna rağmen efendisi onunla ilişkide bulunmak istiyormuş. Halbuki hâmile iken esir alınan bir kadın doğum yapmadan, yeni efendisinin onunla cinsel ilişkide bulunması helâl değildir. Bundan dolayıdır ki Hz. Peygamber, o insanın kıyamete kadar lanete müstahak olduğunu söylemiştir. Efendisi, doğumdan önce kadınla ilişkide bulunduğu gerekçesiyle, doğacak çocuğun kendisinden olduğunu ve birbirlerine vâris olduklarını iddia edebilir. Halbuki bu doğru değildir, çünkü kadın başkasından hâmile kalmıştır. Başkasının çocuğunu kendi nesebine katmak ve kendine mirasçı yapmak câiz değildir. Dolayısıyla adamın böyle bir tasarrufu helâl değildir.

    Öneri Formu
12503 D002156 Ebu Davud, Nikah, 43, 44

Bize Hennâd, ona Veki', ona Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona el-Haris b. Mahled, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Karısına arka yoldan cinsel ilişkide bulunan insan lanetlenmiştir."


Açıklama: Homoseksüellik haram olduğu gibi, bir erkeğin kendi karısı dahi olsa bir kadına arka yoldan temasta bulunması da haramdır. Bunun had cezasını gerektirip gerektirmediği ise fukaha arasında tartışmalıdır.

    Öneri Formu
12509 D002162 Ebu Davud, Nikah, 44, 45

Bize en-Nüfeyl, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Merzûk, ona Haneş es-San'ani, ona da Ruveyfi b. Sabit el-Ensarî'nin rivayet ettiğine göre; kendisi bir gün kalkıp insanlara şöyle hitap etmiş: Dikkat ediniz! Ben size Huneyn'de Rasulullah'tan (sav) işittiğim sözlerden başka bir şey nakletmiyorum. O gebe olan cariyelere yaklaşmayı kastederek buyurdu ki: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir mü'minin, kendi suyu ile başkasının ekinini -hâmile alınan esir kadınlarla ilişkiyi kastediyor- sulaması helal değildir. Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir mü'minin esir aldığı bir kadına temizlenmesini beklemeden yaklaşması helâl değildir. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir mü'minin taksim edilmeden ganimet malını satması helâl değildir."


Açıklama: Burada esir alınan ve câriye hükmünde olan kadınlarla ilişkide bulunmak durumunda nesebin karışmasını önlemek için gösterilen hassasiyeti görmekteyiz. Esir olan câriye kadınlarla belli bir süre ilişkide bulunmak haramdır. Bu süre de hâmile olan ve olmayan kadınlarda ayrı ayrıdır. Hâmilelerde doğum yapana kadar, hâmile olmayanlarda da bir hayız müddetidir. Ganimet malları konusundaki ifadeler son derece açıktır. Henüz taksim edilmemiş olan ganimet malı, devlete aittir, kimsenin kendi mülkü değildir; dolayısıyla insan kendi mülkiyetinde olmayan, başkasının mülkü olan bir malda tasarrufta bulunması câiz olmaz.

    Öneri Formu
12505 D002158 Ebu Davud, Nikah, 43, 44

Bize İbn Beşşâr, ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona Muhammed b. el-Münkedir şöyle demiştir: Ben Cabir'in (ra) şöyle söylediğini işittim: Yahudiler, insan karısına arkadan yanaşarak önden ilişkide bulunursa çocuk şaşı olur diyorlardı. Bunun üzerine her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah Teâlâ: "Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza istediğiniz yerden geliniz"(Bakara, 225) mealindeki ayeti indirdi.


Açıklama: Âyet-i kerime Yahudilerin yanlış bir inancını düzeltmektedir. Karısına arkadan yaklaşınca doğacak çocuğun şaşı olacağı ifadesi göstermektedir ki, arkadan yaklaşıldığında dahi temas, önden yapılmıştır. Çünkü ancak önden temas yapılırsa çocuk olur.

    Öneri Formu
12510 D002163 Ebu Davud, Nikah, 44, 45

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Abdullah b. Said, onlara Ebu Halid Süleyman b. Hayyan, ona İbn Aclân, ona Amr b. Şuayb, ona da babası vasıtasıyla dedesi, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri, bir kadınla evlendiği veya bir hizmetçi satın aldığı zaman; Allah'ım, senden bunun hayrını ve onda yaratmış olduğun huyların hayırlısını diliyorum. Onun kötülüğünden ve yaratılışındaki huyların kötülüğünden sana sığınıyorum! diye dua etsin! Bir deve satın aldığında da devenin hörgücünden tutsun ve aynı şeyi söylesin!" [Ebû Davud dedi ki: Ebu Said buna şu sözleri de ilâve etti: "Sonra kadının kâkülünden tutsun ve bereket duasında bulunsun!" Yani kadına da hizmetçiye de bereketle dua etsin!]


Açıklama: Buradaki duadan maksat, yapılan her işten, atılan her adımdan dolayı Cenâb-ı Hak'tan hayırlı sonuçlar temennisinde bulunmak, iyi neticelere ulaşmak için Allah'tan yardım dilemektir. Eğer evleniyorsa, evliliğinin mutlu ve huzurlu sürmesini istemektir. Şayet bir mal, işçi veya hizmetçi almışsa, ondan da hayır görmeyi dilemektir. Her şeyin neticesinden hayır ve bereket temenni etmek ve bunun için Allah'tan yardım dilemek, son derece insanî bir tavır olduğu gibi kulluğa yakışır bir davranıştır.

    Öneri Formu
12507 D002160 Ebu Davud, Nikah, 44, 45

Bize Abdulaziz b. Yahya Ebu'l-Asbağ, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Eban b. Salih, ona Mücahid, ona da İbn Abbas (ra) demiştir ki: İbn Ömer (ra) -Allah ona mağfiret buyursun- (Kadınlarınız tarlanızdır... ayetinin nüzul sebebi hakkında) yanıldı. (Cahiliyette) putperest olan Ensarın şu kolu, ehl-i kitap olan Yahudilerin şu kolu ile yaşıyorlar ve Yahudilerin ilmen kendilerinden üstün olduklarına inanıyorlardı. Bu yüzden birçok işlerinde onlara uyarlardı. Ehl-i kitabın işi de kadınlara sadece tek pozisyonda (yüz yüze ve ön taraftan) ilişkide bulunmaktı. Bu tarz, kadının en iyi örtüldüğü pozisyondu. Ensâr da bunu, onların tatbikatından almıştı. Kureyş ise, kadınları kötü bir şekilde açıp yayıyor; önden, arkadan ve sırt üstü yatırarak zevkleniyorlardı. Muhacirler Medine'ye gelince, bir Kureyşli, Ensardan bir hanımla evlendi. Karısına Kureyş usulü ile yaklaşmak istedi, kadın ise reddetti ve bize yalnız bir taraftan yaklaşılır. Sen de öyle yap. Aksi halde beni bırak!" dedi. Aralarında iş kızışınca, mesele Rasulullah'a (sav) intikal etti. Aziz ve Celil olan Allah bunun üzerine; "Kadınlarınız tarlanızdır, tarlanıza dilediğiniz yerden gelin!" (Bakara, 225) mealindeki ayeti indirdi. Yani ister önden ister arkadan ister sırt üstü yatırarak yaklaşın, ama teması, çocuğun doğduğu yerden yapın!


Açıklama: “İbn Ömer yanıldı” ifadesi, muhtemeldir ki, İbn Ömer’in mezkür ayeti, hanımlara arkadan temas edilebileceğine delâlet ettiğini söylediği şeklindeki bir haberin İbn Abbas’a ulaşmış olmasından dolayı kullanılmıştır. İbn Abbas da bu anlayışın hatalı olduğunu ifade etmektedir. Bu rivayet, kadınlara arkadan teması kesin şekilde yasaklamakta, bunun haram olduğunu göstermektedir. Nevevî, bu meselede âlimlerin bu görüşte ittifak ettiklerini söyler

    Öneri Formu
12511 D002164 Ebu Davud, Nikah, 44, 45

Bize Amr b. Avn, ona Şerik, ona Kays b. Vehb, ona Ebu'l-Veddâk, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) merfu olarak rivayet ettiği bir hadise göre Rasulullah (sav) Evtas esirleri hakkında şöyle buyurmuştur: "Hâmile olarak esir alınan bir kadınla, çocuğunu doğurmadan cinsi münasebette bulunulamaz. Gebe olmayan kadınla da bir defa hayız görmeden cinsî münasebette bulunulamaz."


    Öneri Formu
12504 D002157 Ebu Davud, Nikah, 43, 44

Bize Muhammed b. el-Alâ ve Müsedded, onlara Hafs, ona eş-Şeybanî, ona Abdullah b. Şeddad, ona da teyzesi Meymune bt. el-Haris'in (ra) haber verdiğine göre; "Rasulullah (sav) zevcelerinden birine hayızlı iken yaklaşmak (sevişmek) istediği zaman, ona etekliğini bağlamasını emreder, sonra ona yaklaşırdı."


    Öneri Formu
12514 D002167 Ebu Davud, Nikah, 45, 46

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünanî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle dedi: Yahudiler, bir kadın hayız gördüğü zaman onu evden dışarı çıkarırlardı, onunla yemezler, içmezler ve evlerde onunla birlikte olmazlardı. Bu mesele Rasulullah'a (sav) soruldu. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayeti indirdi: "Sana kadınların ay hâlini soruyorlar. De ki: O bir eziyet hâlidir. Bu yüzden âdetli olduklarında kadınlardan uzak durun ve âdetten temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın!" (Bakara, 222). Sonra Rasulullah (sav) "hayızlı kadınla, ilişki dışında her şeyi yapabilirsiniz" buyurdu. Bu söz Yahudilere ulaşınca bu adam, bize muhalefet etmedik hiçbir şey bırakmak istemiyor dediler. Sonra Üseyd b. Hudayr ile Abbâd b. Bişr gelerek; Ey Allah’ın Rasulü; Yahudiler şöyle şöyle söylüyorlar, biz (hayız halinde) kadınlarla ilişkide bulunamayacak mıyız? dediler. Bu söz üzerine Hz. Peygamber'in yüzü değişti, o kadar ki biz, Üseyd ile Abbâd'a kızdığını sandık. Onlar da hemen dışarı çıktılar. Dışarıda Hz. Peygamber'e süt götüren biri ile karşılaşmışlar. Hz. Peygamber, kendisine getirilen bu sütü onlara göndererek içmelerini sağladı. Böylece Hz. Peygamber’in onlara gücenmediğini anladık.


    Öneri Formu
12512 D002165 Ebu Davud, Nikah, 45, 46