10612 Kayıt Bulundu.
Bize Haccâc, ona Şu’be rivâyet etti; (T) Yine bize Ali b. Abdullah, ona Şebâbe, ona Şu’be, ona Ebû İmrân, ona da Talha b. Abdullah Hz. Aişe’nin (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: "(Hz. Peygamber’e,) “Yâ Rasûlallah! Benim iki komşum vardır. Hediyemi bunlardan öncelikle hangisine vereyim?” diye sordum. Rasûlullah (sav), “Kapısı sana en yakın olan komşuna ver” buyurdu.
Bize Mekkî b. İbarahim, ona İbn Cüreyc, ona İbrahim b. Meysere, ona Amr b. Şerid şöyle rivayet etmiştir: "Bir defasında Sa'd b. Ebî Vakkas'ın yanında durmuştum. O sırada el-Misver b. Mahreme geldi ve elini benim bir omuzuma koydu. Bu sırada Hz. Peygamber'in âzâtlı kölesi Ebû Râfi' geldi ve 'Ey Sa'd, senin arsadaki iki evimi (satacağım), bunu sen satın al' dedi. Sa'd da, 'Vallahi ben onları satın almıyorum' dedi. el-Misver b. Mahreme hemen, 'Vallahi sen bu iki evi mutlaka almalısın!' dedi. Bunun üzerine Sa'd, Ebû Râfi'e, 'Vallahi ben sana taksit taksit olacak şekilde dört bin dirhemden fazla vermem' dedi. Ebû Râfi' de, 'Bu iki eve karşılık bana beş yüz dinar verildi. Eğer ben Hz. Peygamber'i (sav) "Komşu, (bir mülke) yakınlığı sebebiyle onu satın alma konusunda öncelikli hak sahibidir" buyururken işitmemiş olsaydım, ona karşılık beş yüz dinar teklif edilmiş olduğum halde, onu sana dört bin dirheme vermezdim, dedi. Sonra da o yeri Sa'd'a verdi."
Bize Adem, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî et-Tâî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Abbâs'a hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Adam (Ebu Bahterî) "tartılacak olan, hangi şeydir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılacak)" diye sordu. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi. Bize Muâz, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Bahterî, ona da İbn Abbâs (ra) "Hz. peygamber (sav) yasakladı" diyerek yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Ömer'e (r.anhuma) hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "yemeye elverişli hale gelinceye kadar hurmanın satışı ve basılmış gümüş paranın veresiye olarak peşin altınla satışı yasaklandı" dedi. İbn Abbâs'a da hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek veya sahibi yiyecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in eşi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir, Dîloğullarından, kılavuzlukta son derece mahir olan bir adamı kılavuz olarak tuttular. Bu adam Kureyş kâfirlerinin dini üzere idi. Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir develerini ona teslim ettiler ve üç gece sonra, üçüncü gecenin sabahında Sevr mağarasında buluşmak üzere sözleştiler.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir, Dîloğullarının Abd b. Adiyyoğulları koluna mensup, kılavuzlukta son derece mahir olan bir adamı kılavuz olarak tuttular. Bu adam Âs b. Vâil ailesi ile dayanışma yemini ederek elini kana batırmıştı ve halen Kureyş kâfirlerinin dini üzere idi. Fakat Peygamber ile Ebu Bekir ona güvenip develerini ona teslim ettiler ve üç gece sonra develeriyle beraber Sevr mağarasında buluşmak üzere sözleşip anlaşma yaptılar. Üçüncü gecenin sabahında bu kişi, Peygamber ile Ebu Bekir'in develerini de alarak Sevr'e, onların yanına geldi. Hz. Peygamber (sav) ve Ebu Bekir, beraberlerinde Âmir ibn Fuhayre halde yola çıktılar. Kılavuz Dîlî, onları Mekke'nin alt tarafına kalan sahil yolundan götürdü.
Bize Amr b. Zürare, ona İsmail b. Uleyye, ona İbn Ebu Necih, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde insanlar selem (selef) suretiyle bir-iki sene vadeli hurma alışverişi yaparlardı. -ravi İsmail b. Uleyye vadede şüpheye düşerek iki veya üç yıl vadeli demiştir.- Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Her kim hurmada selem yaparsa miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde yapsın" buyurdu. Bize Muhammed, ona İsmail, ona da İbn Ebu Necih bu hadisi, "miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde" lafızlarıyla aktardı.
Bize Sadaka, ona İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona İbn Abbas (r. anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Medine halkı selem yoluyla iki-üç sene vadeli hurma alışverişi yapıyorlardı. Peygamber, "Kim herhangi bir şeyde selem yoluyla alışveriş yaparsa ölçeği belirli, tartısı belirli, vadesi belirli olarak yapsın." buyurdu. Bize Ali, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, "Belirli bir ölçekte, bilinen bir müddete kadar selef yapsın." şeklinde rivayet etmiştir.