28216 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Mahled b. Cafer el-B^karhî, ona Muhammed b. Yahya, ona Asım b. Ali, ona İbn Ebî Zi’b, ona Saîd el-Makburî, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Ey Müslüman kadınlar! Bir koyun paçası dahi olsa komşu kadının ikramını hor görmeyin!” Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Asım b. Ali’den, Müslim de başka bir vecihten Saîd’den rivayet etmiştir.
Bize İsmâil, ona İbrâhim b. el-Haccâc, ona Abdülvâris b. Saîd, ona Âmir b. Abdülvâhid el-Ahvel, ona da Bekr b. Abdullah el-Müzenî, İbn Abbâs’tan rivayet etti: Allah’ın Peygamberi (s.a.v.) hacca gitmek istemişti. (Bunu duyan) bir kadın da kocasına: – Peygamber (s.a.v.) ile beni hacca gönder, dedi. Kocası: – Benim seni hacca götürecek bir bineğim yok, diye karşılık verdi. Kadın: – Falanca devenle gönder, dedi. Kocası: – O Allah yolunda vakfedilmiştir, dedi. Kadın: – Peki, su taşımakta kullandığın devene bindir, dedi. Kocası: – Ona ben ve oğlun nöbetleşe biniyoruz, dedi. Kadın: – O zaman meyveni sat, dedi. Kocası: – O ikimizin azığı, dedi. Rasûlullah (s.a.v.) (Mekke’den) döndüğünde kadın kocasını ona gönderip "Allah’ın selam ve rahmetini ilet ve seninle hac yapmaya hangi amel denk gelir?" diye kendisine sor, diye tenbihledi. Kocası Peygamber’e (s.a.v.) gelerek: – Ey Allah’ın Rasûlu, karım size Allah’ın selam ve rahmetini iletiyor. O kendisini hacca göndermemi istedi. Ben de “seni hacca götürecek bir bineğim yok” dedim. O bana “falan devene bindir” dedi. Ben de “o Allah yolunda vakıftır” dedim. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): – “Sen hanımını o devenle hacca götürseydin, o Allah yolunda olmuş olurdu” buyurdu. Adam: – Karım bana “su taşımakta kullandığın devene bindir (sen olmaz mı?), dedi. Ben de “ona ben ve oğlun nöbetleşe biniyoruz” diye cevap verdim. O da “o zaman meyveni sat” dedi. Bunun üzerine onun hacca gitmek için gösterdiği hırstan dolayı Peygamber (s.a.v.) güldü. İbrâhim b. el-Haccâc rivayetinde şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) kadının hacca gitmek için gösterdiği hırsa şaşırarak güldü. Kocası devamla: – Karım bana sizinle hac yapmaya hangi amelin denk geleceğini sormamı tenbih etti, dedi. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: – “Ona Allah’ın selam ve rahmetini ilet. Ayrıca benimle birlikte hac yapmaya Ramazanda yapılan umrenin denk geleceğini de kendisine haber ver”. Kâdî dedi ki: Abdülvâris, Amr el-Ahval’den, o Bekr’den, o da İbn Abbâs’tan bu şekilde rivayet etmiştir. Hişâm ise isnadında bir adam ilave etmiştir.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir b. İshak el-Fakîh, ona İsmail b. Kuteybe, ona Yahya b. Yahya, ona Abdülaziz b. Ebî Hâzim, ona babası, ona Yezîd b. Rûmân, ona da Urve’nin rivayet ettiğine göre; Hz. Âişe (ra) kendisine şöyle demişti: “- Vallahi, ey ablamın oğlu; bizler bir hilâli görür, sonra bir hilâli daha ve bir hilâli daha -yani iki ayda üç hilâl- görürdük de (pişirilecek bir şey olmadığı için) Rasûlullah’ın (sav) evlerinde ateş yakılmazdı.” Urve; “- Teyzeciğim, nasıl yaşardınız?” diye sorunca Hz. Âişe (ra) şu cevabı verir: “- İki siyah şeyle, hurma ve su ile. Ancak Rasûlullah’ın (sav) Ensâr’dan komşuları vardı; onların sağmal develeri olurdu ve Rasûlullah’a (sav) süt gönderirler, O da bize içirirdi.” Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Abdülaziz b. Abdullah vasıtasıyla İbn Ebî Hâzim’den, Müslim deYahya b. Yahya’dan rivayet etmiştir.