Giriş


    Öneri Formu
16377 B002299 Buhari, Vekâlet, 1


    Öneri Formu
16393 B002309 Buhari, Vekâlet, 8


    Öneri Formu
16411 B002317 Buhari, Vekâlet, 14

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) Tâif dönüşü, on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Bu kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler.


    Öneri Formu
16391 B002308 Buhari, Vekâlet, 7

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
16412 B002318 Buhari, Vekâlet, 15

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) Tâif dönüşü, on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler.


    Öneri Formu
280096 B002307-2 Buhari, Vekâlet, 7


Açıklama: قَدْ زَوَّجْنَاكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ "Ezberindeki Kuran karşılığında" ifadesi başka tarikleri de dikkate alındığında Kur'an öğretme karşılığında kaydı görülmektedir. bk. Ḳasṭalânî,Ebû'l-Abbâs Ahmed b. Muhammed el-. İrşâdu's-Sârî li Şerḥi Ṣaḥîḥi'l-Buḫârî. Mısır: el-Maṭbaʿatu'l-Kubrâ'l-Emîrîyye, 4/163.

    Öneri Formu
16395 B002310 Buhari, Vekâlet, 9


    Öneri Formu
16403 B002314 Buhari, Vekâlet, 13


    Öneri Formu
16409 B002316 Buhari, Vekâlet, 13


    Öneri Formu
16414 B002319 Buhari, Vekâlet, 16