حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - قَالَ أَمَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أَتَصَدَّقَ بِجِلاَلِ الْبُدْنِ الَّتِى نُحِرَتْ وَبِجُلُودِهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16377, B002299
Hadis:
حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - قَالَ أَمَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أَتَصَدَّقَ بِجِلاَلِ الْبُدْنِ الَّتِى نُحِرَتْ وَبِجُلُودِهَا .
Tercemesi:
Bize Kabîsa (b. Ukbe es-Süvâî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona (Abdullah) b. Ebu Necîh (es-Sekafî), ona Mücahid (b. Cebr el-Kuraşî), ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bana, kurban olarak kestiğim develerin çullarını ve derilerini sadaka olarak vermemi emretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 1, 1/646
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Abdullah b. Ebu Necih es-Sekafi (Abdullah b. Yesar)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Amir Kabisa b. Ukbe es-Süvaî (Kabisa b. Ukbe b. Muhammed)
Konular:
KTB, SADAKA
Kurban, derilerinin sadaka olarak verilmesi
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَعْطَاهُ غَنَمًا يَقْسِمُهَا عَلَى صَحَابَتِهِ ، فَبَقِىَ عَتُودٌ فَذَكَرَهُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ضَحِّ بِهِ أَنْتَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16379, B002300
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَعْطَاهُ غَنَمًا يَقْسِمُهَا عَلَى صَحَابَتِهِ ، فَبَقِىَ عَتُودٌ فَذَكَرَهُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ضَحِّ بِهِ أَنْتَ » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Halid, ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Yezid (b. Kays el-Ezdî), ona Ebu Hayr (Mersed b. Abdullah el-Yeznî) ona da Ukbe b. Âmir'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) kendisine ashabı arasında taksim etsin diye koyun verdi. Elinde sadece bir yaşına gelmiş bir keçi oğlağı kalınca Hz. Peygamber'e (sav) durumu bildirdi. Bunun üzerine O (sav) "Onu sen kurban et." diye buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 1, 1/646
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Amr b. Halid el-Harranî (Amr b. Halid b. Ferruh)
Konular:
Kurban, büyük ve küçük başlardan kurbanlık hayvanlar,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16393, B002309
Hadis:
حَدَّثَنَا الْمَكِّىُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ وَغَيْرِهِ ، يَزِيدُ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ ، وَلَمْ يُبَلِّغْهُ كُلُّهُمْ رَجُلٌ وَاحِدٌ مِنْهُمْ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ كُنْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ ، فَكُنْتُ عَلَى جَمَلٍ ثَفَالٍ ، إِنَّمَا هُوَ فِى آخِرِ الْقَوْمِ ، فَمَرَّ بِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَنْ هَذَا » . قُلْتُ جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ . قَالَ « مَا لَكَ » . قُلْتُ إِنِّى عَلَى جَمَلٍ ثَفَالٍ . قَالَ « أَمَعَكَ قَضِيبٌ » . قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « أَعْطِنِيهِ » . فَأَعْطَيْتُهُ فَضَرَبَهُ فَزَجَرَهُ ، فَكَانَ مِنْ ذَلِكَ الْمَكَانِ مِنْ أَوَّلِ الْقَوْمِ قَالَ « بِعْنِيهِ » . فَقُلْتُ بَلْ هُوَ لَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « بِعْنِيهِ قَدْ أَخَذْتُهُ بِأَرْبَعَةِ دَنَانِيرَ ، وَلَكَ ظَهْرُهُ إِلَى الْمَدِينَةِ » . فَلَمَّا دَنَوْنَا مِنَ الْمَدِينَةِ أَخَذْتُ أَرْتَحِلُ . قَالَ « أَيْنَ تُرِيدُ » . قُلْتُ تَزَوَّجْتُ امْرَأَةً قَدْ خَلاَ مِنْهَا . قَالَ « فَهَلاَّ جَارِيَةً تُلاَعِبُهَا وَتُلاَعِبُكَ » . قُلْتُ إِنَّ أَبِى تُوُفِّىَ وَتَرَكَ بَنَاتٍ ، فَأَرَدْتُ أَنْ أَنْكِحَ امْرَأَةً قَدْ جَرَّبَتْ خَلاَ مِنْهَا . قَالَ « فَذَلِكَ » . فَلَمَّا قَدِمْنَا الْمَدِينَةَ قَالَ « يَا بِلاَلُ اقْضِهِ وَزِدْهُ » . فَأَعْطَاهُ أَرْبَعَةَ دَنَانِيرَ ، وَزَادَهُ قِيرَاطًا . قَالَ جَابِرٌ لاَ تُفَارِقُنِى زِيَادَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَلَمْ يَكُنِ الْقِيرَاطُ يُفَارِقُ جِرَابَ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Mekkî b. İbrahim (el-Hanzalî), ona İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ata b. Ebu Rabâh (el-Kuraşî) ve birbirine nispetle rivayetlerine ilavelerde bulunarak diğer birtakım raviler, onlara bir adam, ona da Cabir b. Abdullah (r. anhümâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Bir yolculuk esnasında Hz. Peygamber'le (sav) birlikte, ağır seyreden bir devenin üzerindeydim. Bu deve, kafilenin en sonunda yer alıyordu. Derken Hz. Peygamber (sav) yanımdan geçiyordu ve 'Kim bu?' diye sordu. 'Cabir b. Abdullah!' diye cevap verdim. 'Neyin var?' diye sordu. 'Ağır seyreden bir devenin üzerindeyim!' diye cevap verdim. 'Yanında bir değnek var mı?' diye sordu. 'Evet.' dedim. 'Onu bana ver.' buyurdu. Ben de değneği kendisine verdim. Hz. Peygamber (sav) değnekle hayvana dürtmeye ve yürümesi için onu tahrik etmeye başladı. O noktadan itibaren deve, kafilenin en önde gidenlerinden oldu. Hz. Peygamber (sav); 'Onu bana satar mısın?' buyurdu. 'Aksine! O, sizindir ya Rasulallah!' diye cevap verdim. 'Onu bana sat! Onu dört dinara satın aldım. Medine'ye kadar binme hakkı da senindir.' buyurdu. Medine'ye yaklaşınca kervandan ayrılıp gidecek oldum. 'Nereye gitmek istiyorsun?' diye sordu. 'Dul bir kadınla evlendim.' dedim. 'Birbirinizle eyleşebileceğiniz genç bir kızla evlenseydin ya?' buyurdu. 'Babam vefat etmiş, geride kız çocukları bırakmıştı. Ondan dolayı tecrübeli dul bir bayanla evlenmek istedim.' diye cevap verdim. 'O halde evliliğin hayırlı olsun.' buyurdu. Nihayet Medine'ye geldiğimizde; 'Ey Bilal! onun bedelini öde ve bir miktar da fazla ödeme yap!' buyurdu." Ravi diyor ki; "Bilal, ona dört dinar verdi ve bir karat da fazladan ödeme yaptı." Cabir (b. Abdullah) şöyle dedi: "Rasulullah'ın (sav) bu ilave ikramı, her daim yanımda kalacaktır." Nitekim o karat, Cabir b. Abdullah'ın kılıç mahfazasından çıkmamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 8, 1/648
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Seken Mekkî b. İbrahim el-Hanzalî (Mekkî b. İbrahim b. Beşir b. Ferkad)
Konular:
Borç, borcu öderken gönülden fazla vermenin meşru olması
Evlilik, bakireyle
Evlilik, dul ile
KTB, NİKAH
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ حَزْمٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - أَنَا فَتَلْتُ قَلاَئِدَ هَدْىِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدَىَّ ، ثُمَّ قَلَّدَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدَيْهِ ، ثُمَّ بَعَثَ بِهَا مَعَ أَبِى ، فَلَمْ يَحْرُمْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَىْءٌ أَحَلَّهُ اللَّهُ لَهُ حَتَّى نُحِرَ الْهَدْىُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16411, B002317
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ حَزْمٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - أَنَا فَتَلْتُ قَلاَئِدَ هَدْىِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدَىَّ ، ثُمَّ قَلَّدَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدَيْهِ ، ثُمَّ بَعَثَ بِهَا مَعَ أَبِى ، فَلَمْ يَحْرُمْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَىْءٌ أَحَلَّهُ اللَّهُ لَهُ حَتَّى نُحِرَ الْهَدْىُ .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Abdullah (el-Esbahî), ona Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Hazm, ona da Amra bt. Abdurrahman (el-Ensariyye), Hz. Âişe'nin (r. anhâ) şöyle dediğini haber vermiştir:
"Rasulullah'a (sav) ait hedy kurbanlarının gerdanlık iplerini ellerimle ben kendim büktüm. Sonra Rasulullah (sav) bu gerdanlık iplerini kendi elleriyle develere taktı. Ardından da onları Ebu Bekir'le birlikte Mekke'ye gönderdi. Bu süreçte hedy kurbanları kesilinceye kadar Allah'ın, Rasulullah'a helal kılmış olduğu hiçbir şey, ihram yasağı kapsamında kendisine yasak olmadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 14, 1/650
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Kurban, vekaletle, başkasının adına
VEKALET
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir:
Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16412, B002318
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ - رضى الله عنه - يَقُولُ كَانَ أَبُو طَلْحَةَ أَكْثَرَ الأَنْصَارِ بِالْمَدِينَةِ مَالاً ، وَكَانَ أَحَبَّ أَمْوَالِهِ إِلَيْهِ بِيْرُ حَاءَ وَكَانَتْ مُسْتَقْبِلَةَ الْمَسْجِدَ ، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدْخُلُهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَاءٍ فِيهَا طَيِّبٍ فَلَمَّا نَزَلَتْ ( لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ ) قَامَ أَبُو طَلْحَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ فِى كِتَابِهِ ( لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ ) وَإِنَّ أَحَبَّ أَمْوَالِى إِلَىَّ بِيْرُ حَاءَ ، وَإِنَّهَا صَدَقَةٌ لِلَّهِ أَرْجُو بِرَّهَا وَذُخْرَهَا عِنْدَ اللَّهِ فَضَعْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ حَيْثُ شِئْتَ ، فَقَالَ « بَخٍ ، ذَلِكَ مَالٌ رَائِحٌ ، ذَلِكَ مَالٌ رَائِحٌ . قَدْ سَمِعْتُ مَا قُلْتَ فِيهَا ، وَأَرَى أَنْ تَجْعَلَهَا فِى الأَقْرَبِينَ » . قَالَ أَفْعَلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَسَمَهَا أَبُو طَلْحَةَ فِى أَقَارِبِهِ وَبَنِى عَمِّهِ . تَابَعَهُ إِسْمَاعِيلُ عَنْ مَالِكٍ . وَقَالَ رَوْحٌ عَنْ مَالِكٍ رَابِحٌ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir:
Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 15, 1/650
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Açıklama: قَدْ زَوَّجْنَاكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ "Ezberindeki Kuran karşılığında" ifadesi başka tarikleri de dikkate alındığında Kur'an öğretme karşılığında kaydı görülmektedir. bk. Ḳasṭalânî,Ebû'l-Abbâs Ahmed b. Muhammed el-. İrşâdu's-Sârî li Şerḥi Ṣaḥîḥi'l-Buḫârî. Mısır: el-Maṭbaʿatu'l-Kubrâ'l-Emîrîyye, 4/163.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16395, B002310
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى قَدْ وَهَبْتُ لَكَ مِنْ نَفْسِى . فَقَالَ رَجُلٌ زَوِّجْنِيهَا . قَالَ "قَدْ زَوَّجْنَاكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ".
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Ebu Hazim, ona Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etti:
Bir kadın Rasuhıllah'a (sav) geldi, 'Ya Rasulallah! Ben kendimi sana hibe ettim', dedi. Bunun üzerine bir adam, 'bu kadını benimle evlendir/nikahla' dedi. Rasulullah (sav), "Ezberindeki Kur'an karşılığında onu sana nikahladık." buyurdu.
Açıklama:
قَدْ زَوَّجْنَاكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ "Ezberindeki Kuran karşılığında" ifadesi başka tarikleri de dikkate alındığında Kur'an öğretme karşılığında kaydı görülmektedir. bk. Ḳasṭalânî,Ebû'l-Abbâs Ahmed b. Muhammed el-. İrşâdu's-Sârî li Şerḥi Ṣaḥîḥi'l-Buḫârî. Mısır: el-Maṭbaʿatu'l-Kubrâ'l-Emîrîyye, 4/163.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 9, 1/649
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Nikah, mehir
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buhari ile Osman b. Heysem arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16396, B002311
Hadis:
وَقَالَ عُثْمَانُ بْنُ الْهَيْثَمِ أَبُو عَمْرٍو حَدَّثَنَا عَوْفٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ وَكَّلَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِحِفْظِ زَكَاةِ رَمَضَانَ ، فَأَتَانِى آتٍ فَجَعَلَ يَحْثُو مِنَ الطَّعَامِ ، فَأَخَذْتُهُ ، وَقُلْتُ وَاللَّهِ لأَرْفَعَنَّكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ إِنِّى مُحْتَاجٌ ، وَعَلَىَّ عِيَالٌ ، وَلِى حَاجَةٌ شَدِيدَةٌ . قَالَ فَخَلَّيْتُ عَنْهُ فَأَصْبَحْتُ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا أَبَا هُرَيْرَةَ مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ الْبَارِحَةَ » . قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ شَكَا حَاجَةً شَدِيدَةً وَعِيَالاً فَرَحِمْتُهُ ، فَخَلَّيْتُ سَبِيلَهُ . قَالَ « أَمَا إِنَّهُ قَدْ كَذَبَكَ وَسَيَعُودُ » . فَعَرَفْتُ أَنَّهُ سَيَعُودُ لِقَوْلِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّهُ سَيَعُودُ . فَرَصَدْتُهُ فَجَاءَ يَحْثُو مِنَ الطَّعَامِ فَأَخَذْتُهُ فَقُلْتُ لأَرْفَعَنَّكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ دَعْنِى فَإِنِّى مُحْتَاجٌ ، وَعَلَىَّ عِيَالٌ لاَ أَعُودُ ، فَرَحِمْتُهُ ، فَخَلَّيْتُ سَبِيلَهُ فَأَصْبَحْتُ ، فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا أَبَا هُرَيْرَةَ ، مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ شَكَا حَاجَةً شَدِيدَةً وَعِيَالاً ، فَرَحِمْتُهُ فَخَلَّيْتُ سَبِيلَهُ . قَالَ « أَمَا إِنَّهُ قَدْ كَذَبَكَ وَسَيَعُودُ » . فَرَصَدْتُهُ الثَّالِثَةَ فَجَاءَ يَحْثُو مِنَ الطَّعَامِ ، فَأَخَذْتُهُ فَقُلْتُ لأَرْفَعَنَّكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَهَذَا آخِرُ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَنَّكَ تَزْعُمُ لاَ تَعُودُ ثُمَّ تَعُودُ . قَالَ دَعْنِى أُعَلِّمْكَ كَلِمَاتٍ يَنْفَعُكَ اللَّهُ بِهَا . قُلْتُ مَا هُوَ قَالَ إِذَا أَوَيْتَ إِلَى فِرَاشِكَ فَاقْرَأْ آيَةَ الْكُرْسِىِّ ( اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ ) حَتَّى تَخْتِمَ الآيَةَ ، فَإِنَّكَ لَنْ يَزَالَ عَلَيْكَ مِنَ اللَّهِ حَافِظٌ وَلاَ يَقْرَبَنَّكَ شَيْطَانٌ حَتَّى تُصْبِحَ . فَخَلَّيْتُ سَبِيلَهُ فَأَصْبَحْتُ ، فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ الْبَارِحَةَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ زَعَمَ أَنَّهُ يُعَلِّمُنِى كَلِمَاتٍ ، يَنْفَعُنِى اللَّهُ بِهَا ، فَخَلَّيْتُ سَبِيلَهُ . قَالَ « مَا هِىَ » . قُلْتُ قَالَ لِى إِذَا أَوَيْتَ إِلَى فِرَاشِكَ فَاقْرَأْ آيَةَ الْكُرْسِىِّ مِنْ أَوَّلِهَا حَتَّى تَخْتِمَ ( اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ ) وَقَالَ لِى لَنْ يَزَالَ عَلَيْكَ مِنَ اللَّهِ حَافِظٌ وَلاَ يَقْرَبَكَ شَيْطَانٌ حَتَّى تُصْبِحَ ، وَكَانُوا أَحْرَصَ شَىْءٍ عَلَى الْخَيْرِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَا إِنَّهُ قَدْ صَدَقَكَ وَهُوَ كَذُوبٌ ، تَعْلَمُ مَنْ تُخَاطِبُ مُنْذُ ثَلاَثِ لَيَالٍ يَا أَبَا هُرَيْرَةَ » . قَالَ لاَ . قَالَ « ذَاكَ شَيْطَانٌ » .
Tercemesi:
Osman b. el-Heysem Ebu Amr dedi ki: Bize Avf, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre’nin (rav) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) beni ramazan ayı zekâtını (fıtır sadakalarını) korumakla görevlendirmişti. Birisi geldi ve fıtır sadakası olarak verilen o hurmadan avuçlamaya başladı. Ben: Vallahi, seni Rasulullah’ın (sav) huzuruna çıkartacağım, dedim. O: Ben muhtaç birisiyim, bakmakla yükümlü olduğum çoluk çocuğum var, çok şiddetli ihtiyaçlarım var, dedi. Ebu Hureyre dedi ki: Ben de onu serbest bıraktım. Sabah olunca Nebi (sav): “Ey Ebu Hureyre, dün gece senin esirin ne yaptı?” buyurdu. Ben: Ey Allah’ın Rasulü, aşırı derecede muhtaç olduğundan, çoluk çocuğunun olduğundan şikâyet etti, ben de ona acıdığım için onu serbest bıraktım, dedi. Rasulullah (sav): “Ama o sana yalan söyledi ve bir daha dönecektir” buyurdu.
Rasulullah (sav): O dönecektir dediği için döneceğini anladım ve onu gözetlemeye koyuldum, derken gelip, o hurmadan avuçlamaya başladı, onu yakalayıverdim, seni muhakkak Rasulullah’ın (sav) huzuruna çıkaracağım, dedim. O: Beni bırak, ben muhtaç birisiyim, bakmak zorunda olduğun aile halkım var, bir daha da dönmeyeceğim, dedi. Yine ona acıdım, onu serbest bıraktım. Sabahı edince Rasulullah (av) bana: “Ey Ebu Hureyre, esirin ne yaptı?” buyurdu. Ben: Ey Allah’ın Rasulü, aşırı derecede muhtaç olduğunu, bakmak zorunda bulunduğu çoluk çocuğunun olduğunu söyleyerek şikâyet etti, ben de ona acıdım, bunun için onu serbest bıraktım, dedim. Allah Rasulü: “O sana yalan söyledi ve dönecektir” buyurdu.
Ben de üçüncü gece onu dikkatle beklemeye başladım, derken gelip o hurmadan avuçlamaya başladı. Onu yakaladım ve: Hiç şüphesiz seni Rasulullah’ın (sav) huzuruna çıkartacağım ve bu, senin dönmeyeceğini söylediğin halde sonradan döndüğün üçüncü bir defadır, dedim. O: Sen beni bırak, ben de sana Allah’ın kendileriyle seni yararlandıracağı bazı kelimeler öğreteyim, dedi. Ben: Onlar nedir? dedim. O: Yatağına çekileceğin zaman “Allah odur ki ondan başka hiçbir ilah yoktur, O diridir, Kayyumdur” diye başlayan Âyete’l-Kürsi’yi bitirinceye kadar oku. Şüphesiz Allah tarafından bir koruyucu seni korumaya devam edecektir ve sabahı edinceye kadar hiçbir şeytan sana yaklaşamayacaktır, dedi. Ben de onu serbest bıraktım.
Sabah olunca Rasulullah (sav) bana: “Dün senin esirin ne yaptı” buyurdu. Ben: Ey Allah’ın Rasulü, o bana, Allah’ın beni kendileriyle yararlandıracağı bazı kelimeler öğreteceğini iddia etti, ben de onu serbest bıraktım, dedim. Rasulullah (sav): “Nedir onlar?” buyurdu. Dedim ki: O bana dedi ki: Yatağına çekildiğin zaman başından itibaren bitirinceye kadar Ayete’l-Kürsi’yi: “Allah odur ki ondan başka hiçbir ilah yoktur, O diridir, Kayyûmdur” ayetini oku, dedi. Ayrıca bana şunları da söyledi: Sabahı edinceye kadar Allah tarafından bir koruyucu seni korumaya devam edecek ve sana hiçbir şeytan yaklaşamayacaktır, dedi.
Ashab hayır (yapmak ve onu öğrenmek) hususunda her şeyden daha çok gayretli idiler. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: “İşte o, aslında pek yalancı olmakla birlikte sana doğru söylemiş oldu. Üç geceden beri kiminle muhatap olduğunu biliyor musun, ey Ebu Hureyre” buyurdu. Ebu Hureyre: Hayır dedi. Allah Rasulü: “O bir şeytandır” buyurdu.
Açıklama:
Aşağıdaki tarik muallaktır. Buhari ile Osman b. Heysem arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 10, 1/649
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Bendûye)
4. Ebu Amr Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Heysem b. Cehm b. İsa)
Konular:
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Şeytan, başkasının kılığına girmesi
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنهما عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « وَاغْدُ يَا أُنَيْسُ إِلَى امْرَأَةِ هَذَا ، فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16403, B002314
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنهما عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « وَاغْدُ يَا أُنَيْسُ إِلَى امْرَأَةِ هَذَا ، فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا » .
Tercemesi:
Bize Ebu el-Velid, ona el-Leys, ona ibn Şihab, ona Ubeydullah ona da Zeyd b. Halid ve Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ey Uneys bu kadının yanına git, şayet o kadın zina yaptığını itiraf ederse ona recm cezası uygula."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 13, 1/650
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16409, B002316
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ سَلاَمٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ الثَّقَفِىُّ عَنْ أَيُّوبَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ الْحَارِثِ قَالَ جِىءَ بِالنُّعَيْمَانِ أَوِ ابْنِ النُّعَيْمَانِ شَارِبًا ، فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ كَانَ فِى الْبَيْتِ أَنْ يَضْرِبُوا قَالَ فَكُنْتُ أَنَا فِيمَنْ ضَرَبَهُ ، فَضَرَبْنَاهُ بِالنِّعَالِ وَالْجَرِيدِ .
Tercemesi:
Bize İbn Selâm, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Eyyüb, ona İbn Ebu Müleyke ona da Ukbe b. el-Hâris rivayet ederek dedi: en-Nuaymân veya İbn en-Nuaymân sarhoş bir şekilde evine getirilince Resulullah (sav) evde bulunanlardan birinin ona (hadd cezası olarak) değnek vurmasını emretti. Ravi, ona değnek vuranlar arasında ben de vardım, ona ayakkabı ve hurma dalıyla vurduk, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 13, 1/650
Senetler:
1. Ukbe b. Haris el-Kuraşî (Ukbe b. Haris b. Amir b. Nevfel)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
İçki, içme cezası
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "الْخَازِنُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِقُ - وَرُبَّمَا قَالَ الَّذِى يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا ، طَيِّبٌ نَفْسُهُ ، إِلَى الَّذِى أُمِرَ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ ".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16414, B002319
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "الْخَازِنُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِقُ - وَرُبَّمَا قَالَ الَّذِى يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا ، طَيِّبٌ نَفْسُهُ ، إِلَى الَّذِى أُمِرَ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ ".
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona Büreyde b. Abdullah, ona Ebu Büreyde, ona Ebu Musa (ra), Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kendisine emredileni tam ve bol bir şekilde gönül hoşnutluğu ile verilmesi gereken kimseye infak eden -belki [infak eden lafzı yerine] veren, dedi- tasaddukta bulunan iki kişiden biridir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 16, 1/651
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Bürde Yezid b. Abdullah el-Eşari (Yezid b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, SADAKA
Yolsuzluk, yapmayan veznedarın mükafatı