Giriş


Açıklama: İlgili rivayet için bkz. D002213 numaralı hadis.

    Öneri Formu
13180 D002217 Ebu Davud, Talak, 16, 17


    Öneri Formu
13157 D002209 Ebu Davud, Talak, 14, 15

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona da Hişam b. Urve şöyle nakletmiştir: "Cemile (Huveyle bt. Mâlik) isimli kadın, Evs b. Samit'in nikahı altında bulunmaktaydı. Evs, kadınlara aşırı ilgi duyan bir adamdı. Bu ilgisi artınca eşine zıhâr yaptı. Bunun üzerine Allah Teâlâ zıhâr kefaretini inzâl buyurdu."


Açıklama: (لمم) Lemem kelimesi genellikle delilik ve cinnet olarak tercüme edilmiş ve Evs'in bu cinnet halinde zıhar yaptığı söylenmiştir. Ancak Hattâbî bu ifadeyi sözlük manasında da ifade edilen kadınlara aşırı ilgi olarak yorumlamıştır. Zira cinnet hali olsaydı kefaretin gerekmeyeceğini ifade etmiştir. (Hattâbî, Meâlimü's-sünen, III, 254) Bu anlamda Evs'in zıhar yapma sebebinin kendisine zarar veren bu ilgisini azaltmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

    Öneri Formu
13183 D002219 Ebu Davud, Talak, 16, 17

Bize Süleyman b. Davud el-Atekî, ona Cerîr b. Hazım, ona ez-Zübeyr b. Said, ona Abdullah bn. Ali b. Yezid b. Rükane, ona da babası vasıtasıyla dedesinin rivayet ettiğine göre; Rükane karısını kesin bir şekilde boşamıştı. Rasulullah'a (sav) gidip durumu anlatmış, Hz. Peygamber, "sen o boşama sözü ile ne kastettin?" diye sormuş, o da sadece bir talakı kastettim demiş. "Allah'a yemin olsun mu?" deyince de Allah'a yemin olsun karşılığını vermiş. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "öyleyse neye niyet ettin ise, odur" buyurmuş. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis Rükane'nin karısını üç talakla boşadığını ifâde eden İbn Cüreyc hadisinden daha sahihtir. Çünkü bunun ravileri, Rükane'nin kendi ev halkıdır, şüphesiz onlar meseleyi başkalarından daha iyi bilirler. İbn Cüreyc ise, bunu Ebu Rafi'nin oğullarından biri vasıtasıyla İkrime'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
13156 D002208 Ebu Davud, Talak, 13, 14

Bize Osman b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. el-Alâ -mana ile-, onlara İbn İdris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Amr b. Ata, -İbnu'l-Alâ ona İbn Alkame b. Ayyâş dedi-, ona Süleyman b. Yesar, ona Seleme b. Sahr -İbnu'l-Alâ, ona el-Beyâdî dedi-, rivayet etmiştir: Ben kadınlarla temas konusunda başka kimsenin gücü yetmeyeceği kadar güçlü idim. Ramazan ayı gelince, karımdan dolayı başıma bir iş gelir ve sabaha kadar bu işi sürdürürüm korkusuyla, Ramazan ayı çıkana kadar karıma zıhâr yapmıştım. Bir gece karım bana hizmet ederken birden vücudunun bir kısmı açılıverdi; onunla ilişkide bulunmaktan kendimi alıkoyamadım. Sabah olunca kabile efradımın yanına gittim ve onlara durumu anlattım. Onlara birlikte Rasulullah'a (sav) gidelim dedim. Vallahi olmaz! dediler. Bunun üzerine ben kalktım, Hz. Peygamber’e gidip durumu anlattım. Hz. Peygamber, "bu işi sen mi yaptın ya Seleme?" diye sordu. Ben de iki defa evet, ben yaptım ey Allah'ın Rasulü dedim ve sonra şunu ekledim: Ben, Allah'ın emrine sabrederim; dolayısıyla benim hakkımda Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmet! Bunun üzerine Hz. Peygamber, "bir köle âzâd et!" buyurdu. Ben de elimi boynuma vurarak seni hakla gönderen Allah adına yemin ederim ki, benim ondan başka kölem yok dedim. Bu sefer "öyleyse iki ay peş peşe oruç tut!" buyurdu. Cevaben zaten bu iş başıma oruç yüzünden geldi dedim. "Öyleyse altmış fakire bir vesak hurma dağıt!" buyurdu. Ben de seni hakla gönderen Allah'a yemin ederim ki, biz geceyi aç geçirdik, hiçbir yiyeceğimiz yok dedim. O zaman Rasulullah (sav) dedi ki: "Zurayk oğullarının zekâtlarını toplayan memura git, o topladıklarını sana versin, sen de altmış fakire bir vesak hurma dağıt, kalanını da ailenle birlikte ye!" Hemen kabileme döndüm ve onlara sizin yanınızda darlık ve kötü bir fikir buldum, ama Allah Rasulü'nün yanında bolluk ve güzel fikir buldum. Hz. Peygamber sizin zekâtlarınızın bana verilmesini emretti dedim. [Ravî İbn İdris dedi ki: Beyâde, Zurayk oğulları kabilesinin bir koludur.]


    Öneri Formu
13165 D002213 Ebu Davud, Talak, 16, 17

Bize el-Hasan b. Ali, ona Yahya b. Adem, ona İbn İdris, ona Muhammed b. İshak, ona Ma'mer b. Abdullah b. Hanzala, ona Yusuf b. Abdullah b. Selam, ona da Huveyle bt. Malik b. Sa'lebe rivayet etmiştir: Kocam Evs b. es-Sâmit bana zıhâr yapmıştı. Ben de Hz. Peygamber’e gidip şikâyette bulundum. Hz. Peygamber, "Allah'tan kork, o senin amcanın oğludur" diyerek kocam adına benimle tartışıyordu. Ben de bu tartışmaya devam ettim. Nihayet Yüce Allah; "Kocası hakkında seninle mücadele eden kadının sözünü muhakkak Allah işitmiştir" (Mücadele, 1) mealindeki ayetin, zıhârın kefaretini açıklayan bölüme kadar olan kısmı nazil oldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber," kocan bir köle âzâd eder" buyurdu. Ben, bulamaz deyince "öyleyse peş peşe iki ay oruç tutar" dedi. Ben; Ey Allah’ın Rasulü; o yaşlı biridir, oruç tutamaz dedim. "O halde altmış fakiri doyursun!" buyurdu. Ben yine 0nun tasadduk edecek malı yoktur dedim. O sırada Hz. Peygamber'e bir arak (60 sa') hurma getirilmişti. Ben dedim ki Ey Allah'ın Rasulü, başka bir arak hurma da ben bulabilirim dedim. Hz. Peygamber, "iyi yaparsın! Git, bunları altmış fakire dağıt, sonra da amcanın oğluna dön!" buyurdu. [(Hadisin ravisi Yahya b. Âdem); "Bir arak, altmış sa’dır dedi.] [Ebû Davud dedi ki: Bu meselede benim görüşüm şudur: Huveyle, kocasının iznini almadan onun keffâretini ödemiştir. (Huveyle'nin kocası da) Ubade b. es-Samit'in erkek kardeşidir.]


    Öneri Formu
13167 D002214 Ebu Davud, Talak, 16, 17

Bize el-Hasan b. Ali, ona Abdülaziz b. Yahya Ebû'l-Asbağ el-Harrânî, ona Muhammed b. Seleme, ona İbn İshak, "önceki hadisin bir benzeri bu isnâdla rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette, bir arak otuz sa'a denk bir seledir dediği de kaydedilir." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis önceki Yahya b. Adem hadisinden daha sahihtir.]


    Öneri Formu
13171 D002215 Ebu Davud, Talak, 16, 17

Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Yahya, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle dedi: "Bir arak, on beş sa' alan bir zenbildir."


    Öneri Formu
13175 D002216 Ebu Davud, Talak, 16, 17


    Öneri Formu
13162 D002212 Ebu Davud, Talak, 15, 16


    Öneri Formu
13187 D002221 Ebu Davud, Talak, 16, 17