Öneri Formu
Hadis Id, No:
1318, M000463
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"آخِرُ مَنْ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ رَجُلٌ فَهُوَ يَمْشِى مَرَّةً وَيَكْبُو مَرَّةً وَتَسْفَعُهُ النَّارُ مَرَّةً فَإِذَا مَا جَاوَزَهَا الْتَفَتَ إِلَيْهَا فَقَالَ تَبَارَكَ الَّذِى نَجَّانِى مِنْكِ لَقَدْ أَعْطَانِىَ اللَّهُ شَيْئًا مَا أَعْطَاهُ أَحَدًا مِنَ الأَوَّلِينَ وَالآخِرِينَ. فَتُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ فَلأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا وَأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا. فَيَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ يَا ابْنَ آدَمَ لَعَلِّى إِنْ أَعْطَيْتُكَهَا سَأَلْتَنِى غَيْرَهَا. فَيَقُولُ لاَ يَا رَبِّ. وَيُعَاهِدُهُ أَنْ لاَ يَسْأَلَهُ غَيْرَهَا وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهِ فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَيَسْتَظِلُّ بِظِلِّهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَائِهَا ثُمَّ تُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ هِىَ أَحْسَنُ مِنَ الأُولَى فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ لأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا وَأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ أَلَمْ تُعَاهِدْنِى أَنْ لاَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهَا فَيَقُولُ لَعَلِّى إِنْ أَدْنَيْتُكَ مِنْهَا تَسْأَلُنِى غَيْرَهَا. فَيُعَاهِدُهُ أَنْ لاَ يَسْأَلَهُ غَيْرَهَا وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهِ فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَيَسْتَظِلُّ بِظِلِّهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَائِهَا. ثُمَّ تُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ عِنْدَ بَابِ الْجَنَّةِ هِىَ أَحْسَنُ مِنَ الأُولَيَيْنِ. فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ لأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا وَأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ أَلَمْ تُعَاهِدْنِى أَنْ لاَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهَا قَالَ بَلَى يَا رَبِّ هَذِهِ لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهَا فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَإِذَا أَدْنَاهُ مِنْهَا فَيَسْمَعُ أَصْوَاتَ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْخِلْنِيهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ مَا يَصْرِينِى مِنْكَ أَيُرْضِيكَ أَنْ أُعْطِيَكَ الدُّنْيَا وَمِثْلَهَا مَعَهَا قَالَ يَا رَبِّ أَتَسْتَهْزِئُ مِنِّى وَأَنْتَ رَبُّ الْعَالَمِينَ." فَضَحِكَ ابْنُ مَسْعُودٍ فَقَالَ أَلاَ تَسْأَلُونِّى مِمَّ أَضْحَكُ فَقَالُوا مِمَّ تَضْحَكُ قَالَ هَكَذَا ضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالُوا مِمَّ تَضْحَكُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ
"مِنْ ضِحْكِ رَبِّ الْعَالَمِينَ حِينَ قَالَ أَتَسْتَهْزِئُ مِنِّى وَأَنْتَ رَبُّ الْعَالَمِينَ." فَيَقُولُ "إِنِّى لاَ أَسْتَهْزِئُ مِنْكَ وَلَكِنِّى عَلَى مَا أَشَاءُ قَادِرٌ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan b. Müslim, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes, ona İbn Mesud (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cennete en son girecek kişi şöyle bir adamdır: Bu adam gah yürüyecek gah tökezleyecek. Bazen yüzünü ateş alacak. Ateşi geçtiği zaman ona yönelip şöyle diyecektir: Beni senden kurtaran Allah ne mübarektir. Allah bana gelmiş geçmişlerden kimseye vermediği bir şeyi bana nasip etti. Ardından ona bir ağaç yaklaştırılacak ve o Rabbim beni bu ağaca yaklaştır da gölgesinde biraz gölgeleneyim, suyundan içeyim diyecektir. Allah ona; ey Adem oğlu! Belki onu sana verirdim. Ama sen onun başkasını da istersin diyecektir. Bunun üzerine o kul; hayır, Rabbim diyecek ve başka bir şey istemeyeceğine dair söz verecektir. Bunun üzerine Rabbi, sabredemeyeceği bir şeyi gördüğü için onu mazur görecektir. Daha bu ağacı ona yaklaştıracak, o kişi de ağacın gölgesinde gölgelenecek, suyundan içecektir. Sonra ona daha güzel bir ağaç gösterilecektir. Adam dayanamayıp; Rabbim beni şu ağaca yaklaştır da onun suyundan içeyim, gölgesinde gölgeleyeneyim, başka şey istemem diyecektir. Allah ona ey ademoğlu! Sen başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermemiş miydin? diye soracak eğer bunu da yaklaştırırsam başka birini istersin diyecektir. Adam tekrar başkasını istemeyeceğine dair söz verecek, Rabbi de onu sabredemeyeceği bir şey gördüğü için mazur görecektir. Allah ona ağacı yaklaştıracak, adam da onun suyundan içecektir. Sonra adama cennetin kapısındaki ağaç gösterilecektir. Bu ağaç önceki iki ağaçtan da daha güzeldir. Adam; ey Rabbim! Beni şuraya bir yaklaştır, gölgesinde durayım, suyundan içeyim başka şey istemem diyecektir. Allah; ey Ademoğlu! Başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermedin mi? deyince o; vrdim Rabbim. Bundan başkasını istemem diyecektir. Sabredemeyeceği bir şeyi gördüğü için Rabbi onu mazur görerek bu ağacın yanına yaklaştıracaktır. Bu sırada adam cennettekilerin sesleri duyacak ve ey Rabbim! Beni cennete alsan diyecektir. Bunun üzerine Allah; ey Ademoğlu! Seni ne ikna eder. Yeryüzünü ve bir benzerini birlikte versem bu sana yeter mi? deyince adam; ey Rabbim! Sen alemlerin rabbisin. Benimle alay mı ediyorsun diyecektir."
Buraya gelince İbn Mesud güldü ve neden güldüğümü sormayacak mısınız? dedi. Neden gülüyorsun? diye sordular. Rasulullah da (sav) tam burada gülmüştü dedi. Neden gülüyorsunuz ey Allah'ın Rasulü! diye sormuşlar o da; "bu adam bu sözü söyleyince Alemlerin Rabbinin gülmesi sebebiyle gülüyorum" demişti. Allah bu kişiye; "alay etmiyorum. Ben istediğim her şeyi yapmaya kadirim" buyuracaktır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 463, /100
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279259, M000398-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنِيهِ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ جَمِيعًا عَنْ فُضَيْلِ بْنِ غَزْوَانَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثٌ إِذَا خَرَجْنَ لاَ يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِى إِيمَانِهَا خَيْرًا طُلُوعُ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَالدَّجَّالُ وَدَابَّةُ الأَرْضِ » .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Vekî (T) Bana Züheyr b. Harb, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak, hepsine Fudayl b. Gazvân (T) Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ -lafız ona aittir-, ona İbn Fudayl, ona babası, ona Ebû Hâzim, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç hadise gerçekleştikten sonra önceden iman etmeyen veya iyilik yapmayan kişiyle iman etmesi fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, deccal ve dabbetü'l-arz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 398, /84
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Ebu Fadl Fudayl b. Ğazvan ed-Dabbi (Fudayl b. Ğazvan b. Cerir)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
İman, faydası olmayacak iman
İman, imanın fayda vermeyeceği zaman
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279260, M000398-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنِيهِ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ جَمِيعًا عَنْ فُضَيْلِ بْنِ غَزْوَانَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثٌ إِذَا خَرَجْنَ لاَ يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِى إِيمَانِهَا خَيْرًا طُلُوعُ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَالدَّجَّالُ وَدَابَّةُ الأَرْضِ » .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Vekî (T) Bana Züheyr b. Harb, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak, hepsine Fudayl b. Gazvân (T) Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ -lafız ona aittir-, ona İbn Fudayl, ona babası, ona Ebû Hâzim, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç hadise gerçekleştikten sonra önceden iman etmeyen veya iyilik yapmayan kişiyle iman etmesi fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, deccal ve dabbetü'l-arz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 398, /84
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Ebu Fadl Fudayl b. Ğazvan ed-Dabbi (Fudayl b. Ğazvan b. Cerir)
4. Ebu Muhammed İshak b. Yusuf el-Ezrak (İshak b. Yusuf b. Mirdas)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
İman, faydası olmayacak iman
İman, imanın fayda vermeyeceği zaman
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279261, M000398-4
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنِيهِ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ جَمِيعًا عَنْ فُضَيْلِ بْنِ غَزْوَانَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثٌ إِذَا خَرَجْنَ لاَ يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِى إِيمَانِهَا خَيْرًا طُلُوعُ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَالدَّجَّالُ وَدَابَّةُ الأَرْضِ » .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Vekî (T) Bana Züheyr b. Harb, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak, hepsine Fudayl b. Gazvân (T) Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ -lafız ona aittir-, ona İbn Fudayl, ona babası, ona Ebû Hâzim, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç hadise gerçekleştikten sonra önceden iman etmeyen veya iyilik yapmayan kişiyle iman etmesi fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, deccal ve dabbetü'l-arz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 398, /84
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Ebu Fadl Fudayl b. Ğazvan ed-Dabbi (Fudayl b. Ğazvan b. Cerir)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
İman, faydası olmayacak iman
İman, imanın fayda vermeyeceği zaman
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1371, M000478
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح
وَحَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ - وَهُوَ ابْنُ هِشَامٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ بُرَّةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ ذَرَّةً." زَادَ ابْنُ مِنْهَالٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ يَزِيدُ فَلَقِيتُ شُعْبَةَ فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بِهِ قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَدِيثِ. إِلاَّ أَنَّ شُعْبَةَ جَعَلَ مَكَانَ الذَّرَّةِ ذُرَةً قَالَ يَزِيدُ صَحَّفَ فِيهَا أَبُو بِسْطَامٍ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Arube ve ed-Destevâî'nin arkadaşı Hişam, ona Katade, ona Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T)
Bize Ebu Gassan el-Misma'î ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Muâaz -b. Hişam-, ona babası Hişam, ona Katade, ona Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir arpa tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir buğday tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir zerre tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır."
İbn Minhal rivayetinde şunları ilave etmiştir: Yezid şöyle demiştir: Şube ile karşılaştım ve ona bu hadisi naklettim. Bunun üzerine Şube şunları söyledi: Bize bu hadisi Katade, Enes b. Malik vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak zerre kelimesi yerine züre'yi koymuştur. Yezid şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Bistam tashif yapmış.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 478, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Minhal ed-Darîr (Muhammed b. Minhal)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
İman
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1379, M000479
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ الْعَتَكِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا مَعْبَدُ بْنُ هِلاَلٍ الْعَنَزِىُّ ح
وَحَدَّثَنَاهُ سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا مَعْبَدُ بْنُ هِلاَلٍ الْعَنَزِىُّ قَالَ انْطَلَقْنَا إِلَى أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ وَتَشَفَّعْنَا بِثَابِتٍ فَانْتَهَيْنَا إِلَيْهِ وَهُوَ يُصَلِّى الضُّحَى فَاسْتَأْذَنَ لَنَا ثَابِتٌ فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ وَأَجْلَسَ ثَابِتًا مَعَهُ عَلَى سَرِيرِهِ فَقَالَ لَهُ يَا أَبَا حَمْزَةَ إِنَّ إِخْوَانَكَ مِنْ أَهْلِ الْبَصْرَةِ يَسْأَلُونَكَ أَنْ تُحَدِّثَهُمْ حَدِيثَ الشَّفَاعَةِ. قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ مَاجَ النَّاسُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ فَيَأْتُونَ آدَمَ فَيَقُولُونَ لَهُ اشْفَعْ لِذُرِّيَّتِكَ. فَيَقُولُ لَسْتُ لَهَا وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِإِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَإِنَّهُ خَلِيلُ اللَّهِ. فَيَأْتُونَ إِبْرَاهِيمَ فَيَقُولُ لَسْتُ لَهَا وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِمُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَإِنَّهُ كَلِيمُ اللَّهِ . فَيُؤْتَى مُوسَى فَيَقُولُ لَسْتُ لَهَا وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِعِيسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَإِنَّهُ رُوحُ اللَّهِ وَكَلِمَتُهُ. فَيُؤْتَى عِيسَى فَيَقُولُ لَسْتُ لَهَا وَلَكِنْ عَلَيْكُمْ بِمُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم فَأُوتَى فَأَقُولُ أَنَا لَهَا. فَأَنْطَلِقُ فَأَسْتَأْذِنُ عَلَى رَبِّى فَيُؤْذَنُ لِى فَأَقُومُ بَيْنَ يَدَيْهِ فَأَحْمَدُهُ بِمَحَامِدَ لاَ أَقْدِرُ عَلَيْهِ الآنَ يُلْهِمُنِيهِ اللَّهُ ثُمَّ أَخِرُّ لَهُ سَاجِدًا فَيُقَالُ لِى يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رَأْسَكَ وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ وَسَلْ تُعْطَهْ وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ فَأَقُولُ رَبِّ أُمَّتِى أُمَّتِى. فَيُقَالُ انْطَلِقْ فَمَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ بُرَّةٍ أَوْ شَعِيرَةٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجْهُ مِنْهَا. فَأَنْطَلِقُ فَأَفْعَلُ ثُمَّ أَرْجِعُ إِلَى رَبِّى فَأَحْمَدُهُ بِتِلْكَ الْمَحَامِدِ ثُمَّ أَخِرُّ لَهُ سَاجِدًا فَيُقَالُ لِى يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رَأْسَكَ وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ وَسَلْ تُعْطَهْ وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ. فَأَقُولُ أُمَّتِى أُمَّتِى. فَيُقَالُ لِى انْطَلِقْ فَمَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجْهُ مِنْهَا. فَأَنْطَلِقُ فَأَفْعَلُ ثُمَّ أَعُودُ إِلَى رَبِّى فَأَحْمَدُهُ بِتِلْكَ الْمَحَامِدِ ثُمَّ أَخِرُّ لَهُ سَاجِدًا فَيُقَالُ لِى يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رَأْسَكَ وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ وَسَلْ تُعْطَهْ وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ فَأَقُولُ يَا رَبِّ أُمَّتِى أُمَّتِى. فَيُقَالُ لِى انْطَلِقْ فَمَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ أَدْنَى أَدْنَى أَدْنَى مِنْ مِثْقَالِ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجْهُ مِنَ النَّارِ فَأَنْطَلِقُ فَأَفْعَلُ." هَذَا حَدِيثُ أَنَسٍ الَّذِى أَنْبَأَنَا بِهِ فَخَرَجْنَا مِنْ عِنْدِهِ فَلَمَّا كُنَّا بِظَهْرِ الْجَبَّانِ قُلْنَا لَوْ مِلْنَا إِلَى الْحَسَنِ فَسَلَّمْنَا عَلَيْهِ وَهُوَ مُسْتَخْفٍ فِى دَارِ أَبِى خَلِيفَةَ - قَالَ - فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ فَسَلَّمْنَا عَلَيْهِ فَقُلْنَا يَا أَبَا سَعِيدٍ جِئْنَا مِنْ عِنْدِ أَخِيكَ أَبِى حَمْزَةَ فَلَمْ نَسْمَعْ مِثْلَ حَدِيثٍ حَدَّثَنَاهُ فِى الشَّفَاعَةِ قَالَ هِيهِ. فَحَدَّثْنَاهُ الْحَدِيثَ. فَقَالَ هِيهِ. قُلْنَا مَا زَادَنَا. قَالَ قَدْ حَدَّثَنَا بِهِ مُنْذُ عِشْرِينَ سَنَةً وَهُوَ يَوْمَئِذٍ جَمِيعٌ وَلَقَدْ تَرَكَ شَيْئًا مَا أَدْرِى أَنَسِىَ الشَّيْخُ أَوْ كَرِهَ أَنْ يُحَدِّثَكُمْ فَتَتَّكِلُوا. قُلْنَا لَهُ حَدِّثْنَا. فَضَحِكَ وَقَالَ خُلِقَ الإِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍ مَا ذَكَرْتُ لَكُمْ هَذَا إِلاَّ وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أُحَدِّثَكُمُوهُ
"ثُمَّ أَرْجِعُ إِلَى رَبِّى فِى الرَّابِعَةِ فَأَحْمَدُهُ بِتِلْكَ الْمَحَامِدِ ثُمَّ أَخِرُّ لَهُ سَاجِدًا فَيُقَالُ لِى يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رَأْسَكَ وَقُلْ يُسْمَعْ لَكَ وَسَلْ تُعْطَ وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ. فَأَقُولُ يَا رَبِّ ائْذَنْ لِى فِيمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ. قَالَ لَيْسَ ذَاكَ لَكَ - أَوْ قَالَ لَيْسَ ذَاكَ إِلَيْكَ - وَلَكِنْ وَعِزَّتِى وَكِبْرِيَائِى وَعَظَمَتِى وَجِبْرِيَائِى لأُخْرِجَنَّ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ."
قَالَ فَأَشْهَدُ عَلَى الْحَسَنِ أَنَّهُ حَدَّثَنَا بِهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ أُرَاهُ قَالَ قَبْلَ عِشْرِينَ سَنَةً وَهُوَ يَوْمَئِذٍ جَمِيعٌ.
Tercemesi:
Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezîi; (T)
Bize Said b. Mansur –lafız ona aittir-, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezi şöyle rivayet etmiştir: Enes b. Malik’e gitmiş, Sabit'i aracı yapmıştık. Yanına vardığımızda kuşluk namazı kılıyordu. Sabit bizim için izin istedi. Huzuruna girdik. Sabit'i yanına döşeğine oturttu. Sabit; ey Ebu Hamza! Basralı kardeşlerin senden kendilerine şefaat hadisini rivayet etmeni rica ediyorlar dedi. Enes şöyle cevap verdi: Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet günü geldiğinde insanlar deniz dalgaları gibi hercümerç olacak, birbirlerine karışacaklar. Sonra Âdem'e gelip zürriyetine şefaat et! diyecekler. Hz. Âdem (as); ben ona ehil değilim. Siz İbrahim’e gidin. Çünkü o Allah’ın dostu, halilidir iye karşılık verecek. Bunun üzerine İbrahim’e gidecekler. O da; ben buna ehil değilim. Siz Musa’ya gidin, o Allah’ın kendisiyle konuştuğu kişi (Kelîmullah)’tır. Ardından Musa’nın yanına gelecekler. Musa onlara “Ben buna ehil değilim. İsa’ya gidin. O Allah’ın ruhu ve kelimesidir diyecek. Hz. İsa’ya gidecekler. O da ben buna ehil değilim. Siz Muhammed'e (sav) gidin diyecek. Sonunda bana gelecekler. Ben onlara evet, ben bu işe ehilim deyip Hemen oradan ayrılıp Rabbimin huzuruna gitmek için izin isteyeceğim. Bene izin verilecek. Onun huzurunda kalkıp şu an bilemediğim bazı dualarla hamd edeceğim. Rabbim bana bunları ilham edecek. Sonra rabbime secde edeceğim. Bana ey Muhammed! Başını kaldır. İstediğini dile sözün işitilecek. İste, istediğin verilecek. Şefaat et, şefaatin kabul edilecek buyuracak. Ben de Rabbim! Ümmetim! Ümmetim! diyeceğim. O zaman haydi git! Kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar imanı olanı cehennemden çıkar buyuracak. Ben gidip bunu yapacağım. Sonra yine Rabbime dönüp hamd ve sena edeceğim, ona secde edeceğim. Bana ey Muhammed! Başını kaldır denilecek. Ardından Rabbim; senin söylediğin işitilecek. Dile ne dilersen, sana verilecek. Şefaat et, şefaatin kabul edilecek buyuracak. Ben de ümmetim! Ümmetim! diyeceğim. Sonra bana; kalbinde hardal tanesi kadar iman olanı cehennemden çıkar denilecek. Ben de onları oradan çıkaracağım. Sonra tekrar Rabbime gidip ona hamd ü sena edeceğim. Ardından ona secde edeceğim. Bana; ey Muhammed! Başını kaldır. Söyle! Sözün dinlenecek. İstediğini dile, dileğin kabul edilecek. Şefaat dile, sana bu hak verilecek denilecek. Ben; Rabbim! Ümmetim! Ümmetim! diyeceğim. Bana; haydi git, kalbinde hardal tanesinden bile küçük iman olanları da cehennemden çıkar denilecek."
İşte bu Enes’in bize rivayet ettiği hadistir. Onun yanından kalktık. Çölün yüksek bir yerine varınca Hasan’ın yanına uğrayıp ona bir selam versek. O şimdi Ebu Halife’nin evinde gizlenmiştir dedik. Onun huzuruna girip selam verdik. Ey Ebu Said! Kardeşin Ebu Hamza’nın yanından geldik. Bize şefaat hakkında rivayet ettiği hadis gibi başka bir hadis duymamıştık dedik. Ebu Said; neymiş o hadis, söyleyin bakalım dedi. Bu hadisi kendisine aktardık. Devam edin dedi. Bize bundan daha fazlasını söylemedi dedik. O bu hadisi bize yirmi yıl önce rivayet etti. O zaman tamdı. Şimdi bazı kısımlarını bırakmış. Unuttu mu yoksa, dayanıp güvenirsiniz diye size rivayet etmek mi istemedi bilemiyorum dedi. Biz kalan kısmını bize aktar dedik. Güldü ve insan aceleden yaratılmıştır. Bunu size zaten hadisi rivayet etmek istediğim için söyledim dedi ve şöylece rivayet etti:
"Sonra dördüncü defa rabbime döneceğim. Ona aynı şekilde hamd ve sena edip secde edeceğim. Bana; ey Muhammed! Başını kaldır. Söyle söylediğin işitilecek; iste, dilediğin sana verilecek. Şefaat et, şefaatin kabul edilecek denilecek. Ben de Rabbim! Allah'tan başka ilah yoktur diyen herkes için bana izin ver diyeceğim. Rabbim; bu senin hakkın değildir. Ancak izzetim, yüceliğim ve azametime yemin olsun ki Allah'tan başka ilah yoktur diyenleri cehennemden ben çıkaracağım" buyuracaktır.
Ravi Ma'bed şöyle demiştir: Hasan üzerine şehadet ederim ki o bize bu hadisi bize Enes b. Malik’ten işittiğini söyleyerek rivayet etmiştir. Zannederim yirmi sene önce, o zaman derli topluydu dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 479, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ma'bed b. Hilal el-Anezi (Ma'bed b. Hilal)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
İman
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Peygamberler, Hz. Adem
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Şefaat, şefaat
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279287, M000478-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ - وَهُوَ ابْنُ هِشَامٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ بُرَّةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ ذَرَّةً » . زَادَ ابْنُ مِنْهَالٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ يَزِيدُ فَلَقِيتُ شُعْبَةَ فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بِهِ قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَدِيثِ . إِلاَّ أَنَّ شُعْبَةَ جَعَلَ مَكَانَ الذَّرَّةِ ذُرَةً قَالَ يَزِيدُ صَحَّفَ فِيهَا أَبُو بِسْطَامٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhâl ed-Darîr, ona Yezîd b. Zürey', ona Said b. Arûbe ve ed-Destevâî'nin arkadaşı Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T) Bana Ebu Gassan el-Misma'î ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muâz -b. Hişam-, ona babası Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir arpa tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir buğday tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir zerre tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır." İbn Minhâl rivayetinde şunları ilave etmiştir: Yezid şöyle demiştir: Şu'be ile karşılaştım ve ona bu hadisi naklettim. Bunun üzerine Şu'be şunları söyledi: Bize bu hadisi Katâde, Enes b. Mâlik vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak "zerre" kelimesi yerine "Züre"yi koymuştur. Yezîd şöyle demiştir: "Bu konuda Ebu Bistam tashif yapmış".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 478, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Minhal ed-Darîr (Muhammed b. Minhal)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279288, M000478-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ - وَهُوَ ابْنُ هِشَامٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ بُرَّةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ ذَرَّةً » . زَادَ ابْنُ مِنْهَالٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ يَزِيدُ فَلَقِيتُ شُعْبَةَ فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بِهِ قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَدِيثِ . إِلاَّ أَنَّ شُعْبَةَ جَعَلَ مَكَانَ الذَّرَّةِ ذُرَةً قَالَ يَزِيدُ صَحَّفَ فِيهَا أَبُو بِسْطَامٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhâl ed-Darîr, ona Yezîd b. Zürey', ona Said b. Arûbe ve ed-Destevâî'nin arkadaşı Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T) Bana Ebu Gassan el-Misma'î ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muâz -b. Hişam-, ona babası Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir arpa tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir buğday tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir zerre tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır." İbn Minhâl rivayetinde şunları ilave etmiştir: Yezid şöyle demiştir: Şu'be ile karşılaştım ve ona bu hadisi naklettim. Bunun üzerine Şu'be şunları söyledi: Bize bu hadisi Katâde, Enes b. Mâlik vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak "zerre" kelimesi yerine "Züre"yi koymuştur. Yezîd şöyle demiştir: "Bu konuda Ebu Bistam tashif yapmış".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 478, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279289, M000478-4
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ - وَهُوَ ابْنُ هِشَامٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ بُرَّةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ ذَرَّةً » . زَادَ ابْنُ مِنْهَالٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ يَزِيدُ فَلَقِيتُ شُعْبَةَ فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بِهِ قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَدِيثِ . إِلاَّ أَنَّ شُعْبَةَ جَعَلَ مَكَانَ الذَّرَّةِ ذُرَةً قَالَ يَزِيدُ صَحَّفَ فِيهَا أَبُو بِسْطَامٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhâl ed-Darîr, ona Yezîd b. Zürey', ona Said b. Arûbe ve ed-Destevâî'nin arkadaşı Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T) Bana Ebu Gassan el-Misma'î ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muâz -b. Hişam-, ona babası Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir arpa tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir buğday tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir zerre tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır." İbn Minhâl rivayetinde şunları ilave etmiştir: Yezid şöyle demiştir: Şu'be ile karşılaştım ve ona bu hadisi naklettim. Bunun üzerine Şu'be şunları söyledi: Bize bu hadisi Katâde, Enes b. Mâlik vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak "zerre" kelimesi yerine "Züre"yi koymuştur. Yezîd şöyle demiştir: "Bu konuda Ebu Bistam tashif yapmış".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 478, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
5. Ebu Ğassan Malik b. Abdulvahid el-Misma'î (Malik b. Abdulvahid)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279290, M000478-5
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ - وَهُوَ ابْنُ هِشَامٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ بُرَّةً ثُمَّ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ ذَرَّةً » . زَادَ ابْنُ مِنْهَالٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ يَزِيدُ فَلَقِيتُ شُعْبَةَ فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بِهِ قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَدِيثِ . إِلاَّ أَنَّ شُعْبَةَ جَعَلَ مَكَانَ الذَّرَّةِ ذُرَةً قَالَ يَزِيدُ صَحَّفَ فِيهَا أَبُو بِسْطَامٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhâl ed-Darîr, ona Yezîd b. Zürey', ona Said b. Arûbe ve ed-Destevâî'nin arkadaşı Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T) Bana Ebu Gassan el-Misma'î ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muâz -b. Hişam-, ona babası Hişam, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir arpa tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir buğday tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kalbinde bir zerre tanesi kadar iyilik olan herkes cehennemden çıkacaktır." İbn Minhâl rivayetinde şunları ilave etmiştir: Yezid şöyle demiştir: Şu'be ile karşılaştım ve ona bu hadisi naklettim. Bunun üzerine Şu'be şunları söyledi: Bize bu hadisi Katâde, Enes b. Mâlik vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak "zerre" kelimesi yerine "Züre"yi koymuştur. Yezîd şöyle demiştir: "Bu konuda Ebu Bistam tashif yapmış".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 478, /104
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Minhal ed-Darîr (Muhammed b. Minhal)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir