6745 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Seleme b. Küheyl, ona da eş-Şa'bî'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre, "kocası onu üç talakla boşamış ve Hz. Peygamber kendisine nafaka ve mesken hakkı tanımamıştı."
Bize Yezid b. Halid er-Remlî, ona el-Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre; "kendisi Ebu Hafs b. el-Muğîre ile evli idi ve kocası Ebu Hafs b. el-Muğîre onu üç talakın sonuncusu ile boşadı... Sonra Fatıma, Resulullah'a (sav) gidip evinden dışarı çıkması için fetva istediğini, Hz. Peygamber'in de ona, âmâ olan İbn Ümm-i Mektûm'un evine taşınmasını emrettiğini söyledi. Fakat Mervân b. el-Hakem üç talâkla boşanmış bir kadının evinden çıkması hakkındaki Fatıma'nın bu sözünü kabul etmekten çekinmiştir. Urve dedi ki: Hz. Âişe, Fâtıma bt. Kays'ın bu sözünü reddetmiştir. [Ebû Davud dedi ki; bu hadisi aynı şekilde Salih b. Keysân ile İbn Cüreyc ve Şuayb b. Ebu Hamza da ez-Zührî'den rivayet etmişlerdir.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Şuayb b. Ebu Hamza'nın babası Ebû Hamza'nın adı Dinar'dır ve Ziyâd'ın azadlı kölesidir.]
Bize Nasr b. Ali, ona Ebû Ahmed, ona Ammar b. Ruzeyk, ona da Ebu İshak şöyle demiştir: "Ben el-Esved ile Ulu Cami'de oturuyordum. Sonra Esved şöyle devam etti: Fatıma bt. Kays Ömer b. el-Hattâb'a (ra) gidip başından geçen olayı anlattığında Hz. Ömer şöyle dedi: Unutup unutmadığını bilemediğimiz bir kadının sözüyle Allah'ın kitabını ve Peygamberimizin sünnetini terk edemeyiz!"
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Ebu'z-Zinâd, ona Hişam b. Urve, ona da babası şöyle demiştir: "Hz. Aişe, Fatıma bt. Kays'ın o sözünü şiddetle reddetti ve Fatıma ıssız bir yerde idi, çevresinden korkuluyordu. Bu yüzden Rasulullah (sav) onun İbn Ümmi Mektûm'un evine taşınmasına izin verdi dedi."
Bize Harun b. Zeyd, ona babası, ona Süfyan, ona Yahya b. Said, ona da Süleyman b. Yesar, "Fatıma bt. Kays'ın kocasının evinden taşınmasının sebebi hakkında şöyle demiştir: Bu ancak, Fatıma'nın huysuzluğu yüzünden olmuştur."
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona el-Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar'ın rivayet ettiklerine göre; "Yahya b. Said b. el-Âs, Abdurrahmân b. el-Hakem'in kızını üç talakla boşamış, Abdurrahman da kızını alıp kendi evine götürmüştü. Bunun üzerine Hz. Aişe, o sırada Medine Valisi bulunan Mervan b. el-Hakem'e, Allah'tan kork ve kadını evine geri gönder diye haber gönderdi. Süleyman'ın rivayetine göre- Mervan, Abdurrahman bana galip geldi diye cevap vermiş. el-Kâsım'ın rivayetinde ise, Mervan Hz. Aişe'ye, sana Fatıma bt. Kays'ın durumu ulaşmadı mı? demiş. Hz. Aişe de Fatıma hadisini hiç hatırlamaman sana zarar vermez diye cevap vermiş. Mervan da Fatıma'nın (evinden çıkmasına sebep olan) kendisiyle kocasının akrabaları arasında meydana gelen kötülüğü bilseydin, bu sana yeterdi diye karşılık vermiş."
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Cafer b. Burkan, ona da Meymun b. Mihran dedi ki: "Medine'ye gelmiştim. Said b. el-Müseyyeb'in yanına götürüldüm, ona Fatıma bt. Kays boşanmış ve evinden taşınmıştı dedim. Saîd şöyle cevap verdi: O, halkı fitneye düşüren bir kadındı. Kendisi diliyle etrafındakileri inciten biriydi, bu yüzden âmâ olan İbn Ümmi Mektûm'un yanına yerleştirildi."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Saîd, ona İbn Cüreyc, ona Ebu'z-Zübeyr, ona da Cabir (ra) şöyle demiştir: Teyzem üç talakla boşanmıştı. Bir gün kendisine ait hurmaları toplamak için dışarı çıkmak istedi. Ama bir adam ona engel oldu. Bunun üzerine teyzem Hz. Peygamber'e gidip durumu anlattı. Hz. Peygamber de "çık, hurmalarını topla! Zira belki onları tasadduk eder veya başka bir hayır yaparsın," buyurdu.
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Ali b. el-Hüseyin b. Vâkid, ona babası, ona Yezid en-Nahvî, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "İçinizden biri ölür de geride kadınlar bırakırsa, evden çıkarılmadan eşlerinin bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler!" (Bakara, 240) mealindeki ayeti, Cenâb-ı Hakk'ın miras ayetinde kadınlar için tayin etmiş olduğu dörtte bir ve sekizde bir hisse hükmü ile neshetmiştir. Bir sene beklemesi hükmünü de dört ay on gün ayetiyle (Nisâ, 12) neshetmiştir.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. el-Kasım, ona babası, ona da Urve b. ez-Zübeyr'in rivayet ettiğine göre, "Hz. Aişe'ye Fâtıma'nın sözü hakkında ne diyorsun? diye soruldu. O kadının bu sözünde hayır yoktur dedi."