Bize Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar şöyle rivayet etmişlerdir:
Yahya b. Saîd b. Âs, Abdurrahman b. Hakem'in kızını kesin talakla boşadı. (Kadının babası) Abdurrahman b. Hakem, onu boşandığı evden alıp götürdü. Bunun üzerine Müminlerin annesi Âişe, Mervan b. Hakem'e haber gönderip “ey Mervan, Allah'tan sakın ve o kadını boşanmış olduğu evine geri gönder” dedi. Süleyman b. Yesâr'ın hadisine göre Mervan Âişe'ye “Abdurrahman b. Hakem'e engel olmaya gücüm yetmedi” dedi. Kasım b. Muhammed'in hadisinde ise Mervan, Âişe'ye “sana Fâtıma bt. Kays'ın işi ulaşmadı mı?” dedi. Âişe de Mervan'a “Fâtıma hadisini zikretmemek sana zarar vermez” dedi. Bunun üzerine Mervan “Eğer Fatıma'nın kötü durumu senin bir gerekçe ise, bu karı koca arasındaki kötü durum da kadının evinden çıkması için sana yeterli bir gerekçe olur” dedi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270716, D002295-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ وَسُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ
"أَنَّهُ سَمِعَهُمَا يَذْكُرَانِ أَنَّ يَحْيَى بْنَ سَعِيدِ بْنِ الْعَاصِ طَلَّقَ بِنْتَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَكَمِ الْبَتَّةَ فَانْتَقَلَهَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ فَأَرْسَلَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - إِلَى مَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ وَهُوَ أَمِيرُ الْمَدِينَةِ فَقَالَتْ لَهُ اتَّقِ اللَّهَ وَارْدُدِ الْمَرْأَةَ إِلَى بَيْتِهَا. فَقَالَ مَرْوَانُ فِى حَدِيثِ سُلَيْمَانَ إِنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ غَلَبَنِى. وَقَالَ مَرْوَانُ فِى حَدِيثِ الْقَاسِمِ أَوَمَا بَلَغَكِ شَأْنُ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ فَقَالَتْ عَائِشَةُ لاَ يَضُرُّكَ أَنْ لاَ تَذْكُرَ حَدِيثَ فَاطِمَةَ. فَقَالَ مَرْوَانُ إِنْ كَانَ بِكِ الشَّرُّ فَحَسْبُكِ مَا كَانَ بَيْنَ هَذَيْنِ مِنَ الشَّرِّ."
Tercemesi:
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar şöyle rivayet etmişlerdir:
Yahya b. Saîd b. Âs, Abdurrahman b. Hakem'in kızını kesin talakla boşadı. (Kadının babası) Abdurrahman b. Hakem, onu boşandığı evden alıp götürdü. Bunun üzerine Müminlerin annesi Âişe, Mervan b. Hakem'e haber gönderip “ey Mervan, Allah'tan sakın ve o kadını boşanmış olduğu evine geri gönder” dedi. Süleyman b. Yesâr'ın hadisine göre Mervan Âişe'ye “Abdurrahman b. Hakem'e engel olmaya gücüm yetmedi” dedi. Kasım b. Muhammed'in hadisinde ise Mervan, Âişe'ye “sana Fâtıma bt. Kays'ın işi ulaşmadı mı?” dedi. Âişe de Mervan'a “Fâtıma hadisini zikretmemek sana zarar vermez” dedi. Bunun üzerine Mervan “Eğer Fatıma'nın kötü durumu senin bir gerekçe ise, bu karı koca arasındaki kötü durum da kadının evinden çıkması için sana yeterli bir gerekçe olur” dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 40, /534
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
İddet, boşanmış kadının evinden dışarı çıkması
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Sahabe, anlayış farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270679, D002240-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الرَّازِىُّ حَدَّثَنَا سَلَمَةُ يَعْنِى ابْنَ الْفَضْلِ ح
وَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ - الْمَعْنَى - كُلُّهُمْ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"رَدَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ابْنَتَهُ زَيْنَبَ عَلَى أَبِى الْعَاصِى بِالنِّكَاحِ الأَوَّلِ لَمْ يُحْدِثْ شَيْئًا."
[قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو فِى حَدِيثِهِ بَعْدَ سِتِّ سِنِينَ وَقَالَ الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ بَعْدَ سَنَتَيْنِ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona da Muhammed b. Seleme; (T)
Bize Muhammed b. Amr er-Râzî, ona da Seleme b. el-Fadl; (T)
Bize el-Hasan b. Ali, ona da Yezid mana ile rivayet etti. Bunların hepsine İbn İshak, ona Davud b. el-Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav), kızı Zeyneb'i Ebu'l-Âs b. er-Rabî'a önceki nikâhı ile geri verdi, yeniden nikâh kıymadı."
[Ravi Muhammed b. Amr bu hadisi, Zeyneb'i hicretten altı sene sonra kocasına verdi, diye rivayet etti. el-Hasen b. Ali ise, iki sene sonra, diye rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 24, /519
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Süleyman Davud b. Husayn el-Kuraşi (Davud b. Husayn)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Boşanma, ardından eski kocaya/hanıma dönüş durumu
Boşanma, geçerli-geçersiz olduğu durumlar
Boşanma, sebepleri
HZ. PEYGAMBER'İN ÇOCUKLARI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270680, D002240-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الرَّازِىُّ حَدَّثَنَا سَلَمَةُ يَعْنِى ابْنَ الْفَضْلِ ح
وَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ - الْمَعْنَى - كُلُّهُمْ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"رَدَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ابْنَتَهُ زَيْنَبَ عَلَى أَبِى الْعَاصِى بِالنِّكَاحِ الأَوَّلِ لَمْ يُحْدِثْ شَيْئًا."
[قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو فِى حَدِيثِهِ بَعْدَ سِتِّ سِنِينَ وَقَالَ الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ بَعْدَ سَنَتَيْنِ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona da Muhammed b. Seleme; (T)
Bize Muhammed b. Amr er-Râzî, ona da Seleme b. el-Fadl; (T)
Bize el-Hasan b. Ali, ona da Yezid mana ile rivayet etti. Bunların hepsine İbn İshak, ona Davud b. el-Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav), kızı Zeyneb'i Ebu'l-Âs b. er-Rabî'a önceki nikâhı ile geri verdi, yeniden nikâh kıymadı."
[Ravi Muhammed b. Amr bu hadisi, Zeyneb'i hicretten altı sene sonra kocasına verdi, diye rivayet etti. el-Hasen b. Ali ise, iki sene sonra, diye rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 24, /519
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Süleyman Davud b. Husayn el-Kuraşi (Davud b. Husayn)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Abdullah Seleme b. Fadl el-Ensarî (Seleme b. Fadl)
6. Muhammed b. Amr et-Temimi (Muhammed b. Amr b. Bekir b. Salim b. Habhab)
Konular:
Boşanma, ardından eski kocaya/hanıma dönüş durumu
Boşanma, geçerli-geçersiz olduğu durumlar
Boşanma, sebepleri
HZ. PEYGAMBER'İN ÇOCUKLARI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270681, D002241-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ حُمَيْضَةَ بْنِ الشَّمَرْدَلِ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ قَيْسٍ - قَالَ مُسَدَّدٌ ابْنِ عُمَيْرَةَ. وَقَالَ وَهْبٌ الأَسَدِىِّ- قَالَ أَسْلَمْتُ وَعِنْدِى ثَمَانُ نِسْوَةٍ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"اخْتَرْ مِنْهُنَّ أَرْبَعًا."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدَّثَنَا بِهِ أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ بِهَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ قَيْسُ بْنُ الْحَارِثِ مَكَانَ الْحَارِثِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ هَذَا الصَّوَابُ. يَعْنِى قَيْسَ بْنَ الْحَارِثِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona da Hüşeym; (T)
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Hüşeym, ona İbn Ebu Leyla, ona Humeyde b. eş-Şemerdel, ona da el-Haaris b. Kays -Müsedded bu zat için İbn Umeyre, Vehb de el-Esedî dedi- rivayet etmiştir: Ben sekiz kadınla evli iken müslüman olmuştum. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) haber verince Rasulullah (sav);
"Onlardan dördünü seç (diğerlerini bırak)" buyurdu.
[Ebû Davud dedi ki: Bize bu hadisi Ahmed b. İbrahim de Hüseym'den naklen rivayet etti ve senetteki Haris b. Kays yerinde Kays b. Haris dedi. Ahmed b. İbrahim, Kays b. el-Hâris'i kastederek, doğru olan budur dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 25, /520
Senetler:
1. Kays b. Haris el-Esedî (Kays b. Hâris)
2. Humeyde b. Şemerdel el-Esedî (Humeyde b. Şemerdel)
3. İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî (Muhammed b. Abdurrahman b. Yesâr)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Vühban b. Bakiyye el-Vasıtî (Vehb b. Bakiyye b. Osman)
Konular:
Evlilik, çok eşlilik
Evlilik, eşler arası ilişkiler
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَوَهْبُ بْنُ بَيَانٍ وَأَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ وَعَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ مُسَدَّدٌ قَالَ
"شَهِدْتُ الْمُتَلاَعِنَيْنِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا ابْنُ خَمْسَ عَشْرَةَ فَفَرَّقَ بَيْنَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ تَلاَعَنَا."
[وَتَمَّ حَدِيثُ مُسَدَّدٍ. وَقَالَ الآخَرُونَ إِنَّهُ شَهِدَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَرَّقَ بَيْنَ الْمُتَلاَعِنَيْنِ فَقَالَ الرَّجُلُ كَذَبْتُ عَلَيْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ أَمْسَكْتُهَا.]
[لَمْ يَقُلْ بَعْضُهُمْ عَلَيْهَا.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ لَمْ يُتَابِعِ ابْنَ عُيَيْنَةَ أَحَدٌ عَلَى أَنَّهُ فَرَّقَ بَيْنَ الْمُتَلاَعِنَيْنِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270689, D002251-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَوَهْبُ بْنُ بَيَانٍ وَأَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ وَعَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ مُسَدَّدٌ قَالَ
"شَهِدْتُ الْمُتَلاَعِنَيْنِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا ابْنُ خَمْسَ عَشْرَةَ فَفَرَّقَ بَيْنَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ تَلاَعَنَا."
[وَتَمَّ حَدِيثُ مُسَدَّدٍ. وَقَالَ الآخَرُونَ إِنَّهُ شَهِدَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَرَّقَ بَيْنَ الْمُتَلاَعِنَيْنِ فَقَالَ الرَّجُلُ كَذَبْتُ عَلَيْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ أَمْسَكْتُهَا.]
[لَمْ يَقُلْ بَعْضُهُمْ عَلَيْهَا.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ لَمْ يُتَابِعِ ابْنَ عُيَيْنَةَ أَحَدٌ عَلَى أَنَّهُ فَرَّقَ بَيْنَ الْمُتَلاَعِنَيْنِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded ile Vehb b. Beyan, Ahmed b. Amr b. es-Serh ve Amr b. Osman, onlara Süfyan, ona ez-Zührî, ona ona da Sehl b. Sa'd rivayet etti.
"Ben Rasulullah (sav) zamanında mulâane yapan karı-kocaya şahit olmuştum. O sırada ben on beş yaşında idim. Mulâaneden sonra Rasulullah (sav) onları ayırdı."
[Müsedded'in rivayeti burada sona erdi. Diğer raviler ise şöyle dediler: Sehl b. Sa'd, Hz. Peygamber'in (sav) mulâane yapan karı-kocayı ayırdığına şâhit oldu. Mulâaneden sonra adam; Ey Allah'ın Rasulü, eğer ben bu kadını nikâhımda tutacak olursam, onun hakkında yalan söylemiş olurum dedi.]
[Ebû Davud dedi ki: Ravilerden bazısı rivayette geçen aleyha kelimesini zikretmedi.]
[Yine Ebû Davud dedi ki: Buradaki ravilerden hiçbiri, İbn Uyeyne'nin, Hz. Peygamber (sav) mulâane yapan eşleri ayırdı sözüne mutabaat etmedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 27, /522
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Hafs Amr b. Osman el-Kuraşî (Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
Konular:
Boşanma, Liân-mülâane
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270692, D002265-2
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ ح
وَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ - وَهُوَ أَشْبَعُ - عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ كُلَّ مُسْتَلْحَقٍ اسْتُلْحِقَ بَعْدَ أَبِيهِ الَّذِى يُدْعَى لَهُ ادَّعَاهُ وَرَثَتُهُ فَقَضَى
"أَنَّ كُلَّ مَنْ كَانَ مِنْ أَمَةٍ يَمْلِكُهَا يَوْمَ أَصَابَهَا فَقَدْ لَحِقَ بِمَنِ اسْتَلْحَقَهُ وَلَيْسَ لَهُ مِمَّا قُسِمَ قَبْلَهُ مِنَ الْمِيرَاثِ شَىْءٌ وَمَا أَدْرَكَ مِنْ مِيرَاثٍ لَمْ يُقْسَمْ فَلَهُ نَصِيبُهُ وَلاَ يُلْحَقُ إِذَا كَانَ أَبُوهُ الَّذِى يُدْعَى لَهُ أَنْكَرَهُ وَإِنْ كَانَ مِنْ أَمَةٍ لَمْ يَمْلِكْهَا أَوْ مِنْ حُرَّةٍ عَاهَرَ بِهَا فَإِنَّهُ لاَ يُلْحَقُ بِهِ وَلاَ يَرِثُ وَإِنْ كَانَ الَّذِى يُدْعَى لَهُ هُوَ ادَّعَاهُ فَهُوَ وَلَدُ زِنْيَةٍ مِنْ حُرَّةٍ كَانَ أَوْ أَمَةٍ."
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Muhammed b. Raşid; (T)
Bize Hasan b. Ali, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Raşid,- Bu isnadla gelen metin daha tamdır.- ona Ebu Davud Süleyman b. Musa, ona Amr b. Şuayb, ona da babası (Şuayb b. Muhammed), dedesinin (Abdullah b. Amr) (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber (sav), baba olduğu iddia edilen kimsenin ölümünden sonra (o babanın) mirasçılarının (sözü geçen babanın olduğu gerekçesiyle onun nesebine) nisbet edilmesi için davacı oldukları kimse(ler) hakkında şöyle hüküm verdi;
"Bir kimsenin mülkünde olduğu bir günde kendisiyle cima ettiği cariyeden doğan ve (cima eden kimse tarafından nesebinin kendine ait olduğu) reddedilmeyen bir çocuğu (babasının ölümünden sonra) vârisleri kendilerine katmak için dava ederlerse (bu çocuk) onlara katılır. (Fakat) bu çocuğa nesebe katılmadan önce (nesebine katıldığı babasına ait) taksim edilmiş olan mirastan bir pay yoktur. (Ancak) taksim edilmeden önce erişmiş olduğu mirastan bir payı vardır. (Fakat) kendisine nispet edilmekte olduğu babası (sağlığında) bu çocuğun kendisine ait olduğunu kabul etmemişse (varislerin istemeleriyle bu çocuk o babanın nesebine) katılamaz. Eğer bu çocuk (bu adamın ilişkide bulunduğu ve) mülkünde olmayan bir cariyeden veya kendisiyle zina ettiği hür bir kadından dünyaya gelmişse bu çocuk onun nesebine katılamaz ve o kimseye varis olamaz. İsterse oğlu diye çağırılan kişiyi, (oğlumdur diye) kendisi dava etmiş olsun. Çünkü o çocuk hür bir kadından veya bir cariyeden (dünyaya gelen) bir zina çocuğudur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 30, /526
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Davud Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
5. Muhammed b. Raşid el-Huza'i (Muhammed b. Raşid)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
7. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Miras, kimlere ve ne kadar düştüğü
Nesep, nesebin önemi
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270697, D002267-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى - وَابْنُ السَّرْحِ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مُسَدَّدٌ وَابْنُ السَّرْحِ يَوْمًا مَسْرُورًا وَقَالَ عُثْمَانُ يُعْرَفُ أَسَارِيرُ وَجْهِهِ فَقَالَ
"أَىْ عَائِشَةُ أَلَمْ تَرَىْ أَنَّ مُجَزِّزًا الْمُدْلِجِىَّ رَأَى زَيْدًا وَأُسَامَةَ قَدْ غَطَّيَا رُءُوسَهُمَا بِقَطِيفَةٍ وَبَدَتْ أَقْدَامُهُمَا فَقَالَ إِنَّ هَذِهِ الأَقْدَامَ بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ كَانَ أُسَامَةُ أَسْوَدَ وَكَانَ زَيْدٌ أَبْيَضَ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) yanıma geldi.
Müsedded ile İbnu Serh (bu hadisi Hz. Aişe'den:) Rasulullah (sav) bir gün (yanıma) sevinçli bir şekilde (geldi) rivayet etti(ler). Osman da (bu hadisi Hz. Aişe'den şu şekilde) rivayet etti: (Rasulullah sav) sevinci yüz hatlarına yansımış olarak (neşeli bir halde yanıma) geldi. (Hadisin geri kalanını bu raviler Hz. Aişe'den şu şekilde naklettiler Hz. Peygamber) dedi ki;
"Ey Aişe, haberin yok mu? Mücezziz el-Müdlicî, Zeyd ile (oğlu) Üsame'yi gördü üzerlerinde bir kadife vardı onunla başlarını örtmüşler ayakları açıktı." (Mücezziz); Bu ayaklar birbirlerinden (meydana gelmiş) dir dedi.
[Ebû Davud dedi ki; Üsame siyah (tenli, babası) Zeyd'de beyaz (tenli) idi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 31, /527
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Bilgi, ilim, ilimde tecrübenin önemi
Hz. Peygamber döneminde bilgi (nesep, arrafe, kıyafe, şiir, vb.)
Hz. peygamber, Tecrübî bilgiyi kullanması
NESEB BİLGİSİ
Soya çekim/ İrsiyet, belirleme ve önemi
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270698, D002267-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى - وَابْنُ السَّرْحِ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مُسَدَّدٌ وَابْنُ السَّرْحِ يَوْمًا مَسْرُورًا وَقَالَ عُثْمَانُ يُعْرَفُ أَسَارِيرُ وَجْهِهِ فَقَالَ
"أَىْ عَائِشَةُ أَلَمْ تَرَىْ أَنَّ مُجَزِّزًا الْمُدْلِجِىَّ رَأَى زَيْدًا وَأُسَامَةَ قَدْ غَطَّيَا رُءُوسَهُمَا بِقَطِيفَةٍ وَبَدَتْ أَقْدَامُهُمَا فَقَالَ إِنَّ هَذِهِ الأَقْدَامَ بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ كَانَ أُسَامَةُ أَسْوَدَ وَكَانَ زَيْدٌ أَبْيَضَ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) yanıma geldi.
Müsedded ile İbnu Serh (bu hadisi Hz. Aişe'den:) Rasulullah (sav) bir gün (yanıma) sevinçli bir şekilde (geldi) rivayet etti(ler). Osman da (bu hadisi Hz. Aişe'den şu şekilde) rivayet etti: (Rasulullah sav) sevinci yüz hatlarına yansımış olarak (neşeli bir halde yanıma) geldi. (Hadisin geri kalanını bu raviler Hz. Aişe'den şu şekilde naklettiler Hz. Peygamber) dedi ki;
"Ey Aişe, haberin yok mu? Mücezziz el-Müdlicî, Zeyd ile (oğlu) Üsame'yi gördü üzerlerinde bir kadife vardı onunla başlarını örtmüşler ayakları açıktı." (Mücezziz); Bu ayaklar birbirlerinden (meydana gelmiş) dir dedi.
[Ebû Davud dedi ki; Üsame siyah (tenli, babası) Zeyd'de beyaz (tenli) idi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 31, /527
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, ilim, ilimde tecrübenin önemi
Hz. Peygamber döneminde bilgi (nesep, arrafe, kıyafe, şiir, vb.)
Hz. peygamber, Tecrübî bilgiyi kullanması
NESEB BİLGİSİ
Soya çekim/ İrsiyet, belirleme ve önemi
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270700, D002277-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ وَأَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى زِيَادٌ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أُسَامَةَ أَنَّ أَبَا مَيْمُونَةَ سَلْمَى - مَوْلًى مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ رَجُلَ صِدْقٍ - قَالَ بَيْنَمَا أَنَا جَالِسٌ مَعَ أَبِى هُرَيْرَةَ جَاءَتْهُ امْرَأَةٌ فَارِسِيَّةٌ مَعَهَا ابْنٌ لَهَا فَادَّعَيَاهُ وَقَدْ طَلَّقَهَا زَوْجُهَا فَقَالَتْ يَا أَبَا هُرَيْرَةَ - وَرَطَنَتْ لَهُ بِالْفَارِسِيَّةِ - زَوْجِى يُرِيدُ أَنْ يَذْهَبَ بِابْنِى فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ اسْتَهِمَا عَلَيْهِ وَرَطَنَ لَهَا بِذَلِكَ فَجَاءَ زَوْجُهَا فَقَالَ مَنْ يُحَاقُّنِى فِى وَلَدِى فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ اللَّهُمَّ إِنِّى لاَ أَقُولُ هَذَا إِلاَّ أَنِّى سَمِعْتُ امْرَأَةً جَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا قَاعِدٌ عِنْدَهُ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِى يُرِيدُ أَنْ يَذْهَبَ بِابْنِى وَقَدْ سَقَانِى مِنْ بِئْرِ أَبِى عِنَبَةَ وَقَدْ نَفَعَنِى. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اسْتَهِمَا عَلَيْهِ." فَقَالَ زَوْجُهَا مَنْ يُحَاقُّنِى فِى وَلَدِى فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا أَبُوكَ وَهَذِهِ أُمُّكَ فَخُذْ بِيَدِ أَيِّهِمَا شِئْتَ." فَأَخَذَ بِيَدِ أُمِّهِ فَانْطَلَقَتْ بِهِ.
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Abdürrezzak (b. Hemmam) ve Ebu Asım, onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), ona da Hilal b. Üsame, Medîne halkından doğru sözlü bir kimse olan Ebu Meymune Selma'nın (el-Fârisî) şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Hureyre ile otururken İranlı bir kadın oğlu ile (yanımıza) geldi; kocası onu boşamıştı her ikisi de (kadın ve koca) çocuk hakkında hak iddia ediyorlardı. Hemen arkasından, kadın, farsça olarak -bizim anlamadığımız bir şekilde, arpça ifadesiyle-; Ey Ebu Hureyre! Kocam beni boşadı. Oğlumu da (benden alıp) götürmek istiyor, dedi. Ebu Hureyre de Onun hakkında kura çekiniz, diye cevap verdi ve ona yine Farsça bir şeyler söyledi. O anda (kadının) kocası geldi ve çocuğum hakkında kim bana karşı hak iddia edebilir? dedi. Ebu Hureyre de Allah için ben böyle bir şey söylemiyorum ancak (şunu ifade ediyorum). Ben O'nun (sav) yanında otururken bir kadının Allah Rasulü'ne (sav) gelip de Ey Allah'ın Rasulü (sav) kocam (beni boşadıktan sonra bir de) oğlumu alıp götürmek istiyor. Oysa oğlum bana Ebu İnebe kuyusundan su (getirip) içirir ve bana faydası dokunur, dedi. Rasulullah da (sav) (onlara); "onun hakkında kur'a çekiniz" buyurdu. Bunun üzerine (kadının) kocası; çocuk hakkında bana karşı kim hak iddia edebilir? dedi. Hz. Peygamber de (sav) (çocuğa dönerek); "şu babandır. Şu da annendir, onlardan dilediğinin elini tut" buyurdu. (Çocuk da) annesinin elini tuttu. Bunun üzerine (kadın) çocuğu kendisiyle götürdü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 35, /530
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Meymune el-Fârisî (Süleym)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
7. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Çocuk, Ailenin dağılması durumunda çocukların kimde kalacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270701, D002280-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى أَنَّ إِسْمَاعِيلَ بْنَ جَعْفَرٍ حَدَّثَهُمْ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ هَانِئٍ وَهُبَيْرَةَ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ لَمَّا خَرَجْنَا مِنْ مَكَّةَ تَبِعَتْنَا بِنْتُ حَمْزَةَ تُنَادِى يَا عَمِّ يَا عَمِّ. فَتَنَاوَلَهَا عَلِىٌّ فَأَخَذَ بِيَدِهَا وَقَالَ دُونَكِ بِنْتَ عَمِّكِ. فَحَمَلَتْهَا فَقَصَّ الْخَبَرَ قَالَ وَقَالَ جَعْفَرٌ ابْنَةُ عَمِّى وَخَالَتُهَا تَحْتِى. فَقَضَى بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِخَالَتِهَا وَقَالَ
"الْخَالَةُ بِمَنْزِلَةِ الأُمِّ."
Tercemesi:
Bize Abbad b. Musa, ona İsmail b. Cafer, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Hani ve Hubeyre ona da Hz. Ali'nin naklettiğine göre o şöyle demiştir: Mekke'den çıktığımızda Hamza'nın kızı peşimize takıldı. Amca! Amca! diye sesleniyordu. Bunun üzerine Hz. Ali onu elinden tutup getirdi ve (Hz. Fatıma'ya) amcanın kızını al dedi. (Fatıma) onu bineğe bindirdi. (Ravi) olayı anlatmaya devam etti: (Medine'ye varınca) Cafer o benim hem amcamın kızı hem de eşim onun teyzesi dedi. Rasulullah (sav) da halasının himayesinde kalmasına karar verdi ve "teyze, ana yarısıdır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 35, /530
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Hübeyre b. Yerim eş-Şiyamî (Hübeyre b. Yerim b. Abdud)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
6. Ebu Muhammed Abbad b. Musa el-Hutelî (Abbad b. Musa)
Konular:
Akraba, teyzenin konumu
Yetim, yetim çocuğun bakımı