Giriş


    Öneri Formu
13099 D002177 Ebu Davud, Talak, 3


    Öneri Formu
13580 D002277 Ebu Davud, Talak, 34, 35

Bize Said b. Mansur, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, ona da Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Sa'd b. Ebu Vakkas ile Abd b. Zem'a, Zema'nın cariyesinin oğlu (Abdurrahman'ın nesebinin tesbiti) hakkında (aralarında çıkan) anlaşmazlığı halletmesi için Rasulullah'a (sav) başvurdular. Sa'd (ra) dedi ki: Kardeşim Utbe, Mekke'ye vardığım zaman Zem'a'nın cariyesinin oğluna bakmamı ve onu (yanıma) almamı bana vasiyet etti. Çünkü o (çocuk) kardeşimin oğludur. Abdullah b. Zem'a da (o) benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğludur ve babamın yatağında doğmuştur, diye iddiada bulundu. Rasulullah da (sav) çocuğun Utbe'ye açıkça benzediğini gördü. Bunun üzerine; "çocuk doğduğu yatağa aittir. Zina edene de mahrumiyet vardır. Ey Sevde, sen bundan sonra bu çocuğa gözükme" buyurdu. [Müsedded hadisine şunu da ilâve etti: "Ey Abd, bu senin kardeşindir," buyurdu.]


    Öneri Formu
13576 D002273 Ebu Davud, Talak, 33, 34

Bize Harun b. Abdullah ve Malik b. Abdulvahid el-Misma'î, onlara Yezid b. Harun, ona Hişam, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye, Nebi'den (sav) bu hadisi rivayet etmiş, ancak her ikisinin (Harun ile Mâlik’in) hadisi rivayetleri birbirine tamamen uygun değildir. El-Mismaî rivayetinde Yezid'in “Ben, onun (Hişam'ın) bu rivayetinde, "kına yakmaz" dediğini biliyorum” dediğini ifade etmiş, Harun ise rivayetinde "Asb (denilen Yemen işi boyalı) kumaşı dışında boyalı bir elbise de giymez" ibaresini eklemiştir.


    Öneri Formu
13678 D002303 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahman, ona Hişam b. Hassan; (T) Bize Abdullah b. el-Cerrâh el-Kuhistânî de ona Abdullah –yani b. Bekir- es-Sehmî- ona Hişam rivayet etmiştir –bu İbnü’l-Cerrah’ın lafzıdır-: Ona Hafsa, ona Ümm Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, koca dışında üç günden fazla yas tutamaz. Kocası için dört ay on gün yas tutar. (Bu zaman zarfında) asb türü (Yemen işi renkli) bir elbise dışında boyalı bir elbise giymez, sürme çekmez. Ay halinden temizlenmesine yakın, temizleneceği vakit bir nebze kust ya da ezfâr denilen kokudan sürünebilir." (Ravi) Yakub, "asb" lafzı yerine "yıkanmış olması müstesna" demiş ve yine Yakub: "Kına da yakmaz" ibaresini de eklemiştir.


    Öneri Formu
13677 D002302 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Said b. Mansur, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona da Urve b. Zübeyr, ona da Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Sa'd b. Ebu Vakkas ile Abd b. Zem'a, Zema'nın cariyesinin oğlu (Abdurrahman'ın nesebinin tesbiti) hakkında (aralarında çıkan) anlaşmazlığı halletmesi için Rasulullah'a (sav) başvurdular. Sa'd (ra) dedi ki: Kardeşim Utbe, Mekke'ye vardığım zaman Zem'a'nın cariyesinin oğluna bakmamı ve onu (yanıma) almamı bana vasiyet etti. Çünkü o (çocuk) kardeşimin oğludur. Abdullah b. Zem'a da (o) benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğludur ve babamın yatağında doğmuştur, diye iddiada bulundu. Rasulullah da (sav) çocuğun Utbe'ye açıkça benzediğini gördü. Bunun üzerine; "çocuk doğduğu yatağa aittir. Zina edene de mahrumiyet vardır. Ey Sevde, sen bundan sonra bu çocuğa gözükme" buyurdu. [Müsedded hadisine şunu da ilâve etti: "Ey Abd, bu senin kardeşindir," buyurdu.]


    Öneri Formu
270699 D002273-2 Ebu Davud, Talak, 33, 34

Bize Harun b. Abdullah ve Malik b. Abdulvahid el-Misma'î, onlara Yezid b. Harun, ona Hişam, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye, Nebi'den (sav) bu hadisi rivayet etmiş, ancak her ikisinin (Harun ile Mâlik’in) hadisi rivayetleri birbirine tamamen uygun değildir. El-Mismaî rivayetinde Yezid'in “Ben, onun (Hişam'ın) bu rivayetinde, "kına yakmaz" dediğini biliyorum” dediğini ifade etmiş, Harun ise rivayetinde "Asb (denilen Yemen işi boyalı) kumaşı dışında boyalı bir elbise de giymez" ibaresini eklemiştir.


    Öneri Formu
270723 D002303-2 Ebu Davud, Talak, 44, 46


Açıklama: Bahsi geçen ayetler şöyledir: "Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesi; beşinci defa da eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. Beşinci defa da eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defa da eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diler." (Nur 24/6-9) Bu uygulama, İslam aile hukukunda “liân” terimi ile ifade edilir. Karısının zina suçu işlediğini iddia eden bir koca, eğer iddiasını ispat için dört şahit getiremezse karı ve koca hâkim huzuruna celb edilerek liâna (karşılıklı lanetleşmeye) davet edilir. Her iki taraf da doğruluklarını bu ifadelerle beyan ederlerse erkek iftira (kazf) cezasından, kadın da zina cezasından kurtulur ve bu şekilde evlilik bağı sona erer/erdirilir.

    Öneri Formu
13560 D002256 Ebu Davud, Talak, 26, 27


    Öneri Formu
13679 D002304 Ebu Davud, Talak, 44, 46


    Öneri Formu
13680 D002305 Ebu Davud, Talak, 44, 46