Giriş

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kişi, komşusunu duvarı üzerine direk koymaktan men etmesin!” Sonra Ebû Hureyre: 'Görüyorum ki bundan hoşnut olmadınız! Vallahi onu omuzlarınızın üzerine koyarım' dedi.


Açıklama: Burada komşuların birbirlerine kolaylık göstermeleri, mübalağalı bir ifade ile anlatılmaktadır. Birbirlerine engel olmamaları, aksine destek sağlamaları istenmektedir.

    Öneri Formu
18328 B002463 Buhari, Mezalim, 20

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezîd, ona Ebu Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Bizi gazaya gönderiyorsunuz. Bazı topluluklara konuk oluyoruz ama bize yemek bile vermiyorlar. Bu hususta ne dersiniz?" diye soruk. Hz. Peygamber (sav), şöyle cevap verdi: "Bir topluluğa konuk olduğunuzda size misafire yaraşacak şeyler verirlerse, kabul edin. Eğer böyle davranmazlarsa onlardan misafirin hakkını alın."


    Öneri Formu
18319 B002461 Buhari, Mezalim, 18

Bize İshak b.İbrahim, ona Muaz b. Hişâm, ona babası, ona Katâde, ona Ebu Mütevekkil en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamette müminler cehennemden (yani cehennem üzeri­ne kurulmuş sırattan) kurtuldukları zaman cennetle cehennem arasındaki köprüde hapsedilirler. Burada dünyada aralarında bu­lunan ufak tefek haksızlıklardan dolayı birbirine haklarını vererek hesaplaşırlar. (Bu küçük günahlardan da) paklanıp arındıkları zaman bunların cennete girmelerine izin verilir. Muhammed'in can veren Al­lah'a yemin ederim ki, o müminlerden herhangi biri cennetteki mes­kenini dünyada yaşadığı meskeninden daha iyi bilir ve bulur." Yunus b. Muhammed şöyle dedi: Bize Şeybân, ona Katâde, ona da Ebu Mütevekkil rivayet etti.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yunus b. Muhammed arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280126 B002440-2 Buhari, Mezalim, 1

Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ ona da Ebu Bekir; (T) Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ, ona da Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) ile hicret yolunda iken sığındığımız mağaranın etrafını keşif için) dolandım. Derken koyun­larını sürüp gelmekte olan bir çoban ile karşılaştım. Ona “sen kimin çobanısın?” dedim. O da Kureyş'ten tanıdığım bir adamın ismini söyledi. Ona “senin süt veren koyunun var mı?” dedim. “evet, var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” dedim. “evet, sağarım” dedi. Benim talebim üzerine, sürüsünden bir koyun yakaladı. Ona ko­yunun memesindeki tozları, sonra ellerini silkelemesini söyledim. -Râvî, “bu şekilde” dedi ve silkeleme şeklini, avuçlarını birbirine vurarak gösterdi.- Daha sonra benim için bir miktar süt sağdı. Ben, Allah'n Rasulü (sav) için, deriden bir kap hazırlamıştım, ağzında bir bez vardı. Sütün üzerine, dibi soğusun diye, biraz su döktüm. Nihayet Peygamber Efendimizin yanına geldim ve “iç, Ey Allah'ın Rasulü” dedim. Allah'ın Resulü (sav), ben razı olana kadar, sütten içti.


    Öneri Formu
18203 B002439 Buhari, Lukata, 12

Bize İshak b.İbrahim, ona Muaz b. Hişâm, ona babası, ona Katâde, ona Ebu Mütevekkil en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamette müminler cehennemden (yani cehennem üzeri­ne kurulmuş sırattan) kurtuldukları zaman cennetle cehennem arasındaki köprüde hapsedilirler. Burada dünyada aralarında bu­lunan ufak tefek haksızlıklardan dolayı birbirine haklarını vererek hesaplaşırlar. (Bu küçük günahlardan da) paklanıp arındıkları zaman bunların cennete girmelerine izin verilir. Muhammed'in can veren Al­lah'a yemin ederim ki, o müminlerden herhangi biri cennetteki mes­kenini dünyada yaşadığı meskeninden daha iyi bilir ve bulur." Yunus b. Muhammed şöyle dedi: Bize Şeybân, ona Katâde, ona da Ebu Mütevekkil rivayet etti.


    Öneri Formu
18244 B002440 Buhari, Mezalim, 1

Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona da Süveyd b. Ğafele şöyle demiştir: Selman b. Rabia ve Zeyd b. Sûhân ile birlikte bir gazada bulundum. Ben bir kamçı buldum. onlardan biri bana "at, o kamçıyı" dedi. Ben "hayır atmam, ama eğer sahibini bulursam ona veri­rim, bulamazsam onu kullanırım" dedim. Gazadan döndüğümüzde hac yaptık. Ardından ben Medine'ye uğradım. Ubey b. Ka'b'a (ra) sordum. Ubey şöyle dedi: Ben Peygamber (sav) zamanında içinde yüz dinar olan bir kese buldum. Onu Hz. Peygamber'e getirdim. Peygamber (sav) "Bunu bir sene ilân et" buyurdu. Ben de bir yıl onu ilân ettim. Sonra Hz. Peygamber'e geldim. Peygamber (sav) yine: "Onu bir yıl daha ilân et" buyurdu. Ben onu bir yıl daha ilân ettim, sonra Hz. Pey­gamber'e geldim. Peygamber (sav) yine: "Onu bir yıl ilân et" buyurdu. Ben onu bir yıl ilân ettim, sonra dördüncü defa Hz. Peygamber'e geldim. Pey­gamber (sav) "Dinarların sayısını, ağız bağını, kabını iyi belle. Eğer sahi­bi gelirse keseyi ona ver, gelmezse onunla yararlan" buyurdu. Bize Abdan, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Seleme, bu hadisi rivayet etti. Bu rivayette Şu'be şöyle demiştir: Ben bir zaman sonra Mekke'de Seleme b. Kuheyl ile karşılaştım. Bana "ilanın üç yıl mı, yoksa bir yıl mı, dendiğini tam olarak bilmiyorum" dedi.


    Öneri Formu
280124 B002437-2 Buhari, Lukata, 10


    Öneri Formu
18180 B002433 Buhari, Lukata, 7


    Öneri Formu
18246 B002441 Buhari, Mezalim, 2


    Öneri Formu
288294 MA018736-2 Musannef-i Abdurrezzak, X, 178


    Öneri Formu
288295 MA018983-2 Musannef-i Abdurrezzak, X, 240