Öneri Formu
Hadis Id, No:
212969, İHM000208
Hadis:
نا بُنْدَارٌ، نا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، نا شُعْبَةُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ: سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَلَمَةَ قَالَ: دَخَلْتُ عَلَى عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ أَنَا وَرَجُلَانِ: رَجُلٌ مِنَّا، وَرَجُلٌ مِنْ بَنِي أَسَدٍ أَحْسَبُ، فَبَعَثَهُمَا وَجْهًا وَقَالَ: إِنَّكُمَا عِلْجَانِ فَعَالِجَا عَنْ دِينِكُمَا، ثُمَّ دَخَلَ الْمَخْرَجَ ثُمَّ خَرَجَ، فَأَخَذَ حَفْنَةً مِنْ مَاءٍ فَتَمَسَّحَ بِهَا ثُمَّ جَاءَ، فَقَرَأَ الْقُرْآنَ قِرَاءَةً فَأَنْكَرْنَا ذَلِكَ، فَقَالَ عَلِيٌّ: «كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَأْتِي الْخَلَاءَ فَيَقْضِي الْحَاجَةَ، ثُمَّ يَخْرُجُ فَيَأْكُلُ مَعَنَا الْخُبْزَ وَاللَّحْمَ، وَيَقْرَأُ الْقُرْآنَ، وَلَا يَحْجُبُهُ عَنِ الْقُرْآنِ شَيْءٌ لَيْسَ الْجَنَابَةَ» أَوْ إِلَّا الْجَنَابَةُ قَالَ: سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ الْمِقْدَامِ الْعِجْلِيَّ يَقُولُ: حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ، عَنْ شُعْبَةَ بِهَذَا الْحَدِيثِ قَالَ شُعْبَةُ: «هَذَا ثُلُثُ رَأْسِ مَالِي» قَالَ أَبُو بَكْرٍ: " قَدْ كُنْتُ بَيَّنْتُ فِي كِتَابِ الْبُيُوعِ أَنَّ بَيْنَ الْمَكْرُوهِ وَبَيْنَ الْمُحَرَّمِ فُرْقَانًا، وَاسْتَدْلَلْتُ عَلَى الْفَرْقِ بَيْنَهُمَا بِقَوْلِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ اللَّهَ كَرِهَ لَكُمْ ثَلَاثًا، وَحَرَّمَ عَلَيْكُمْ ثَلَاثًا، كَرِهَ لَكُمْ قِيلَ وَقَالَ، وَكَثْرَةَ السُّؤَالِ، وَإِضَاعَةَ الْمَالِ، وَحَرَّمَ عَلَيْكُمْ عُقُوقَ الْأُمَّهَاتِ، وَوَأْدَ الْبَنَاتِ، وَمَنْعًا وَهَاتِ» فَفَرَّقَ بَيْنَ الْمَكْرُوهِ، وَبَيْنَ الْمُحَرَّمِ بِقَوْلِهِ فِي خَبَرِ الْمُهَاجِرِ بْنِ قُنْفُذٍ: «كَرِهْتُ أَنْ أَذْكُرَ اللَّهَ إِلَّا عَلَى طُهْرٍ» قَدْ يَجُوزُ أَنْ يَكُونَ إِنَّمَا كَرِهَ ذَلِكَ إِذِ الذِّكْرُ عَلَى طُهْرٍ أَفْضَلُ لَا أَنَّ ذِكْرَ اللَّهِ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ مُحَرَّمٌ، «إِذِ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ كَانَ يُقْرَأُ الْقُرْآنَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ» وَالْقُرْآنُ أَفْضَلُ الذِّكْرِ، «وَقَدْ كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ» عَلَى مَا رُوِّينَا عَنْ عَائِشَةَ رَضِي اللَّهُ عَنْهَا، وَقَدُ يَجُوزُ أَنْ تَكُونَ كَرَاهَتُهُ لِذِكْرِ اللَّهِ إِلَّا عَلَى طُهْرٍ ذِكْرُ اللَّهِ الَّذِي هُوَ فَرْضٌ عَلَى الْمَرْءِ دُونَ مَا هُوَ مُتَطَوَّعٌ بِهِ، فَإِذَا كَانَ ذِكْرُ اللَّهِ فَرْضًا لَمْ يُؤَدِّ الْفَرْضَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ حَتَّى يَتَطَهَّرَ، ثُمَّ يُؤَدِّي ذَلِكَ الْفَرْضَ عَلَى طَهَارَةٍ؛ لِأَنَّ رَدَّ السَّلَامِ فَرْضٌ عِنْدَ أَكْثَرِ الْعُلَمَاءِ، فَلَمْ يَرُدَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ حَتَّى تَطَهَّرَ، ثُمَّ رَدَّ السَّلَامَ، فَأَمَّا مَا كَانَ الْمَرْءُ مُتَطَوِّعًا بِهِ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَلَوْ تَرَكَهُ فِي حَالَةٍ هُوَ فِيهَا غَيْرُ طَاهِرٍ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ إِعَادَتُهُ فَلَهُ أَنْ يَذْكُرَ اللَّهَ مُتَطَوِّعًا بِالذِّكْرِ، وَإِنْ كَانَ غَيْرَ مُتَطَهِّرٍ "
Tercemesi:
Bize Bendar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube ona Amr b. Mürre, ona “Abdullah b. Seleme’nin şöyle anlattığını rivayet etti: “Benimle birlikte iki kişi Hz. Ali’nin huzuruna girdik. Onlardan biri bizden, diğeri zannediyorum Esed oğullarındandı. Hz. Ali, Onları bir tarafa (göreve) gönderdi ve ‘Sizler güçlü kuvvetli insanlarsınız. Dininiz için çalışıp gayret edin’ dedi. Sonra (abdest bozmak için) dışarı çıktı. Geri dönünce bir avuç su aldı ve ellerin yıkadı. Ve Kur’an okudu. Biz onun yaptıklarını garip karşılayınca bize ‘Hz. Peygamber (abdest bozmak için) dışarı çıkar ihtiyacını giderirdi. Sonra gelir bizimle birlikte ekmek ve et yer, Kur’an okurdu. Cünüplük dışında hiçbir durum Kur’an okumasına engel olmazdı.’ Ravi Amr b. Mürre, Ahmed b. Mikdam el-Icli’den, Ahmed b. Mikdam, Sa’id b. er-Rabi’den o da Şu’be’den bu hadisi duyduğunu rivayet etmiştir. (Söz konusu rivayete göre Şu’be bu hadis) benim malımın üçte biridir demiştir. Ebu Bekir (el-Beyhaki) ise şöyle demiştir: ‘Büyu’ bölümünde mekruhla haram arasında fark olduğunu beyan etmiştim. İkisi arasındaki farkı Hz. Peygamber’in şu hadisinden çıkardım. “Allah üç şeyi yapmanızdan hoşlanmamış, üç şeyi de haram kılmıştır. Dedi- kodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı çar çur etmeyi hoş görmemiştir. Anne-babaya karşı gelmeyi, kız çocuklarını (diri diri) toprağa gömmeyi ve vermeniz gerekeni vermemeyi, almaya hakkınız olmayan bir şeyi de talep etmeyi haram kılmıştır.” Ebu Bekir (el-Beyhaki) Mekruhla haramı Muhacir b. Kunfuz’un rivayetinde yer alan “Allah’ın adını abdestsiz zikretmeyi hoş görmedim” cümlesiyle beyan etmiştir. Bunu mekruh görmüş de olabilir. Çünkü ifade, Allah’ın adını abdestli olarak anmak daha faziletlidir şeklindedir. Yoksa abdestsiz olarak anmak haramdır biçiminde değildir. “Çünkü Hz. Peygamber, Kur’an’ı abdestsiz okurdu.” Oysa Kur’an zikrin en faziletlisidir. Hz. Ayşe’den (r.anha) bize ulaşan bir rivayete göre “Rasulullah (sav) Kur’an’ı her durumda okurdu.” Hz. Peygamber’in Allah’ın ismini abdestsiz olarak anmaktan hoşlanmayışı, kişiye onu abdestli anmasının farz olduğu yerler için söz konusu olup, nafile olarak anıldığı yerlerde olmayabilir. Allah’ın adını anmak farz olunca kişi bu farzı abdestsiz eda edemez. Abdest alır ve abdestli olarak eda eder. Çünkü selamı almak alimlerin çoğuna göre farzdır. Hz. Peygamber (kendisine verilen selamı) abdestsiz olarak almamış, (abdestini) alınca (selamı) iade etmiştir. (Buna karşılık) kişi, Allah’ın adını farz olmayarak anacaksa, abdestsiz olduğu durumlarda zikri terk edecekse bunu iade etmesi gerekmez. Abdestsiz bile olsa nafile olarak Allah’ın adını anabilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 208, 1/98
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Aliye Abdullah b. Seleme el-Muradî (Abdullah b. Seleme)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
KTB, SELAM
Kur'an, abdestsiz okumak, dokunmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271426, İHM000208-2
Hadis:
نا بُنْدَارٌ، نا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، نا شُعْبَةُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ: سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَلَمَةَ قَالَ: دَخَلْتُ عَلَى عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ أَنَا وَرَجُلَانِ: رَجُلٌ مِنَّا، وَرَجُلٌ مِنْ بَنِي أَسَدٍ أَحْسَبُ، فَبَعَثَهُمَا وَجْهًا وَقَالَ: إِنَّكُمَا عِلْجَانِ فَعَالِجَا عَنْ دِينِكُمَا، ثُمَّ دَخَلَ الْمَخْرَجَ ثُمَّ خَرَجَ، فَأَخَذَ حَفْنَةً مِنْ مَاءٍ فَتَمَسَّحَ بِهَا ثُمَّ جَاءَ، فَقَرَأَ الْقُرْآنَ قِرَاءَةً فَأَنْكَرْنَا ذَلِكَ، فَقَالَ عَلِيٌّ: «كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَأْتِي الْخَلَاءَ فَيَقْضِي الْحَاجَةَ، ثُمَّ يَخْرُجُ فَيَأْكُلُ مَعَنَا الْخُبْزَ وَاللَّحْمَ، وَيَقْرَأُ الْقُرْآنَ، وَلَا يَحْجُبُهُ عَنِ الْقُرْآنِ شَيْءٌ لَيْسَ الْجَنَابَةَ» أَوْ إِلَّا الْجَنَابَةُ قَالَ: سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ الْمِقْدَامِ الْعِجْلِيَّ يَقُولُ: حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ، عَنْ شُعْبَةَ بِهَذَا الْحَدِيثِ قَالَ شُعْبَةُ: «هَذَا ثُلُثُ رَأْسِ مَالِي» قَالَ أَبُو بَكْرٍ: " قَدْ كُنْتُ بَيَّنْتُ فِي كِتَابِ الْبُيُوعِ أَنَّ بَيْنَ الْمَكْرُوهِ وَبَيْنَ الْمُحَرَّمِ فُرْقَانًا، وَاسْتَدْلَلْتُ عَلَى الْفَرْقِ بَيْنَهُمَا بِقَوْلِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ اللَّهَ كَرِهَ لَكُمْ ثَلَاثًا، وَحَرَّمَ عَلَيْكُمْ ثَلَاثًا، كَرِهَ لَكُمْ قِيلَ وَقَالَ، وَكَثْرَةَ السُّؤَالِ، وَإِضَاعَةَ الْمَالِ، وَحَرَّمَ عَلَيْكُمْ عُقُوقَ الْأُمَّهَاتِ، وَوَأْدَ الْبَنَاتِ، وَمَنْعًا وَهَاتِ» فَفَرَّقَ بَيْنَ الْمَكْرُوهِ، وَبَيْنَ الْمُحَرَّمِ بِقَوْلِهِ فِي خَبَرِ الْمُهَاجِرِ بْنِ قُنْفُذٍ: «كَرِهْتُ أَنْ أَذْكُرَ اللَّهَ إِلَّا عَلَى طُهْرٍ» قَدْ يَجُوزُ أَنْ يَكُونَ إِنَّمَا كَرِهَ ذَلِكَ إِذِ الذِّكْرُ عَلَى طُهْرٍ أَفْضَلُ لَا أَنَّ ذِكْرَ اللَّهِ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ مُحَرَّمٌ، «إِذِ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ كَانَ يُقْرَأُ الْقُرْآنَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ» وَالْقُرْآنُ أَفْضَلُ الذِّكْرِ، «وَقَدْ كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ» عَلَى مَا رُوِّينَا عَنْ عَائِشَةَ رَضِي اللَّهُ عَنْهَا، وَقَدُ يَجُوزُ أَنْ تَكُونَ كَرَاهَتُهُ لِذِكْرِ اللَّهِ إِلَّا عَلَى طُهْرٍ ذِكْرُ اللَّهِ الَّذِي هُوَ فَرْضٌ عَلَى الْمَرْءِ دُونَ مَا هُوَ مُتَطَوَّعٌ بِهِ، فَإِذَا كَانَ ذِكْرُ اللَّهِ فَرْضًا لَمْ يُؤَدِّ الْفَرْضَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ حَتَّى يَتَطَهَّرَ، ثُمَّ يُؤَدِّي ذَلِكَ الْفَرْضَ عَلَى طَهَارَةٍ؛ لِأَنَّ رَدَّ السَّلَامِ فَرْضٌ عِنْدَ أَكْثَرِ الْعُلَمَاءِ، فَلَمْ يَرُدَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ حَتَّى تَطَهَّرَ، ثُمَّ رَدَّ السَّلَامَ، فَأَمَّا مَا كَانَ الْمَرْءُ مُتَطَوِّعًا بِهِ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَلَوْ تَرَكَهُ فِي حَالَةٍ هُوَ فِيهَا غَيْرُ طَاهِرٍ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ إِعَادَتُهُ فَلَهُ أَنْ يَذْكُرَ اللَّهَ مُتَطَوِّعًا بِالذِّكْرِ، وَإِنْ كَانَ غَيْرَ مُتَطَهِّرٍ "
Tercemesi:
Bize Bendar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. Seleme’nin şöyle anlattığını rivayet etti: “Benimle birlikte iki kişi Hz. Ali’nin huzuruna girdik. Onlardan biri bizden, diğeri zannediyorum Esed oğullarındandı. Hz. Ali, Onları bir tarafa (göreve) gönderdi ve ‘Sizler güçlü kuvvetli insanlarsınız. Dininiz için çalışıp gayret edin’ dedi. Sonra (abdest bozmak için) dışarı çıktı. Geri dönünce bir avuç su aldı ve ellerin yıkadı. Ve Kur’an okudu. Biz onun yaptıklarını garip karşılayınca bize ‘Hz. Peygamber (abdest bozmak için) dışarı çıkar ihtiyacını giderirdi. Sonra gelir bizimle birlikte ekmek ve et yer, Kur’an okurdu. Cünüplük dışında hiçbir durum Kur’an okumasına engel olmazdı.’ Ravi Amr b. Mürre, Ahmed b. Mikdam el-Icli’den, Ahmed b. Mikdam, Sa’id b. er-Rabi’den o da Şu’be’den bu hadisi duyduğunu rivayet etmiştir. (Söz konusu rivayete göre Şu’be bu hadis) benim malımın üçte biridir demiştir. Ebu Bekir (el-Beyhaki) ise şöyle demiştir: ‘Büyu’ bölümünde mekruhla haram arasında fark olduğunu beyan etmiştim. İkisi arasındaki farkı Hz. Peygamber’in şu hadisinden çıkardım. “Allah üç şeyi yapmanızdan hoşlanmamış, üç şeyi de haram kılmıştır. Dedi- kodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı çar çur etmeyi hoş görmemiştir. Anne-babaya karşı gelmeyi, kız çocuklarını (diri diri) toprağa gömmeyi ve vermeniz gerekeni vermemeyi, almaya hakkınız olmayan bir şeyi de talep etmeyi haram kılmıştır.” Resul-i Ekrem mekruhla haramı Muhacir b. Kunfuz’un rivayetinde yer alan “Allah’ın adını abdestsiz zikretmeyi hoş görmedim” cümlesiyle birbirinden ayırmıştır. Bunu mekruh görmüş de olabilir. Çünkü ifade, Allah’ın adını abdestli olarak anmak daha faziletlidir şeklindedir. Yoksa abdestsiz olarak anmak haramdır biçiminde değildir. “Çünkü Hz. Peygamber, Kur’an’ı abdestsiz okurdu.” Oysa Kur’an zikrin en faziletlisidir. Hz. Ayşe’den (r.anha) bize ulaşan bir rivayete göre “Rasulullah (sav) Kur’an’ı her durumda okurdu.” Hz. Peygamber’in Allah’ın ismini abdestsiz olarak anmaktan hoşlanmayışı, kişiye onu abdestli anmasının farz olduğu yerler için söz konusu olup, nafile olarak anıldığı yerlerde olmayabilir. Allah’ın adını anmak farz olunca kişi bu farzı abdestsiz eda edemez. Abdest alır ve abdestli olarak eda eder. Çünkü selamı almak -alimlerin çoğuna göre- farzdır. Hz. Peygamber (kendisine verilen selamı) abdestsiz olarak almamış, (abdestini) alınca (selamı) iade etmiştir. (Buna karşılık) kişi, Allah’ın adını farz olmayarak anacaksa, abdestsiz olduğu durumlarda zikri terk edecekse bunu iade etmesi gerekmez. Abdestsiz bile olsa nafile olarak Allah’ın adını anabilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 208, 1/98
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Aliye Abdullah b. Seleme el-Muradî (Abdullah b. Seleme)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Zeyd Saîd b. Rabî' el-Haraşî (Saîd b. Rabî')
6. Ebu Eşas Ahmed b. Mikdam el-Icli (Ahmed b. Mikdam b. Süleyman b. Eşas)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
KTB, SELAM
Kur'an, abdestsiz okumak, dokunmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
211297, İHM000073
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ الْأَشَجُّ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ، عَنْ سُفْيَانَ، وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، نا أَبُو أَحْمَدَ يَعْنِي الزُّبَيْريَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ، عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، «أَنَّ رَجُلًا مَرَّ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يَبُولُ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ، فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ السَّلَامَ»
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Sa’id el-Eşecc, ona Ebu Davud el-Hafri, ona Süfyan, ona Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyri, ona Süfyan es-Sevri, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi’ İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi Hz. Peygamber’in yanından geçti de ona selam verdi. Rasulullah (sav) o kişinin selamını almadı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 73, 1/49
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Osman Dahhak b. Osman el-Hizami (Dahhak b. Osman b. Abdullah b. Halid b. Hizam)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
KTB, SELAM
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213540, İHM000259
Hadis:
نا بُنْدَارٌ، نا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، نا مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَيْسٍ قَالَ: سَأَلْتُ عَائِشَةَ رَضِي اللَّهُ عَنْهَا كَيْفَ كَانَ نَوْمُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الْجَنَابَةِ؟ فَقَالَتْ: «كُلُّ ذَلِكَ كَانَ يَفْعَلُ رُبَّمَا اغْتَسَلَ فَنَامَ، وَرُبَّمَا تَوَضَّأَ فَنَامَ» ناه نَصْرُ بْنُ بَحْرٍ الْخَوْلَانِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، حَدَّثَنِي مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِي قَيْسٍ حَدَّثَهُ بِمِثْلِهِ وَقَالَ: «رُبَّمَا تَوَضَّأَ وَنَامَ قَبْلَ أَنْ يَغْتَسِلَ» ، فَقُلْتُ: الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي جَعَلَ فِي الْأَمْرِ سَعَةً
Tercemesi:
Bize Bündâr (Muhammed b. Beşşâr), ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona da Abdullah b. Ebu Kays, Hz. Aişe'ye Hz. Peygamber'in (sav) cünüplü iken uykusu nasıldı? diye sorduğunu Hz. Aişe'nin de şöyle dediğini haber vermiştir: Hepsini yapıyordu, bazen gusledip uyuyordu, bazen de (namaz abdesti gibi) abdest alıyordu. Bize Nasr b. Bahr el-Havlânî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Abdullah b. Ebu Kays'tan benzerini nakletmiş ve şöyle demiştir. (Hz. Aişe şöyle dedi:) Bazen (namaz abdesti gibi) abdest alıyor ve gusletmeden uyuyordu. (Abdullah b. Ebu Kays) Ben de şöyle dedim: Bu işte genişlik bahşeden Allah'a hamdolsun.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 259, 1/116
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Afif en-Nasri (Abdullah b. Afif)
3. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Bahr b. Nasr el-Havlani (Bahr b. Nasr b. Sabık)
Konular:
Adab, yatma-kalkma adabı
Uyku, cünüp iken uyumak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271410, İHM000073-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ الْأَشَجُّ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ، عَنْ سُفْيَانَ، وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، نا أَبُو أَحْمَدَ يَعْنِي الزُّبَيْريَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ، عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، «أَنَّ رَجُلًا مَرَّ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يَبُولُ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ، فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ السَّلَامَ»
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Sa’id el-Eşecc ona Ebu Davud el-Haferi, ona Süfyan, ona Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyri, ona Süfyan es-Sevri, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: “Birisi, Hz. Peygamber küçük abdest bozarken ona rast geldi ve selam verdi. Rasulullah (sav) o kişinin selamını almadı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 73, 1/49
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Osman Dahhak b. Osman el-Hizami (Dahhak b. Osman b. Abdullah b. Halid b. Hizam)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
KTB, SELAM
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
212966, İHM000205
Hadis:
نا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، نا حَمَّادُ بْنُ مَسْعَدَةَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، وَحَدَّثَنَا أَبُو هَاشِمٍ زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ، وَأَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ، وَمُؤَمَّلُ بْنُ هِشَامٍ قَالُوا: أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ زِيَادٌ، وَأَحْمَدُ قَالَ: أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ، وَقَالَ مُؤَمَّلٌ، عَنْ أَيُّوبَ، وَحَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى، نا عَبْدُ الْوَارِثِ، عَنْ أَيُّوبَ، وَحَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى، أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَنَّ مَالِكًا حَدَّثَهُ، كُلُّهُمْ عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: «رَأَيْتُ الرِّجَالَ وَالنِّسَاءَ يَتَوَضَّئُونَ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ إِنَاءٍ وَاحِدٍ» مَعَانِي أَحَادِيثِهِمْ سَوَاءٌ، وَهَذَا حَدِيثُ ابْنُ عُلَيَّةَ "
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 205, 1/97
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
4. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
5. Ebu Bekir ibn Huzeyme es-Sülemî (Muhammed b. İshak b. Huzeyme b. Muğîra b. Salih b. Bekir)
Konular:
Abdest, karı koca birlikte
KTB, ABDEST
Öneri Formu
Hadis Id, No:
211241, İHM000066
Hadis:
ثنا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَخْزُومِيُّ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ هُوَ ابْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ أَيُّوبَ السِّخْتِيَانِيِّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، وَعَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الْأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلَاءِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِي عُثْمَانَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: لَا يَبُولَنَّ أَحَدُكُمْ فِي الْمَاءِ الَّذِي لَا يَجْرِي، ثُمَّ يَغْتَسِلُ مِنْهُ " وَقَالَ الْمَخْزُومِيُّ: «فِي الْمَاءِ الدَّائِمِ ثُمَّ يَغْتَسِلُ مِنْهُ»
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Vudû 66, 1/45
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Osman Said Mevla Muğira b. Şube (Said)
3. Musa b. Ebu Osman et-Tebbân (Musa b. İmran)
4. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Bekir Abdülcebbar b. Ala el-Attâr (Abdülcebbar b. Ala b. Abdülcebbar)
7. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
8. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
9. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
10. Ebu Ubeydullah İbn Ebu Said Said b. Abdurrahman el-Kuraşi (Said b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
Abdest, durgun su ile abdest alınır mı?
Bevletmek, durgun suya işemek
Gusül, durgun suda yıkanmak
KTB, ABDEST