Bize Hennâd b. Serî, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî ve Ebu Muaviye, onlara Asım el-Ahvel bu isnad ile benzeri bir hadis rivayet etmiş ve "tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm" (ilave bilgisini) kaydetmiştir. Bu konuda Sevbân, İbn Ömer, İbn Abbas, Ebu Said, Ebu Hureyre ve Ebu Muğîre'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Halid el-Hazzâ', Abdullah b. Hâris'ten Aişe'nin hadisi olarak Âsım'ın rivayetine benzer şekilde rivayet etmiştir.
Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) (namazı bitirip) selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Lâ ilahe illallah vahdehû lâ şerike leh, lehu’l-mulku ve lehu’l hamd yuhyî ve yümît ve huve alâ külli şeyin kadîr. Allahumme lâ mania‘ limâ a’tayt ve lâ mu‘tiye limâ mena‘t ve lâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-cedd - Allah'tan başka ilah yoktur, onun ortağı yoktur, mülk onundur, hamd onadır, o öldürür ve diriltir, O her şeye kâdirdir. Allah'ım! Senin verdiğinden men edecek, senin men ettiğini de verecek yoktur! Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."
Yine Âsım'dan nakledildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle de dua ederdi: "Sübhâne Rabbike Rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn, ve-selâmun ale'l-Müerselîn, ve'l-hamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn - Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11519, T000299
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ الْفَزَارِىُّ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ وَقَالَ « تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ ثَوْبَانَ وَابْنِ عُمَرَ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى سَعِيدٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . وَالْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَى خَالِدٌ الْحَذَّاءُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ حَدِيثِ عَائِشَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ نَحْوَ حَدِيثِ عَاصِمٍ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ بَعْدَ التَّسْلِيمِ « لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ اللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَلاَ مُعْطِىَ لِمَا مَنَعْتَ وَلاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ » . وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ « سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ » .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî ve Ebu Muaviye, onlara Asım el-Ahvel bu isnad ile benzeri bir hadis rivayet etmiş ve "tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm" (ilave bilgisini) kaydetmiştir. Bu konuda Sevbân, İbn Ömer, İbn Abbas, Ebu Said, Ebu Hureyre ve Ebu Muğîre'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Halid el-Hazzâ', Abdullah b. Hâris'ten Aişe'nin hadisi olarak Âsım'ın rivayetine benzer şekilde rivayet etmiştir.
Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) (namazı bitirip) selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Lâ ilahe illallah vahdehû lâ şerike leh, lehu’l-mulku ve lehu’l hamd yuhyî ve yümît ve huve alâ külli şeyin kadîr. Allahumme lâ mania‘ limâ a’tayt ve lâ mu‘tiye limâ mena‘t ve lâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-cedd - Allah'tan başka ilah yoktur, onun ortağı yoktur, mülk onundur, hamd onadır, o öldürür ve diriltir, O her şeye kâdirdir. Allah'ım! Senin verdiğinden men edecek, senin men ettiğini de verecek yoktur! Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."
Yine Âsım'dan nakledildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle de dua ederdi: "Sübhâne Rabbike Rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn, ve-selâmun ale'l-Müerselîn, ve'l-hamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn - Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur."
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
اَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 108, 2/96
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Haris el-Ensari (Abdullah b. Haris b. Muhammed)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Dua, selamdan sonra okunacak dua
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11512, T000294
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ وَيَحْيَى بْنُ مُوسَى وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا جَلَسَ فِى الصَّلاَةِ وَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى رُكْبَتِهِ وَرَفَعَ إِصْبَعَهُ الَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ الْيُمْنَى يَدْعُو بِهَا وَيَدُهُ الْيُسْرَى عَلَى رُكْبَتِهِ بَاسِطَهَا عَلَيْهِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ وَنُمَيْرٍ الْخُزَاعِىِّ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى حُمَيْدٍ وَوَائِلِ بْنِ حُجْرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ يَخْتَارُونَ الإِشَارَةَ فِى التَّشَهُّدِ. وَهُوَ قَوْلُ أَصْحَابِنَا .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylan, Yahya b. Musa ve pek çok kimse, onlara Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) namazda oturduğunda sol elini dizinin üzerine koyar, sağ baş parmağını takip eden parmağını kaldırıp onunla dua eder, sol elini de dizi üzerine yayarak koyardı.
Bu konuda Abdullah b. Zübeyr, Nümeyr el-Huzâî, Ebu Hureyre, Ebu Humeyd ve Vâil b. Hucr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Ömer hadisi, hasen-garîb bir hadis olup onu, sadece bu tarikten; Ubeydullah b. Abdullah'ın hadisi ile biliyoruz. Nebî (sav)'nin ashabından ve onlardan sonra gelen tâbiîn neslinden bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göre olup onlar, teşehhütte işaret etmeyi tercih etmişlerdir. Bu, ashabımızın da görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 104, 2/88
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Musa el-Huddanî (Yahya b. Musa b. Abdirabbihi b. Salim)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, oturuş şekli
Namaz, teşehhüd duası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11518, T000298
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ «كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا سَلَّمَ لاَ يَقْعُدُ إِلاَّ مِقْدَارَ مَا يَقُولُ « اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ تَبَارَكْتَ ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Ebû Muaviye, ona Âsım el-Ahvel, ona Abdullah b. Hâris, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), selam verdiğinde ''Allahümme ente's-selâm ve minke's-selâm tebârekte ze'l-celâli ve'l-ikrâm'' diyecek kadar otururdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 108, 2/95
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Haris el-Ensari (Abdullah b. Haris b. Muhammed)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Dua, selamdan sonra okunacak dua
KTB, NAMAZ,
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَلِىِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلاَّدِ بْنِ رَافِعٍ الزُّرَقِىِّ عن أبيه عَنْ جَدِّهِ عَنْ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَمَا هُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ يَوْمًا قَالَ رِفَاعَةُ وَنَحْنُ مَعَهُ إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ كَالْبَدَوِىِّ فَصَلَّى فَأَخَفَّ صَلاَتَهُ ثُمَّ انْصَرَفَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَفَعَلَ ذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَأْتِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَيُسَلِّمُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَخَافَ النَّاسُ وَكَبُرَ عَلَيْهِمْ أَنْ يَكُونَ مَنْ أَخَفَّ صَلاَتَهُ لَمْ يُصَلِّ فَقَالَ الرَّجُلُ فِى آخِرِ ذَلِكَ فَأَرِنِى وَعَلِّمْنِى فَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ أُصِيبُ وَأُخْطِئُ . فَقَالَ « أَجَلْ إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَتَوَضَّأْ كَمَا أَمَرَكَ اللَّهُ ثُمَّ تَشَهَّدْ وَأَقِمْ فَإِنْ كَانَ مَعَكَ قُرْآنٌ فَاقْرَأْ وَإِلاَّ فَاحْمَدِ اللَّهَ وَكَبِّرْهُ وَهَلِّلْهُ ثُمَّ ارْكَعْ فَاطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ اعْتَدِلْ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ فَاعْتَدِلْ سَاجِدًا ثُمَّ اجْلِسْ فَاطْمَئِنَّ جَالِسًا ثُمَّ قُمْ فَإِذَا فَعَلْتَ ذَلِكَ فَقَدْ تَمَّتْ صَلاَتُكَ وَإِنِ انْتَقَصْتَ مِنْهُ شَيْئًا انْتَقَصْتَ مِنْ صَلاَتِكَ » . قَالَ وَكَانَ هَذَا أَهْوَنَ عَلَيْهِمْ مِنَ الأَوَّلِ أَنَّهُ مَنِ انْتَقَصَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا انْتَقَصَ مِنْ صَلاَتِهِ وَلَمْ تَذْهَبْ كُلُّهَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ رِفَاعَةَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11523, T000302
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَلِىِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلاَّدِ بْنِ رَافِعٍ الزُّرَقِىِّ عن أبيه عَنْ جَدِّهِ عَنْ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَمَا هُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ يَوْمًا قَالَ رِفَاعَةُ وَنَحْنُ مَعَهُ إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ كَالْبَدَوِىِّ فَصَلَّى فَأَخَفَّ صَلاَتَهُ ثُمَّ انْصَرَفَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَفَعَلَ ذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَأْتِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَيُسَلِّمُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَخَافَ النَّاسُ وَكَبُرَ عَلَيْهِمْ أَنْ يَكُونَ مَنْ أَخَفَّ صَلاَتَهُ لَمْ يُصَلِّ فَقَالَ الرَّجُلُ فِى آخِرِ ذَلِكَ فَأَرِنِى وَعَلِّمْنِى فَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ أُصِيبُ وَأُخْطِئُ . فَقَالَ « أَجَلْ إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَتَوَضَّأْ كَمَا أَمَرَكَ اللَّهُ ثُمَّ تَشَهَّدْ وَأَقِمْ فَإِنْ كَانَ مَعَكَ قُرْآنٌ فَاقْرَأْ وَإِلاَّ فَاحْمَدِ اللَّهَ وَكَبِّرْهُ وَهَلِّلْهُ ثُمَّ ارْكَعْ فَاطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ اعْتَدِلْ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ فَاعْتَدِلْ سَاجِدًا ثُمَّ اجْلِسْ فَاطْمَئِنَّ جَالِسًا ثُمَّ قُمْ فَإِذَا فَعَلْتَ ذَلِكَ فَقَدْ تَمَّتْ صَلاَتُكَ وَإِنِ انْتَقَصْتَ مِنْهُ شَيْئًا انْتَقَصْتَ مِنْ صَلاَتِكَ » . قَالَ وَكَانَ هَذَا أَهْوَنَ عَلَيْهِمْ مِنَ الأَوَّلِ أَنَّهُ مَنِ انْتَقَصَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا انْتَقَصَ مِنْ صَلاَتِهِ وَلَمْ تَذْهَبْ كُلُّهَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ رِفَاعَةَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Yahya b. Ali b. Yahya b. Hallâd b. Râfi' ez-Zürakî, ona babası, ona dedesi, ona da Rifâ'a b. Râfi' şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir gün mescitte otururken ve bizler de beraberinde iken bedevî gibi bir adam ona gelirverdi. Namaz kıldı (ancak) hafif tuttu. Ardından ayrıldı ve Nebî (sav)'ye selam verdi. Nebî (sav), ''sana da'' (diyerek selamını aldı ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. (Adam) döndü, namaz kıldı, sonra gelip ona selam verdi. Hz. Peygamber (sav), ''sana da'' (demek suretiyle selamını aldı) ve ''dön, namaz kıl; çünkü sen namaz kılmadın'' buyurdu. Bunu iki ya da üç defa yaptı ve her seferinde Nebî (sav)'ye geldi, Hz. Peygamber (sav)'e selam verdi, o da ''sana da'' (diyerek selamını aldı) ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. İnsanlar endişe ettiler, namazını hafif bir şekilde kılanın namaz kılmamış (olduğunu sanmaları) onlara ağır geldi. Adam, son defasında ''bana göster ve bana öğret. Ben ancak insanım; doğru da yaparım yanılırım da'' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: ''Tabii. Namaz kılacağın zaman Allah'ın sana emrettiği gibi abdest al. Sonra ezan okuyup kamet getir. Eğer Kur'ân'dan ezberin varsa oku. Yoksa, Allah'a hamd et, tekbir getir, tehlilde bulun, ardından rükûya git. Rükûyu tam yap! Akabinde, doğrulduğunda da itidalli ol. Daha sonra secdeye git; secde ederken de mutedil ol. Ardından otur; otururken de itidal üzere ol. Sonra kalk. Bunu yaptığında namazın tamamlanmış olur. Bun(lar)dan bir şeyi eksik yaparsan namazı eksik kılmış olursun. (Rifâ'a) diyor ki: Bu, ashaba ilkinden daha kolay geldi. Zira bunlardan eksik yapanın namazı eksik olmuş oluyor, yok hükmünde sayılmıyordu.
Bu konuda Ebu Hureyre ve Ammar b. Yâsir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Rifâ'a b. Râfi' hadisi, hasen bir hadistir. Bu hadis Rifâ'a'dan pek çok tarik ile rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 110, 2/100
Senetler:
1. Ebu Muaz Rifa'a b. Rafi' ez-Zürakî (Rifa'a b. Rafi' b. Malik b. Malik b. Aclan)
2. Ebu Ali Yahya b. Hallad el-Ensari (Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik b. Aclan)
3. Yahya b. Ali ez-Züraki (Yahya b. Ali b. Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
KTB, NAMAZ,
Namaz, iade edilmesi
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11525, T000304
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ عَنْ أَبِى حُمَيْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ سَمِعْتُهُ وَهُوَ فِى عَشَرَةٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحَدُهُمْ أَبُو قَتَادَةَ بْنُ رِبْعِىٍّ يَقُولُ أَنَا أَعْلَمُكُمْ بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالُوا مَا كُنْتَ أَقْدَمَنَا لَهُ صُحْبَةً وَلاَ أَكْثَرَنَا لَهُ إِتْيَانًا قَالَ بَلَى . قَالُوا فَاعْرِضْ . فَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ اعْتَدَلَ قَائِمًا وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ فَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ ثُمَّ قَالَ « اللَّهُ أَكْبَرُ » . وَرَكَعَ ثُمَّ اعْتَدَلَ فَلَمْ يُصَوِّبْ رَأْسَهُ وَلَمْ يُقْنِعْ وَوَضَعَ يَدَيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ ثُمَّ قَالَ « سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . وَرَفَعَ يَدَيْهِ وَاعْتَدَلَ حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ فِى مَوْضِعِهِ مُعْتَدِلاً ثُمَّ أَهْوَى إِلَى الأَرْضِ سَاجِدًا ثُمَّ قَالَ « اللَّهُ أَكْبَرُ » . ثُمَّ جَافَى عَضُدَيْهِ عَنْ إِبْطَيْهِ وَفَتَخَ أَصَابِعَ رِجْلَيْهِ ثُمَّ ثَنَى رِجْلَهُ الْيُسْرَى وَقَعَدَ عَلَيْهَا ثُمَّ اعْتَدَلَ حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ فِى مَوْضِعِهِ مُعْتَدِلاً ثُمَّ أَهْوَى سَاجِدًا ثُمَّ قَالَ « اللَّهُ أَكْبَرُ » . ثُمَّ ثَنَى رِجْلَهُ وَقَعَدَ وَاعْتَدَلَ حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ فِى مَوْضِعِهِ ثُمَّ نَهَضَ ثُمَّ صَنَعَ فِى الرَّكْعَةِ الثَّانِيَةِ مِثْلَ ذَلِكَ حَتَّى إِذَا قَامَ مِنَ السَّجْدَتَيْنِ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ كَمَا صَنَعَ حِينَ افْتَتَحَ الصَّلاَةَ ثُمَّ صَنَعَ كَذَلِكَ حَتَّى كَانَتِ الرَّكْعَةُ الَّتِى تَنْقَضِى فِيهَا صَلاَتُهُ أَخَّرَ رِجْلَهُ الْيُسْرَى وَقَعَدَ عَلَى شِقِّهِ مُتَوَرِّكًا ثُمَّ سَلَّمَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَمَعْنَى قَوْلِهِ وَرَفَعَ يَدَيْهِ إِذَا قَامَ مِنَ السَّجْدَتَيْنِ يَعْنِى قَامَ مِنَ الرَّكْعَتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona Abdülhamîd b. Cafer, ona Muhammed b. Amr b. Atâ, ona da Ebu Humeyd es-Sâ'idî -(Muhammed) dedi ki: Onu Nebî (sav)'nin ashâbından on kişinin bulunduğu bir mecliste dinledim, onlardan biri de Ebu Katâde b. Rib'î' idi- şöyle rivayet etmiştir:
Ben, Rasulullah (sav)'ın namazını en iyi bileninizim. (Diğerleri), ''onunla sohbet bakımından bizden daha kıdemli, onun yanında bulunma itibariyle de bizi geçmiş değilsin'' dediler. O ise ''öyle'' dedi. Onlar da ''(o zaman) anlat'' dediler. O da, ''Rasulullah (sav), namaza durduğunda itidal üzere kıyamda durur, ellerini omuzları hizasına dek kaldırır, rükûya gideceğinde ellerini (yine) omuzları hizasına dek kaldırır, ardından ''Allahu ekber'' deyip rükû ederdi. (Rükûda da) itidal üzere kalır; ne başını sarkıtır ne de dikerdi, ellerini de dizlerinin üzerine koyardı. Sonra, ''semi'allâhu limen hamideh'' der, ellerini kaldırır, her uzuv sabit durana dek itidal üzere (bekler), ardından secde etmek üzere yere eğilir, bilahere ''Allahu ekber'' derdi. Sonra kollarını koltuk altlarından ayırır, ayak parmaklarını(n arasını da) açar, akabinde sol ayağını yayıp üzerine oturur ve her uzuv sabit durana dek itidal üzere kalırdı. Sonra kalkar, aynısını ikinci rekatta da yapar, ikinci rekattan (secdeteyn) kalktığında namazına başladığı gibi tekbir getirip ellerini omuzları hizasına dek kaldırırdı. Namazını bitireceği (dördüncü) rekata kadar (bu şekilde) yapar, (sonunda) sol ayağını geriye atarak yanı üzerine oturur, ardından da selam verir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Metinde geçen ''ikinci secdeden kalkarken ellerini kaldırır'' ifadesinin manası ''ikinci rekattan'' demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 110, 2/105
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Amiri (Muhammed b. Amr b. Ata b. Ayyaş b. Alkame)
3. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11515, T000295
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يُسَلِّمُ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ « السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللَّهِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ وَابْنِ عُمَرَ وَجَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ وَالْبَرَاءِ وَأَبِى سَعِيدٍ وَعَمَّارٍ وَوَائِلِ بْنِ حُجْرٍ وَعَدِىِّ بْنِ عَمِيرَةَ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ مَسْعُودٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَنْ بَعْدَهُمْ. وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَابْنِ الْمُبَارَكِ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav), (namazı biterken) sağına ''es-Selamu aleyküm ve rahmetullah'', soluna ''es-Selamu aleyküm ve rahmetullah'' (diyerek) selam verirdi.
Bu konuda Sa'd b. Ebu Vakkâs, İbn Ömer, Câbir b. Semüre, Berâ, Ebu Said, Ammâr, Vâil b. Hucr, Adî b. Amîre ve Câbir b. Abdullah'tan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Mesud hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî (sav)'nin ashabının ve onlardan sonrakilerin büyük çoğunluğunun nezdinde amel buna göredir ki Süfyân es-Sevrî, İbn Mübârek, Ahmed ve İshak da bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 105, 2/89
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ahves Avf b. Malik el-Cüşemi (Avf b. Malik b. Nadle)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda selam
Namaz, namazdan çıkış
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى شَدَّادٌ أَبُو عَمَّارٍ حَدَّثَنِى أَبُو أَسْمَاءَ الرَّحَبِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى ثَوْبَانُ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَرَادَ أَنْ يَنْصَرِفَ مِنْ صَلاَتِهِ اسْتَغْفَرَ اللَّهَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ قَالَ « اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو عَمَّارٍ اسْمُهُ شَدَّادُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11520, T000300
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى شَدَّادٌ أَبُو عَمَّارٍ حَدَّثَنِى أَبُو أَسْمَاءَ الرَّحَبِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى ثَوْبَانُ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَرَادَ أَنْ يَنْصَرِفَ مِنْ صَلاَتِهِ اسْتَغْفَرَ اللَّهَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ قَالَ « اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو عَمَّارٍ اسْمُهُ شَدَّادُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona Evzâî, ona Ebu Ammar Şeddâd, ona Ebu Esmâ er-Rahabî, ona da Rasulullah (sav)'ın mevlâsı Sevbân şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), namazından ayrılmak istediğinde üç kere ''estağfirullah'' der, ardından ''Allahümme ente's-selâm ve minke's-selâm tebârakte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm'' derdi.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Ebu Ammar'ın ismi, Şeddâd b. Abdullah'tır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 108, 2/97
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Esma Amr b. Mersed er-Rahabî (Amr b. Mersed)
3. Ebu Ammar Şeddad b. Abdullah el-Kuraşî (Şeddad b. Abdullah)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Dua, selamdan sonra okunacak dua
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11516, T000296
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ أَبِى سَلَمَةَ أَبُو حَفْصٍ التِّنِّيسِىُّ عَنْ زُهَيْرِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ «أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُسَلِّمُ فِى الصَّلاَةِ تَسْلِيمَةً وَاحِدَةً تِلْقَاءَ وَجْهِهِ يَمِيلُ إِلَى الشِّقِّ الأَيْمَنِ شَيْئًا» . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَحَدِيثُ عَائِشَةَ لاَ نَعْرِفُهُ مَرْفُوعًا إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَهْلُ الشَّأْمِ يَرْوُونَ عَنْهُ مَنَاكِيرَ وَرِوَايَةُ أَهْلِ الْعِرَاقِ عَنْهُ أَشْبَهُ وَأَصَحُّ . قَالَ مُحَمَّدٌ وَقَالَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ كَأَنَّ زُهَيْرَ بْنَ مُحَمَّدٍ الَّذِى كَانَ وَقَعَ عِنْدَهُمْ لَيْسَ هُوَ هَذَا الَّذِى يُرْوَى عَنْهُ بِالْعِرَاقِ كَأَنَّهُ رَجُلٌ آخَرُ قَلَبُوا اسْمَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ قَالَ بِهِ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى التَّسْلِيمِ فِى الصَّلاَةِ. وَأَصَحُّ الرِّوَايَاتِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَسْلِيمَتَانِ. وَعَلَيْهِ أَكْثَرُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ وَمَنْ بَعْدَهُمْ . وَرَأَى قَوْمٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ تَسْلِيمَةً وَاحِدَةً فِى الْمَكْتُوبَةِ . قَالَ الشَّافِعِىُّ إِنْ شَاءَ سَلَّمَ تَسْلِيمَةً وَاحِدَةً وَإِنْ شَاءَ سَلَّمَ تَسْلِيمَتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya en-Neysâbûrî, ona Ebu Hafs Amr b. Ebu Seleme et-Tinnîsî, ona Züheyr b. Muhammed, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), namazda önüne doğru tek bir selam verir, ardından sağ tarafına hafifçe meylederdi.
Bu konuda Sehl b. Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe hadisini merfu olarak sadece bu tarikten biliyoruz. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî), ''Şamlılar, Züheyr b. Muhammed'den münker rivayetler naklediyorlar. Iraklılar'ın ondan rivayetleri daha doğru (eşbeh) ve daha sahihtir (esahh)'' dedi. Muhammed şöyle dedi: Ahmed, ''Şamlılar'ın rivayette bulunduğu Züheyr b. Muhammed, Irak'ta kendisinden rivayette bulunulan Züheyr b. Muhammed olmasa gerek. Sanki o başka bir ravidir; onun ismini değiştirdirler (kalebû)'' dedi. Ebu İsa şöyle demiştir: Bir kısım ilim ehli, namazda tek bir selamı benimsemiştir. Nebî (sav)'den gelen rivayetlerin en sahihi iki selam(ı içeren) hadistir. Nebî (sav)'nin ashâbının, tâbiînin ve onlardan sonrakilerin büyük kısmı bu görüştedir. Nebî (sav)'nin ashabından bir topluluk ve onlardan başkaları, farz namazlarda tek bir selamı benimsemiştir. Şâfiî, ''kişi, dilerse tek selam, dilerse iki selam verir'' demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 106, 2/90
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Münzir Züheyr b. Muhammed et-Temimî (Züheyr b. Muhammed)
5. Amr b. Ebu Seleme et-Tinnîsî (Amr b. Ebu Seleme)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda selam
Namaz, namazdan çıkış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11522, T000301
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ هُلْبٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَؤُمُّنَا فَيَنْصَرِفُ عَلَى جَانِبَيْهِ جَمِيعًا عَلَى يَمِينِهِ وَعَلَى شِمَالِهِ . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَأَنَسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ هُلْبٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَعَلَيْهِ الْعَمَلُ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُ يَنْصَرِفُ عَلَى أَىِّ جَانِبَيْهِ شَاءَ إِنْ شَاءَ عَنْ يَمِينِهِ وَإِنْ شَاءَ عَنْ يَسَارِهِ . وَقَدْ صَحَّ الأَمْرَانِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَيُرْوَى عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ أَنَّهُ قَالَ إِنْ كَانَتْ حَاجَتُهُ عَنْ يَمِينِهِ أَخَذَ عَنْ يَمِينِهِ وَإِنْ كَانَتْ حَاجَتُهُ عَنْ يَسَارِهِ أَخَذَ عَنْ يَسَارِهِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu Ahvas, ona Simâk b. Harb, ona Kabîsa b. Hülb, ona da babası (Yezid b. Kunafe) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), bizlere imam olur, (bazen) sağından, (bazen de) solundan (olmak üzere) iki tarafından (namazdan) ayrılırdı.
Bu konuda Abdullah b. Mesud, Enes, Abdullah b. Amr ve Ebu Hureyre'den hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Hülb hadisi, hasen bir hadistir. İlim ehli nezdinde amel buna göre olup (imam) dilerse sağından, dilerse de solundan (olmak üzere) istediği tarafından namazdan ayrılabilir.İki uygulama da Nebî (sav)'den sahih olarak rivayet edilmiştir. Ali b. Ebu Tâlib'den rivayet edildiğine göre o, ''ihtiyacı sağında ise sağından; solunda ise solundan ayrılır'' demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 109, 2/98
Senetler:
1. Yezid b. Kunafe et-Tai (Yezid b. Adiy b. Kunafe b. Adiy)
2. Kabisa b. Hülb (Kabîsa b. Hülb b. Yezid b. Adî b. Kuhâfe)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namazdan çıkış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11524, T000303
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ الْمَسْجِدَ فَدَخَلَ رَجُلٌ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ فَقَالَ « ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ الرَّجُلُ فَصَلَّى كَمَا كَانَ صَلَّى ثُمَّ جَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . حَتَّى فَعَلَ ذَلِكَ ثَلاَثَ مِرَارٍ فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا أُحْسِنُ غَيْرَ هَذَا فَعَلِّمْنِى . فَقَالَ « إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَكَبِّرْ ثُمَّ اقْرَأْ بِمَا تَيَسَّرَ مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ ثُمَّ ارْكَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَعْتَدِلَ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ سَاجِدًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ جَالِسًا وَافْعَلْ ذَلِكَ فِى صَلاَتِكَ كُلِّهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَقَدْ رَوَى ابْنُ نُمَيْرٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ -عَنْ أَبِيهِ- عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَرِوَايَةُ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَصَحُّ . وَسَعِيدٌ الْمَقْبُرِىُّ قَدْ سَمِعَ مِنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَرَوَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ. وَأَبُو سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىُّ اسْمُهُ كَيْسَانُ. وَسَعِيدٌ الْمَقْبُرِىُّ يُكْنَى أَبَا سَعْدٍ. وَكَيْسَانُ عَبْدٌ كَانَ مُكَاتَبًا لِبَعْضِهِمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said b. Ebu Said, ona babası (Keysan el-Makburi), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), mescide girdi. (Derken) bir adam da mescide girdi ve namaz kıldı. Sonra gelip Nebi (sav)'ye selam verdi. Hz. Peygamber (sav) de selamı aldı ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. Adam dönüp (daha önce) kıldığı gibi namaz kıldı. Ardından, (tekrar) Nebi (sav)'ye geldi, ona selam verdi, Rasulullah (sav) da selamı alıp ''dön, namaz kıl; çünkü sen namaz kılmadın'' buyurdu. Ta ki bunu üç kez yaptı. (Nihayet) adam, ona, ''seni hak ile gönderene yemin olsun ki, bundan daha iyisini yapamam. Bana öğret!'' dedi. Hz. Peygamber (sav), ''namaz kılacağın zaman tekbir getir, sonra Kur'an'dan kolay gelen (ayetleri) oku. Ardından epeyice mutmain olana dek rüku yap. Akabinde kalkıp itidal üzere ayakta durana dek (o şekilde bekle). Daha sonra epeyice mutmain olana dek secde et. Sonra kalkıp (yine) epeyice mutmain olana kadar otur. Bunu namazının tüm (rekatlarında) yap.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi İbn Nümeyr, Ubeydullah b. Ömer'den, o Said el-Makburi'den, o da Ebu Hureyre'den rivayet edip (senette Said'in) babası (Keysan'ı) zikretmemiştir. Yahya b. Said'in, Ubeydullah b. Ömer'den rivayeti daha sahihtir (esahh). Said el-Makburi, Ebu Hureyre'den hadis işitmiş, babası vasıtasıyla Ebu Hureyre'den de rivayette bulunmuştur. Ebu Said el-Makburi'nin ismi Keysân'dır. Said el-Makburî Ebu Sa'd diye künyelenir. Keysan, bazı kimselerin mükateb bir kölesi idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 110, 2/103
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
KTB, NAMAZ,
Namaz, iade edilmesi
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet