10612 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Ebu Recâ, ona en-Nadr, ona Hişam, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e vahiy o kırk yaşındayken inmeye başladı. (Vahiy inmeye başladıktan sonra Mekke'de) on üç yıl kaldı. Sonra hicret etmesi emredildi. O da Medine'ye hicret etti ve orada on yıl kaldı. Daha sonra da vefat etti."
Bize Yahya b. Hammâd, ona Ebû Avâne, ona Süleyman, ona Alkame, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Hz. Peygamber'e (sav) namaz kılarken selam veriyorduk, o da selamımızı alıyordu. Necâşî'nin yanından döndükten sonra ona namaz kıldığı sırada selam verdik ama selamımızı almadı. "Ey Allah'ın resulü! Namazdayken sana selam verdiğimizde selamımızı alıyordun" dedik. "Namazda birçok meşguliyet vardır" buyurdu. Ravi Süleyman el-A'meş dedi ki: İbrahim'e "Sen ne yapıyorsun?" diye sordum. "İçimden karşılık veriyorum" dedi.
Açıklama: Necaşi'nin yanında döndüğümüzde ifadesiyle Habeşistan dönüşün kastedilir. Abdullah b. Mes'ûd, Habeşistan'a ilk giden kafile içinde sayılmaktadır. Mekke'de, müslümanlara yönelik boykot kalkınca bu haber, Habeşistan'a Kureyş'in müslüman olduğu yansımış ve İbn Mes'ud'un bulunduğu bir topluluk tekrar Mekke'ye dönmüştü. İbn Mes'ud'un Habeşistan'a hicreti, 615, geri dönüşü ise 620 yılında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla ilgili hadisin bu tarihten sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bilgi için bk. Diyanet İslam Ansiklopedisi, XVII, 459
Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona İbrahim, ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Minâ'da iken Ay ikiye bölündü, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "şahit olun!" buyurdu. Ayın bir parçası (Hıra) Dağı tarafına gitti. Ebu Duhâ aynı hadisi Mesrûk'tan, o da Abdullah'tan “Ay Mekke'de ikiye bölündü” şeklinde aktarmıştır. Muhammed b. Müslim, bu hadisi İbn Ebu Necih'ten, o da Mücahid'den, o da Ebu Ma'mer'den o da Abdullah'tan rivayet ederek Ebu Ma'mer'in rivayetine mutabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Müslim b. Subeyh arasında inkıta vardır.
Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona İbrahim, ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Minâ'da iken Ay ikiye bölündü, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "şahit olun!" buyurdu. Ayın bir parçası (Hıra) Dağı tarafına gitti. Ebu Duhâ aynı hadisi Mesrûk'tan, o da Abdullah'tan “Ay Mekke'de ikiye bölündü” şeklinde aktarmıştır. Muhammed b. Müslim, bu hadisi İbn Ebu Necih'ten, o da Mücahid'den, o da Ebu Ma'mer'den o da Abdullah'tan rivayet ederek Ebu Ma'mer'in rivayetine mutabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Müslim arasında inkıta vardır.
Bana Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Hişâm, ona da babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: Hatice, Peygamber'in Medine'ye hicretinden üç yıl önce vefat etti. Peygamber (sav) yaklaşık iki sene evlenmeden bekledi. Âişe altı yaşında iken onunla nikâh kıydı, dokuz yaşındayken de gerdeğe girdi.
Bize Adem, ona Şube, ona Ebu İyas, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Âhiret hayatından başka bir hayat yoktur. (Allah'ım!) Ensar ve muhacirlerin halini (Dünya'da da Âhiret'te de) salih eyle." [Katâde'nin Enes'ten rivayetinde Hz. Peygamber (sav) "(Allah'ım!) Ensarı bağışla." demiştir.]
Bana Muhammed ve Sadaka, onlara Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona Abdullah b. Cafer, ona da Ali'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Dünya kadınlarının (kendi döneminde) en hayırlısı Meryem, bu ümmet döneminde ise en hayırlısı Hatice'dir"
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Avâne'nin hısımı Fadl b. Müsâvir, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Süfyân, ona da Cabir (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Arş, Sa'd b. Muâz'ın ölümü için titredi." Yine bize A'meş, ona Ebu Salih, ona da Câbir Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir. Bir adam, Cabir'e “Berâ b. Âzib '(Sa'd b. Muâz'ın taşındığı) serîr titredi' diyor” dedi. Cabir de cevaben: Bu iki kabile (Evs ve Hazrec) arasında düşmanlık vardı. Ben Peygamber'in (sav) "Rahmân'ın Arş'ı, Sa'd b. âz'ın ölümünden dolayı titredi" buyurduğunu, işittim” dedi.
Bize Ebu Numân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr b. Dînâr ve Ubeydullah b. Ebu Yezîd şöyle demişlerdir: Hz. Peygamber (sav) zamanında Kâbe'nin etrafında duvar yoktu. İnsanlar Kâbe'nin etrafında namaz kılarlardı. Nihayet Ömer halife olunca, Kâbe'nin etrafına bir duvar inşa etti. Ubeydullah der ki: Kâbe'nin etrafındaki duvar kısaydı, İbn Zübeyir yükseltti.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Beyân ve İsmail, onlara Kays, ona da Habbâb şöyle demiştir: Peygamber (sav) kaftanına yaslanmış bir şekilde Kabe'nin gölgesinde uzanmışken yanına geldim. Biz (o günlerde) Müşriklerden çok işkence görüyorduk. Hz. Peygamber'e (sav) "(Bizim için) Allah'a dua etmez misin?" dedim. Hz. Peygamber (sav) yüzü öfkeden kıpkırmızı olduğu hâlde hemen oturdu ve şöyle buyurdu: "Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler vardı ki, müşrikler tarafından kemiklerinin üstündeki eti ve siniri demir tarakla taranırdı da bu işkence o mümini dininden çeviremezdi. Yine müminin başının ortasına büyük testere konulur başı ikiye bölünürdü de, bu testere işkencesi o mümini dininden çeviremezdi. Yeminle söylüyorum ki, Allah bu işi (İslâm'ı) tamamlayıp kemâle erdirecektir. O derece ki, bir süvari Sanâ'dan Hadramevt'e kadar, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmadan gidecektir." Beyân, rivayetinde "bir de sürüsüne dalan kurt dışında başka bir şeyden korkmadan" ifadesini eklemiştir.