6745 Kayıt Bulundu.
Bize Humeyd b. Mes'ade, ona Süfyan b. Habطb; (T) Bize Cebele ehlinden Yezid b. Kubeys, ona Velid; onlara Sevr b. Yezid, ona Halid b. Ma'dân, ona Abdullah b. Büsr es-Sülemî, ona da kız kardeşi, -ravi Yezid, kardeşinin isminin Sammâ olduğunu söylemiştir- Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Farz oruçlarınız dışında cumartesi günü oruç tutmayın! Sizden biri bir üzüm kabuğu veya bir ağaç dalı bulsa dahi onu (dişleri ile) kemirsin." Ebû Davud, bu hadisin mensuh olduğunu söylemiştir.
Açıklama: "Sizden biri bir üzüm kabuğu veya bir ağaç dalı bulsa dahi onu (dişleri ile) kemirsin" ifadesi, cumartesi günü oruç tutmayıp yemek yesin anlamındadır.
Açıklama: "Diğer zamanlarda yapılan salih ameller Zilhiccenin (ilk) on günü yapılan salih amellere ulaşamaz." gibi bir mana da verilebilir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd, ona Humeyd, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müşriklere (kafirlere) karşı mallarınız, canlarınız ve dillerinizle cihad edin."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hubâb, ona Abdülmümin b. Halid el-Hanefî, ona da Necde b. Nufey şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas'a (Savaşa çıkmazsanız, Allah (cc) size elim bir azap tattırır) ayeti hakkında sorduğumda, 'Üzerlerine yağmur yağmaz oldu. İşte onların azabı bu idi' şeklinde cevap verdi."
Bize Ebu Tevbe, ona Muaviye b. Sellam, ona Zeyd b. Sellam, ona Ebu Sellam, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Sehl b. Hanzaliyye şöyle rivayet etmiştir: Kendileri Huneyn günü Hz. Peygamber (sav) ile yürüyüp akşam olana dek yol almışlar. Ben, Rasulullah'ın (sav) yanında namazda hazır bulundum. (Derken) bir süvari gelip Ya Rasulullah! Önünüzden gittim. Nihayet şu ve şu dağa vardım. Bir de baktım ki Hevâzin, kadınları, deve ve atları, koyunları ile tastamam Huneyn'de toplanmışlar! dedi. Rasulullah (sav) tebessüm edip "inşaâllah, onlar yarın müslümanların ganimeti (olacak)!" buyurdu. Ardından, "bu gece bizim için kim nöbet tutar?" buyurdu. Enes b. Ebu Mersed el-Ğanevî, Ya Rasulullah! Ben! dedi. Nebî (sav), "atla (bakalım)!" buyurdu. O da atına atlayıp Rasulullah'ın (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav), ona, "en tepesine varana dek şu tepeye git! Geceleyin senin tarafından baskın yemeyelim!" buyurdu. Sabaha erdiğimizde Nebî (sav), namazgâhına çıkıp iki rekât namaz kıldı. Sonra, "süvarinizden haber var mı?" buyurdu. Onlar, Ya Rasulullah! Haberimiz yok! dediler. Namaz için kamet getirildi. Nebî (sav) de o tepeye bakar halde namaz kıl(dır)maya başladı. Nihayet namazını bitirince "müjde! Süvariniz geldi!" buyurdu. Tepedeki ağaçlık tarafa doğru bakmaya başladık. Bir de baktık ki (süvari) gelmiş! Nihayet Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda durup selam verdi (ve) "şu tepenin en yükseğine varana dek Rasulullah'ın (sav) emrettiği gibi yol aldım. Sabahladığımda iki tepeyi de gözetledim. Baktım; ama kimseyi görmedim!" dedi. Hz. Peygamber (sav), ona, "bu gece (atından) indin mi?" buyurdu. O, hayır! Sadece namaz kılmak ve tuvalet ihtiyacı için (indim) dedi. (Bu cevap üzerine) Nebî (sav), ona, "(Cennete girmeni) gerekli kıldın! Bundan sonra amel işlemesen de zararı yok!" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said ve Züheyr b. Harb, -hadisin lafzı Züheyr'e aittir- onlara Süfyan, ona Zührî, ona da Ebu Ubeyd şöyle rivayet etmiştir: Ömer'in (ra) kıldırdığı bayram namazında hazır bulundum. Namazı hutbeden önce kıldırdı, ardından da şöyle dedi: "Rasulullah (sav), şu iki günün orucunu yasaklamıştır. Kurban bayramı gününde yasak olmasının sebebi, kurbanlarınızın etlerinden yemeniz içindir. Ramazan Bayramı günü ise, oruçlarınızı tamamlayıp iftar etmeniz içindir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ جَهَّزَ غَازِيًا فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَقَدْ غَزَا