10612 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail şöyle demiştir: Ben Abdullah b. Ebu Evfâ'ya “Peygamber (sav) Hatice'ye müjde verdi mi?” dedim, o da “evet, içinde gürültü, patırtı, çalışma ve çabalama olmayan inciden bir ev ile müjdeledi” dedi.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Muhammed b. Fudayl, ona Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Cibril, Hz. Peygamber'e gelip "Ey Allah'ın Rasulü, içinde katık yahut yiyecek şey yada şerbet bulunan bir kapla, sana doğru gelen Hatice'dir. Sana geldiğinde ona Rabbinden ve benden selâm söyle ve cennette, inciden yapılmış, içinde gürültü patırtı, çalışma, çabalama olmayan, bir sarayla onu müjdele" buyurdu.
Bana Muhammed b. Übeydullah, ona İbn Ebu Hâzım, ona babası (Ebu Hâzım), ona da Sehl b. Sa'd şöyle demiştir: Bizler hendek kazıp çıkan toprağı omuzlarımız üzerinde taşırken, Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: "Allah'ım, Yaşam yurdu ancak ahiret" "Muhâcir ve Ensâr'a sen eyle mağfiret"
Bana Ebu Ali Muhammed b. Yahya, ona Abdân'ın kardeşi Şâzân, ona Şu'be b. Haccâc, ona Hişâm b. Zeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Ebu Bekir ile Abbâs (r.anhuma), bir Ensâr topluluğuna uğradılar, oradakiler (Hz. Peygamber (sav) hasta olduğu için, bir daha göremeyiz endişesi ile) ağlar vaziyetteydi. Bunun üzerine Ebu Bekir ya da Abbâs “sizi böyle ağlatan şey nedir?” diye sordu. Ensâr da “Peygamber'in bizimle beraber oturduğu zamanı hatırlayıp zikrettik” dediler. Sonra Hz. Peygamber'in yanına girip O'na, Ensâr'ın bu üzüntüsünü aktardı. Bunun üzerine Peygamber (sav) başına bir kumaş kenarıyla sarık sarmış halde mescide gelip minbere çıktı. Peygamber'in (sav) bu günden sonra bir daha bu minbere çıkmaya ömrü yetmedi. Peygamber(sav), Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Sizlere Ensâr hakkında iyi davranmanızı vasiyet ediyorum. Çünkü onlar benim sırdaşlarım, yakın dostlarımdır. Onlar üzerlerine düşen sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiler ve hakları baki kaldı. O hâlde siz Ensâr'ın iyilik edenlerinden iyiliklerini kabul edin, kötülük edenlerin de kusurlarını görmezden gelin."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ensâr benim sırdaşım ve yakın dostlarımdır. İnsanlar çoğalacak, Ensâr ise azalacaktır. Siz onların iyilerini kabul edin, kötülerini de görmezden gelin."
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Amr, ona İbrahim, ona Mesrûk, ona da Abdullah b. Amr'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'ân okumayı şu dört kişiden; İbn Mes'ûd, Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Übeyy ve Muâz b. Cebel'den isteyiniz."
Bize Ebu Velid, ona Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona İbrahim, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Amr'ın yanında Abdullah b. Mes'ûd'dan bahsedilince o şöyle dedi: O, sürekli muhabbet duyacağım bir adamdır. Hz. Peygamber'i (sav) "Kur'an'ı dört kişiden alınız" buyururken işittim. Rasulullah (sav) isimleri saymağa Abdullah ibn Mes'ûd'dan başladı ve şöyle devam etti: "Abdullah b. Mes'ûd, Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Muâz b. Cebel ve Übeyy b. Ka'b."
Bana Kuteybe b. Saîd, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) Hatice'yi çok zikretmesinden dolayı, ben hiçbir kadını Hatice kadar kıskanmadım. Rasulullah (sav), Hatice'nin ölümünden üç sene sonra benimle evlendi. Aziz ve Celîl olan Rabbi yahut da Cibril (as), Rasulullah'a, Hatice'yi cennette inciden bir ev ile müjdelemesini emretti.
Bana Ömer b. Muhammed b. Hasan, ona Babası (Muhammed b. Hasan) ona Hafs, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben Peygamber'in kadınlarından hiçbirisini, Hatice kadar kıskanmadım. Hâlbuki ben Hatice'yi görmemiştim, ama Peygamber (sav) adını çok anardı. Çok defa koyun keser, sonra da eti parçalara ayırıp, Hatice'nin arkadaşlarına gönderirdi. Bazen dayanamayarak, Hz. Peygamber'e (sav) hitaben “sanki yeryüzünde hiç kadın yok, bir tek Hatice var” diye söylenirdim. Rasulullah da "Hatice şöyle idi, Hatice böyle idi" der ve "Ondan benim çocuklarım var" buyururdu.