10612 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Vehb. b. Keysân, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sahil tarafına, üç yüz kişilik bir askerî kuvvet gönderip başlarına da Ebu Ubeyde b. Cerrâh'ı kumandan tayin etti. Biz yola çıktık ve bir süre yol aldıktan sonra azığımız tükendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde müfrezenin bütün azıklarının bir araya getirilmesini emretti. Tamamı iki azık torbası kadar hurma idi. Ebu Ubeyde, bitinceye kadar, her gün bize o azıktan azar azar veriyordu. Artık her birimize günde birer hurmadan başka bir şey düşmüyordu. (Râvi Vehb der ki:) Ben Câbir'e “günde bir hurma sizin beslenmenize yeter mi?” dedim. Câbir de şu cevabı verdi: Bu bir hurma da tükenince onun yokluğunun acısını da tattık. Sonra deniz sahiline ulaştık, bir de baktık ki, küçük dağ gibi büyük bir balık duruyor. Müfreze on sekiz gün boyunca bu balığın etinden yedi. Sonra Ebû Ubeyde balığın iki kaburga kemiğinin yukarı dikilerek (köprü gibi) çatılmasını emretti. Ardından bir deve hazırlanarak sürülmesini emretti, deve bu iki kaburga kemiğine değmeden, altından geçti.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayetine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer Ensâr, bir dere ya da dağ yolunu tutup gitse ben de Ensâr'ın dere yolunu tutar giderdim. Eğer hicret olmasaydı, ben de Ensâr'dan biri olurdum." Ebu Hureyre “babam anam O'na feda olsun, Rasulullah (sav) bu sözünde haksız değildir. Çünkü Ensâr, Rasulullah'ı barındırdı ve O'na yardım etti” demiş ya da benzer başka sözler söylemiştir.
Bize Yakub b. İbrahim b. Kesîr, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Hişâm b. Zeyd, ona da Enes ibn Mâlik (ra) şöyle demiştir: Bir keresinde Ensâr'dan bir kadın, yanında çocuğu ile beraber Rasulullah'a geldi. Rasulullah (sav) onunla konuştu ve konuşma esnasında iki defa "nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz Ensâr topluluğu bana insanların en sevimlilerisiniz" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Sufyân, ona Yahya b. Saîd, ona da, (Haccâc'ın zulmünü şikayet için) birlikte Velîd'in yanına çıktığı zaman, Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Bahreyn arazisini sahabîlere dağıtmak üzere önce Ensâr'ı çağırdı, ancak Ensar “hayır, Muhacir kardeşlerimize aynısını bölüştürmedikçe bize vermeyiniz” dedi. Rasulullah (sav) da "Madem feragat edip almadınız, o zaman Kevser havuzunda bana kavuşuncaya kadar sabrediniz. Çünkü benden sonra, başkalarının size tercih edileceği bir zaman gelecektir" buyurdu.