Giriş

Bize Esbağ b. Ferec, ona Abdullah b. Vehb, ona Saîd, ona Zühre b. Ma'bed, ona da Hz. Peygamber (sav) zamanına yetişen Dedesi Abdullah b. Hişâm şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Hişâm'ın annesi Zeynep bt. Humeyd, onu Hz. Peygamber'e götürüp " Ey Allah'ın Rasûlü bundan biat al" dedi. Hz. Peygamber "onun yaşı küçük" diyerek (biat almadı, sadece) başını okşadı ve ona dua etti. Zühre b. Ma'bed dedesi Abdullah b. Hişâm ile çarşıya çıkıp yiyecek satın alırdı. (Bir gün yolda) İbn Ömer ve İbn Zübeyir (r.anhuma) ile karşılaştı. Onlar "alışverişine bizi de ortak et, zira Allah Rasûlü (sav) sana bereket duası etmiştir" dediler. Abdullah b. Hişâm da on­ları ortak eti. Bazen tam bir deve yükü kar ettiği olurdu da kazancını eve yollardı.


    Öneri Formu
287157 B002501-2 Buhari, Şirket, 13


    Öneri Formu
19360 B002508 Buhari, Rehn, 1


    Öneri Formu
19369 B002509 Buhari, Rehn, 2

Bize Muhammed b. Yusuf, ona el-Evzâî, ona Ebu Necâşî, ona da Râfi b. Hadîc (ra) şöye demiştir: Biz Peygamber (sav) ile birlikte ikindi namazını kılar, sonra deve kesip, on hisseye ayırır ve gün batmadan önce de piş­miş etleri yerdik.


Açıklama: Hadiste ikindi vakti ile akşam vakti arasındaki zamanın uzunluğuna işaret edilmektedir.

    Öneri Formu
18455 B002485 Buhari, Şirket, 1

Bana Abdülaziz b. Abdullah el-Âmirî el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan (diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin..." (Nisâ, 3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, ayetteki "Yetimler" ile velisinin velayet ve vasiliği altında bulunup, mal hissesinde veliye ortak olan yetim kız kast edilmektedir. Bu yetimin malı ve güzelliği velisinin hoşuna gider. Bu sebeple velisi ona, mihrinde adaleti gözetmeden ve başkasının ve­receği kadar mehir vermeden onunla evlenmek ister. İşte bu velilerin, kendi himayeleri altındaki yetime kızlarla, haklarında adalet gözetmeden ve onların mehirlerini en yüksek miktara yüksel­tmeden evlenmeleri yasaklanmış, yerine kendilerine he­lâl olan başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Urve der ki: Âişe şöyle devam etti: Bu ayet indikten sonra in­sanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istediler. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127). Allah'ın bu ayette "Kitap'ta size karşı okunup duruyor" diye zikrettiği, surenin evvelinde geçen ve içinde "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getire­meyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh ediniz" buyruğunun yer aldığı ayettir. Âişe der ki: Diğer ayette yer alan, Allah'ın "nikahlamayı istemediğiniz" buyruğu da herhan­gi birinizin himâyesi altında bulunan yetim kıza malı ve güzelliği az olduğu zaman rağbet göstermemesidir. Bu mal ve güzelliği az olan Öksüz kızlara rağbet etmediklerinden dolayı, malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları -adalete riayet etmedikçe- nikâhlamaları yetim velilerine yasaklandı.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280246 B002494-2 Buhari, Şirket, 7

Bize Hallad b. Yahya, ona Süfyan, ona Cebele b. Suhaym, ona da İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) birileriyle birlikte hurma yerken, bir kimsenin arkadaşlarından izin almadıkça çift çift yemesini neyhetti."


    Öneri Formu
18470 B002489 Buhari, Şirket, 4

Bize Müsedded, ona Cüveyriye b. Esma, ona Nafi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Her kim bir köledeki hissesini azat ederse, - eğer kölenin bedeli kadar malı varsa- kölenin tamamını hürriyete kavuşturmak onun üzerine vacip olur. Kölenin piyasa değeri belirlenir, ortaklarına kendi hisseleri verilir ve köle salıverilir."


    Öneri Formu
18517 B002503 Buhari, Şirket, 14

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah (ra) şöyle demiştir: Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır. Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Sonra Eş'as b. Kays yanımıza çıkageldi ve “Ebu Abdurrahman siz ne söylüyor” dedi. Ravi der ki: Biz de ona anlattık. Bunun üzerine o “doğru söylemiş, vallahi bu ayet benim hakkımda indi. Benimle Yahudi bir adam arasında bir kuyu üzerinde anlaşmazlık vardı. Davayı Allah Rasulü'ne (sav) götürdük. Ra­sulullah (sav) bana: "ya senin şahidin olacak ya da bu adam yemin edecek" buyurdu. Ben de “bu adam doğru yanlış olmasına aldırmaksızın yemin eder,” dedim. Bunun üze­rine Hz. peygamber (sav) "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır" buyurdu. Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)


    Öneri Formu
278052 B002516-2 Buhari, Rehn, 6


    Öneri Formu
19425 B002512 Buhari, Rehn, 4


    Öneri Formu
19372 B002510 Buhari, Rehn, 3