Bize Muhammed b. Amr er-Razî, ona Seleme b. Fadl, ona İbn İshak, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şöyle rivayet etmiştir:
(Bedir gazvesinden sonra Kureyşli) esirler getirildiğine, Sevde bt. Zem'a Afra ailesinin develeri indirdikleri yerde, Afra'nın iki oğlu Avf ve Muavviz'in yanında idi. (Ravi Yahya) der ki: Bu onlara örtünme emredilmeden önce idi. Sevde şöyle dedi “Allah'a (cc) yemin olsun ki ben yanlarında iken '(onların yanından insanların toplandığı yere) geldim ve bana işte bunlar esirlerdir, (Medine'ye) getirildiler' dendi. Bunun üzerine ben evime döndüm. O esnada Hz. Peygamber (sav) de oradaydı. Ebu Yezid Süheyl b. Amr ise odanın bir köşesinde iple elleri boynuna bağlı bir şekilde bulunuyordu.”
Ravi devamında hadisi nakletti.
Açıklama: Rivayetlerde meşhur olan, Ebu Cehl'in, Avf ile Muavviz değil, Muavviz ile Muaz tarafından öldürüldüğüdür.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16272, D002680
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الرَّازِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سَلَمَةُ - يَعْنِى ابْنَ الْفَضْلِ - عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدِ بْنِ زُرَارَةَ قَالَ
قُدِمَ بِالأُسَارَى حِينَ قُدِمَ بِهِمْ وَسَوْدَةُ بِنْتُ زَمْعَةَ عِنْدَ آلِ عَفْرَاءَ فِى مُنَاخِهِمْ عَلَى عَوْفٍ وَمُعَوِّذٍ ابْنَىْ عَفْرَاءَ قَالَ وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ يُضْرَبَ عَلَيْهِنَّ الْحِجَابُ قَالَ تَقُولُ سَوْدَةُ وَاللَّهِ إِنِّى لَعِنْدَهُمْ إِذْ أَتَيْتُ فَقِيلَ هَؤُلاَءِ الأُسَارَى قَدْ أُتِىَ بِهِمْ. فَرَجَعْتُ إِلَى بَيْتِى وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِيهِ وَإِذَا أَبُو يَزِيدَ سُهَيْلُ بْنُ عَمْرٍو فِى نَاحِيَةِ الْحُجْرَةِ مَجْمُوعَةٌ يَدَاهُ إِلَى عُنُقِهِ بِحَبْلٍ. ثُمَّ ذَكَرَ الْحَدِيثَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Amr er-Razî, ona Seleme b. Fadl, ona İbn İshak, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şöyle rivayet etmiştir:
(Bedir gazvesinden sonra Kureyşli) esirler getirildiğine, Sevde bt. Zem'a Afra ailesinin develeri indirdikleri yerde, Afra'nın iki oğlu Avf ve Muavviz'in yanında idi. (Ravi Yahya) der ki: Bu onlara örtünme emredilmeden önce idi. Sevde şöyle dedi “Allah'a (cc) yemin olsun ki ben yanlarında iken '(onların yanından insanların toplandığı yere) geldim ve bana işte bunlar esirlerdir, (Medine'ye) getirildiler' dendi. Bunun üzerine ben evime döndüm. O esnada Hz. Peygamber (sav) de oradaydı. Ebu Yezid Süheyl b. Amr ise odanın bir köşesinde iple elleri boynuna bağlı bir şekilde bulunuyordu.”
Ravi devamında hadisi nakletti.
Açıklama:
Rivayetlerde meşhur olan, Ebu Cehl'in, Avf ile Muavviz değil, Muavviz ile Muaz tarafından öldürüldüğüdür.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 124, /618
Senetler:
1. Ümmü Esved Sevde bt. Zem'a el-Kuraşiyye (Sevde bt. Zem'a b. Kays b. Abdu Şems b. Abdu Ved b. Nasr)
2. Yahya b. Abdullah el-Ensarî (Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare)
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Abdullah Seleme b. Fadl el-Ensarî (Seleme b. Fadl)
7. Muhammed b. Amr et-Temimi (Muhammed b. Amr b. Bekir b. Salim b. Habhab)
Konular:
Tesettür,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16297, D002696
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ بْنُ حَرْبٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مَيْمُونِ بْنِ أَبِى شَبِيبٍ عَنْ عَلِىٍّ
"أَنَّهُ فَرَّقَ بَيْنَ جَارِيَةٍ وَوَلَدِهَا فَنَهَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ ذَلِكَ وَرَدَّ الْبَيْعَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَمَيْمُونٌ لَمْ يُدْرِكْ عَلِيًّا قُتِلَ بِالْجَمَاجِمِ وَالْجَمَاجِمُ سَنَةُ ثَلاَثٍ وَثَمَانِينَ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَرَّةُ سَنَةُ ثَلاَثٍ وَسِتِّينَ وَقُتِلَ ابْنُ الزُّبَيْرِ سَنَةَ ثَلاَثٍ وَسَبْعِينَ.]
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İshak b. Mansur, ona Abdüsselam b. Harb, ona Yezid b. Abdurrahman, ona Hakem (b. Uteybe) ona Meymun b. Ebu Şebib, ona da Hz. Ali şöyle nakletmiştir.
" Hz. Ali bir cariye ile çocuğunu (onları farklı kişilere satarak) birbirlerinden ayırmıştı, ancak Hz. Peygamber (sav) bundan nehyetti ve satışını kabul etmedi.
[Ebû Davud şöyle demiştir. Hz. Ali'den hadisi rivayet eden Meymun, Hz. Ali ile görüşmemiştir. Meymun 83 senesinde vuku bulan Cemacim savaşında öldürülmüştür.]
[Ebû Davud şöyle devam etmiştir. Harre savaşı ise 63 yılında vuku bulmuştur. (Abdullah) b. Zübeyr ise 73 yılında öldürülmüştür.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 133, /623
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Nasr Meymun b. Ebu Şebib er-Rib''i (Meymun b. Ebu Şebib)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman ed-Dâlânî (Yezid b. Abdurrahman b. Asım)
5. Ebu Bekir Abdüsselam b. Harb el-Mülai (Abdüsselam b. Harb b. Selm)
6. İshak b. Mansur es-Selûlî (İshak b. Mansur es-Selûlî)
7. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Aile, anneyle çocuğu ayırmanın yasaklanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16261, D002673
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا مُغِيرَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِزَامِىُّ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَمْزَةَ الأَسْلَمِىُّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَّرَهُ عَلَى سَرِيَّةٍ قَالَ فَخَرَجْتُ فِيهَا وَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا فَاحْرِقُوهُ بِالنَّارِ." فَوَلَّيْتُ فَنَادَانِى فَرَجَعْتُ إِلَيْهِ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا فَاقْتُلُوهُ وَلاَ تُحْرِقُوهُ فَإِنَّهُ لاَ يُعَذِّبُ بِالنَّارِ إِلاَّ رَبُّ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, ona Muğîra b. Abdurrahman el-Hizamî, ona Ebu Zinad, ona Muhammed b. Hamza el-Eslemi, ona da babası (Hamza b. Amr) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), kendisini bir müfrezeye komutan atamış. (Hamza anlatıyor): Ben müfreze içinde (gazâya) çıktım ve Hz. Peygamber (sav), "falancayı bulursanız onu ateşte yakın!" buyurdu. Ben de işime döndüm. (Çok geçmeden) beni çağırdı. Kendisine döndüm de bana, "falancayı bulursanız onu öldürün ancak, yakmayın! (Zira) ateşle sadece ateşin Rabbi azap eder" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Hamza b. Amr el-Eslemi (Hamza b. Amr b. Uveymir b. Haris b. A'rac)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Hamza el-Eslemi (Muhammed b. Hamza b. Amr b. Uveymir b. Haris b. A'rac)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Muğîra b. Abdurrahman el-Hizamî (Muğîra b. Abdurrahman b. Abdullah b. Halid b. Hizam)
5. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Savaş, Savaş durumu, hainleri ateşle yakmak meselesi
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدٍ وَقُتَيْبَةُ أَنَّ اللَّيْثَ بْنَ سَعْدٍ حَدَّثَهُمْ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْثٍ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا وَفُلاَنًا."
فَذَكَرَ مَعْنَاهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16262, D002674
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدٍ وَقُتَيْبَةُ أَنَّ اللَّيْثَ بْنَ سَعْدٍ حَدَّثَهُمْ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْثٍ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا وَفُلاَنًا."
فَذَكَرَ مَعْنَاهُ.
Tercemesi:
Bize Yezid b. Hâlid ve Kuteybe, onlara Leys b. Sa'd, ona Bükeyr, ona Süleyman b. Yesar, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bizi bir birlik içinde sevk edip; "falanı ve falancayı bulursanız" buyurdu.
(Ravi, bir önceki hadisin) manasını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Savaş, Savaş durumu, hainleri ateşle yakmak meselesi
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ الْعَيْشِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حَبِيبٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْعَنْبَسِ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَعَلَ فِدَاءَ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ أَرْبَعَمِائَةٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16290, D002691
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ الْعَيْشِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حَبِيبٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْعَنْبَسِ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَعَلَ فِدَاءَ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ أَرْبَعَمِائَةٍ."
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî, ona Süfyan b. Habib, ona Şube, ona Ebu Anbes, ona Ebu Şa'sâ', ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav) Bedir günü cahiliye ahalisi için 400 dirhem fidye takdir etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 131, /622
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Şa'sâ Câbir b. Zeyd el-Ezdî (Câbir b. Zeyd el-Ezdî)
3. Ebu Anbes Abdullah b. Mervan el-Kufî (Abdullah b. Mervan)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Süfyan b. Habib el-Basri (Süfyan b. Habib)
6. Ebu Bekir Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî (Abdurrahman b. Mübarek b. Abdullah)
Konular:
Siyer, Bedir esirleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16263, D002675
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ مَحْبُوبُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْفَزَارِىُّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الشَّيْبَانِىِّ عَنِ ابْنِ سَعْدٍ - قَالَ غَيْرُ أَبِى صَالِحٍ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ سَعْدٍ - عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَانْطَلَقَ لِحَاجَتِهِ فَرَأَيْنَا حُمَّرَةً مَعَهَا فَرْخَانِ فَأَخَذْنَا فَرْخَيْهَا فَجَاءَتِ الْحُمَّرَةُ فَجَعَلَتْ تَفْرُشُ فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ فَجَعَ هَذِهِ بِوَلَدِهَا رُدُّوا وَلَدَهَا إِلَيْهَا." وَرَأَى قَرْيَةَ نَمْلٍ قَدْ حَرَّقْنَاهَا فَقَالَ
"مَنْ حَرَّقَ هَذِهِ." قُلْنَا نَحْنُ . قَالَ
"إِنَّهُ لاَ يَنْبَغِى أَنْ يُعَذِّبَ بِالنَّارِ إِلاَّ رَبُّ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Salih Mahbub b. Musa, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona Ebu İshak eş-Şeybanî, ona İbn Sa'd, -Ebu Salih dışındakiler onu Hasan b. Sa'd olarak zikretmişlerdir- ona Abdurrahman b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile bir yolculukta idik de kendisi ihtiyacından dolayı uzaklaşıverdi. Biz de kaya kuşu ve beraberinde iki yavrunu gördük. İki yavrusunu aldık. Kaya kuşu gelip kanatlarını açmaya başladı. (O esnada) Hz. Peygamber (sav) gelip "evlatlarından dolayı kim onu korkuttu? Evlatlarını ona geri verin" buyurdu. (Bir keresinde de) yaktığımız bir karınca yuvasını görüp "bunu kim yaktı?" buyurdu. Biz de biz (yaktık)! dedik. Rasulullah (sav), "ateşle sadece ateşin Rabbinin azap etmesi yakışık alır!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Abdullah el-Hüzeli (Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
3. Hasan b. Sa'd el-Haşimi (Hasan b. Sa'd b. Ma'bed)
4. Süleyman b. Feyrûz eş-Şeybanî (Süleyman b. Feyrûz)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
Konular:
Hz. Peygamber, hayvanlara merhameti,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16305, D002698
Hadis:
حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ سُهَيْلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى - يَعْنِى ابْنَ أَبِى زَائِدَةَ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
"أَنَّ غُلاَمًا لاِبْنِ عُمَرَ أَبَقَ إِلَى الْعَدُوِّ فَظَهَرَ عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ فَرَدَّهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى ابْنِ عُمَرَ وَلَمْ يُقْسَمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَالَ غَيْرُهُ رَدَّهُ عَلَيْهِ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ.]
Tercemesi:
Bize Salih b. Süheyl, ona Yahya b. Ebu Zâide, ona Ubeydullah, ona da Nafi', İbn Ömer'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
"İbn Ömer'in bir kölesi düşman tarafına kaçtı. Müslümanlar da düşmana karşı zafer kazandılar. Hz. Peygamber (sav) o (köleyi) İbn Ömer'e iade etti ve onu (ganimet malları olarak) taksim etmedi."
[Ebû Davud şöyle demiştir: Başka raviler, Halid b. Velid'in iade ettiğini rivayet etmişlerdir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 135, /624
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
5. Ebu Ahmed Salih b. Süheyl en-Nehaî (Salih b. Süheyl)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Savaş, esirler
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ حَمْزَةَ الزُّبَيْرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
"أَنَّ جَيْشًا غَنِمُوا فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم طَعَامًا وَعَسَلاً فَلَمْ يُؤْخَذْ مِنْهُمُ الْخُمُسُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16322, D002701
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ حَمْزَةَ الزُّبَيْرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
"أَنَّ جَيْشًا غَنِمُوا فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم طَعَامًا وَعَسَلاً فَلَمْ يُؤْخَذْ مِنْهُمُ الْخُمُسُ."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hamza ez-Zübeyrî, ona Enes b. İyaz, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) zamanında bir ordu, yemek ve balı ganimet aldılar da yedikleri şeylerden dolayı beşte bir hisse alınmadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 137, /625
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Damra Enes b. İyaz el-Leysî (Enes b. İyaz b. Damra)
5. Ebu İshak İbrahim b. Hamza ez-Zübeyrî (İbrahim b. Hamza b. Muhammed b. Hamza b. Musab)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, beşte bir hisse
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16275, D002681
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ashabını (gazâ için) çağırdı da Bedir'e doğru yola koyuldular. (Derken, yolda) Kureyş (ordusuna) su çeken (insanları gördüler)! İçlerinde Haccac oğullarına ait siyah bir köle vardı. Hz. Peygamber'in (sav) ashabı onu (esir) alıp Ebu Süfyan'ın nerede olduğunu sormaya başladılar. (Köle), Vallahi! Onun durumuna dair bir bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler (ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır dedi. Onlara bunu dediğinde (ashab), onu dövdüler. (Köle), Bırakın beni, bırakın beni! Size anlatacağım dedi. Onu bıraktıklarında Vallahi! Ebu Süfyan'a dair bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır. Geldiler! dedi. Nebî (sav) de namaz kılıyor ve bunu işitiyordu. (Namazı) bitince "canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, size doğru söylediğinde onu dövüyorsunuz, size yalan söylediğinde ise onu bırakıyorsunuz. İşte Kureyş! Ebu Süfyan'ı korumak için geldiler" buyurdu. Enes şöyle demiştir:
Hz. Peygamber(sav), "bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Sonra) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Ardından) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. Canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, (müşriklerden hiç) kimse Rasulullah'ın (sav) elini koyduğu yeri geçmeyip (o yerde öldürüldü)! Hz. Peygamber (sav) onların ayaklarından tutulup sürüklenmelerini ve Bedir kuyusuna atılmasını emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 125, /619
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Siyer, Bedir Savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16294, D002694
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ فِى هَذِهِ الْقِصَّةِ قَالَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"رُدُّوا عَلَيْهِمْ نِسَاءَهُمْ وَأَبْنَاءَهُمْ فَمَنْ مَسَكَ بِشَىْءٍ مِنْ هَذَا الْفَىْءِ فَإِنَّ لَهُ بِهِ عَلَيْنَا سِتَّ فَرَائِضَ مِنْ أَوَّلِ شَىْءٍ يُفِيئُهُ اللَّهُ عَلَيْنَا." ثُمَّ دَنَا - يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم - مِنْ بَعِيرٍ فَأَخَذَ وَبَرَةً مِنْ سَنَامِهِ ثُمَّ قَالَ
"يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّهُ لَيْسَ لِى مِنَ الْفَىْءِ شَىْءٌ وَلاَ هَذَا." وَرَفَعَ أُصْبُعَيْهِ
"إِلاَّ الْخُمُسَ وَالْخُمُسُ مَرْدُودٌ عَلَيْكُمْ فَأَدُّوا الْخِيَاطَ وَالْمِخْيَطَ." فَقَامَ رَجُلٌ فِى يَدِهِ كُبَّةٌ مِنْ شَعْرٍ فَقَالَ أَخَذْتُ هَذِهِ لأُصْلِحَ بِهَا بَرْذَعَةً لِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَمَّا مَا كَانَ لِى وَلِبَنِى عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَهُوَ لَكَ." فَقَالَ أَمَّا إِذْ بَلَغَتْ مَا أَرَى فَلاَ أَرَبَ لِى فِيهَا . وَنَبَذَهَا .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Onların kadınlarını ve oğullarını kendilerine geri veriniz. Her kim şu ganimetten bir hisse alıp da sonra onu geri verirse bu ganimet karşılığında ona Allah'ın bize vereceği ilk ganimetten altı deve vermek üzerimize borçtur." Sonra Rasulullah (sav) bir deveye yaklaşıp hörgücünden bir tüy kopartarak:
"Ey insanlar benim için şu ganimetten ve şu elimdekinden bile hiçbir pay yoktur" buyurdu ve (tüy tuttuğu) iki parmağını kaldırıp şöyle devam etti; "ancak beşte biri müstesna. O beşte bir de tarafımdan size geri verilmiştir. Ganimetten almış olduğunuz iplik ile iğneyi dahi sahiplerine geri veriniz." Bunun üzerine elinde kıldan yumak olan bir adam kalkıp; Ben Devemin palanı altında bulunan çulu tamir etmek için (ganimet mallarından) şu yumağı almıştım dedi. Bunun üzerine Rasulullah da (sav):
"Benim ve Abdulmuttalib oğulları için olan (ganimet) senindir" buyurdu. O adam da şu gördüğüm duruma bakınca artık benim ona ihtiyacım yoktur dedi ve onu attı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 131, /623
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, beşte bir hisse