Bize Muhammed b. Amr er-Razî, ona Seleme b. Fadl, ona İbn İshak, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şöyle rivayet etmiştir:
(Bedir gazvesinden sonra Kureyşli) esirler getirildiğine, Sevde bt. Zem'a Afra ailesinin develeri indirdikleri yerde, Afra'nın iki oğlu Avf ve Muavviz'in yanında idi. (Ravi Yahya) der ki: Bu onlara örtünme emredilmeden önce idi. Sevde şöyle dedi “Allah'a (cc) yemin olsun ki ben yanlarında iken '(onların yanından insanların toplandığı yere) geldim ve bana işte bunlar esirlerdir, (Medine'ye) getirildiler' dendi. Bunun üzerine ben evime döndüm. O esnada Hz. Peygamber (sav) de oradaydı. Ebu Yezid Süheyl b. Amr ise odanın bir köşesinde iple elleri boynuna bağlı bir şekilde bulunuyordu.”
Ravi devamında hadisi nakletti.
Açıklama: Rivayetlerde meşhur olan, Ebu Cehl'in, Avf ile Muavviz değil, Muavviz ile Muaz tarafından öldürüldüğüdür.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16272, D002680
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الرَّازِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سَلَمَةُ - يَعْنِى ابْنَ الْفَضْلِ - عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدِ بْنِ زُرَارَةَ قَالَ
قُدِمَ بِالأُسَارَى حِينَ قُدِمَ بِهِمْ وَسَوْدَةُ بِنْتُ زَمْعَةَ عِنْدَ آلِ عَفْرَاءَ فِى مُنَاخِهِمْ عَلَى عَوْفٍ وَمُعَوِّذٍ ابْنَىْ عَفْرَاءَ قَالَ وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ يُضْرَبَ عَلَيْهِنَّ الْحِجَابُ قَالَ تَقُولُ سَوْدَةُ وَاللَّهِ إِنِّى لَعِنْدَهُمْ إِذْ أَتَيْتُ فَقِيلَ هَؤُلاَءِ الأُسَارَى قَدْ أُتِىَ بِهِمْ. فَرَجَعْتُ إِلَى بَيْتِى وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِيهِ وَإِذَا أَبُو يَزِيدَ سُهَيْلُ بْنُ عَمْرٍو فِى نَاحِيَةِ الْحُجْرَةِ مَجْمُوعَةٌ يَدَاهُ إِلَى عُنُقِهِ بِحَبْلٍ. ثُمَّ ذَكَرَ الْحَدِيثَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Amr er-Razî, ona Seleme b. Fadl, ona İbn İshak, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şöyle rivayet etmiştir:
(Bedir gazvesinden sonra Kureyşli) esirler getirildiğine, Sevde bt. Zem'a Afra ailesinin develeri indirdikleri yerde, Afra'nın iki oğlu Avf ve Muavviz'in yanında idi. (Ravi Yahya) der ki: Bu onlara örtünme emredilmeden önce idi. Sevde şöyle dedi “Allah'a (cc) yemin olsun ki ben yanlarında iken '(onların yanından insanların toplandığı yere) geldim ve bana işte bunlar esirlerdir, (Medine'ye) getirildiler' dendi. Bunun üzerine ben evime döndüm. O esnada Hz. Peygamber (sav) de oradaydı. Ebu Yezid Süheyl b. Amr ise odanın bir köşesinde iple elleri boynuna bağlı bir şekilde bulunuyordu.”
Ravi devamında hadisi nakletti.
Açıklama:
Rivayetlerde meşhur olan, Ebu Cehl'in, Avf ile Muavviz değil, Muavviz ile Muaz tarafından öldürüldüğüdür.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 124, /618
Senetler:
1. Ümmü Esved Sevde bt. Zem'a el-Kuraşiyye (Sevde bt. Zem'a b. Kays b. Abdu Şems b. Abdu Ved b. Nasr)
2. Yahya b. Abdullah el-Ensarî (Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare)
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Abdullah Seleme b. Fadl el-Ensarî (Seleme b. Fadl)
7. Muhammed b. Amr et-Temimi (Muhammed b. Amr b. Bekir b. Salim b. Habhab)
Konular:
Tesettür,
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ الْهَيَّاجِ بْنِ عِمْرَانَ
"أَنَّ عِمْرَانَ أَبَقَ لَهُ غُلاَمٌ فَجَعَلَ لِلَّهِ عَلَيْهِ لَئِنْ قَدَرَ عَلَيْهِ لَيَقْطَعَنَّ يَدَهُ فَأَرْسَلَنِى لأَسْأَلَ لَهُ فَأَتَيْتُ سَمُرَةَ بْنَ جُنْدَبٍ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ كَانَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُثُّنَا عَلَى الصَّدَقَةِ وَيَنْهَانَا عَنِ الْمُثْلَةِ فَأَتَيْتُ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُثُّنَا عَلَى الصَّدَقَةِ وَيَنْهَانَا عَنِ الْمُثْلَةِ."
Açıklama: Müsle: Canlıların organlarını kesmek suretiyle onlara işkence etmek anlamına gelmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16221, D002667
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ الْهَيَّاجِ بْنِ عِمْرَانَ
"أَنَّ عِمْرَانَ أَبَقَ لَهُ غُلاَمٌ فَجَعَلَ لِلَّهِ عَلَيْهِ لَئِنْ قَدَرَ عَلَيْهِ لَيَقْطَعَنَّ يَدَهُ فَأَرْسَلَنِى لأَسْأَلَ لَهُ فَأَتَيْتُ سَمُرَةَ بْنَ جُنْدَبٍ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ كَانَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُثُّنَا عَلَى الصَّدَقَةِ وَيَنْهَانَا عَنِ الْمُثْلَةِ فَأَتَيْتُ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُثُّنَا عَلَى الصَّدَقَةِ وَيَنْهَانَا عَنِ الْمُثْلَةِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam b. Senber), ona Katade (b. Diame), ona Hasan (b. Yesar el-Basrî), ona da Heyyâc b. İmran şöyle demiştir:
"İmran'ın (b. Husayn) bir kölesi kaçmıştı. Köleyi eline geçirdiği vakit onun elini keseceğine dair Allah'a adakta bulundu. Bunun üzerine kendisi adına sormam için beni gönderdi. Bende Semure b. Cündeb'e gelip bu meseleyi sordum. O şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav) bizi sadaka vermeye teşvik eder, müsle yapmayı da yasaklardı. Sonra gidip bir de İmran b. Husayn'a sordum. O şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav) bizi sadaka vermeye teşvik eder, müsle yapmayı da yasaklardı."
Açıklama:
Müsle: Canlıların organlarını kesmek suretiyle onlara işkence etmek anlamına gelmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 120, /615
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Heyyâc b. İmran et-Temimi (Heyyâc b. İmran b. Fudayl)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Adak, Allah'a isyan içeren adaklar
KTB, SADAKA
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى وَزِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا مُغِيرَةُ عَنْ شِبَاكٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هُنَىِّ بْنِ نُوَيْرَةَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَعَفُّ النَّاسِ قِتْلَةً أَهْلُ الإِيمَانِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16220, D002666
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى وَزِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا مُغِيرَةُ عَنْ شِبَاكٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هُنَىِّ بْنِ نُوَيْرَةَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَعَفُّ النَّاسِ قِتْلَةً أَهْلُ الإِيمَانِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsa ve Ziyad b. Eyyüb, onlara Hüşeym, ona Muğira, ona Şibâk, ona İbrahim, ona Hüney b. Nüveyre, ona Alkame, ona da Abdullah (b. Mesud), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Öldürmede (bile) insanların en merhametlisi, iman ehlidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 120, /615
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Hüney b. Nüveyre ed-Dabbî (Hüney b. Nüveyre)
4. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
5. Şibâk ed-Dabbî (Şibâk)
6. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
7. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
8. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Müslüman, mü'minin kişiliği
Müslüman, vasıfları
Seçki, Güzel ahlak
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ مَوْهَبٍ وَقُتَيْبَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَعِيدٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
"أَنَّ امْرَأَةً وُجِدَتْ فِى بَعْضِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتُولَةً فَأَنْكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَتْلَ النِّسَاءِ وَالصِّبْيَانِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16222, D002668
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ مَوْهَبٍ وَقُتَيْبَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَعِيدٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
"أَنَّ امْرَأَةً وُجِدَتْ فِى بَعْضِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتُولَةً فَأَنْكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَتْلَ النِّسَاءِ وَالصِّبْيَانِ."
Tercemesi:
Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Kuteybe b. Said, onlara Leys, ona Nafi', ona Abdullah (b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah'ın (sav) gazâlarının birinde bir kadın, ölmüş vaziyette bulundu. Hz. Peygamber (sav) de kadınların ve çocukların öldürülmesini hoş karşılamadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 121, /616
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اقْتُلُوا شُيُوخَ الْمُشْرِكِينَ وَاسْتَبْقُوا شَرْخَهُمْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16225, D002670
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اقْتُلُوا شُيُوخَ الْمُشْرِكِينَ وَاسْتَبْقُوا شَرْخَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, ona Hüşeym, ona Haccac, ona Katade, ona Hasan, ona da Semüra b. Cündüb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müşriklerin yaşlılarını öldürün ve çocuklarını bırakın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 121, /616
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Ertat Haccac b. Ertat en-Nehai (Haccac b. Ertat b. Sevr b. Hübeyre b. Şerahil)
5. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
6. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Savaş, Hukuku
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16261, D002673
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا مُغِيرَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِزَامِىُّ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَمْزَةَ الأَسْلَمِىُّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَّرَهُ عَلَى سَرِيَّةٍ قَالَ فَخَرَجْتُ فِيهَا وَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا فَاحْرِقُوهُ بِالنَّارِ." فَوَلَّيْتُ فَنَادَانِى فَرَجَعْتُ إِلَيْهِ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا فَاقْتُلُوهُ وَلاَ تُحْرِقُوهُ فَإِنَّهُ لاَ يُعَذِّبُ بِالنَّارِ إِلاَّ رَبُّ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, ona Muğîra b. Abdurrahman el-Hizamî, ona Ebu Zinad, ona Muhammed b. Hamza el-Eslemi, ona da babası (Hamza b. Amr) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), kendisini bir müfrezeye komutan atamış. (Hamza anlatıyor): Ben müfreze içinde (gazâya) çıktım ve Hz. Peygamber (sav), "falancayı bulursanız onu ateşte yakın!" buyurdu. Ben de işime döndüm. (Çok geçmeden) beni çağırdı. Kendisine döndüm de bana, "falancayı bulursanız onu öldürün ancak, yakmayın! (Zira) ateşle sadece ateşin Rabbi azap eder" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Hamza b. Amr el-Eslemi (Hamza b. Amr b. Uveymir b. Haris b. A'rac)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Hamza el-Eslemi (Muhammed b. Hamza b. Amr b. Uveymir b. Haris b. A'rac)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Muğîra b. Abdurrahman el-Hizamî (Muğîra b. Abdurrahman b. Abdullah b. Halid b. Hizam)
5. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Savaş, Savaş durumu, hainleri ateşle yakmak meselesi
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدٍ وَقُتَيْبَةُ أَنَّ اللَّيْثَ بْنَ سَعْدٍ حَدَّثَهُمْ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْثٍ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا وَفُلاَنًا."
فَذَكَرَ مَعْنَاهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16262, D002674
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدٍ وَقُتَيْبَةُ أَنَّ اللَّيْثَ بْنَ سَعْدٍ حَدَّثَهُمْ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْثٍ فَقَالَ
"إِنْ وَجَدْتُمْ فُلاَنًا وَفُلاَنًا."
فَذَكَرَ مَعْنَاهُ.
Tercemesi:
Bize Yezid b. Hâlid ve Kuteybe, onlara Leys b. Sa'd, ona Bükeyr, ona Süleyman b. Yesar, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bizi bir birlik içinde sevk edip; "falanı ve falancayı bulursanız" buyurdu.
(Ravi, bir önceki hadisin) manasını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Savaş, Savaş durumu, hainleri ateşle yakmak meselesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16263, D002675
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ مَحْبُوبُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْفَزَارِىُّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الشَّيْبَانِىِّ عَنِ ابْنِ سَعْدٍ - قَالَ غَيْرُ أَبِى صَالِحٍ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ سَعْدٍ - عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَانْطَلَقَ لِحَاجَتِهِ فَرَأَيْنَا حُمَّرَةً مَعَهَا فَرْخَانِ فَأَخَذْنَا فَرْخَيْهَا فَجَاءَتِ الْحُمَّرَةُ فَجَعَلَتْ تَفْرُشُ فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ فَجَعَ هَذِهِ بِوَلَدِهَا رُدُّوا وَلَدَهَا إِلَيْهَا." وَرَأَى قَرْيَةَ نَمْلٍ قَدْ حَرَّقْنَاهَا فَقَالَ
"مَنْ حَرَّقَ هَذِهِ." قُلْنَا نَحْنُ . قَالَ
"إِنَّهُ لاَ يَنْبَغِى أَنْ يُعَذِّبَ بِالنَّارِ إِلاَّ رَبُّ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Salih Mahbub b. Musa, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona Ebu İshak eş-Şeybanî, ona İbn Sa'd, -Ebu Salih dışındakiler onu Hasan b. Sa'd olarak zikretmişlerdir- ona Abdurrahman b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile bir yolculukta idik de kendisi ihtiyacından dolayı uzaklaşıverdi. Biz de kaya kuşu ve beraberinde iki yavrunu gördük. İki yavrusunu aldık. Kaya kuşu gelip kanatlarını açmaya başladı. (O esnada) Hz. Peygamber (sav) gelip "evlatlarından dolayı kim onu korkuttu? Evlatlarını ona geri verin" buyurdu. (Bir keresinde de) yaktığımız bir karınca yuvasını görüp "bunu kim yaktı?" buyurdu. Biz de biz (yaktık)! dedik. Rasulullah (sav), "ateşle sadece ateşin Rabbinin azap etmesi yakışık alır!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 122, /617
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Abdullah el-Hüzeli (Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
3. Hasan b. Sa'd el-Haşimi (Hasan b. Sa'd b. Ma'bed)
4. Süleyman b. Feyrûz eş-Şeybanî (Süleyman b. Feyrûz)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
Konular:
Hz. Peygamber, hayvanlara merhameti,
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ الْعَيْشِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حَبِيبٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْعَنْبَسِ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَعَلَ فِدَاءَ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ أَرْبَعَمِائَةٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16290, D002691
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ الْعَيْشِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حَبِيبٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْعَنْبَسِ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَعَلَ فِدَاءَ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ أَرْبَعَمِائَةٍ."
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî, ona Süfyan b. Habib, ona Şube, ona Ebu Anbes, ona Ebu Şa'sâ', ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav) Bedir günü cahiliye ahalisi için 400 dirhem fidye takdir etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 131, /622
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Şa'sâ Câbir b. Zeyd el-Ezdî (Câbir b. Zeyd el-Ezdî)
3. Ebu Anbes Abdullah b. Mervan el-Kufî (Abdullah b. Mervan)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Süfyan b. Habib el-Basri (Süfyan b. Habib)
6. Ebu Bekir Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî (Abdurrahman b. Mübarek b. Abdullah)
Konular:
Siyer, Bedir esirleri
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16275, D002681
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ashabını (gazâ için) çağırdı da Bedir'e doğru yola koyuldular. (Derken, yolda) Kureyş (ordusuna) su çeken (insanları gördüler)! İçlerinde Haccac oğullarına ait siyah bir köle vardı. Hz. Peygamber'in (sav) ashabı onu (esir) alıp Ebu Süfyan'ın nerede olduğunu sormaya başladılar. (Köle), Vallahi! Onun durumuna dair bir bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler (ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır dedi. Onlara bunu dediğinde (ashab), onu dövdüler. (Köle), Bırakın beni, bırakın beni! Size anlatacağım dedi. Onu bıraktıklarında Vallahi! Ebu Süfyan'a dair bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır. Geldiler! dedi. Nebî (sav) de namaz kılıyor ve bunu işitiyordu. (Namazı) bitince "canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, size doğru söylediğinde onu dövüyorsunuz, size yalan söylediğinde ise onu bırakıyorsunuz. İşte Kureyş! Ebu Süfyan'ı korumak için geldiler" buyurdu. Enes şöyle demiştir:
Hz. Peygamber(sav), "bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Sonra) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Ardından) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. Canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, (müşriklerden hiç) kimse Rasulullah'ın (sav) elini koyduğu yeri geçmeyip (o yerde öldürüldü)! Hz. Peygamber (sav) onların ayaklarından tutulup sürüklenmelerini ve Bedir kuyusuna atılmasını emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 125, /619
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Siyer, Bedir Savaşı