Öneri Formu
Hadis Id, No:
17211, D002759
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْفَيْضِ عَنْ سُلَيْمِ بْنِ عَامِرٍ - رَجُلٍ مِنْ حِمْيَرَ - قَالَ كَانَ بَيْنَ مُعَاوِيَةَ وَبَيْنَ الرُّومِ عَهْدٌ وَكَانَ يَسِيرُ نَحْوَ بِلاَدِهِمْ حَتَّى إِذَا انْقَضَى الْعَهْدُ غَزَاهُمْ فَجَاءَ رَجُلٌ عَلَى فَرَسٍ أَوْ بِرْذَوْنٍ وَهُوَ يَقُولُ اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ وَفَاءٌ لاَ غَدْرٌ فَنَظَرُوا فَإِذَا عَمْرُو بْنُ عَبَسَةَ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ مُعَاوِيَةُ فَسَأَلَهُ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ قَوْمٍ عَهْدٌ فَلاَ يَشُدُّ عُقْدَةً وَلاَ يَحُلُّهَا حَتَّى يَنْقَضِىَ أَمَدُهَا أَوْ يَنْبِذَ إِلَيْهِمْ عَلَى سَوَاءٍ." فَرَجَعَ مُعَاوِيَةُ .
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer en-Nemrî, ona Şube, ona Ebu Feyz, ona da Himyer'den bir ravi olan Süleym b. Amir şöyle rivayet etmiştir:
Muaviye ile Bizans arasında (barış) antlaşma(sı) vardı. (Muaviye) onların topraklarına doğru yola koyulmuş, antlaşma (süresi) bittiği (anda) onlara saldıracaktı! (Derken) at üzerinde -Ravilerden biri şüpheye düşüp Türk atı demiştir- bir adam çıkageldi. Allahu ekber! Allahu ekber! Ahde vefa gerekir, ihanet etmek yoktur! diyordu. (İnsanlar) baktılar da onun Amr b. Abese olduğunu gördüler! Muaviye ona sormak için kendisine (birini) yolladı. (Amr), Rasulullah'ın, "kendisi ile bir topluluk arasında antlaşma bulunan süresi bitene ya da antlaşmayı bozduğunu ilan edene dek onu ne bozsun ne de çiğnesin!' buyurduğunu işittim" dedi. (Bunun üzerine) Muaviye geri döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 164, /639
Senetler:
1. Ebu Nüceyh Amr b. Anbese es-Sülemî (Amr b. Anbese b. Halid b. Huzeyfe b. Amr)
2. Ebu Yahya Süleym b. Amir el-Kila'i (Süleym b. Amir)
3. Ebu Feyz Musa b. Eyyüb el-Mehri (Musa b. Eyyüb)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عُيَيْنَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ قَتَلَ مُعَاهِدًا فِى غَيْرِ كُنْهِهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17212, D002760
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عُيَيْنَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ قَتَلَ مُعَاهِدًا فِى غَيْرِ كُنْهِهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Uyeyne b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Cevşen), ona da Ebu Bekre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Vakti dışında bir anlaşmalıyı öldürene Allah, cenneti haram kılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 165, /639
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ قَالَ مَالَ مَكْحُولٌ وَابْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ إِلَى خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ وَمِلْتُ مَعَهُمَا فَحَدَّثَنَا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ قَالَ قَالَ جُبَيْرٌ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى ذِى مِخْبَرٍ - رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - فَأَتَيْنَاهُ فَسَأَلَهُ جُبَيْرٌ عَنِ الْهُدْنَةِ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا وَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17222, D002767
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ قَالَ مَالَ مَكْحُولٌ وَابْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ إِلَى خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ وَمِلْتُ مَعَهُمَا فَحَدَّثَنَا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ قَالَ قَالَ جُبَيْرٌ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى ذِى مِخْبَرٍ - رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - فَأَتَيْنَاهُ فَسَأَلَهُ جُبَيْرٌ عَنِ الْهُدْنَةِ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا وَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona İsa b. Yunus, ona el-Evzâî (Abdurrahman b. Amr), ona da Hassan b. Atiyye şöyle demiştir: Mekhul, İbn Ebu Zekeriyya ve ben Halid b. Ma'den'e gittik. O bize Cübeyr b. Nüfeyr'den bir hadis nakletti. Halid dedi ki: Cübeyr bana; bizimle gel de Zü'l-Mihber'e gidelim, dedi. Ona geldik, Cübeyr de ona bu barıştan sordu. O da şöyle dedi:
"Rumlarla güvenilir bir barış yapacaksınız ve onlarla arkanızdaki (size saldıran) düşmanlarla savaşacaksınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 168, /642
Senetler:
1. Ebu Sellam Zü Mihber el-Habeşî (Zü Mihber el-Habeşi)
2. Ebu Abdurrahman Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî (Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik b. Âmir)
3. Hassan b. Atiyye el-Muharibî (Hassan b. Atiyye)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17233, D002770
Hadis:
حَدَّثَنِى الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا قَفَلَ مِنْ غَزْوٍ أَوْ حَجٍّ أَوْ عُمْرَةٍ يُكَبِّرُ عَلَى كُلِّ شَرَفٍ مِنَ الأَرْضِ ثَلاَثَ تَكْبِيرَاتٍ وَيَقُولُ
"لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ آيِبُونَ تَائِبُونَ عَابِدُونَ سَاجِدُونَ لِرَبِّنَا حَامِدُونَ صَدَقَ اللَّهُ وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ."
Tercemesi:
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav.) bir gazâdan, hacdan veya umreden dönerken, her tepenin üzerine geldiğinde üç defa tekbir getirir, sonra şöyle derdi:
"Allah'tan başka ilâh yoktur. O tektir, eşi-ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O'na mahsustur. O, her şeye kadirdir. Biz, tövbe edenler, kulluk edenler, Allah'a secde edenler ve Rabbimize hamd edenler olarak dönüyoruz. Allah vadini tuttu, kuluna yardım etti; müttefik orduları tek başına hezimete uğrattı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 170, /643
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Hamd, Allah'a hamdetmek
İman, Esasları, Allah'a İman
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ الْغَادِرَ يُنْصَبُ لَهُ لِوَاءٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُقَالُ هَذِهِ غَدْرَةُ فُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17208, D002756
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ الْغَادِرَ يُنْصَبُ لَهُ لِوَاءٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُقَالُ هَذِهِ غَدْرَةُ فُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona Malik (b. Enes), ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer (el-Adevî) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Hain kimse için kıyamet günü bir bayrak dikilir. Sonra da bu falan oğlu falanın hainlik nişanesidir, denir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 162, /638
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Müslüman, Sadakat, Güvenilirlik, Hiyanet
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17224, D002768
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ لِكَعْبِ بْنِ الأَشْرَفِ فَإِنَّهُ قَدْ آذَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ." فَقَامَ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ فَقَالَ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُحِبُّ أَنْ أَقْتُلَهُ قَالَ
"نَعَمْ." قَالَ فَأْذَنْ لِى أَنْ أَقُولَ شَيْئًا. قَالَ
"نَعَمْ قُلْ." فَأَتَاهُ فَقَالَ إِنَّ هَذَا الرَّجُلَ قَدْ سَأَلَنَا الصَّدَقَةَ وَقَدْ عَنَّانَا قَالَ وَأَيْضًا لَتَمَلُّنَّهُ. قَالَ اتَّبَعْنَاهُ فَنَحْنُ نَكْرَهُ أَنْ نَدَعَهُ حَتَّى نَنْظُرَ إِلَى أَىِّ شَىْءٍ يَصِيرُ أَمْرُهُ وَقَدْ أَرَدْنَا أَنْ تُسْلِفَنَا وَسْقًا أَوْ وَسْقَيْنِ. قَالَ كَعْبٌ أَىَّ شَىْءٍ تَرْهَنُونِى قَالَ وَمَا تُرِيدُ مِنَّا قَالَ نِسَاءَكُمْ قَالُوا سُبْحَانَ اللَّهِ أَنْتَ أَجْمَلُ الْعَرَبِ نَرْهَنُكَ نِسَاءَنَا فَيَكُونُ ذَلِكَ عَارًا عَلَيْنَا. قَالَ فَتَرْهَنُونِى أَوْلاَدَكُمْ. قَالُوا سُبْحَانَ اللَّهِ يُسَبُّ ابْنُ أَحَدِنَا فَيُقَالُ رُهِنْتَ بِوَسْقٍ أَوْ وَسْقَيْنِ. قَالُوا نَرْهَنُكَ اللأْمَةَ يُرِيدُ السِّلاَحَ قَالَ نَعَمْ. فَلَمَّا أَتَاهُ نَادَاهُ فَخَرَجَ إِلَيْهِ وَهُوَ مُتَطَيِّبٌ يَنْضَخُ رَأْسُهُ فَلَمَّا أَنْ جَلَسَ إِلَيْهِ وَقَدْ كَانَ جَاءَ مَعَهُ بِنَفَرٍ ثَلاَثَةٍ أَوْ أَرْبَعَةٍ فَذَكَرُوا لَهُ قَالَ عِنْدِى فُلاَنَةُ وَهِىَ أَعْطَرُ نِسَاءِ النَّاسِ. قَالَ تَأْذَنُ لِى فَأَشُمُّ قَالَ نَعَمْ. فَأَدْخَلَ يَدَهُ فِى رَأْسِهِ فَشَمَّهُ قَالَ أَعُودُ قَالَ نَعَمْ فَأَدْخَلَ يَدَهُ فِى رَأْسِهِ فَلَمَّا اسْتَمْكَنَ مِنْهُ قَالَ دُونَكُمْ. فَضَرَبُوهُ حَتَّى قَتَلُوهُ.
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), "Ka'b b. Eşref'i kim halleder? Zira o, Allah'a ve Rasulüne eziyet etmekte!" buyurdu. Muhammed b. Meseleme (hemen) kalkıp ya Rasulullah! Ben! Onu öldürmemi ister misin? dedi. Nebî (sav), "evet!" buyurdu. (Muhammed), (Senin hakkında olumsuz) şey(ler) söylememe izin ver! dedi. Hz. Peygamber (sav), "tabi, söyle!" buyurdu. (Muhammed, Kâ'b'ın) yanına gidip bu zât bizden sadaka istedi ve bizi sıkıntıya soktu! dedi. (Kâ'b), Siz ondan daha çok çekeceksiniz! dedi. (Muhammed), Ona tabi olduk; işinin sonunu nereye varacağını görene dek onu bırakmayı hoş görmüyoruz! Senden bize bir ya da iki vesak hurma vermeniz istiyoruz! dedi. Kâ'b, bana neyi rehin vereceksiniz? dedi. (Muhammed), bizden ne istiyorsun? dedi. (Kâ'b), Kadınlarınızı! dedi. (Muhammed'in beraberindeki diğer sahabîler de) Subhânallah! (Yok artık!) Sen Araplar'ın en yakışıklısısın; kadınlarımızı sana rehin verelim de bu bize utanç (mı) olsun! dediler. (Kâ'b), (O zaman) bana oğullarınızı rehin verin! dedi. (Onlar), Subhânallah! (Daha neler!) Bir ya da iki vesak hurmaya rehin verildin denilerek birimizin oğullarına sövülsün (mü yani)! dediler. (Onlar), Sana savaş teçhizatımızı (le'me) -ravilerden bunun silah anlamına geldiği açıklamasında bulunmuştur- verelim! dediler. (Kâ'b), Olur dedi. (Sonraki bir vakitte Muhammed, Kâ'b'a) gelip ona seslendi. (Kâ'b) da kokulanmış bir vaziyette çıktı. Başından kokular yayılıyor(du). (Muhammed) onunla oturunca beraberinde üç ya da dört kişilik bir grup da çıkageldi. (Kâ'b'a, kokudan) bahsettiler. O da yanımda falanca kadın vardır ki o, insanlar (içinde) kadınların en hoş kokulusudur! dedi. (Muhammed), Bana izin ver de (başını) koklayayım dedi. O da tabi dedi. Elini saçlarına sokup onu kokladı. (Ardından), Tekrarlayabilir miyim? dedi. O, tabi dedi. (Muhammed) de elini saçlarına soktu! Fırsatını bulunca da yakalayın onu! dedi. Onlar da (Kâ'b'a) darbeler indirdiler. Neticede onu öldürdüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 169, /642
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, kendisine yapılan eziyetler
Savaş, ve Barış
Tarihsel şahsiyetler, Ka'b. b. Eşref, öldürülmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17234, D002771
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ ثَابِتٍ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِىِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ "(لاَ يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ)" الآيَةَ نَسَخَتْهَا الَّتِى فِى النُّورِ "(إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ)" إِلَى قَوْلِهِ "(غَفُورٌ رَحِيمٌ)."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Sabit el-Mervezî, ona Ali b. Hüseyin, ona babası (Hüseyin b. Vâkid), ona Yezid en-Nahvi, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle demiştir:
"Allah'a ve Ahiret gününe iman etmiş kimseler (savaşa katılmamak için) senden izin istemezler" ayetini Nûr suresindeki "Müminler ancak Allah'a ve Rasulüne iman etmiş kimselerdir" kısmından "(Allah), bağışlayıcı ve merhametlidir" kısmına kadar olan ayet neshetmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 171, /643
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Hasan Yezid b. Ebu Said en-Nahvi (Yezid b. Abdullah)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ali b. Hüseyin el-Kuraşî (Ali b. Hüseyin b. Vakıd)
6. Ebu Hasan Ahmed b. Şebbuye el-Huzaî (Ahmed b. Muhammed b. Sabit)
Konular:
Kur'an, Ayet Yorumu
Nesh, mensuh ayetler
حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ بَكَّارِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَخْبَرَنِى أَبِى عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم
"أَنَّهُ كَانَ إِذَا جَاءَهُ أَمْرُ سُرُورٍ أَوْ بُشِّرَ بِهِ خَرَّ سَاجِدًا شَاكِرًا لِلَّهِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17237, D002774
Hadis:
حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ بَكَّارِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَخْبَرَنِى أَبِى عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم
"أَنَّهُ كَانَ إِذَا جَاءَهُ أَمْرُ سُرُورٍ أَوْ بُشِّرَ بِهِ خَرَّ سَاجِدًا شَاكِرًا لِلَّهِ."
Tercemesi:
Bize Mahled b. Halid, ona Ebu Âsım, ona Ebu Bekre Bekkar b. Abdülaziz, ona babası Abdülaziz, ona da Ebu Bekre, Hz. Peygamber'den (sav) naklen şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav), kendisine güzel bir haber geldiğinde ya da müjdelendiğinde Allah'a şükretmek gayesi ile secdeye kapanırdı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 174, /644
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdülaziz b. Ebu Bekre es-Sekafi (Abdülaziz b. Nüfey' b. Haris b. Kelde)
3. Bekkar b. Abdülaziz es-Sekafi (Bekkar b. Abdülaziz b. Nüfey' b. Haris)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
5. Mahled b. Halid eş-Şa'îri (Mahled b. Halid b. Yezid)
Konular:
HAMD VE ŞÜKÜR
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Secde
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ وَمُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَكْرَهُ أَنْ يَأْتِىَ الرَّجُلُ أَهْلَهُ طُرُوقًا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17239, D002776
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ وَمُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَكْرَهُ أَنْ يَأْتِىَ الرَّجُلُ أَهْلَهُ طُرُوقًا."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer ve Müslim b. İbrahim, onlara Şu'be, ona Muharib b. Disar, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), (yolculuk sonrası) kişinin geceleyin ailesinin yanına girmesini hoş görmezdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 175, /644
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Mutarrif Muharib b. Disar es-Sedusî (Muharib b. Disar b. Kerdüs)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Yolculuk, Sefer dönüşünde dikkat edilmesi gerekenler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17238, D002775
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ حَدَّثَنِى مُوسَى بْنُ يَعْقُوبَ عَنِ ابْنِ عُثْمَانَ. قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهُوَ يَحْيَى بْنُ الْحَسَنِ بْنِ عُثْمَانَ عَنِ الأَشْعَثِ بْنِ إِسْحَاقَ بْنِ سَعْدٍ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ مَكَّةَ نُرِيدُ الْمَدِينَةَ فَلَمَّا كُنَّا قَرِيبًا مِنْ عَزْوَرَا نَزَلَ ثُمَّ رَفَعَ يَدَيْهِ فَدَعَا اللَّهَ سَاعَةً ثُمَّ خَرَّ سَاجِدًا فَمَكَثَ طَوِيلاً ثُمَّ قَامَ فَرَفَعَ يَدَيْهِ فَدَعَا اللَّهَ سَاعَةً ثُمَّ خَرَّ سَاجِدًا فَمَكَثَ طَوِيلاً ثُمَّ قَامَ فَرَفَعَ يَدَيْهِ سَاعَةً ثُمَّ خَرَّ سَاجِدًا ذَكَرَهُ أَحْمَدُ ثَلاَثًا قَالَ
"إِنِّى سَأَلْتُ رَبِّى وَشَفَعْتُ لأُمَّتِى فَأَعْطَانِى ثُلُثَ أُمَّتِى فَخَرَرْتُ سَاجِدًا شُكْرًا لِرَبِّى ثُمَّ رَفَعْتُ رَأْسِى فَسَأَلْتُ رَبِّى لأُمَّتِى فَأَعْطَانِى ثُلُثَ أُمَّتِى فَخَرَرْتُ سَاجِدًا لِرَبِّى شُكْرًا ثُمَّ رَفَعْتُ رَأْسِى فَسَأَلْتُ رَبِّى لأُمَّتِى فَأَعْطَانِى الثُّلُثَ الآخَرَ فَخَرَرْتُ سَاجِدًا لِرَبِّى."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَشْعَثُ بْنُ إِسْحَاقَ أَسْقَطَهُ أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حِينَ حَدَّثَنَا بِهِ فَحَدَّثَنِى بِهِ عَنْهُ مُوسَى بْنُ سَهْلٍ الرَّمْلِىُّ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona (Muhammed) b. Ebu Füdeyk, ona Musa b. Yakub, ona Yahya b. Hasan b. Osman, ona Eş'as b. İshak b. Said, ona Amir b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkas) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile Medine'ye gitmek üzere Mekke'den yola çıkmıştık. Azver'e yaklaştığımız zaman (hayvanından) indi, sonra ellerini kaldırıp Allah'a bir süre dua etti, sonra secdeye kapandı, uzun bir süre secdede kaldı, sonra kalktı, ellerini kaldırıp bir süre daha Allah'a dua etti, sonra tekrar secdeye varıp uzun süre secdede kaldı. Sonra tekrar secdeden kalktı, ellerini kaldırıp bir süre Allah'a dua ettikten sonra yine secdeye vardı. Ravi Ahmed b. Salih, (Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp bir süre Allah'a dua etti. Sonra secdeye vardı) bölümünü üç defa tekrar etti ve sonra rivayetine şöyle devam etti: Rasulullah (sav) şöyle devam etti:
"Ben Rabb'imden (rahmet) diledim ve ümmetim için şefaatte bulundum da bana ümmetimin üçte birini bağışladı. Bunun üzerine Rabb'ime bir şükür olması için secdeye vardım. Sonra başımı kaldırıp ümmetim için tekrar Rabb'imden dilekte bulundum. Bana üçte birini daha bağışladı. Bunun üzerine Rabb'ime bir şükür olması için (ikinci defa) secdeye vardım. Sonra başımı kaldırıp ümmetim için Rabb'imden dilekte daha bulundum. Bunun üzerine bana ümmetimin son üçte birini bağışladı. Rabb'ime şükür olmak üzere (üçüncü kez) secdeye vardım."
[Ebû Davud dedi ki: Ahmed b. Salih bu hadisi bize naklederken ravi Eş'as b. İshak'ı (isnad zincirinden) düşürmüştür. Fakat bu hadisi bana Musa b. Sehl er-Remli'den rivayetinde Eş'as da zikredildi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 174, /644
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. İbn Ebu Vakkas Amir b. Sa'd el-Kuraşî (Amir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. Eş'as b. İshak (Eş'as b. İshak b. Sa'd b. Ebu Vakkas)
4. Ebu İbrahim Yahya b. Hasan ez-Zührî (Yahya b. Hasan b. Osman b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Musa b. Yakub ez-Zem'î (Musa b. Yakub b. Abdullah)
6. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
7. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Dua, Hz. Peygamber'in ümmeti için duası
HAMD VE ŞÜKÜR
Secde
Şefaat, Hz. Peygamber'in