Öneri Formu
Hadis Id, No:
272910, D002526-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ الْمِصِّيصِىُّ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لِلْغَازِى أَجْرُهُ، وَلِلْجَاعِلِ أَجْرُهُ وَأَجْرُ الْغَازِى."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hasan el-Missisî, ona Haccac b. Muhammed; (T)
Bize Abdulmelik b. Şuayb, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh, ona (Hüseyin) b. Şüfey, ona babası (Şüfey b. Mati), ona da Abdullah b. Amr (es-Sehmî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Mücahid için (sadece kendi cihadının) sevabı vardır. (Ona silah temininde) yardımcı olan kimse için hem (yardımının) sevabı hem de cihad sevabı vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 31, /586
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. İbrahim b. Hasan el-Mukassimi (İbrahim b. Hasan b. Heysem)
Konular:
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272911, D002541-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ أَبُو مَرْوَانَ وَابْنُ الْمُصَفَّى قَالاَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ عَنِ ابْنِ ثَوْبَانَ عَنْ أَبِيهِ يَرُدُّ إِلَى مَكْحُولٍ إِلَى مَالِكِ بْنِ يُخَامِرَ أَنَّ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ حَدَّثَهُمْ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"مَنْ قَاتَلَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فُوَاقَ نَاقَةٍ فَقَدْ وَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ، وَمَنْ سَأَلَ اللَّهَ الْقَتْلَ مِنْ نَفْسِهِ صَادِقًا ثُمَّ مَاتَ أَوْ قُتِلَ فَإِنَّ لَهُ أَجْرَ شَهِيدٍ."
زَادَ ابْنُ الْمُصَفَّى مِنْ هُنَا: "وَمَنْ جُرِحَ جُرْحًا فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَوْ نُكِبَ نَكْبَةً فَإِنَّهَا تَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغْزَرِ مَا كَانَتْ، لَوْنُهَا لَوْنُ الزَّعْفَرَانِ، وَرِيحُهَا رِيحُ الْمِسْكِ، وَمَنْ خَرَجَ بِهِ خُرَاجٌ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَإِنَّ عَلَيْهِ طَابَعَ الشُّهَدَاءِ."
Tercemesi:
Bize Hişam b. Halit Ebu Mervan ve (Muhammed) b. Musaffa, onlara Bakiyye (b. Velîd el-Kilâ'î), ona (Abdurrahman b. Sabit) b. Sevban, ona babası (Sabit b. Sevban el-Ansî), ona Mekhul (b. Ebu Müslim eş-Şâmî), ona Malik b. Yuhamir ona da Muaz b. Cebel'in rivayet ettiğine göre o (Muaz b. Cebel) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğu işitmiş:
"Kim devenin iki sağımı arasındaki süre kadar Allah yolunda savaşırsa, ona cennet vacip olur. Ve kim Allah'tan (cc) samimiyetle içinden gelerek (O'nun (cc) yolunda) ölümü ister, sonra (yatağında) ölür veya öldürülürse ona şehit sevabı verilir."
(Muhammed) b. Musaffa rivayetinde bundan sonra şunları eklemiştir:
"Ve kim Allah (cc) yolunda (düşman tarafından) yaralanır veya bir kaza sonucu yaralanırsa, o (yara) dünyadaki en şiddetli haliyle ahiret günü gelir, rengi safran rengi, kokusu misk kokusu. Ve kimin vücudunda Allah (cc) yolunda iken bir yara çıksa, onun üzerinde (o yara) şehitlik mührü olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 42, /590
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Malik b. Uhaymir el-Yemani (Malik b. Yuhamir)
3. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
4. Ebu Abdurrahman Sabit b. Sevban el-Ansî (Sabit b. Sevban)
5. Abdurrahman b. Sabit el-Ansî (Abdurrahman b. Sabit b. Sevban)
6. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
7. Hişam b. Halid es-Selâmî (Hişam b. Halid b. Zeyd b. Mervan)
Konular:
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Şehit, Malını, ailesini ve canını korurken ölen şehittir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273095, D002622-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ وَأَبُو بَكْرٍ ابْنَا أَبِى شَيْبَةَ - وَهَذَا لَفْظُ أَبِى بَكْرٍ - عَنْ مُعْتَمِرِ بْنِ سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِى حَكَمٍ الْغِفَارِىَّ يَقُولُ حَدَّثَتْنِى جَدَّتِى عَنْ عَمِّ أَبِى رَافِعِ بْنِ عَمْرٍو الْغِفَارِىِّ قَالَ كُنْتُ غُلاَمًا أَرْمِى نَخْلَ الأَنْصَارِ فَأُتِىَ بِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"يَا غُلاَمُ لِمَ تَرْمِى النَّخْلَ." قَالَ آكُلُ. قَالَ
"فَلاَ تَرْمِ النَّخْلَ وَكُلْ مِمَّا يَسْقُطُ فِى أَسْفَلِهَا." ثُمَّ مَسَحَ رَأْسَهُ فَقَالَ
"اللَّهُمَّ أَشْبِعْ بَطْنَهُ."
Tercemesi:
Bize Osman ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -bu hadisin lafızları Ebu Bekir'e aittir- onlara Mu'temir b. Süleyman, ona Ebu Hakem el-Ğıfârî, ona ninesi, ona Ebu Rafi' b. Amr el-Gıfârî'nin amcası şöyle rivayet etmiştir: Ensârın hurma ağaçlarını taşlayan bir çocuk idim. (Bundan dolayı) Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna getirildim. Rasulullah (sav); "Ey çocuk! Hurma ağaçlarını niçin taşlıyorsun?" buyurdu. (Çocuk), yemek (için) dedi. Hz. Peygamber (sav); "hurma ağaçlarını taşlama! Yere düşenlerinden ye!" buyurdu. Ardından (çocuğun) başını okşayıp; "Allah'ım! Onun karnını doyur!" diye dua etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 94, /605
Senetler:
1. Ebu Cübeyr Rafi' b. Amr el-Gıfârî (Rafi' b. Amr)
2. Ceddetü Hasan b. Ebu Hakem el-Ğıfarîyye (Ceddetü Hasan b. Ebu Hakem)
3. İbn Ebu Hakem Hasan b. Ebu Hakem el-Ğıfarî (Hasan b. Hakem b. Amr)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272912, D002542-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ عَنِ الْهَيْثَمِ بْنِ حُمَيْدٍ ح
وَحَدَّثَنَا خُشَيْشُ بْنُ أَصْرَمَ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ جَمِيعًا عَنْ ثَوْرِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ نَصْرٍ الْكِنَانِىِّ عَنْ رَجُلٍ. وَقَالَ أَبُو تَوْبَةَ: عَنْ ثَوْرِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ شَيْخٍ مِنْ بَنِى سُلَيْمٍ عَنْ عُتْبَةَ بْنِ عَبْدٍ السُّلَمِىِّ - وَهَذَا لَفْظُهُ - أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"لاَ تَقُصُّوا نَوَاصِىَ الْخَيْلِ وَلاَ مَعَارِفَهَا وَلاَ أَذْنَابَهَا، فَإِنَّ أَذْنَابَهَا مَذَابُّهَا، وَمَعَارِفَهَا دِفَاؤُهَا، وَنَوَاصِيهَا مَعْقُودٌ فِيهَا الْخَيْرُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Tevbe, ona Heysem b. Humeyd; (T)
Bize Huşeyş b. Esram, ona Ebu Âsım, onlara Sevr b. Yezid, ona Nasr el-Kinânî, ona da bir ravi, -Ebu Tevbe, diğer tarikte, ona Sevr b. Yezid, ona Süleym oğullarından bir ravi demiştir ve hadisin lafzı ona aittir- ona da Utbe b. Abd es-Sülemî, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Atın perçemini, yelelerini ve kuyruğunu kesmeyin! Çünkü kuyruğu, onun (sinekleri kovduğu) yelpazesi; yeleleri, (ısındığı) elbisesi; perçemi de (sevap ve ganimet olmak üzere) hayr(ın) bağlı olduğu (tarafıdır)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 43, /590
Senetler:
0. Huşeyş b. Esram en-Nesaî (Huşeyş b. Esram b. Esved)
1. Utbe b. Abd es-Sülemî (Utbe b. Abd)
2. Racül (Racül)
3. Nasr b. Abdurrahman el-Kinânî (Nasr b. Abdurrahman b. Abdullah)
4. Ebu Halid Sevr b. Yezid er-Rahbî (Sevr b. Yezid b. Ziyad)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Cihad, hazırlık
Hayvanlar, At Beslemek, etinden, sütünden vs. faydalanmak
Savaş, Savaşa hazır olmak, at vs. ile
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273083, D002579-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا حُصَيْنُ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ ح
وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ الْعَوَّامِ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ - الْمَعْنَى - عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ أَدْخَلَ فَرَسًا بَيْنَ فَرَسَيْنِ." يَعْنِى وَهُوَ لاَ يُؤْمَنُ أَنْ يُسْبَقَ
"فَلَيْسَ بِقِمَارٍ وَمَنْ أَدْخَلَ فَرَسًا بَيْنَ فَرَسَيْنِ وَقَدْ أَمِنَ أَنْ يُسْبَقَ فَهُوَ قِمَارٌ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Husayn b. Nümeyr, ona Süfyan b. Hüseyin; (T)
Bize Ali b. Müslim, ona Abbad b. Avvâm, ona Süfyan b. Hüseyin, -mana aynıdır- ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kim, yarışı kaybedeceği önceden kesinlikle belli olmayan bir atı, iki atın arasına (yarışmak üzere) sokarsa, (bu ödüllü yarışma) kumar değildir. Eğer bir kimse, kaybedeceğinden kesinlikle emin olduğu bir atı, (yarışmacı) iki at arasına (yarışmacı olarak) sokarsa bu kumardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 69, /597
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Husayn b. Nümeyr el-Vasıti (Husayn b. Nümeyr)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Eğlence, Yarış yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273084, D002581-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ جَمِيعًا عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"لاَ جَلَبَ وَلاَ جَنَبَ."
[زَادَ يَحْيَى فِى حَدِيثِهِ "فِى الرِّهَانِ."]
Tercemesi:
Bize Yahya b. Halef, ona Abdülvehhab b. Abdülmecid, ona Anbese; (T)
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Humeyd et-Tavîl, onlara Hasan, ona da İmrân b. Husayn, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ses çıkararak atı heyecanlandırmak ve yedek bir at tutmak (caiz) değildir."
[Yahya, rivayetinde, "at yarışında" (فِى الرِّهَانِ) ifadesini zikretmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 70, /597
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Anbese b. Said (Anbese b. Said el-Vasıti)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Ebu Seleme Yahya b. Halef el-Cûbârî (Yahya b. Halef)
Konular:
Eğlence, Yarış yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273088, D002614-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ حَسَنِ بْنِ صَالِحٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ الْفِرْزِ حَدَّثَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"انْطَلِقُوا بِاسْمِ اللَّهِ وَبِاللَّهِ وَعَلَى مِلَّةِ رَسُولِ اللَّهِ وَلاَ تَقْتُلُوا شَيْخًا فَانِيًا وَلاَ طِفْلاً وَلاَ صَغِيرًا وَلاَ امْرَأَةً وَلاَ تَغُلُّوا وَضُمُّوا غَنَائِمَكُمْ وَأَصْلِحُوا وَأَحْسِنُوا (إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ)."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Adem ve Ubeydullah b. Musa, onlara Hasan b. Salih, ona Hâlid el-Fizer, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah'ın ismiyle, Allah ile ve Rasulullah'ın dini üzere yol alın! Yaşlı kimseleri, çocuk(ları), küçük(leri) ve kadın(ları) öldürmeyin! (Ganimet malını) çalmayın, ganimetlerinizi bir araya getirin. Arayı bulun ve güzel davranın. Allah, güzel davrananları sever."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 90, /604
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Hâlid b. Fizer el-Basrî (Hâlid b. Fizer)
3. ُEbu Abdullah Hasan b. Salih es-Sevrî (Hasan b. Hay b. Salih b. Müslim)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273096, D002628-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ الْحِمْصِىُّ وَيَزِيدُ بْنُ قُبَيْسٍ - مِنْ أَهْلِ جَبَلَةَ سَاحِلِ حِمْصٍ وَهَذَا لَفْظُ يَزِيدَ - قَالاَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْعَلاَءِ أَنَّهُ سَمِعَ مُسْلِمَ بْنَ مِشْكَمٍ أَبَا عُبَيْدِ اللَّهِ يَقُولُ حَدَّثَنَا أَبُو ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىُّ قَالَ كَانَ النَّاسُ إِذَا نَزَلُوا مَنْزِلاً - قَالَ عَمْرٌو كَانَ النَّاسُ إِذَا نَزَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْزِلاً - تَفَرَّقُوا فِى الشِّعَابِ وَالأَوْدِيَةِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ تَفَرُّقَكُمْ فِى هَذِهِ الشِّعَابِ وَالأَوْدِيَةِ إِنَّمَا ذَلِكُمْ مِنَ الشَّيْطَانِ." فَلَمْ يَنْزِلْ بَعْدَ ذَلِكَ مَنْزِلاً إِلاَّ انْضَمَّ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ حَتَّى يُقَالُ لَوْ بُسِطَ عَلَيْهِمْ ثَوْبٌ لَعَمَّهُمْ.
Tercemesi:
Bize Amr b. Osman el-Hımsî, ona Hıms sahilindeki dağ ahalisinden olan Yezid b. Kays, -hadisin lafzı Yezid'e aittir- onlara Velid b. Müslim, ona Abdullah b. Alâ', ona Ebu Ubeydullah Müslim b. Mişkem, ona da Ebu Sa'lebe el-Hüşenî dedi ki: (Sefer esnasında) Sahabiler, bir yere indikleri zaman ((ravi) Amr (bu cümleyi) Rasulullah (sav) bir yere indiği zaman sahabiler diye rivayet etti.) dağ yollarına ve vadilere dağılırlar (oralarda dağınık olarak konaklarlardı. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "sizin şu dağ yollarına ve vadilere dağılmanız ancak şeytandandır" buyurdu. Bundan sonra bir yerde konakladıklarında birbirlerine iyice yaklaşırlardı. Hatta üzerlerine bir örtü yayılacak olsa hepsini kaplar deni(lebi)lirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 97, /606
Senetler:
1. Ebu Sa'lebe el-Hüşenî (Cürsüm b. Nâşim)
2. Ebu Ubeydullah Müslim b. Mişkem el-Huzai (Müslim b. Mişkem)
3. Abdullah b. A'lâ er-Ribî (Abdullah b. Ala b. Zebr)
4. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
5. Ebu Hafs Amr b. Osman el-Kuraşî (Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
Konular:
Cemaat, birlik olma
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ وَأَبُو عَامِرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
"أَمَّرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَيْنَا أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - فَغَزَوْنَا نَاسًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَبَيَّتْنَاهُمْ نَقْتُلُهُمْ وَكَانَ شِعَارُنَا تِلْكَ اللَّيْلَةَ أَمِتْ أَمِتْ."
[قَالَ سَلَمَةُ فَقَتَلْتُ بِيَدِى تِلْكَ اللَّيْلَةَ سَبْعَةَ أَهْلِ أَبْيَاتٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273105, D002638-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ وَأَبُو عَامِرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
"أَمَّرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَيْنَا أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - فَغَزَوْنَا نَاسًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَبَيَّتْنَاهُمْ نَقْتُلُهُمْ وَكَانَ شِعَارُنَا تِلْكَ اللَّيْلَةَ أَمِتْ أَمِتْ."
[قَالَ سَلَمَةُ فَقَتَلْتُ بِيَدِى تِلْكَ اللَّيْلَةَ سَبْعَةَ أَهْلِ أَبْيَاتٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Abdussamed ve Ebu Âmir, onlara İkrime b. Ammar, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), başımıza Ebu Bekir'i (ra) kumanda tayin etti. Biz de müşriklerden (bazı) insanlara karşı gazâ ettik. Onlara geceleyin aniden baskın verip onları öldürdük. O gece parolamız öldür! Öldür! idi."
[(Sahabi ravi) Seleme, o gece ellerimle müşriklerden yedi aileyi öldürdüm! demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 102, /608
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Seleme İyas b. Seleme el-Eslemî (İyas b. Seleme b. Ekva)
3. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
4. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
5. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Strateji, savaşta parola kullanmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273106, D002643-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ الْمَعْنَى قَالاَ حَدَّثَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى ظَبْيَانَ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَرِيَّةً إِلَى الْحُرَقَاتِ فَنَذِرُوا بِنَا فَهَرَبُوا فَأَدْرَكْنَا رَجُلاً فَلَمَّا غَشَيْنَاهُ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَضَرَبْنَاهُ حَتَّى قَتَلْنَاهُ فَذَكَرْتُهُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ لَكَ بِلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ." فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّمَا قَالَهَا مَخَافَةَ السِّلاَحِ. قَالَ
"أَفَلاَ شَقَقْتَ عَنْ قَلْبِهِ حَتَّى تَعْلَمَ مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ قَالَهَا أَمْ لاَ مَنْ لَكَ بِلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ." فَمَا زَالَ يَقُولُهَا حَتَّى وَدِدْتُ أَنِّى لَمْ أُسْلِمْ إِلاَّ يَوْمَئِذٍ.
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali ve Osman b. Ebu Şeybe mana ile, o ikisine Ya'lâ b. Ubeyd, ona el-A'meş, ona Ebu Zabyan, ona Üsame b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bizi bir seriye olarak el-Hurakât (kabileleri) üzerine gönderdi. Onlar bizim geldiğimizi hissedip kaçtılar. Bunlardan bir adama yetiştik. Onu yakaladığımızda La ilahe İllallah dedi. Ama biz onu öldürene kadar vurduk. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlattım.
"Kıyamet günü bu kelime-i tevhit için sana kim yardım edecek?" buyurdu. Ben Ey Allah'ın Resulü! Silahtan korktuğu için böyle dedi diye karşılık verdim. Hz. Peygamber; "bunu bilmek için kalbini yarıp baksaydın bari, Kıyamet günü bu kelime-i tevhit için sana kim yardım edecek?" buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki keşke o işi yapmayıp da İslam'a yeni girmiş olsaydım dedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 104, /609
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb el-Mezhicî (Husayn b. Cündüb b. Amr b. Haris)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
5. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Cihad, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zan, sû-i zan