6731 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail b. Ebu Halid ona da Amir şöyle rivayet etti: Bir adam, Abdullah b. Amr'ın yanında birileri varken yanına gelip oturdu ve Hz. Peygamber'den işittiğin bir şeyi bana rivayet et dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim dedi: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) diğer müslümanların güvende olduğu kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir."
Bize Ebu Muhâcir Muhammed b. Osman et-Tenûhî, ona Heysem b. Humeyd, ona Alâ b. Hâris, ona da Kasım b. Abdurrahman, Ebu Ümâme'nin şöyle değini rivayet etmiştir: "Bir adam, Hz. Peygamber'e gelip 'Ya Rasulullah, seyahat etmeme izin verin!' deyince Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimin seyahati, Allah Teâlâ yolunda cihâd etmektir' buyurdu."
Açıklama: Hadiste geçen 'Ümmetimin seyahati, Allah Teâlâ yolunda cihâd etmektir' ifadesini, ümmetimin seyahatine cihad gibi sevap yazılır şeklinde değil, seyahatin meşakkatine ancak cihad etmek gibi ulvi bir gaye için katlanılır. Bunun dışındaki sebepler için ümmetim seyahate çıkmaz manasındadır.
Bize Mahammed b. Musaffâ, ona Ali b. Ayyâş, ona Leys b. Sa'd, ona Hayve, ona İbn Şüfey, ona Şüfey b. Mâti, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Gazveden geri dönmek de gazveye katılmak gibidir."
Açıklama: Hadisteki "gazveden geri dönmek", gazveye katılıp oradan kişinin evine, yurduna geri dönmesi manasındadır. Yani geri dönüşte de kişiye savaştaymış gibi sevap yazılır anlamındadır. Yoksa gazveye katılmayıp ondan geri kalmak manasında değildir.
Bize Said b. Mansur, ona İsmail b. Zekeriyya, ona Mutarrif, ona Ebu Abdullah Bişr, ona Beşir b. Müslim, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Deniz yolculuğuna sadece hac ve umre yapmak isteyen ile gâzi çıkabilir. Zira denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır." [Ebu Davud bu hadisin aşırı zayıf olduğunu, senedde yer alan Ebu Abdullah ile Beşir'in meçhul raviler olduklarını söylemiştir.]
Açıklama: Deniz yolculuğuna hac, umre ve gazve için çıkabileceğinden maksat, deniz yolculuğunun aşırı zahmetli olması sebebiyle, sadece böyle önemli işler için bu zahmete katlanmaya değeceği, bunun dışındaki ticaret, seyahat vb. amaçlar için deniz yolculuğunun zorluklarına katlanmaya değmeyeceğini ifade etmek içindir. Hadiste geçen 'Denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır' ifadesi de bu zorluğu mecazi olarak belirtmektedir. Hadisin isnadındaki problemler için ayrıca bk. Azimâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, VII, 120.
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa b. Harîz b. Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Avf, ona Ebu Hind, ona da Muaviye, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Tövbe kapısı kapanana kadar hicret kapısı kapanmaz, güneş batıdan doğana kadar da tövbe kapısı kapanmaz."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd, ona Katâde, ona Mutarrif, ona da İmrân b. Husayn, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetimden bir topluluk, kendilerine düşmanlık edenlere karşı muzaffer bir şekilde hak üzere savaşmaya devam edecektir. Nihayet bu topluluğun sonuncuları, Mesîh Deccâl'e karşı savaşacaktır."
Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Süleyman b. Kesir, ona Zührî, ona Atâ b. Yezîd, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) iman bakımından en olgun müminin kim olduğu soruldu. O da 'Allah yolunda canı ve malı ile cihad eden adam ile, bir dağ yolunda Allah'a ibadet edip insanları kendi zararından güvende tutan kimsedir' buyurdu."
Bize Abdurrahman b. Sellâm, ona Haccâc b. Muhammed, ona Ferac b. Fedâle, ona Abdülhabîr b. Sâbit b. Kays b. Şemmâs, ona babası Kays b. Sâbit, ona da dedesi (Sâbit b. Kays) şöyle rivayet etmiştir: "Kendisine Ümmü Hallâd denen bir kadın, peçeli bir şekilde Hz. Peygamber'e geldi ve savaşta öldürülen oğlunu sordu. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bazıları kadına 'Peçeli bir şekilde oğlunu sormaya mı geldin?' dediklerinde, kadın onlara 'Oğlumu kaybetmiş olsam da haya duygumu kaybetmedim' diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) kadının sorusuna 'Senin oğluna iki şehid sevabı vardır' diye cevap verdi. Kadın 'Neden yâ Rasulullah?' diye sorunca, 'Çünkü onu ehl-i kitaptan biri öldürmüştür' buyurdu."