10612 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Yunus b. Muhammed, ona Şeyban, ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etti: Bir defasında Hz. Peygamber’e (sav) sündüsten (ince atlas) dikilmiş bir cübbe hediye edildi. Halbuki o ipek kullanmayı yasaklıyordu. Bu sebeple insanlar Hz. Peygamber’in bu cübbeyi kabul etmesine hayret ettiler. Hz. Peygamber (bu hayreti gidermek için) “Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Sa’d İbn Muâz’ın cennetteki mendilleri bu ipekli kumaştan çok daha güzeldir” dedi.
Açıklama: Humeydî rivayettin isnadında Hz. Peygamber'e bu ince atlas cübbeyi hediye eden Dumetü'l-Cendel'in hakimi müşrik Ukeydir'in hediye ettiği İbn Ebî Şeybe de Hz. Peygamber'in bunu Hz. Ali'ye hediye ettiği ve onun da kadınlar arasında paylaştırdığı nakledilmiştir. bkz. Humeydî,Ebû Bekr Abdullah b. Zübeyr, Müsnedü İbn Humeydi, thk. Hasen Selim Esed el-Dârânî ( Dımaşk: Dârü's-sekâ, 1996), 2/311; İbn Ebî Şeybe,Abdullah b. Muhammed,el-Kitâb el-Musannef fi ahadisil-âsâr, thk. Kemal Yusuf el-Hut (Riyad: Mektebetü'r-Rüşd, 1409), 5/163.
Said’in Katâde’den nakline göre Enes, o ince atlas cübbeyi Hz. Peygamber’e (sav) Dûmetü'l-Cendel Meliki Ukeydir hediye etmişti dedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Arube arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Numan, ona Mu’temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Nebî (sav) ile birlikte yüz otuz kişiydik. Rasulullah (sav) bize "Birinizin yanında yiyecek var mı?" dedi. Baktık ki birinin yanında bir sâ veya buna yakın yiyecek çıktı. Bununla hamur yoğruldu. Sonra saçı dağınık, uzun boylu koyunlarını süren müşrik bir adam geldi. Rasulullah (sav) ona "Satmak için mi yoksa bağışlamak için midir?" buyurdu. Adam “Hayır, satılıktır” dedi. Rasulullah (sav), ondan bir koyun satın aldı. Koyun hemen kesildi ve Allah’ın Rasulü (sav), önce onun karaciğerinin pişirilmesini emretti. Allah’a yemin olsun ki, Nebî (sav) karaciğeri yüz otuz kişinin her birine, şayet orada bulunuyorsa kendisine verdi, değilse onun payını ayırmak suretiyle dağıttı. Sonra koyunun etini iki kaba koydu, oradakilerin tamamı ondan yedi. Hepimiz doyduk, hatta iki kaptaki yemek artmıştı, onu da deveye yükledik. Yahut râvi buna benzer bir şekilde söyledi.
Açıklama: sâ':"1040 dirhem buğday veya arpa alır bir ölçektir. 8 Badadî rıtla denktir. Buna "sâ'-i Irakî" de denir. Hanefilere göre muteber olan da budur. Irak'ta teamül bu şekilde cari olmuştur. Bir de, sâ'-ı Hicazî yani sâ'-ı Haremeyn vardır ki 5 Bağdadî rıtl ile 1 rutlın üçte bir miktarıdır. Bu takdirde bir sâ'ı, 693 1/3 altı yüz doksan üç dirhem ile bir dirhemin üçte biri ağırlığında bulunmuş olur." (Bk. Ömer Nasuhi Bilmen, Fıkıh İlmi ve İslâm Hukuku Terimleri Sözlüğü, Nizamiye Akademi, İstanbul, 2016, s. 177.)
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona Amr, ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etti: Kendisi bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bulunmuş. Abdullah, babası Ömer’e ait sert ve genç bir erkek deveye biniyormuş. Hayvan Hz. Peygamber’in (sav) önüne geçiyor, babası da “Yâ Abdullah! Hz. Peygamber'in (sav) önüne hiç kimse geçmez” diyormuş. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Ömer’e “Onu bana sat!” deyince Ömer “O senindir” dedi. Böylece Hz. Peygamber, o deveyi satın aldı. Sonra da “Bu deve senindir ey Abdallah, ne istersen yap” dedi.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Amr, ona da İbn Ömer (r.anhüma) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir yolculukta idik. Ben (babama ait) genç ve sert bir erkek deveye binmiştim. Hz. Peygamber, (babam) Ömer’e “Bu deveyi bana sat” dedi. Böylece Hz. Peygamber (sav) o deveyi satın aldı. Ardından da “Yâ Abdullah! Bu deve senindir” dedi.
Bize Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilâl, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etti: Ömer (ra) bir adamın üzerinde satılmakta olan bir elbise gördü de Hz. Peygamber’e (sav) “Bu elbiseyi satın al da cuma günleri ve elçilik heyetleri geldiği zamanlarda giyersin” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Bunu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber'e (sav) bunlardan birçok elbiseler getirildi. Hz. peygamber (sav), bunlardan bir elbise de Ömer’e gönderdi. Bunun Üzerine Ömer “Ben bu elbiseyi nasıl giyerim? Halbu ki sen daha önce bu elbiseler hakkında neler söylemiştin!” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Ben bunu sana giyesin diye vermedim. Sen bunu satarsın veya birine giydirirsin” buyurdu. Bunun üzerine Ömer, o elbiseyi Mekke halkından henüz İslâm’a girmemiş olan bir kardeşine hediye gönderdi.
Bize Haccac b. Minhal, ona Şu’be, ona Abdulmelik b. Meysera, ona Zeyd b. Vehb, ona da Hz. Ali (ra) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bana siyerâ (ibrişimle karışık alaca bezden yapılmış) bir elbise hediye etti. Ben de onu giydim. Fakat Onun (Hz. Peygamber'in) yüzünde öfke gördüm. Bunun üzerine ben de onu parçalayıp hanımlarıma dağıttım.
Bize Abdullah b. Abdulvahab, ona Halid b. Hâris, ona Şu'be, ona Hişâm b. Zeyd, ona da Enes b. Mâlîk (ra) şöyle demiştir: Yahudi bir kadın, kızartılmış zehirli bir koyun etini Hz. Peygamber'e (sav) getirdi. Hz. Peygamber (sav) bu koyunun etinden yedi. Sonra bu hıyaneti yapan kadın getirildi ve Hz. Peygamber'e (sav) "öldürelim mi? diye soruldu. Hz. Peygamber "Hayır öldürmeyin" buyurdu. Râvi (Enes) der ki: Etin, Rasulullah'ın küçük dilinde bıraktığı etkiyi hala bilirim.