Giriş

Bize Abdullah b. Sa’id ve Hüseyin b. Ebü’s-Serrî el-Askalani onlara Ebu Davud, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken bir adam yanından geçti ve ona selam verdi. (Fakat) Resul-i Ekrem onun selamını almadı.”


Açıklama: Nâsırüddin el-Elbânî bu hadîsin hasen sahih olduğunu söylemiştir.

    Öneri Formu
270638 İM000353-2 İbn Mâce, Tahâret, 27

Bize Ebû Bekr b. Ebu Şeybe, ona İsmâ'il b. İbrâhîm, ona Ebû Rayhâne, ona Sefîne'den (ra) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir müdd (miktarı su) ile abdest alırdı ve bir Sa' ( miktarı su) ile gusül alırdı."


    Öneri Formu
8684 İM000267 İbn Mâce, Tahâret, 1

Bize Süveyd b. Sa’id, ona İsa b. Yunus, ona Haşim b. el-Berid, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona Cabir b. Abdullah’tan şöyle rivayet etti: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi ona rast geldi ve selam verdi. Rasulullah (sav) ona şöyle dedi: “Beni buna benzer bir durumda gördüğünde selam verme. Çünkü böyle yaparsan selamını almam.”


    Öneri Formu
9250 İM000352 İbn Mâce, Tahâret, 27


Açıklama: Müdd: Bir hacim ölçüsü biçimidir. İmam-ı A'zam ve Irak fıkıhçıları, bir müdd miktarını 2 Bağdat rıtılına eş değer saymışlardır. Bir Bağdat rıtılı ise 130 dirhem etmektedir. Bu durumda mercimek gibi bir mahsulün 260 dirhemini tartan ölçeğe bir müdd denilmektedir. Sa': Dört müdd miktarına denk gelen ölçüdür.

    Öneri Formu
8690 İM000270 İbn Mâce, Tahâret, 1


    Öneri Formu
8687 İM000268 İbn Mâce, Tahâret, 1


    Öneri Formu
8688 İM000269 İbn Mâce, Tahâret, 1


    Öneri Formu
8713 İM000282 İbn Mâce, Tahâret, 6


    Öneri Formu
8715 İM000283 İbn Mâce, Tahâret, 6

Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî, ona A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi azap görüyorlar. Hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri (hacet giderirken) üzerine idrar sıçramasından sakınmazdı. Diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı."


Açıklama: Bu konu ile ilgili hadislerde iki farklı fiil kullanılmaktadır. Biri burada olduğu gibi sakınmazdı anlamına gelen "lâ yestenzihu" fiili, diğeri de örtünmezdi anlamına gelen "lâ yestetiru" fiili. Bunların Arapça olarak yazılışı birbirine benzemektedir. Eğer Hz. Peygamber her iki fiili de kullanmadı ise, burada ravilerden veya Arap alfabesinden kaynaklanan bir hatadan söz etmek gerekir. İkisinden birini tercih etmek gerekirse, "lâ yestetiru" şeklini tercih etmek daha makul gözükmektedir. Bilindiği üzere o dönemde tuvalet ihtiyacını gidermek için kapalı bir mekân yoktu. Rasûlullah'ın (sav) ve ashabın huzurunda Mescid-i Nebî'de idrarını yapan bir bedevînin varlığı bilinen bir husustur. Dolayısıyla insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda gideriyorlardı. Muhtemelen bu esnada insanların pek çoğu sütre kullanmak, bir tepenin veya bir ağacın gerisine gitmek, yani mahremiyete dikkat etmek alışkanlığına da sahip değildi. Bundan dolayı Hz. Peygamber'in abdest bozarken mahremiyete dikkat edilmesini kastetmiş olma ihtimali daha fazladır. Doğru olan, her iki hususu göz önünde bulundurmaktır, yani hem idrar damlalarının üstümüze bulaşmasından sakınmak ve hem de mahremiyete dikkat etmek gerekir. Zaten Hz. Peygamber'in maksadı da bu olmalıdır.

    Öneri Formu
274654 İM000347-2 İbn Mâce, Tahâret, 26

Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Süfyân, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Muhammed b. el-Hanefîyye'nin babasından (Hz. Ali) (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı temizliktir, onun tahrimi (başlangıcı) iftitah tekbiri; tahlili ise selam vermektir.


    Öneri Formu
8697 İM000275 İbn Mâce, Tahâret, 3