Açıklama: Atfedilen hadis metni (HM003870) olmaksızın bu metin anlaşılmamaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37571, HM003982
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ أَخْبَرَنَا بَشِيرٌ أَبُو إِسْمَاعِيلَ عَنْ سَيَّارٍ أَبِي الْحَكَمِ عَنْ طَارِقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
قَالَ لَهُ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ تَسْلِيمُ الرَّجُلِ عَلَيْكَ فَقُلْتَ صَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ قَالَ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَيْنَ يَدَيْ السَّاعَةِ تَسْلِيمُ الْخَاصَّةِ وَتَفْشُو التِّجَارَةُ حَتَّى تُعِينَ الْمَرْأَةُ زَوْجَهَا عَلَى التِّجَارَةِ وَتُقْطَعُ الْأَرْحَامُ
Tercemesi:
Bize Yahya b. Adem ona Beşir Ebu İsmail ona Seyyar Ebu'l-Hakem ona Tarık Abdullah'tan (b. Mesud) şöyle nakletmiştir: (Tarık, Abdullah b. Mesud'a şunu sormuştur:) "Ey Ebu Abdurrahman, adam sana selam verince (neden) Allah ve Rasulü doğru söylemiştir? dedin. O da şöyle cevap verdi Peygamber (sav) "kıyamet yaklaştığında insanlar sadece tanıdığı belli kimselere selam verecek, ticaret öyle yayılacak ki kadın kocasına ticarette yardımcı olacak ve akrabalık bağları kopacak" buyurmuştur.
Açıklama:
Atfedilen hadis metni (HM003870) olmaksızın bu metin anlaşılmamaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3982, 2/111
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
3. Ebu Hamza Seyyar el-Kufî (Seyyar)
4. Ebu İsmail Beşîr b. Selman en-Nehdî (Beşir b. Selman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Kıyamet, alametleri
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37588, HM003987
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّهُ قَالَ
تَحَدَّثْنَا لَيْلَةً عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَتَّى أَكْرَيْنَا الْحَدِيثَ ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى أَهْلِنَا فَلَمَّا أَصْبَحْنَا غَدَوْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ عُرِضَتْ عَلَيَّ الْأَنْبِيَاءُ بِأُمَمِهَا وَأَتْبَاعُهَا مِنْ أُمَمِهَا فَجَعَلَ النَّبِيُّ يَمُرُّ وَمَعَهُ الثَّلَاثَةُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ الْعِصَابَةُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ النَّفَرُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ الرَّجُلُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَا مَعَهُ أَحَدٌ حَتَّى مَرَّ عَلَيَّ مُوسَى بْنُ عِمْرَانَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي كَبْكَبَةٍ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ أَعْجَبُونِي قُلْتُ يَا رَبِّ مَنْ هَؤُلَاءِ فَقَالَ هَذَا أَخُوكَ مُوسَى بْنُ عِمْرَانَ وَمَنْ مَعَهُ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ قُلْتُ يَا رَبِّ فَأَيْنَ أُمَّتِي قَالَ انْظُرْ عَنْ يَمِينِكَ فَإِذَا الظِّرَابُ ظِرَابُ مَكَّةَ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ قُلْتُ مَنْ هَؤُلَاءِ يَا رَبِّ قَالَ أُمَّتُكَ قُلْتُ رَضِيتُ رَبِّ قَالَ أَرَضِيتَ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ انْظُرْ عَنْ يَسَارِكَ قَالَ فَنَظَرْتُ فَإِذَا الْأُفُقُ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ فَقَالَ رَضِيتَ قُلْتُ رَضِيتُ قِيلَ فَإِنَّ مَعَ هَؤُلَاءِ سَبْعِينَ أَلْفًا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ لَا حِسَابَ علَيهُمْ فَأَنْشَأَ عُكَّاشَةُ بْنُ مِحْصَنٍ أَحَدُ بَنِي أَسَدِ بْنِ خُزَيْمَةَ فَقَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ فَقَالَ اللَّهُمَّ اجْعَلْهُ مِنْهُمْ ثُمَّ أَنْشَأُ رَجُلٌ آخَرُ منهم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ قَالَ سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ
Tercemesi:
Bize Abdüssamed, ona Hişam, ona Katade, ona Hasan, ona İmran b. Husayn, ona da Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir gece Hz. Peygamber'in (sav) yanında uzun süre konuşmuştuk. Sonra ailemizin yanına döndük ve sabah erkenden onun (sav) yanına gittik. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: Bu gece bana ümmetleri ve sonradan ona tabi olanlar ile birlikte peygamberler gösterildi. Bir peygamber yanında üç kişi ile, diğer bir peygamber yanında beş on kişi ile, bir başkası yanında bir grup ile, bir diğer peygamber yanında kimse olmadan geçti. Sonunda Musa b. İmran (as) yanında İsrailoğullarından bir cemaat ile bana uğradı ve onların durumu beni sevindirdi. Ben de bunlar kimdir Ya Rabbi, diye sorunca bana, o yanındaki israiloğulları ile birlikte kardeşin Musa'dır diye cevap verdi. Bunun üzerine Ey Rabbim, benim ümmetim nerede diye sordum. Bana sağ tarafa bak dedi. Bir de baktım ki insanlarla dolu Mekke'nin tepesi gibi bir tepe (dağ). Bunlar kimdir diye ya Rabbi diye sordum. Senin ümmetin diye cevap verdi. Ben de razı oldum rabbim dedim. Razı oldun mu diye sordu. Ben de evet dedim. Sonra sol tarafa bak dedi. Baktım ki ufuk insanlarla dolu. Bana razı oldun mu diye sordu. Ben de razı oldum diye karşılık verdim. Ayrıca bana, bunlarla birlikte yetmiş bin kişi cennete girer ki onlara hesap yoktur denildi. Bunun üzerine Beni Esed b. Huzeyme'den olan Ukkâşe b. Mıhsan, "Beni onlardan kılması için Allah'a dua et!" dedi. Rasûlullah (sav) da, "Allah'ım, Ukkaşe'yi onlardan kıl!" diye dua etti. Sonra başka bir adam kalktı ve o da, "Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu hususta Ukkâşe seni geçti" buyurdu.
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3987, 2/112
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Önceki Ümmetler, Peygamberleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Ümmet, yetmiş bininin hesapsız cennete girmesi