Öneri Formu
Hadis Id, No:
50603, HM011456
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ زَيْدٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِيَّاكُمْ وَالْجُلُوسَ بِالطُّرُقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا لَنَا مِنْ مَجَالِسِنَا بُدٌّ نَتَحَدَّثُ فِيهَا قَالَ فَأَعْطُوا الطَّرِيقَ حَقَّهَا قَالُوا وَمَا حَقُّ الطَّرِيقِ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ غَضُّ الْبَصَرِ وَكَفُّ الْأَذَى وَالْأَمْرُ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْيُ عَنْ الْمُنْكَرِ
Tercemesi:
Abdülmelik bize rivyet etti ve (şöyle dedi): Bize Hişam, Zeyd’den, o Atâ b. Yesâr’dan, o da Ebû Said el-Hudrî’den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yollarda oturmaktan kaçınınız”. Bunun üzerine ashâb-ı kiramdan bazıları “Ey Allah’ın resulü, oturup konuşmamız gerekebiliyor” dediler. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Öyleyse yola hakkını verin” buyurdu. “Yolun hakkı nedir, Ey Allah’ın resulü?” diye sordular. “(Haram) bakışlardan sakınmak, yoldan geçenlere rahatsızlık vermemek, iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymak” buyurdu.
Açıklama:
Sahih hadistir. Bu sened hasendir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11456, 4/121
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abbad Hişam b. Sa'd el-Kuraşî (Hişam b. Sa'd)
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Eziyet, insana
Hak, yola oturma/yol hakkı
Korunmak, harama/mahreme bakmaktan sakınmak
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50601, HM011455
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ زَيْدٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ
أَرْسَلَنِي أَهْلِي إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَسْأَلُهُ طَعَامًا فَأَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يَخْطُبُ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ مَنْ يَصْبِرْ يُصَبِّرْهُ اللَّهُ وَمَنْ يَسْتَغْنِ يُغْنِهِ اللَّهُ وَمَنْ يَسْتَعِفَّ يُعِفَّهُ اللَّهُ وَمَا رُزِقَ الْعَبْدُ رِزْقًا أَوْسَعَ لَهُ مِنْ الصَّبْرِ
Tercemesi:
Açıklama:
Sahih hadistir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11455, 4/121
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abbad Hişam b. Sa'd el-Kuraşî (Hişam b. Sa'd)
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Sabır, sabretmek
Bize Abdülmelik b. Amr, ona Züheyr, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemr, ona Abdurrahman b. Ebu Saîd el-Hudrî, ona da babası (Ebu Said el-Hudri) şöyle demiştir:
Pazartesi günü Rasulullah (sav) ile birlikte Kuba'ya gitmek için yola çıktık. Salim oğulları yurduna uğradık. Rasulullah, İbn Itbân'ın kapısına gelince durdu ve gür bir sesle onu dışarı çağırdı. O sırada İbn Itbân eşiyle birlikteydi. Hemen elbisesini çekerek dışarı çıktı. Rası1lullah onu bu halde görünce "Adamı acele ettirdik" dedi. İbn Itban “Ey Allah'ın Rasulü, kişi karısıyla birleşir, ancak meni gelmezse, ne yapması gerekir?” diye sordu. Rasulullah "Su (gusül), sudan dolayı (meni gelirse) gerekir" buyurdu.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50599, HM011454
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ شَرِيكِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي نَمِرٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى قُبَاءَ يَوْمَ الِاثْنَيْنِ فَمَرَرْنَا فِي بَنِي سَالِمٍ فَوَقَفَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِبَابِ ابْنِ عِتْبَانَ فَصَرَخَ وَابْنُ عِتْبَانَ عَلَى بَطْنِ امْرَأَتِهِ فَخَرَجَ يَجُرُّ إِزَارَهُ فَلَمَّا رَآهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَعْجَلْنَا الرَّجُلَ قَالَ ابْنُ عِتْبَانَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ الرَّجُلَ إِذَا أَتَى امْرَأَةً وَلَمْ يُمْنِ عَلَيْهَا مَاذَا عَلَيْهِ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّمَا الْمَاءُ مِنْ الْمَاءِ
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Amr, ona Züheyr, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemr, ona Abdurrahman b. Ebu Saîd el-Hudrî, ona da babası (Ebu Said el-Hudri) şöyle demiştir:
Pazartesi günü Rasulullah (sav) ile birlikte Kuba'ya gitmek için yola çıktık. Salim oğulları yurduna uğradık. Rasulullah, İbn Itbân'ın kapısına gelince durdu ve gür bir sesle onu dışarı çağırdı. O sırada İbn Itbân eşiyle birlikteydi. Hemen elbisesini çekerek dışarı çıktı. Rası1lullah onu bu halde görünce "Adamı acele ettirdik" dedi. İbn Itban “Ey Allah'ın Rasulü, kişi karısıyla birleşir, ancak meni gelmezse, ne yapması gerekir?” diye sordu. Rasulullah "Su (gusül), sudan dolayı (meni gelirse) gerekir" buyurdu.
Açıklama:
Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11454, 4/120
Senetler:
()
Konular:
Gusül, gerektiren haller
Gusül, gerektirmeyen haller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50605, HM011457
Hadis:
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي السَّفَرِ عَنِ الشَّعْبِيِّ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ
مُرَّ عَلَى مَرْوَانَ بِجَنَازَةٍ فَلَمْ يَقُمْ قَالَ فَقَالَ أَبُو سَعِيدٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُرَّ عَلَيْهِ بِجَنَازَةٍ فَقَامَ قَالَ فَقَامَ مَرْوَانُ
Tercemesi:
Açıklama:
Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11457, 4/121
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Bekir Abdullah b. Ebu Sefer el-Hemdânî (Abdullah b. Said b. Yahmed)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
Konular:
Cenaze, Cenaze için ayağa kalkmak
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri