Bize Ziyad b. Eyyûb el-Bağdâdî, ona Affân b. Müslim, ona Hemmâm, ona Sâbit, ona Enes, ona da Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir:
Bizler mağarada iken Nebî'ye (sav), "Onlardan biri ayaklarına baksa ayaklarının altında bizi görüverecek!" dedim. [Bunun üzerine] Hz. Peygamber (sav), "Ey Ebu Bekir! Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi ne sanıyorsun!" buyurdu.
[Tirmizî şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garib bir hadistir. Onu ancak Hemmâm'ın rivayeti ile bilmekteyiz ki, o da teferrüd etmiştir. Bu hadisi Habbân b. Hilâl ve daha pek çok râvi Hemmâm'dan buna benzer şekilde nakletmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18581, T003096
Hadis:
حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ أَبَا بَكْرٍ حَدَّثَهُ قَالَ قُلْتُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ فِى الْغَارِ: لَوْ أَنَّ أَحَدَهُمْ يَنْظُرُ إِلَى قَدَمَيْهِ لأَبْصَرَنَا تَحْتَ قَدَمَيْهِ . فَقَالَ:
" يَا أَبَا بَكْرٍ مَا ظَنُّكَ بِاثْنَيْنِ اللَّهُ ثَالِثُهُمَا ؟ "
[ قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا يُعْرَفُ مِنْ حَدِيثِ هَمَّامٍ تَفَرَّدَ بِهِ . وَقَدْ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ هَمَّامٍ نَحْوَ هَذَا .]
Tercemesi:
Bize Ziyad b. Eyyûb el-Bağdâdî, ona Affân b. Müslim, ona Hemmâm, ona Sâbit, ona Enes, ona da Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir:
Bizler mağarada iken Nebî'ye (sav), "Onlardan biri ayaklarına baksa ayaklarının altında bizi görüverecek!" dedim. [Bunun üzerine] Hz. Peygamber (sav), "Ey Ebu Bekir! Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi ne sanıyorsun!" buyurdu.
[Tirmizî şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garib bir hadistir. Onu ancak Hemmâm'ın rivayeti ile bilmekteyiz ki, o da teferrüd etmiştir. Bu hadisi Habbân b. Hilâl ve daha pek çok râvi Hemmâm'dan buna benzer şekilde nakletmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/278
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Sevgi, Allah sevdiği kuluna yardım eder
Siyer, Hicret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18584, T003098
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا نَافِعٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: جَاءَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ مَاتَ أَبُوهُ فَقَالَ :أَعْطِنِى قَمِيصَكَ أُكَفِّنْهُ فِيهِ وَصَلِّ عَلَيْهِ وَاسْتَغْفِرْ لَهُ . فَأَعْطَاهُ قَمِيصَهُ وَقَالَ: « إِذَا فَرَغْتُمْ فَآذِنُونِى » . فَلَمَّا أَرَادَ أَنْ يُصَلِّىَ جَذَبَهُ عُمَرُ وَقَالَ: أَلَيْسَ قَدْ نَهَى اللَّهُ أَنْ تُصَلِّىَ عَلَى الْمُنَافِقِينَ ؟ فَقَالَ « أَنَا بَيْنَ خِيرَتَيْنِ ( اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لاَ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ ) » . فَصَلَّى عَلَيْهِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ :( وَلاَ تُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِنْهُمْ مَاتَ أَبَدًا وَلاَ تَقُمْ عَلَى قَبْرِهِ ) فَتَرَكَ الصَّلاَةَ عَلَيْهِمْ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona (Ebu Said) Yahya b. Said (el-Kattân), ona (Ebu Osman) Ubeydullah (b. Ömer el-Adevî), ona Nafi'in (Mevlâ İbn Ömer) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir: "Babası vefat edince Abdullah b. Übey'in oğlu Abdullah, Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve 'Gömleğini bana versen de babamı onunla kefenlesem? Siz de onun namazını kılıp onun için bağışlanma dileseniz?” dedi. Hz. Peygamber (sav), gömleğini ona verdi ve şöyle dedi: “Kefenleyip hazırladığınızda bana haber verin, namazını kılayım.” Blahare namazını kılmak isteyince Hz. Ömer (ra), Hz. Peygamber'i (sav) çekti ve dedi ki: 'Allah, münafıkların cenaze namazını kılmaktan sizi men etmemiş miydi?' Hz. Peygamber de (sav); 'Ben, iki seçenek arasında muhayyerim. Allah; 'Onlar için [münafıklar] ister af dile, ister dileme.' (Tevbe 9/80) buyurmuştur.' şeklinde karşılık verdi ve onun cenaze namazını kıldı. Bunun üzerine Allah; 'Onlardan ölen hiç biri üzerine asla namaz kılma; kabri başında da durma.' (Tevbe 9/84) buyruğunu indirdi. Böylece Hz. Peygamber (sav), onların cenaze namazını kılmayı bıraktı." Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Bu, hasen sahih bir hadistir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/279
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cenaze namazı, münafığın
KTB, NAMAZ,
Kur'an, Nüzul sebebleri
Münafık, Abdullah b. Übeyy b. Selul (Münafıkların reisi)
Teberrük, Peygamberin elbisesiyle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18556, T003084
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ : لَمَّا كَانَ يَوْمُ بَدْرٍ وَجِىءَ بِالأُسَارَى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا تَقُولُونَ فِى هَؤُلاَءِ الأُسَارَى » . فَذَكَرَ فِى الْحَدِيثِ قِصَّةً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَنْفَلِتَنَّ مِنْهُمْ أَحَدٌ إِلاَّ بِفِدَاءٍ أَوْ ضَرْبِ عُنُقٍ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ سُهَيْلَ بْنَ بَيْضَاءَ فَإِنِّى قَدْ سَمِعْتُهُ يَذْكُرُ الإِسْلاَمَ . قَالَ فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: فَمَا رَأَيْتُنِى فِى يَوْمٍ أَخْوَفَ أَنْ تَقَعَ عَلَىَّ حِجَارَةٌ مِنَ السَّمَاءِ مِنِّى فِى ذَلِكَ الْيَوْمِ قَالَ حَتَّى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِلاَّ سُهَيْلَ ابْنَ بَيْضَاءَ » . قَالَ وَنَزَلَ الْقُرْآنُ بِقَوْلِ عُمَرَ ( مَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَنْ يَكُونَ لَهُ أَسْرَى حَتَّى يُثْخِنَ فِى الأَرْضِ ) إِلَى آخِرِ الآيَاتِ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَأَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِيهِ .
Tercemesi:
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedir savaşı bitip esirler getirilince Rasûlullah (s.a.v.): “Bu esirler hakkında ne diyorsunuz” dedi. -Bu hadis biraz uzuncadır- Sonra Rasûlullah (s.a.v.); “Onlardan her biri ya fidye verecektir veya boynu vurulacaktır” buyurdu. Abdullah b. Mes’ûd diyor ki: Ey Allah’ın Rasûlü! Süheyl b. Beyda bundan müstesna olsun, O’nun İslam’dan bahsettiğini işittim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) sustu o gün üzerime gökten taş yağmasından korktuğum kadar hiçbir gün korkmamıştım. Sonunda Rasûlullah (s.a.v.): “Süheyl b. Beyda müstesnadır.” buyurdu. Sonra ayet Ömer’in görüşüne uygun olarak indi: Enfal sûresi 67. ayet: “Yeryüzünde küfrün belini kırıp, tam hakimiyet sağlamadıkça hiçbir peygambere esir almak yakışık almaz. Siz bu dünyanın geçici kazançlarını istiyorsunuz. Ama Allah, sizin için ahiretteki Cenneti elde etmenizi istiyor. Çünkü Allah en yüce iktidar sahibi olup, yaptığı herşeyi yerli yerince yapandır.” Tirmizî: Bu hadis hasendir. Ebû Ubeyde babasından hadis işitmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 8, 5/271
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, itab ayetleri, peygamber hak.
Kur'an, Nüzul sebebleri
Savaş, esirler
Savaş, esirlere muamele
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18558, T003085
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ زَائِدَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَمْ تَحِلَّ الْغَنَائِمُ لأَحَدٍ سُودِ الرُّءُوسِ مِنْ قَبْلِكُمْ كَانَتْ تَنْزِلُ نَارٌ مِنَ السَّمَاءِ فَتَأْكُلُهَا » . قَالَ سُلَيْمَانُ الأَعْمَشُ فَمَنْ يَقُولُ هَذَا إِلاَّ أَبُو هُرَيْرَةَ الآنَ فَلَمَّا كَانَ يَوْمُ بَدْرٍ وَقَعُوا فِى الْغَنَائِمِ قَبْلَ أَنْ تَحِلَّ لَهُمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( لَوْلاَ كِتَابٌ مِنَ اللَّهِ سَبَقَ لَمَسَّكُمْ فِيمَا أَخَذْتُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ ) قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ الأَعْمَشِ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ganimetler sizden önceki toplumların hiçbirine helal olmamıştır. Ganimetleri gökten bir ateş iner ve onları yakar idi.” Süleyman el A’meş diyor ki: Bu gün Ebû Hüreyre’den başkası bunu söylemiyor. Bedir savaşı bitince ganimetler konusunda insanlar değişik görüşler ortaya attılar Allah’ta Enfal sûresi 68 - 69. ayetleri indirdi: “Allah tarafından, önceden buyurulmuş böyle bir ilke olmasaydı, aldığınız bütün bu esirler yüzünden, başınıza mutlaka büyük bir azâb çökerdi. “Artık savaşta elde ettiğiniz ganimetlerden, helal ve temiz olarak kullanın ve yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve acıyandır.”Tirmizî: Bu hadis A’meş’in rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 8, 5/271
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, helal kılınmıştır
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18576, T003093
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا رِشْدِينُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ دَرَّاجٍ عَنْ أَبِى الْهَيْثَمِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا رَأَيْتُمُ الرَّجُلَ يَعْتَادُ الْمَسْجِدَ فَاشْهَدُوا لَهُ بِالإِيمَانِ . قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ) » . حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ دَرَّاجٍ عَنْ أَبِى الْهَيْثَمِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ « يَتَعَاهَدُ الْمَسْجِدَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَأَبُو الْهَيْثَمِ اسْمُهُ سُلَيْمَانُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَبْدٍ الْعُتْوَارِىُّ وَكَانَ يَتِيمًا فِى حَجْرِ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ .
Tercemesi:
Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin mescidlere girip çıkıp namaz kılma alışkanlığını görürseniz onun imanına şâhid olunuz çünkü Allah şöyle buyurur: (Tevbe sûresi 18. ayet) “Allah’ın mescidlerini ziyaret etmek, yahut onarıp gözetmek, canlı tutup zirvede kalmasını sağlamak ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazlarında sürekli ve dosdoğru olan, zekatlarını veren, Allah’tan başka kimseden korkup çekinmeyen kimselere aittir. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)İbn ebî Ömer, Abdullah b. Vehb vasıtasıyla Amr b. Hâris’den, Derrac’tan, Ebû’l Heysem’den, Ebû Saîd’den geçen hadisin bir benzerini bize rivâyet etti ve “Mescide bağlandığını” dedi.Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ebû’l Heysem’in ismi Süleyman b. Amr b. Abdûl Utvârî’dir. Ebû Saîd el Hudrî’nin himayesinde olan bir yetim idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/277
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18579, T003095
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ يَزِيدَ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ بْنُ حَرْبٍ عَنْ غُطَيْفِ بْنِ أَعْيَنَ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ : أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَفِى عُنُقِى صَلِيبٌ مِنْ ذَهَبٍ . فَقَالَ « يَا عَدِىُّ اطْرَحْ عَنْكَ هَذَا الْوَثَنَ » . وَسَمِعْتُهُ يَقْرَأُ فِى سُورَةِ بَرَاءَةَ ( اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ ) قَالَ « أَمَا إِنَّهُمْ لَمْ يَكُونُوا يَعْبُدُونَهُمْ وَلَكِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا أَحَلُّوا لَهُمْ شَيْئًا اسْتَحَلُّوهُ وَإِذَا حَرَّمُوا عَلَيْهِمْ شَيْئًا حَرَّمُوهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ السَّلاَمِ بْنِ حَرْبٍ . وَغُطَيْفُ بْنُ أَعْيَنَ لَيْسَ بِمَعْرُوفٍ فِى الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Adiyy b. Hatîm (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Boynumda altından bir haç olduğu halde Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına gelmiştim. Buyurdular ki: Ey Adiyy bu putu üzerinden at kendileri de Tevbe sûresinin 31. ayetini okumakta idiler ve şöyle buyurdular: Gerçi onlar haham ve Rahiblerine ibadet etmiyorlardı. Fakat onlar bir şeyi haram kıldılar mı onu haram kabul ediyorlar helal kıldıklarını da helal sayıyorlardı. (İşte bu Allah’tan başkasını Rab edinmek demektir.) (Tirmizî rivâyet etmiştir.)Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Abdusselam b. Harb’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Gutayf b. A’yan hadiste tanınmış bir kimse değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/278
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Kitap, Hrıstiyanlık, haç takma, dini sembol
HELALLER VE HARAMLAR
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18560, T003087
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ الْجُعْفِىُّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ عَمْرِو بْنِ الأَحْوَصِ حَدَّثَنَا أَبِى أَنَّهُ شَهِدَ حَجَّةَ الْوَدَاعِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَذَكَّرَ وَوَعَظَ ثُمَّ قَالَ « أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ ؟» . قَالَ فَقَالَ النَّاسُ يَوْمُ الْحَجِّ الأَكْبَرِ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ هَذَا أَلاَ لاَ يَجْنِى جَانٍ إِلاَّ عَلَى نَفْسِهِ وَلاَ يَجْنِى وَالِدٌ عَلَى وَلَدِهِ وَلاَ وَلَدٌ عَلَى وَالِدِهِ أَلاَ إِنَّ الْمُسْلِمَ أَخُو الْمُسْلِمِ فَلَيْسَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ مِنْ أَخِيهِ شَىْءٌ إِلاَّ مَا أَحَلَّ مِنْ نَفْسِهِ أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ رِبًا فِى الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ لَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لاَ تَظْلِمُونَ وَلاَ تُظْلَمُونَ غَيْرَ رِبَا الْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَإِنَّهُ مَوْضُوعٌ كُلُّهُ أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ دَمٍ كَانَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ وَأَوَّلُ دَمٍ أَضَعُ مِنْ دِمَاءِ الْجَاهِلِيَّةِ دَمُ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ كَانَ مُسْتَرْضِعًا فِى بَنِى لَيْثٍ فَقَتَلَتْهُ هُذَيْلٌ أَلاَ وَاسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ خَيْرًا فَإِنَّمَا هُنَّ عَوَانٌ عِنْدَكُمْ لَيْسَ تَمْلِكُونَ مِنْهُنَّ شَيْئًا غَيْرَ ذَلِكَ إِلاَّ أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ فَإِنْ فَعَلْنَ فَاهْجُرُوهُنَّ فِى الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ضَرْبًا غَيْرَ مُبَرِّحٍ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً أَلاَ إِنَّ لَكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ حَقًّا وَلِنِسَائِكُمْ عَلَيْكُمْ حَقًّا فَأَمَّا حَقُّكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ فَلاَ يُوطِئْنَ فُرُشَكُمْ مَنْ تَكْرَهُونَ وَلاَ يَأْذَنَّ فِى بُيُوتِكُمْ مَنْ تَكْرَهُونَ أَلاَ وَإِنَّ حَقَّهُنَّ عَلَيْكُمْ أَنْ تُحْسِنُوا إِلَيْهِنَّ فِى كِسْوَتِهِنَّ وَطَعَامِهِنَّ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رَوَاهُ أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ .
Tercemesi:
Tirmizî'nin, el-Hasen b. Ali el-Hallâl-Huseyn b. Ali el-Cu'fî-Zâide-Şebîb b. Garkade-Süleymân b. Amr b. el-Ahvas-isnadıyla aktardığına göre, Süleyman anlatıyor:"Babam Amr bana anlattığına göre kendisi veda haccında Allah'ın Resulüyle beraber bulunmuş ve Allah'ın Resulü (veda hutbesinde) Allah’a hamt ve sena ettikten sonra vaaz ve nasihat ederek şöyle buyurmuştur: "Hangi gün daha mukaddestir? Hangi gün daha mukaddestir? Hangi gün daha mukaddestir?” Müslümanlar: "Haccı ekber günü olan, Kurban bayramının birinci günüdür, Ey Allah'ın Resulü!” dediler. Bunun üzerine Efendimiz buyurdular ki: Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız, şu gününüz, şu ayınız, şu beldeniz gibi kutsal olup, haramdır. Dikkat edin! her cinayet işleyen cezasını kendisi çekecektir. Hiçbir baba çocuğunun suçundan dolayı sorumlu tutulamayacağı gibi hiçbir çocukta babasının yaptığından dolayı ceza çekemez. Dikkat edin! Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Müslümana, gönül rızası olmadan kardeşinin malı helal olmaz. Dikkat edin! Cahiliye dönemindeki tüm faizler kaldırılmıştır. Ana paralarınız sizindir. Haksızlık etmeyecek ve haksızlık da görmeyeceksiniz. İlk kaldırılan faiz, Abbâs b. Abdülmuttalib’in faizi olup, hepsi kaldırılmıştır. Dikkat edin cahiliye dönemindeki tüm kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırılan ilk kan davası Hâris b. Abdülmuttalib’in kan davasıdır. Hâris, Leys oğullarından süt anne ararken, Hüzeyl tarafından öldürülmüştü.Dikkat edin! Kadınlara karşı iyi davranın, onlar sizin yanınızda esirler (gibi kırılgandır.) Eşleriniz, (evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek, kocanın haklarını ihlal etmek, onun şahsiyet ve vakarını zedeleyici tavırlar sergilemek veya iffet ve namusunu tehlikeye sürükleyebilecek durumlara meyletmek gibi) göz yumulamayacak kadar çirkin bir yanlış yapmadıkça, onlara karşı, iyi davranmaktan başka yapabileceğiniz hiç bir şey yoktur. Eğer böylesi bir yanlış yapmışlarsa yataklarınızı ayırın, onları hafifçe dövün. Yola gelirlerse, Onlara karşı başka bir davranış içine girmeyin. Sizin, hanımlarınızın üzerinde haklarınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin hanımlarınız üzerindeki hakkınız, hanımlarınızın, sizin hoşlanmadığınız hiç kimseyi evlerinize alıp konuşmamaları ve hoşlanmadığınız hiç kimsenin evlerinize girmesine izin vermemeleridir. Dikkat edin! Hanımlarınızın sizin üzerindeki hakkı onların giyim ve gıda ihtiyaçlarını güzelce karşılamanızdır" Tirmizî, bu hadisin hasen sahih olduğunu anlatıyor. Ebü'l-Ahvas bu hadisi Şebîb b. Garkade'den rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/273
Senetler:
()
Konular:
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Vasiyet, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18585, T003099
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَبِى أَنَسٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُ قَالَ : تَمَارَى رَجُلاَنِ فِى الْمَسْجِدِ الَّذِى أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَى مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ فَقَالَ رَجُلٌ :هُوَ مَسْجِدُ قُبَاءَ وَقَالَ الآخَرُ :هُوَ مَسْجِدُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « هُوَ مَسْجِدِى هَذَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ عِمْرَانَ بْنِ أَبِى أَنَسٍ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا عَنْ أَبِى سَعِيدٍ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ رَوَاهُ أُنَيْسُ بْنُ أَبِى يَحْيَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ رضى الله عنه .
Tercemesi:
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İki kişi Tevbe 108. ayeti; “Ey peygamber! Böyle bir yere asla adımını atma. İçine adım atacağın en uygun mescid, daha ilk günden beri, Allah’tan yana sağlam bir bilinç ve duyarlılık temeli üstünde yükseltilen mesciddir ki, orada arınmak isteğiyle dolup taşan adamlar vardır. Allah da zaten kendini arındıranları sever.” Mescid konusunda münakaşa ettiler. Biri “O Kuba mescididir” dedi. Diğeri de “Rasûlullah (s.a.v.)’in mescididir.” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.); “O benim şu mescidimdir.” buyurdu. Tirmizî: Bu hadis Imrân b. ebî Enes rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. Ebû Saîd’den başka şekillerde rivâyet edilmiştir. Üneys b. eb’îl Yahya babasından ve Ebû Saîd’den bu hadisi rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/280
Senetler:
()
Konular:
Cami, Mescit, Faziletli Mescitler
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Mescid, Mescid-i Dırar