Öneri Formu
Hadis Id, No:
19029, T003148
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَنَا سَيِّدُ وَلَدِ آدَمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ فَخْرَ وَبِيَدِى لِوَاءُ الْحَمْدِ وَلاَ فَخْرَ وَمَا مِنْ نَبِىٍّ يَوْمَئِذٍ آدَمُ فَمَنْ سِوَاهُ إِلاَّ تَحْتَ لِوَائِى وَأَنَا أَوَّلُ مَنْ تَنْشَقُّ عَنْهُ الأَرْضُ وَلاَ فَخْرَ قَالَ : فَيَفْزَعُ النَّاسُ ثَلاَثَ فَزَعَاتٍ فَيَأْتُونَ آدَمَ فَيَقُولُونَ أَنْتَ أَبُونَا آدَمُ فَاشْفَعْ لَنَا إِلَى رَبِّكَ . فَيَقُولُ إِنِّى أَذْنَبْتُ ذَنْبًا أُهْبِطْتُ مِنْهُ إِلَى الأَرْضِ وَلَكِنِ ائْتُوا نُوحًا . فَيَأْتُونَ نُوحًا فَيَقُولُ : إِنِّى دَعَوْتُ عَلَى أَهْلِ الأَرْضِ دَعْوَةً فَأُهْلِكُوا وَلَكِنِ اذْهَبُوا إِلَى إِبْرَاهِيمَ . فَيَأْتُونَ إِبْرَاهِيمَ فَيَقُولُ إِنِّى كَذَبْتُ ثَلاَثَ كَذَبَاتٍ » . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْهَا كَذْبَةٌ إِلاَّ مَاحَلَّ بِهَا عَنْ دِينِ اللَّهِ وَلَكِنِ ائْتُوا مُوسَى . فَيَأْتُونَ مُوسَى فَيَقُولُ إِنِّى قَدْ قَتَلْتُ نَفْسًا وَلَكِنِ ائْتُوا عِيسَى . فَيَأْتُونَ عِيسَى فَيَقُولُ إِنِّى عُبِدْتُ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَكِنِ ائْتُوا مُحَمَّدًا قَالَ فَيَأْتُونَنِى فَأَنْطَلِقُ مَعَهُمْ » . قَالَ ابْنُ جُدْعَانَ قَالَ أَنَسٌ فَكَأَنِّى أَنْظُرُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَآخُذُ بِحَلْقَةِ بَابِ الْجَنَّةِ فَأُقَعْقِعُهَا فَيُقَالُ: مَنْ هَذَا؟ فَيُقَالُ مُحَمَّدٌ . فَيَفْتَحُونَ لِى وَيُرَحِّبُونَ فَيَقُولُونَ مَرْحَبًا فَأَخِرُّ سَاجِدًا فَيُلْهِمُنِى اللَّهُ مِنَ الثَّنَاءِ وَالْحَمْدِ فَيُقَالُ لِى ارْفَعْ رَأْسَكَ سَلْ تُعْطَ وَاشْفَعْ تُشَفَّعْ وَقُلْ يُسْمَعْ لِقَوْلِكَ وَهُوَ الْمَقَامُ الْمَحْمُودُ الَّذِى قَالَ اللَّهُ ( عَسَى أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا ) » . قَالَ سُفْيَانُ لَيْسَ عَنْ أَنَسٍ إِلاَّ هَذِهِ الْكَلِمَةُ « فَآخُذُ بِحَلْقَةِ بَابِ الْجَنَّةِ فَأُقَعْقِعُهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ الْحَدِيثَ بِطُولِهِ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebî Ömer, ona Süfyân, ona Ali b. Zeyd b. Cüd’ân, ona Ebû Nadra, ona da Ebû Saîd el-Hudrî’nin (ra.) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Kıyâmet günü ben, Âdemoğullarının efendisi olacağım, bunu övünmek için söylemiyorum. Livâu’l-hamd sancağı benim elimde olacak, ama övünmek yok! O gün gerek Âdem ve gerek diğer bütün Peygamberler, mutlaka benim sancağımın altında olacaklar. Toprağı yarılıp (çıkarılacak) olan ilk insan da benim, ama övünmek yok!”
Hz. Peygamber şöyle devam etti:
“İnsanlar o gün üç büyük korku geçirecekler. Âdem’e gidip;
“- Sen, babamız Âdem’sin! Rabbin katında bize şefâat et!” diyecekler. O da;
“- Ben bir günah işledim ve bu yüzden yeryüzüne indirildim; siz Nûh’a gidin!” diyecek. Hemen Nûh’a gidecekler, ama o da;
“- Ben yeryüzü ahâlisine bedduâ etmiştim de bu yüzden insanlar helâk olmuştu; siz İbrahim’e gidin!” diyecek. Hemen İbrahim’e gidecekler, fakat o da;
“- Ben üç kez yalan söylemiştim” diyecek.
Sonra Rasûlullah (as.); “İbrahim o üç yalanla, sadece Allah’ın dinini korumak istemişti” dedi ve müteâkiben Hz. İbrahim’in insanlara;
“- Ama siz Musa’ya gidin!” diyeceğini söyledi. İnsanlar hemen Musa’ya gidecekler, ama o da;
“- Ben bir adam öldürmüştüm; siz İsa’ya gidin!” diyecek. İsa’ya gidecekler, o da;
“- İnsanlar Allah’ı bırakıp bana ibadet ettiler; siz Muhammed’e gidin!” diyecek. Bunun üzerine insanlar bana gelecekler. Ben de onlarla birlikte gideceğim.”
Râvî (Ali b. Zeyd) b. Cüd’ân, Enes’in şöyle dediğini söyledi:
“Sanki ben Rasûlullah’ı (as.) görür gibiyim, O; ‘Ben, cennet kapısının halkasını tutacak ve tıkırdatacağım’ dedi. Sonra şöyle devam etti:
“- Kim o?” denilir.
“- Muhammed (as.)” diye cevap verilir. Bunun üzerine bana cennetin kapısını açacaklar ve ‘Merhaba’ diyerek beni selâmlayacaklar. Ben hemen secdeye kapanacağım. Allah bana (söyleyeceğim) hamd ve senâları ilhâm edecek. Bana;
“- Kaldır başını! İste; sana verilir. Şefâat et; şefâatin kabul edilir. Söyle; sözün dinlenir!” denilecek. Yüce Allah’ın; ‘Rabbin seni övülmüş bir makamayükseltir’ (el-İsrâ, 17/79) meâlindeki âyette geçen Makam-ı Mahmûd işte budur!”
Râvî Süfyan dedi ki:
“Bu bölümde Enes’ten rivâyet edilen, sadece; ‘Ben, cennet kapısının halkasını tutacak ve tıkırdatacağım’ cümlesidir.”
Ebû İsa (Tirmizî) dedi ki: “Bu hadis hasen-sahihtir. Bazıları bu hadisi Ebû Nadra vasıtasıyla İbn Abbas’tan daha uzun bir şekilde rivâyet etmişlerdir.”
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren ilaveli metin şöyledir:
أَنَا سَيِّدُ وَلَدِ آدَمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا فَخْرَ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 17, 5/308
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Hz. Peygamber, üstünlüğü
İman, Ahirete, mahşer günü
Peygamberler, Hz. Adem
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Peygamberler, Hz. Nuh
Şefaat, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19024, T003146
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ ( وَلاَ تَجْهَرْ بِصَلاَتِكَ وَلاَ تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً ) قَالَ نَزَلَتْ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُخْتَفٍ بِمَكَّةَ وَكَانَ إِذَا صَلَّى بِأَصْحَابِهِ رَفَعَ صَوْتَهُ بِالْقُرْآنِ فَكَانَ الْمُشْرِكُونَ إِذَا سَمِعُوهُ شَتَمُوا الْقُرْآنَ وَمَنْ أَنْزَلَهُ وَمَنْ جَاءَ بِهِ فَقَالَ اللَّهُ لِنَبِيِّهِ ( وَلاَ تَجْهَرْ بِصَلاَتِكَ ) أَىْ بِقِرَاءَتِكَ فَيَسْمَعَ الْمُشْرِكُونَ فَيَسُبُّوا الْقُرْآنَ ( وَلاَ تُخَافِتْ بِهَا ) عَنْ أَصْحَابِكَ ( وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً ) . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, yüce Allah’ın: “Namazında sesini ne pek yükselt ne de pek kıs, ikisi ortası bir yol tut” (İsra, 17/110) buyruğu ile ilgili olarak şunları söylemiştir: Ayet, Rasulullah (sav) Mekke’de saklandığı sıralarda nâzil oldu. Ashabına namaz kıldırdığı zaman Kur’ân’ı yüksek sesle okurdu. Müşrikler de Kur’ân’ı işittiklerinde Kur’ân’a, onu indirene, onu getirene sövüp sayarlardı. Bunun üzerine şanı yüce Allah: “Namazında” Kur’ân okuduğun vakit müşriklerin işitip Kur’ân’a sövmelerine sebep olacak şekilde “Sesini ne pek yükselt ne de” ashabının duymayacağı şekilde “pek kıs, ikisi ortası bir yol tut” buyurdu.
Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 17, 5/307
Senetler:
()
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Namaz, sesli okuma, cehri tilavet, hangi namazlarda okunacak vs,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19053, T003161
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « إِذَا أَحَبَّ اللَّهُ عَبْدًا نَادَى جِبْرِيلَ إِنِّى قَدْ أَحْبَبْتُ فُلاَنًا فَأَحِبَّهُ قَالَ: فَيُنَادِى فِى السَّمَاءِ ثُمَّ تَنْزِلُ لَهُ الْمَحَبَّةُ فِى أَهْلِ الأَرْضِ فَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ :( إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا ) وَإِذَا أَبْغَضَ اللَّهُ عَبْدًا نَادَى جِبْرِيلَ: إِنِّى أَبْغَضْتُ فُلاَنًا فَيُنَادِى فِى السَّمَاءِ ثُمَّ تَنْزِلُ لَهُ الْبَغْضَاءُ فِى الأَرْضِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah bir kulu sevecek olursa, Cebrail’e: Ben filan kişiyi sevdim, sen de onu sev, diye seslenir. Bunun üzerine o da semada seslenir, sonra, o kişi için yeryüzünde muhabbet iner. İşte yüce Allah’ın: “Muhakkak iman edip salih amel işleyenlere Rahman bir sevgi var edecektir” (Meryem, 19/96) buyruğu bunu ifade etmektedir. Allah bir kula da buğz edecek olursa, Cebrail’e: Ben filana buğz ettim diye seslenir, semada da (böylece) seslenilir, sonra o kişi için yeryüzünde buğz iner.”
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar’a babası, ona Ebu Sâlih, ona Ebu Hureyre, Nebi’nin (sav) buyruğunu buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 19, 5/317
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın sevmesi ve sevginin tezahürü
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19047, T003155
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ وَأَبُو مُوسَى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ :حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ :بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى: نَجْرَانَ فَقَالُوا لِى أَلَسْتُمْ تَقْرَءُونَ ( يَا أُخْتَ هَارُونَ )؟ وَقَدْ كَانَ بَيْنَ عِيسَى وَمُوسَى مَا كَانَ فَلَمْ أَدْرِ مَا أُجِيبُهُمْ . فَرَجَعْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ: « أَلاَّ أَخْبَرْتَهُمْ أَنَّهُمْ كَانُوا يُسَمُّونَ بِأَنْبِيَائِهِمْ وَالصَّالِحِينَ قَبْلَهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ إِدْرِيسَ .
Tercemesi:
Muğîre b. Şu’be (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), beni Necran’a göndermişti, Necranlılar bana dediler ki: siz Kur’ân’da Meryem sûresi 28. ayetinde “Ey Harun’un kız kardeşi” diye okumuyor musunuz? Oysa Musa ile İsa arasında pek çok zaman geçmemiş midir? Onlara nasıl cevap vereceğimi bilemedim ve Rasûlullah (s.a.v.)’e dönüp durumu ona anlattım. Buyurdu ki: Onlara kendilerinden önceki peygamberlerin ve Salih insanların isimlerini kullandıklarını haber vermedin mi? Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir.Bu hadisi sadece İbn İdris’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 19, 5/315
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Peygamberler, Hz. Harun
Tarihsel Şahsiyetler, Hz. Meryem
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ قَتَادَةَ فِى قَوْلِهِ :( وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا ) قَالَ :حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « لَمَّا عُرِجَ بِى رَأَيْتُ إِدْرِيسَ فِى السَّمَاءِ الرَّابِعَةِ » . قَالَ: وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ: وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَقَدْ رَوَاهُ سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهَمَّامٌ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَدِيثَ الْمِعْرَاجِ بِطُولِهِ وَهَذَا عِنْدَنَا مُخْتَصَرٌ مِنْ ذَاكَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19049, T003157
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ قَتَادَةَ فِى قَوْلِهِ :( وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا ) قَالَ :حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « لَمَّا عُرِجَ بِى رَأَيْتُ إِدْرِيسَ فِى السَّمَاءِ الرَّابِعَةِ » . قَالَ: وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ: وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَقَدْ رَوَاهُ سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ وَهَمَّامٌ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَدِيثَ الْمِعْرَاجِ بِطُولِهِ وَهَذَا عِنْدَنَا مُخْتَصَرٌ مِنْ ذَاكَ .
Tercemesi:
Katâde (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Meryem 57. ayeti hakkında şöyle dedi: Enes b. Mâlik, Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu bize aktarmıştır: “Mîrâc’a çıktığımda İdris peygamberi dördüncü kat sema’da gördüm.” Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Saîd b. ebû Arûbe Hemmâm ve pek çok râvîler, Katâde’den, Enes’den, Mâlik b. Sa’sa’dan miraç hadisini uzunca rivâyet etmişlerdir. Bence bu hadis onun bir parçasıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 19, 5/316
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Mirac,
Peygamberler, Hz. İdris
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19051, T003159
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنِ السُّدِّىِّ. قَالَ: سَأَلْتُ مُرَّةَ الْهَمْدَانِىَّ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ( وَإِنْ مِنْكُمْ إِلاَّ وَارِدُهَا ) فَحَدَّثَنِى أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ حَدَّثَهُمْ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« يَرِدُ النَّاسُ النَّارَ ثُمَّ يَصْدُرُونَ مِنْهَا بِأَعْمَالِهِمْ فَأَوَّلُهُمْ كَلَمْحِ الْبَرْقِ ثُمَّ كَالرِّيحِ ثُمَّ كَحُضْرِ الْفَرَسِ ثُمَّ كَالرَّاكِبِ فِى رَجلِهِ ثُمَّ كَشَدِّ الرَّجُلِ ثُمَّ كَمَشْيِهِ » . قَالَ : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنِ السُّدِّىِّ فَلَمْ يَرْفَعْهُ .
Tercemesi:
Süddî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mürre el Hemedanî’ye; Meryem sûresi 71. ayetinin tefsirini sordum o da bunu kendisine Abdullah b. Mes’ûd’un aktardığını söyledi. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tüm insanlar Cehenneme mutlaka uğrayacaklar sonra amelleri karşılığında oradan çıkıp kurtulacaklardır. Oradan ilk çıkacak olanların hızı şimşeğin parlaması gibidir. Sonra rüzgar gibi, sonra atın koşması sonra da devenin üzerindeki binici gibi, sonra da insanların koşması gibi daha sonra da insanın yürümesi gibi sırattan geçip Cehennem’den kurtulacaklardır.”Tirmizî: Bu hadis hasendir. Şu’be, Süddî’den merfu olmaksızın rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 19, 5/317
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri