Açıklama: İbn Mesud'dan rivayette bulunan Abîde'nin isminde ihtilaf olup ona, Ubeyde ve Ubeyd diyenler de vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1316, M000462
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كُرَيْبٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لأَعْرِفُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا مِنَ النَّارِ رَجُلٌ يَخْرُجُ مِنْهَا زَحْفًا فَيُقَالُ لَهُ انْطَلِقْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ - قَالَ - فَيَذْهَبُ فَيَدْخُلُ الْجَنَّةَ فَيَجِدُ النَّاسَ قَدْ أَخَذُوا الْمَنَازِلَ فَيُقَالُ لَهُ أَتَذْكُرُ الزَّمَانَ الَّذِى كُنْتَ فِيهِ فَيَقُولُ نَعَمْ. فَيُقَالُ لَهُ تَمَنَّ. فَيَتَمَنَّى فَيُقَالُ لَهُ لَكَ الَّذِى تَمَنَّيْتَ وَعَشَرَةُ أَضْعَافِ الدُّنْيَا - قَالَ - فَيَقُولُ أَتَسْخَرُ بِى وَأَنْتَ الْمَلِكُ."
[قَالَ فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -Lafız Ebu Küreyb'e aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona Abdullah rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben cehennemden çıkacak son kişiyi biliyorum. Bu kişi oradan sürünerek çıkacak bir adamdır. Ona haydi cennete gir denilecek, o da gidip cennete girecek ve orada insanların hanelerine yerleşmiş olduklarını görecek. Kendisine geçmişte bulunduğun zamanı hatırlıyor musun? diye soracaklar. Evet diye cevap verecek. Bunun üzerine haydi ne dilersen dile! denilecek. O da isteklerini söyleyecek. Ardından ona dilediğin her şey ve dünyanın on katı senindir denilecek. (Ey Rabbim!) Mülkün sahibi sen olduğun halde benimle alay mı ediyorsun! diyecektir."
[Ravi şöyle demiştir: Rasulullah'ın azı dişleri görünecek kadar güldüğünü gördüm.]
Açıklama:
İbn Mesud'dan rivayette bulunan Abîde'nin isminde ihtilaf olup ona, Ubeyde ve Ubeyd diyenler de vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 462, /100
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
969, M000403
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ سَرْحٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا قَالَتْ كَانَ أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ الرُّؤْيَا الصَّادِقَةَ فِى النَّوْمِ فَكَانَ لاَ يَرَى رُؤْيَا إِلاَّ جَاءَتْ مِثْلَ فَلَقِ الصُّبْحِ ثُمَّ حُبِّبَ إِلَيْهِ الْخَلاَءُ فَكَانَ يَخْلُو بِغَارِ حِرَاءٍ يَتَحَنَّثُ فِيهِ - وَهُوَ التَّعَبُّدُ - اللَّيَالِىَ أُولاَتِ الْعَدَدِ قَبْلَ أَنْ يَرْجِعَ إِلَى أَهْلِهِ وَيَتَزَوَّدُ لِذَلِكَ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى خَدِيجَةَ فَيَتَزَوَّدُ لِمِثْلِهَا حَتَّى فَجِئَهُ الْحَقُّ وَهُوَ فِى غَارِ حِرَاءٍ فَجَاءَهُ الْمَلَكُ فَقَالَ "اقْرَأْ." قَالَ
"مَا أَنَا بِقَارِئٍ - قَالَ - فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ. قَالَ قُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ - قَالَ - فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّانِيَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ. فَقُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّالِثَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى. فَقَالَ (اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِى خَلَقَ* خَلَقَ الإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ* اقْرَأْ وَرَبُّكَ الأَكْرَمُ* الَّذِى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ* عَلَّمَ الإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ.)" فَرَجَعَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَرْجُفُ بَوَادِرُهُ حَتَّى دَخَلَ عَلَى خَدِيجَةَ فَقَالَ
"زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى." فَزَمَّلُوهُ حَتَّى ذَهَبَ عَنْهُ الرَّوْعُ ثُمَّ قَالَ لِخَدِيجَةَ
"أَىْ خَدِيجَةُ مَا لِى." وَأَخْبَرَهَا الْخَبَرَ قَالَ
"لَقَدْ خَشِيتُ عَلَى نَفْسِى." قَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ كَلاَّ أَبْشِرْ فَوَاللَّهِ لاَ يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا وَاللَّهِ إِنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ وَتَصْدُقُ الْحَدِيثَ وَتَحْمِلُ الْكَلَّ وَتَكْسِبُ الْمَعْدُومَ وَتَقْرِى الضَّيْفَ وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ. فَانْطَلَقَتْ بِهِ خَدِيجَةُ حَتَّى أَتَتْ بِهِ وَرَقَةَ بْنَ نَوْفَلِ بْنِ أَسَدِ بْنِ عَبْدِ الْعُزَّى وَهُوَ ابْنُ عَمِّ خَدِيجَةَ أَخِى أَبِيهَا وَكَانَ امْرَأً تَنَصَّرَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ وَكَانَ يَكْتُبُ الْكِتَابَ الْعَرَبِىَّ وَيَكْتُبُ مِنَ الإِنْجِيلِ بِالْعَرَبِيَّةِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكْتُبَ وَكَانَ شَيْخًا كَبِيرًا قَدْ عَمِىَ. فَقَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ أَىْ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ. قَالَ وَرَقَةُ بْنُ نَوْفَلٍ يَا ابْنَ أَخِى مَاذَا تَرَى فَأَخْبَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَبَرَ مَا رَآهُ فَقَالَ لَهُ وَرَقَةُ هَذَا النَّامُوسُ الَّذِى أُنْزِلَ عَلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم يَا لَيْتَنِى فِيهَا جَذَعًا يَا لَيْتَنِى أَكُونُ حَيًّا حِينَ يُخْرِجُكَ قَوْمُكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَوَمُخْرِجِىَّ هُمْ." قَالَ وَرَقَةُ نَعَمْ لَمْ يَأْتِ رَجُلٌ قَطُّ بِمَا جِئْتَ بِهِ إِلاَّ عُودِىَ وَإِنْ يُدْرِكْنِى يَوْمُكَ أَنْصُرْكَ نَصْرًا مُؤَزَّرًا.
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a gelen vahyin başlangıcı, uykudaki sadık rüyalar şeklindeydi. Kendisi bir rüya görmesin ki sabahın aydınlığı gibi gerçekleşmesin. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir; orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüste bulunurdu ki o ibadet etmek demektir. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda Hak, ansızın kendisine geldi. O'na melek geldi ve "oku" dedi. O ise; ''ben okuma bilmem dedi.'' Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"(Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve oku dedi. Ben ise okuma bilmem dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve oku dedi. Ben okuma bilmem dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti dedi." Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü ve Hatice'nin yanına girdi, "beni örtün, beni örtün" buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye "ey Hatice, bana ne oluyor" dedi; başından geçenleri ona anlattı ve ''kendim için endişeleniyorum'' buyurdu. Hatice ise O'na; asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelenler hususunda insanlara yardım edersin dedi. Hatice onu götürdü ve Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ'ya getirdi ki o, Hatice'nin babasının kardeşi olan amcasının oğlu idi ve Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Yazı bilir, İncil'i Allah'ın dilediği kadar Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona; amca, kardeşinin oğlu ne diyor dinle dedi. Varaka b. Nevfel; ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka; bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke günü geldiğinde genç olabilsem; keşke, kavmin seni sürdüğünde hayatta olabilsem edi. Rasulullah (sav); "onlar beni sürecekler mi" dedi. Varaka da evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 403, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
991, M000409
Hadis:
وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ، قَالَ: سَمِعْتُ يَحْيَى، يَقُولُ: سَأَلْتُ أَبَا سَلَمَةَ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ؟ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوِ اقْرَأْ فَقَالَ: سَأَلْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللهِ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوْ اقْرَأْ قَالَ جَابِرٌ: أُحَدِّثُكُمْ مَا حَدَّثَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ:
"جَاوَرْتُ بِحِرَاءٍ شَهْرًا، فَلَمَّا قَضَيْتُ جِوَارِي نَزَلْتُ فَاسْتَبْطَنْتُ بَطْنَ الْوَادِي، فَنُودِيتُ فَنَظَرْتُ أَمَامِي وَخَلْفِي، وَعَنْ يَمِينِي، وَعَنْ شِمَالِي، فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَنَظَرْتُ فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَرَفَعْتُ رَأْسِي، فَإِذَا هُوَ عَلَى الْعَرْشِ فِي الْهَوَاءِ - يَعْنِي جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلَامُ - فَأَخَذَتْنِي رَجْفَةٌ شَدِيدَةٌ، فَأَتَيْتُ خَدِيجَةَ، فَقُلْتُ: دَثِّرُونِي، فَدَثَّرُونِي، فَصَبُّوا عَلَيَّ مَاءً، فَأَنْزَلَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ: (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ قُمْ فَأَنْذِرْ وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ.)" المدثر: 1-4
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona Yahya şöyle rivayet etti: Ebu Seleme'ye ilk nazil olan ayeti sordum. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayetini söyledi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. Bana, bunu Cabir b. Abdullah'a; hangi ayetin önce nazil olduğunu sordum dedi. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayeti dedi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. O, ben sizlere Rasulullah'ın (sav) bize anlattığı şeyi anlatıyorum dedi ve onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
''Bir ay boyunca Hira'da (itikafta) kaldım. Kalma sürem (itikaf) bitince oradan indim ve vadinin ortasına ulaştım. Derken bana seslenildi. Önüme, arkama, sağıma, soluma baktım ancak kimseyi göremedim. Ardından (yine) bana seslenildi ancak, (yine) kimseyi göremedim. Sonra (yine) bana seslenildi, başımı kaldırdım; Cebrail'i gökte arş üzerinde görüverdim! Beni şiddetli bir korku aldı. Hatice'nin yanına geldim ve ona beni örtün, beni örtün dedim. Üzerime su da döktüler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini ulula, elbiseni temiz tut ayetlerini indirdi.''
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 409, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
994, M000410
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ
"فَإِذَا هُوَ جَالِسٌ عَلَى عَرْشٍ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübarek, ona Yahya b. Ebu Kesir bu isnad ile rivayette bulundu ve (Hz. Peygamber'in (sav) şu sözünü) zikretti:
"Melek, gök ile yer arasındaki bir arş üzerinde oturmaktaydı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 410, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ali b. Mübarek el-Hünâî (Ali b. Mübarek)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
953, M000393
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَخِى ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمِّهِ قَالَ أَخْبَرَنِى نَافِعٌ مَوْلَى أَبِى قَتَادَةَ الأَنْصَارِىِّ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَيْفَ أَنْتُمْ إِذَا نَزَلَ ابْنُ مَرْيَمَ فِيكُمْ وَأَمَّكُمْ."
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hatim, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihab'ın yeğeni, ona amcası İbn Şihab, ona Ebu Katade el-Ensârî'nin azatlısı Nafi' rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre'den (ra) şöyle duymuştur: Rasululullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Meryem oğlu (İsa) aranıza indiği ve size lider olduğu zaman ne halde olursunuz?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 393, /83
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet alametleri, Hz. İsa'nın gelişi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1190, M000458
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ ح
وَحَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ كِلاَهُمَا عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالاَ
"فَيُلْقَوْنَ فِى نَهْرٍ يُقَالُ لَهُ الْحَيَاةُ." وَلَمْ يَشُكَّا.
[وَفِى حَدِيثِ خَالِدٍ كَمَا تَنْبُتُ الْغُثَاءَةُ فِى جَانِبِ السَّيْلِ.]
[وَفِى حَدِيثِ وُهَيْبٍ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبَّةُ فِى حَمِئَةٍ أَوْ حَمِيلَةِ السَّيْلِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Vüheyb; (T)
Bize Haccâc b. eş-Şâir, ona Amr b. Avn, ona Halid, her ikisine Amr b. Yahya bu isnatla rivayet etmiştir. O ikisi şöyle demiştir:
"O kimseler Hayat adındaki bir nehre atılırlar." Bu rivayette şüphe etmemişlerdir.
[Halid'in hadisinde; selin kenarında selle gelen tohumların bittiği gibi.]
[Vüheyb hadisinde ise çamurda veya selin getirdiği toprakta biten ot gibi biterler ifadeleri vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 458, /99
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1191, M000459
Hadis:
وَحَدَّثَنِى نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا بِشْرٌ - يَعْنِى ابْنَ الْمُفَضَّلِ - عَنْ أَبِى مَسْلَمَةَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَمَّا أَهْلُ النَّارِ الَّذِينَ هُمْ أَهْلُهَا فَإِنَّهُمْ لاَ يَمُوتُونَ فِيهَا وَلاَ يَحْيَوْنَ وَلَكِنْ نَاسٌ أَصَابَتْهُمُ النَّارُ بِذُنُوبِهِمْ - أَوْ قَالَ بِخَطَايَاهُمْ - فَأَمَاتَهُمْ إِمَاتَةً حَتَّى إِذَا كَانُوا فَحْمًا أُذِنَ بِالشَّفَاعَةِ فَجِىءَ بِهِمْ ضَبَائِرَ ضَبَائِرَ فَبُثُّوا عَلَى أَنْهَارِ الْجَنَّةِ ثُمَّ قِيلَ يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ أَفِيضُوا عَلَيْهِمْ. فَيَنْبُتُونَ نَبَاتَ الْحِبَّةِ تَكُونُ فِى حَمِيلِ السَّيْلِ." فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ كَانَ بِالْبَادِيَةِ.
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Bişr -b. el-Mufaddal-, ona Ebu Mesleme, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Gerçekten cehennem ehli olanlara gelince onlar orada ölmezler, dirilmezler. Onlar günahları -yahut hataları- sebebiyle kendilerine ateş isabet etmiş ve onları öldürmüş kimselerdir. Nihayet yanıp kömür oldukları zaman şefaate izin verilir. Onlar gruplar halinde cennetin nehirlerine getirilirler. Ey cennetlikler! Şunların üzerine su dökün denilir. Selin kalıntısıyla gelen tohumdan ot bitmesi gibi yeniden canlanırlar." Bunu duyanlardan biri; Rasulullah (sav) çölde bulunmuş olmalı dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 459, /99
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Şefaat, şefaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1315, M000461
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْحَنْظَلِىُّ كِلاَهُمَا عَنْ جَرِيرٍ قَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لأَعْلَمُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا مِنْهَا وَآخِرَ أَهْلِ الْجَنَّةِ دُخُولاً الْجَنَّةَ رَجُلٌ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ حَبْوًا فَيَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لَهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ فَيَأْتِيهَا فَيُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهَا مَلأَى فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ وَجَدْتُهَا مَلأَى. فَيَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لَهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ - قَالَ - فَيَأْتِيهَا فَيُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهَا مَلأَى فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ وَجَدْتُهَا مَلأَى فَيَقُولُ اللَّهُ لَهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ فَإِنَّ لَكَ مِثْلَ الدُّنْيَا وَعَشَرَةَ أَمْثَالِهَا أَوْ إِنَّ لَكَ عَشَرَةَ أَمْثَالِ الدُّنْيَا - قَالَ - فَيَقُولُ أَتَسْخَرُ بِى - أَوْ أَتَضْحَكُ بِى - وَأَنْتَ الْمَلِكُ."
[قَالَ لَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ. قَالَ فَكَانَ يُقَالُ ذَاكَ أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلَةً.]
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim el-Hanzalî, onlara Cerir, ona Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona İbrahim, ona Abide, ona Abdullah b. Mesud (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Beni cehennemden en son çıkıp cennete en son giren kişiyi biliyorum. Bu cehennemden emekleyerek çıkacak bir adamdır. Cehennemden çıkınca Yüce Allah ona; gidip cennete gir buyurur. O da cennete gelir. Cennete girince oranın dolu olduğunu sanır ve geri dönüp; Ey Rabbim! Cennetin dolu olduğunu gördüm der. Yüce Allah ona; gidip cennete gir buyurur. Adam cennete gider ve tekrar oranın dolu olduğunu sanır ve ey Rabbim! Cennetin dolu olduğunu gördüm der. Yüce Allah yeniden gidip cennete gir! Dünya'nın bir benzeri ve on katı daha sana bağışlanmıştır. Yahut dünyanın on katı sana bağışlandı buyurur. O kişi; her şeyin mülkü sana ait olduğu halde benimle alay mı edersin yahut halime mi gülersin?" diye sorar.
[Ravi şöyle demiştir: Rasulullah'ın güldüğünü ve azı dişlerinin göründüğünü gördüm. Bu kişinin cennete en düşük mertebeye sahip insan olduğu söylenir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 461, /99
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1497, M000514
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ أَبِى عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ أَدْنَى أَهْلِ النَّارِ عَذَابًا يَنْتَعِلُ بِنَعْلَيْنِ مِنْ نَارٍ يَغْلِى دِمَاغُهُ مِنْ حَرَارَةِ نَعْلَيْهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebû Salih, ona Numan b. Ayyaş, ona Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cehennemliklerin en hafif azap göreni ayağında sıcak iki nalın olan kişidir. Nalınlarının sıcaklığından o kişinin beyni kaynar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 514, /111
Senetler:
()
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
Cehennem, toplanma yeri
Seçki, İslam İnancı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1498, M000515
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أَهْوَنُ أَهْلِ النَّارِ عَذَابًا أَبُو طَالِبٍ وَهُوَ مُنْتَعِلٌ بِنَعْلَيْنِ يَغْلِى مِنْهُمَا دِمَاغُهُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona İbn Abbas (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cehennemlikler arasında azabı en hafif olan Ebu Talib'dir. İki nalın giyecek, onlardan beyni kaynayacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 515, /111
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Talib