Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Muaz; (T)
Bize Harun b. Abdullah, ona Ravh, ona Said, ona Katade, ona Enes, ona da Ebu Talha şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), bir kavmi mağlup ettiğinde, savaş meydanında üç gün kalırdı."
İbn Müsenna ise şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir kavmi mağlup ettiğinde onların yerlerinde üç kalmayı severdi."
[Ebu Davud der ki: Yahya b. Said el-Kattan bu hadisi tenkit ederdi. Çünkü (bu hadis), Said'in önceki rivayetlerinden değildir. Zira (Said), (yüz) kırk beş senesinde ihtilata maruz kalmıştır. Bu hadisi de ömrünün sonunda nakletmiştir. Ebu Davud der ki: Söylendiğine göre Veki, Said'in ihtilata uğradığı dönemde Said'den hadis almıştır.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16295, D002695
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ ح وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا رَوْحٌ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنْ أَبِى طَلْحَةَ قَالَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا غَلَبَ عَلَى قَوْمٍ أَقَامَ بِالْعَرْصَةِ ثَلاَثًا." قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى "إِذَا غَلَبَ قَوْمًا أَحَبَّ أَنْ يُقِيمَ بِعَرْصَتِهِمْ ثَلاَثًا".
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ كَانَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ يَطْعَنُ فِى هَذَا الْحَدِيثِ لأَنَّهُ لَيْسَ مِنْ قَدِيمِ حَدِيثِ سَعِيدٍ لأَنَّهُ تَغَيَّرَ سَنَةَ خَمْسٍ وَأَرْبَعِينَ وَلَمْ يُخْرِجْ هَذَا الْحَدِيثَ إِلاَّ بِأَخَرَةٍ. قَالَ أَبُو دَاوُدَ يُقَالُ إِنَّ وَكِيعًا حَمَلَ عَنْهُ فِى تَغَيُّرِهِ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Muaz; (T)
Bize Harun b. Abdullah, ona Ravh, ona Said, ona Katade, ona Enes, ona da Ebu Talha şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), bir kavmi mağlup ettiğinde, savaş meydanında üç gün kalırdı."
İbn Müsenna ise şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir kavmi mağlup ettiğinde onların yerlerinde üç kalmayı severdi."
[Ebu Davud der ki: Yahya b. Said el-Kattan bu hadisi tenkit ederdi. Çünkü (bu hadis), Said'in önceki rivayetlerinden değildir. Zira (Said), (yüz) kırk beş senesinde ihtilata maruz kalmıştır. Bu hadisi de ömrünün sonunda nakletmiştir. Ebu Davud der ki: Söylendiğine göre Veki, Said'in ihtilata uğradığı dönemde Said'den hadis almıştır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 132, /623
Senetler:
1. Ebu Talha el-Ensarî (Zeyd b. Sehl b. Esved b. Haram b. Amr)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Sünnet, ele geçen topraklarda Resulullah'ın sünneti
Bize Harun b. Abdullah, ona Haşim b. Kasım, ona İkrime, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir ile bir gazveye çıktık. Rasulullah (sav) onu bize komutan tayin etmişti. Fezâre üzerine gazâ ettik de dört koldan saldırdık. Sonra insanlara baktım da içlerinde çocuklar ve kadınlar da vardı. Bir ok fırlattım. Onlarla dağ arasına düşüverdi. Oldukları yerde kaldılar. Ben de onları Ebu Bekir'e getirdim. Onların içinde Fezâre'den bir kadın vardı. Üzerinde de deriden bir elbise vardı. Beraberinde de Arab'ın en güzellerinden bir kız bulunmaktaydı! Ebu Bekir, o kadının kızını bana ganimet olarak verdi. Medine'ye geldim. Rasulullah (sav) beni karşılayıp bana “Ey Seleme! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “o benim hoşuma gitti ve ben onun elbisesini bile açmadım” dedim. Hz. Peygamber de (sav) sükût etti. Ertesi gün olduğunda Rasulullah (sav) benimle çarşıda karşılaşıp “Ey Seleme! Allah aşkına! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “Ya Rasulullah! Vallahi! Onun elbisesini bile açmadım. O senindir” dedim. Nebî (sav) o kızı Mekkelilere gönderdi. Onların elinde (Müslüman) esirler bulunmaktaydı. Bu kıza karşılık onları kurtardı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16300, D002697
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ قَالَ حَدَّثَنِى إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ خَرَجْنَا مَعَ أَبِى بَكْرٍ وَأَمَّرَهُ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَغَزَوْنَا فَزَارَةَ فَشَنَنَّا الْغَارَةَ ثُمَّ نَظَرْتُ إِلَى عُنُقٍ مِنَ النَّاسِ فِيهِ الذُّرِّيَّةُ وَالنِّسَاءُ فَرَمَيْتُ بِسَهْمٍ فَوَقَعَ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ الْجَبَلِ فَقَامُوا فَجِئْتُ بِهِمْ إِلَى أَبِى بَكْرٍ فِيهِمُ امْرَأَةٌ مِنْ فَزَارَةَ وَعَلَيْهَا قِشْعٌ مِنْ أَدَمٍ مَعَهَا بِنْتٌ لَهَا مِنْ أَحْسَنِ الْعَرَبِ فَنَفَّلَنِى أَبُو بَكْرٍ ابْنَتَهَا فَقَدِمْتُ الْمَدِينَةَ فَلَقِيَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لِى "يَا سَلَمَةُ هَبْ لِىَ الْمَرْأَةَ." فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَقَدْ أَعْجَبَتْنِى وَمَا كَشَفْتُ لَهَا ثَوْبًا . فَسَكَتَ حَتَّى إِذَا كَانَ مِنَ الْغَدِ لَقِيَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى السُّوقِ فَقَالَ "يَا سَلَمَةُ هَبْ لِىَ الْمَرْأَةَ لِلَّهِ أَبُوكَ." فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا كَشَفْتُ لَهَا ثَوْبًا وَهِىَ لَكَ . فَبَعَثَ بِهَا إِلَى أَهْلِ مَكَّةَ وَفِى أَيْدِيهِمْ أَسْرَى فَفَادَاهُمْ بِتِلْكَ الْمَرْأَةِ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah, ona Haşim b. Kasım, ona İkrime, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir ile bir gazveye çıktık. Rasulullah (sav) onu bize komutan tayin etmişti. Fezâre üzerine gazâ ettik de dört koldan saldırdık. Sonra insanlara baktım da içlerinde çocuklar ve kadınlar da vardı. Bir ok fırlattım. Onlarla dağ arasına düşüverdi. Oldukları yerde kaldılar. Ben de onları Ebu Bekir'e getirdim. Onların içinde Fezâre'den bir kadın vardı. Üzerinde de deriden bir elbise vardı. Beraberinde de Arab'ın en güzellerinden bir kız bulunmaktaydı! Ebu Bekir, o kadının kızını bana ganimet olarak verdi. Medine'ye geldim. Rasulullah (sav) beni karşılayıp bana “Ey Seleme! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “o benim hoşuma gitti ve ben onun elbisesini bile açmadım” dedim. Hz. Peygamber de (sav) sükût etti. Ertesi gün olduğunda Rasulullah (sav) benimle çarşıda karşılaşıp “Ey Seleme! Allah aşkına! O kızı bana hibe et” buyurdu. Ben, “Ya Rasulullah! Vallahi! Onun elbisesini bile açmadım. O senindir” dedim. Nebî (sav) o kızı Mekkelilere gönderdi. Onların elinde (Müslüman) esirler bulunmaktaydı. Bu kıza karşılık onları kurtardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 134, /624
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Seleme İyas b. Seleme el-Eslemî (İyas b. Seleme b. Ekva)
3. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
4. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
5. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Savaş, Fidye, esiri kurtarmak için
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16310, D002699
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ الأَنْبَارِىُّ وَالْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
"ذَهَبَ فَرَسٌ لَهُ فَأَخَذَهَا الْعَدُوُّ فَظَهَرَ عَلَيْهِمُ الْمُسْلِمُونَ فَرُدَّ عَلَيْهِ فِى زَمَنِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. وَأَبَقَ عَبْدٌ لَهُ فَلَحِقَ بِأَرْضِ الرُّومِ فَظَهَرَ عَلَيْهِمُ الْمُسْلِمُونَ فَرَدَّهُ عَلَيْهِ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ بَعْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbarî ve Hasan b. Ali, -rivayetlerinin manası aynıdır- onlara İbn Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
"Kendisine ait bir atı kaçmış, düşman da onu ele geçirmiş. Müslümanlar düşmanı mağlup etmişler. Hz. Peygamber (sav) zamanında (o atı) kendisine iade edilmiş. (Aynı şekilde) kendisine ait bit köle Bizans topraklarına iltica etmiş, müslümanlar düşmana galip gelmişler ve Halid b. Velid, Hz. Peygamber'in (sav) vefatından sonra (gerçekleşen bu hadisede o atı) kendisine iade etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 135, /624
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Köle, düşman topraklarına kaçan köle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16317, D002700
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ يَحْيَى الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ - يَعْنِى ابْنَ سَلَمَةَ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ أَبَانَ بْنِ صَالِحٍ عَنْ مَنْصُورِ بْنِ الْمُعْتَمِرِ عَنْ رِبْعِىِّ بْنِ حِرَاشٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ خَرَجَ عِبْدَانٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - يَعْنِى يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ - قَبْلَ الصُّلْحِ فَكَتَبَ إِلَيْهِ مَوَالِيهِمْ فَقَالُوا يَا مُحَمَّدُ وَاللَّهِ مَا خَرَجُوا إِلَيْكَ رَغْبَةً فِى دِينِكَ وَإِنَّمَا خَرَجُوا هَرَبًا مِنَ الرِّقِّ فَقَالَ نَاسٌ صَدَقُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ رُدَّهُمْ إِلَيْهِمْ . فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ
"مَا أُرَاكُمْ تَنْتَهُونَ يَا مَعْشَرَ قُرَيْشٍ حَتَّى يَبْعَثَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ مَنْ يَضْرِبُ رِقَابَكُمْ عَلَى هَذَا." وَأَبَى أَنْ يَرُدَّهُمْ وَقَالَ
"هُمْ عُتَقَاءُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ."
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Yahya el-Harrânî, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshâk, ona Eban b. Salih, ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib' b. Hiraş, ona da Ali b. Ebu Talib şöyle rivayet etmiştir: Hudeybiye günü barıştan önce iki köle Rasulullah'ın (sav) yanına çıkageldiler. Efendileri de Hz. Peygamber'e (sav) mektup yazıp Ey Muhammed! Vallahi! Dinini arzuladıklarından dolayı sana gelmediler. Onlar sadece kölelikten kaçmak için sana geldiler dediler. İnsanlar, Ya Rasulullah! (Efendileri) doğru söylüyorlar. Onları (efendilerine) iade et dediler. Hz. Peygamber (sav) öfkelendi ve "Ey Kureyş topluluğu! Bu (davranış biçiminizden) dolayı Allah'ın, boyunlarınızı vuracak kimseleri size gönderene dek işin peşini bırakacağınızı sanmıyorum" buyurdu. Onları (efendilerine) vermeyi reddetti ve "Onlar, Allah'ın (ac) azat ettikleridir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 136, /624
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Bekir Eban b. Salih el-Kuraşi (Eban b. Salih b. Umeyr b. Ubeyd)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
7. Ebu Asbağ Abdulaziz b. Yahya el-Bekkâi (Abdulaziz b. Yahya b. Yusuf)
Konular:
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16330, D002703
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ - يَعْنِى ابْنَ حَازِمٍ - عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى لُبَيْدٍ قَالَ
"كُنَّا مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَمُرَةَ بِكَابُلَ فَأَصَابَ النَّاسُ غَنِيمَةً فَانْتَهَبُوهَا فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَنْهَى عَنِ النُّهْبَى. فَرَدُّوا مَا أَخَذُوا فَقَسَمَهُ بَيْنَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Cerîr b. Hazım, ona Ya'la b. Hakim, ona da Ebu Lebîd şöyle rivayet etmiştir:
"Abdurrahman b. Semure ile Kabil'de idik de insanlar ganimete nail oldular. (Ganimetin taksiminden önce) onu aldılar. (Abdurrahman) hatip olarak kalkıp Rasulullah'ın (sav), (ganimetin taksiminden önce) onu almayı yasakladığını işittim dedi. (İnsanlar da) aldıklarını bıraktılar, (Abdurrahman da ganimeti) aralarında taksim etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 138, /625
Senetler:
1. Abdurrahman b. Semure el-Kuraşi (Abdurrahman b. Semure b. Habib b. Abduşems)
2. Ebu Lebîd Lümâze b. Zebbâr el-Ezdî (Lümâze b. Zebbâr)
3. Ya'la b. Hakim es-Sekafi (Ya'la b. Hakim)
4. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16333, D002704
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الشَّيْبَانِىُّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى مُجَالِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى أَوْفَى قَالَ
"قُلْتُ هَلْ كُنْتُمْ تُخَمِّسُونَ - يَعْنِى الطَّعَامَ - فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَصَبْنَا طَعَامًا يَوْمَ خَيْبَرَ فَكَانَ الرَّجُلُ يَجِىءُ فَيَأْخُذُ مِنْهُ مِقْدَارَ مَا يَكْفِيهِ ثُمَّ يَنْصَرِفُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ali, ona Ebu Muaviye, ona Ebu İshak eş-Şeybanî, ona da Muhammed b. Ebu Mücalid, Abdullah b. Ebu Evfâ'dan naklen şöyle rivayet etmiştir:
"(Muhammed), Sizler Rasulullah (sav) zamanında (ganimet olarak elde ettiğiniz) yemekten beşte bir hisse alıyor muydunuz demiş, (Abdullah da), Hayber günü yemek elde ettik. Adam (ın biri) gelip kendisine yetecek kadarını ondan alır, ardından dönüp giderdi demiş."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 138, /625
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Abdullah b. Ebu Mücalid (Abdullah b. Ebu Mücalid)
3. Süleyman b. Feyrûz eş-Şeybanî (Süleyman b. Feyrûz)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Ganimet, beşte bir hisse
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَاصِمٍ - يَعْنِى ابْنَ كُلَيْبٍ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَأَصَابَ النَّاسَ حَاجَةٌ شَدِيدَةٌ وَجَهْدٌ وَأَصَابُوا غَنَمًا فَانْتَهَبُوهَا فَإِنَّ قُدُورَنَا لَتَغْلِى إِذْ جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمْشِى عَلَى قَوْسِهِ فَأَكْفَأَ قُدُورَنَا بِقَوْسِهِ ثُمَّ جَعَلَ يُرَمِّلُ اللَّحْمَ بِالتُّرَابِ ثُمَّ قَالَ
"إِنَّ النُّهْبَةَ لَيْسَتْ بِأَحَلَّ مِنَ الْمَيْتَةِ." أَوْ"إِنَّ الْمَيْتَةَ لَيْسَتْ بِأَحَلَّ مِنَ النُّهْبَةِ."
[الشَّكُّ مِنْ هَنَّادٍ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16441, D002705
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَاصِمٍ - يَعْنِى ابْنَ كُلَيْبٍ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَأَصَابَ النَّاسَ حَاجَةٌ شَدِيدَةٌ وَجَهْدٌ وَأَصَابُوا غَنَمًا فَانْتَهَبُوهَا فَإِنَّ قُدُورَنَا لَتَغْلِى إِذْ جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمْشِى عَلَى قَوْسِهِ فَأَكْفَأَ قُدُورَنَا بِقَوْسِهِ ثُمَّ جَعَلَ يُرَمِّلُ اللَّحْمَ بِالتُّرَابِ ثُمَّ قَالَ
"إِنَّ النُّهْبَةَ لَيْسَتْ بِأَحَلَّ مِنَ الْمَيْتَةِ." أَوْ"إِنَّ الْمَيْتَةَ لَيْسَتْ بِأَحَلَّ مِنَ النُّهْبَةِ."
[الشَّكُّ مِنْ هَنَّادٍ.]
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Ahvas b. Küleyb, ona babası (Küleyb b. Şihab), ona da Ensâr'dan biri şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile bir (askeri) sefere çıktık. İnsanlar epeyce bir ihtiyaç ve yorgunluk ile karşılaştılar ve bir koyun (sürüsüne) rast gelip onu ele geçirdiler. Tencerelerimiz kaynarken Hz. Peygamber (sav), yayına yaslanarak yürür vaziyette çıkageldi! Yayı ile tencerelerimizi devirdi. Ardından eti toprakla bir etti. Daha sonra, "yağma ile elde edilen, ölü etinden daha helal değildir" ya da "ölü eti, yağma ile elde edilenden daha helal değildir" buyurdu.
[Söz konusu şüphe Hennâd'dan kaynaklanmaktadır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 138, /625
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Asım Küleyb b. Şihab el-Cermi (Küleyb b. Şihab b. Mecnun)
3. Asım b. Küleyb el-Cermî (Asım b. Küleyb b. Şihab b. Mecnun)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Yağma, Yağmacılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16442, D002706
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ أَنَّ ابْنَ حَرْشَفٍ الأَزْدِىَّ حَدَّثَهُ عَنِ الْقَاسِمِ مَوْلَى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"كُنَّا نَأْكُلُ الْجَزْرَ فِى الْغَزْوِ وَلاَ نَقْسِمُهُ حَتَّى إِنْ كُنَّا لَنَرْجِعُ إِلَى رِحَالِنَا وَأَخْرِجَتُنَا مِنْهُ مُمْلاَةٌ."
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona İbn Harşef el-Ezdî, ona Kasım Mevla Abdurrahman, ona da Nebî'nin (sav) ashabından biri şöyle rivayet etmiştir:
"Bizler gazâda koyun eti yerdik de onu (ganimeti paylaştığımız gibi) paylaşmazdık. Öyle ki, evlerimize dönerdik de kaplarımız onlarla dolu olurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 139, /626
Senetler:
1. Ba'du Ashabi'n-Nebî (Ba'du Ashabi'n-Nebî)
2. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman eş-Şamî (Kasım b. Abdurrahman)
3. İbn Harşef el-Ezdî (Temîm b. Harşef)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16443, D002707
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ الْعَزِيزِ - شَيْخٌ مِنْ أَهْلِ الأُرْدُنِّ - عَنْ عُبَادَةَ بْنِ نُسَىٍّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ غَنْمٍ قَالَ
"رَابَطْنَا مَدِينَةَ قِنَّسْرِينَ مَعَ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ فَلَمَّا فَتَحَهَا أَصَابَ فِيهَا غَنَمًا وَبَقَرًا فَقَسَمَ فِينَا طَائِفَةً مِنْهَا وَجَعَلَ بَقِيَّتَهَا فِى الْمَغْنَمِ فَلَقِيتُ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ فَحَدَّثْتُهُ فَقَالَ مُعَاذٌ غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَيْبَرَ فَأَصَبْنَا فِيهَا غَنَمًا فَقَسَمَ فِينَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم طَائِفَةً وَجَعَلَ بَقِيَّتَهَا فِى الْمَغْنَمِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Musaffa, ona Muhammed b. Mübarek, ona Yahya b. Hamza, ona Ürdünlüler'den bir ravi (şeyh) Ebu Abdülaziz, ona Ubâde b. Nüsey, ona da Abdurrahman b. Ğanm şöyle rivayet etmiştir:
"Şurahbîl b. Simt ile Kinnesrîn şehrinde düşmana karşı nöbet tuttuk. Orayı fethettiğinde orada koyun ve inek (sürülerini) ganimet aldı. Onlardan bir kısmını bize dağıttı, kalanını ise ganimetlerin toplandığı yere koydu. (Sonraları) Muaz b. Cebel ile karşılaştım. Ona (söz konusu durumu) anlattım. Muaz, Rasulullah (sav) ile Hayber'e gazâya çıktık. Orada ganimete nail olduk. Hz. Peygamber (sav), onlardan bir kısmını bize taksim etti, kalanını ise ganimetlerin konduğu yere koydu dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 140, /626
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Abdurrahman b. Ğanm el-Eşari (Abdurrahman b. Ğanm)
3. Ebu Ömer Ubade b. Nüsey el-Kindi (Ubade b. Nüsey)
4. Yahya b. Abdülaziz eş-Şami (Yahya b. Abdülaziz)
5. Ebu Abdurrahman Yahya b. Hamza el-Hadramî (Yahya b. Hamza b. Vakıd)
6. Muhammed b. Mübarek el-Kuraşî (Muhammed b. Mübarek b. Ya'la)
7. Muhammed b. Musaffa el-Kuraşi el-Hımsî (Muhammed b. Musaffa b. Behlül)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16444, D002708
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى - قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَأَنَا لِحَدِيثِهِ أَتْقَنُ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى مَرْزُوقٍ مَوْلَى تُجَيْبٍ عَنْ حَنَشٍ الصَّنْعَانِىِّ عَنْ رُوَيْفِعِ بْنِ ثَابِتٍ الأَنْصَارِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَبِالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يَرْكَبْ دَابَّةً مِنْ فَىْءِ الْمُسْلِمِينَ حَتَّى إِذَا أَعْجَفَهَا رَدَّهَا فِيهِ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَبِالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يَلْبَسْ ثَوْبًا مِنْ فَىْءِ الْمُسْلِمِينَ حَتَّى إِذَا أَخْلَقَهُ رَدَّهُ فِيهِ."
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur ve Osman b. Ebu Şeybe, -rivayetlerinin manası aynıdır ve ben, Osman'ın rivayetini daha iyi biliyorum- onlara Ebu Muaviye, ona Muhammed b. İshak, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Merzûk Mevla Tucibî, ona Haneş es-San'ani, ona da Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden, müslümanların ganimetinden bir bineği zayıflatıncaya kadar binip de onu (ganimet mallarına) iade etmesin! Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden, müslümanların ganimetinden bir elbiseyi yıpratana dek giyip de onu (ganimet mallarına) iade etmesin!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 141, /626
Senetler:
1. Ruveyfi b. Sabit el-Ensarî (Ruveyfi b. Sabit b. Seken)
2. Ebu Rişdîn Haneş es-San'ani (Haneş b. Abdullah b. Amr b. Hanzala b. Fehd)
3. Ebu Merzûk Rabî'a b. Süleym et-Tucibî (Habib b. eş-Şehid)
4. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
7. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı