Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülmelik b. Amr el-Akadî, ona İbn Ebu Zi'b, ona Haris b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'nin (r.anha) şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav), aya baktı ve şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Bunun şerrinden Allah'a sığın çünkü ayın (gecenin başlangıcındaki) aydınlığı giderildiği zaman kapkaranlık olur."
[Ebu İsa (et-Tirmizî), 'Bu hadis hasen sahihtir' dedi.]
Açıklama: الغسَقُ أوَّلُ اللَّيلِ: gecenin başlangıcı gâsik; "إذا وَقَب"، أي: دخَل في ظَلامِه ise aydınlıktan karanlığa geçiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20119, T003366
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو الْعَقَدِىُّ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ إِلَى الْقَمَرِ فَقَالَ:
"يَا عَائِشَةُ اسْتَعِيذِى بِاللَّهِ مِنْ شَرِّ هَذَا فَإِنَّ هَذَا الْغَاسِقُ إِذَا وَقَبَ".
[ قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülmelik b. Amr el-Akadî, ona İbn Ebu Zi'b, ona Haris b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'nin (r.anha) şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav), aya baktı ve şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Bunun şerrinden Allah'a sığın çünkü ayın (gecenin başlangıcındaki) aydınlığı giderildiği zaman kapkaranlık olur."
[Ebu İsa (et-Tirmizî), 'Bu hadis hasen sahihtir' dedi.]
Açıklama:
الغسَقُ أوَّلُ اللَّيلِ: gecenin başlangıcı gâsik; "إذا وَقَب"، أي: دخَل في ظَلامِه ise aydınlıktan karanlığa geçiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 113-4, 5/452
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Haris b. Abdurrahman el-Kuraşi (Haris b. Abdurrahman b. Haris b. Ebu Zi'b)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Hz. Peygamber, duaları
İstiaze, Allah'a sığınmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20115, T003365
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ أَبِى جَعْفَرٍ الرَّازِىِّ عَنِ الرَّبِيعِ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ذَكَرَ آلِهَتَهُمْ فَقَالُوا انْسُبْ لَنَا رَبَّكَ . قَالَ فَأَتَاهُ جِبْرِيلُ بِهَذِهِ السُّورَةِ ( قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ ) . فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ أَبِى سَعْدٍ وَأَبُو سَعْدٍ اسْمُهُ مُحَمَّدُ بْنُ مُيَسَّرٍ وَأَبُو جَعْفَرٍ الرَّازِىُّ اسْمُهُ عِيسَى وَأَبُو الْعَالِيَةِ اسْمُهُ رُفَيْعٌ وَكَانَ عَبْدًا أَعْتَقَتْهُ امْرَأَةٌ صَابِئَةٌ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeydullah b. Musa, ona Ebu Cafer er-Razî, ona er-Rabî’, ona Ebu’l-Âliye’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) onların ilahlarını söz konusu edince, onlar da: Bize Rabbini tanıt, dediler. (Ebu’l-Âliye) dedi ki: Bunun üzerine Cebrail bu: “De ki: O Allah’tır, bir tektir” (İhlas, 112/1) suresini getirdi ve hadisi bir öncekine yakın olarak zikretti. Rvayetinde ise Ubey b. Ka‘b’ın rivayetini zikretmedi. Bu hadis Ebu Sa‘d’ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Ebu Sa‘d’ın adı da Muhammed b. Müyessir’dir. Ebu Cafer er-Razî’nin adı İsa’dır. Ebu’l-Âliye’nin adı Rufey’dir, kendisi bir köle iken sâbiî dininden bir kadın onu azat etmişti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 112, 5/452
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20078, T003358
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْعَلاَءِ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَرْزَمٍ الأَشْعَرِىِّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ أَوَّلَ مَا يُسْأَلُ عَنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَعْنِى الْعَبْدَ مِنَ النَّعِيمِ أَنْ يُقَالَ لَهُ: أَلَمْ نُصِحَّ لَكَ جِسْمَكَ وَنُرْوِيكَ مِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَالضَّحَّاكُ هُوَ ابْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَرْزَبٍ وَيُقَالُ ابْنُ عَرْزَمٍ وَابْنُ عَرْزَمٍ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Tirmizî'nin, Abd b. Humeyd-Şebâbe-Abdullah b. el-Alâ'-ed-Dahhâk b. Abdurrahman b. Arzem el-Eş'arî- Ebû hüreyre isnadıyla aktardığına göre, Allah'ın Resulü buyurdu ki: 'Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Allah’ın Resulü şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde, kullara, nimetlerle ilgili sorulacak ilk soru: 'Senin vücudunu sağlıklı kılmadık mı? Sana soğuk sulardan içirmedik mi?' sorusudur."
Tirmizî (hadis ilmi kriterleri bakımından) bu hadisin garib olduğunu belirtmektedir. Hadisin isnadında geçen Dahhâk, Abdurrahman b. Arseb’in oğludur. İbn Arzem de denilir. İbn Arzem’in rivayeti daha sağlamdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 102, 5/448
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Dahhak b. Abdurrahman el-Eşari (Dahhak b. Abdurrahman b. Arzem)
3. Abdullah b. A'lâ er-Ribî (Abdullah b. Ala b. Zebr)
4. Ebu Amr Şebabe b. Sevvar el-Fezarî (Şebabe b. Sevvar)
5. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20186, T003376
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ دَرَّاجٍ عَنْ أَبِى الْهَيْثَمِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ أَىُّ الْعِبَادِ أَفْضَلُ دَرَجَةً عِنْدَ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ؟ قَالَ « الذَّاكِرُونَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتُ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمِنَ الْغَازِى فِى سَبِيلِ اللَّهِ؟ قَالَ « لَوْ ضَرَبَ بِسَيْفِهِ فِى الْكُفَّارِ وَالْمُشْرِكِينَ حَتَّى يَنْكَسِرَ وَيَخْتَضِبَ دَمًا لَكَانَ الذَّاكِرُونَ اللَّهَ كَثِيرًا أَفْضَلَ مِنْهُ دَرَجَةً » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ دَرَّاجٍ .
Tercemesi:
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e: “Kıyamet günü Allah’a derece bakımından kulların hangisi üstündür” diye soruldu da Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ı her an gündemde tutan erkek ve kadınlardır.” “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda savaş eden gaziden de mi üstündür?” dedim. Şöyle buyurdular: “Kılıcını kırılıncaya kadar ve her tarafı kana bulanıncaya kadar kafir ve müşriklere vursa dahi Allah’ı her an ve her yerde gündemde tutan kimse derece bakımından daha değerlidir.” Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Derrac’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 5, 5/458
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, fazileti
Zihin İnşası, fi sebilillah, Her Türlü İşte
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Bize Hennâd, ona Ahmed b. Menî, ona Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bir gün Safâ Tepe'sine çıktı ve "Yâ sabâhâh! (uyanın ey Kureyş)" diye seslendi. Kureyşliler onun yanına toplandılar. Hz. Peygamber (sav) onlara "ben şiddetli bir azabın öncesinde sizleri uyaran kişiyim. Ben düşmanın size sabah yada akşam baskın yapacağını haber versem ne dersiniz? Bana inanır mısınız?" buyurdu. Ebu Leheb “Yazık sana! Bizi buraya bunun için mi topladın!” dedi. Bunun üzerine Allah "Tebbet yedâ Ebî Leheb" suresi indirdi.
Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20108, T003363
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَأَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ صَعِدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ عَلَى الصَّفَا فَنَادَى « يَا صَبَاحَاهُ » . فَاجْتَمَعَتْ إِلَيْهِ قُرَيْشٌ فَقَالَ « إِنِّى نَذِيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يَدَىْ عَذَابٍ شَدِيدٍ أَرَأَيْتُمْ لَوْ أَنِّى أَخْبَرْتُكُمْ أَنَّ الْعَدُوَّ مُمَسِّيكُمْ أَوْ مُصَبِّحُكُمْ أَكُنْتُمْ تُصَدِّقُونِى؟ » . فَقَالَ أَبُو لَهَبٍ أَلِهَذَا جَمَعْتَنَا تَبًّا لَكَ . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( تَبَّتْ يَدَا أَبِى لَهَبٍ وَتَبَّ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ahmed b. Menî, ona Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bir gün Safâ Tepe'sine çıktı ve "Yâ sabâhâh! (uyanın ey Kureyş)" diye seslendi. Kureyşliler onun yanına toplandılar. Hz. Peygamber (sav) onlara "ben şiddetli bir azabın öncesinde sizleri uyaran kişiyim. Ben düşmanın size sabah yada akşam baskın yapacağını haber versem ne dersiniz? Bana inanır mısınız?" buyurdu. Ebu Leheb “Yazık sana! Bizi buraya bunun için mi topladın!” dedi. Bunun üzerine Allah "Tebbet yedâ Ebî Leheb" suresi indirdi.
Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 111, 5/451
Senetler:
()
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
Kur'an, nuzül sebebi
Açıklama: el-Haris b. Ebu Zübab el-Devsî Saduk, Hasenu'l-Hadistir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20131, T003368
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى ذُبَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَمَّا خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ وَنَفَخَ فِيهِ الرُّوحَ عَطَسَ فَقَالَ الْحَمْدُ لِلَّهِ فَحَمِدَ اللَّهَ بِإِذْنِهِ فَقَالَ لَهُ رَبُّهُ يَرْحَمُكَ اللَّهُ يَا آدَمُ اذْهَبْ إِلَى أُولَئِكَ الْمَلاَئِكَةِ إِلَى مَلإٍ مِنْهُمْ جُلُوسٍ فَقُلِ السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ . قَالُوا وَعَلَيْكَ السَّلاَمُ وَرَحْمَةُ اللَّهِ . ثُمَّ رَجَعَ إِلَى رَبِّهِ فَقَالَ إِنَّ هَذِهِ تَحِيَّتُكَ وَتَحِيَّةُ بَنِيكَ بَيْنَهُمْ . فَقَالَ اللَّهُ لَهُ وَيَدَاهُ مَقْبُوضَتَانِ اخْتَرْ أَيَّهُمَا شِئْتَ قَالَ : اخْتَرْتُ يَمِينَ رَبِّى وَكِلْتَا يَدَىْ رَبِّى يَمِينٌ مُبَارَكَةٌ . ثُمَّ بَسَطَهَا فَإِذَا فِيهَا آدَمُ وَذُرِّيَّتُهُ فَقَالَ أَىْ رَبِّ مَا هَؤُلاَءِ ؟ فَقَالَ هَؤُلاَءِ ذُرِّيَّتُكَ فَإِذَا كُلُّ إِنْسَانٍ مَكْتُوبٌ عُمْرُهُ بَيْنَ عَيْنَيْهِ فَإِذَا فِيهِمْ رَجُلٌ أَضْوَؤُهُمْ أَوْ مِنْ أَضْوَئِهِمْ . قَالَ يَا رَبِّ مَنْ هَذَا ؟ قَالَ هَذَا ابْنُكَ دَاوُدُ قَدْ كَتَبْتُ لَهُ عُمْرَ أَرْبَعِينَ سَنَةً . قَالَ يَا رَبِّ زِدْهُ فِى عُمْرِهِ . قَالَ ذَاكَ الَّذِى كَتَبْتُ لَهُ . قَالَ أَىْ رَبِّ فَإِنِّى قَدْ جَعَلْتُ لَهُ مِنْ عُمْرِى سِتِّينَ سَنَةً؟ قَالَ أَنْتَ وَذَاكَ . قَالَ ثُمَّ أُسْكِنَ الْجَنَّةَ مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ أُهْبِطَ مِنْهَا فَكَانَ آدَمُ يَعُدُّ لِنَفْسِهِ . قَالَ فَأَتَاهُ مَلَكُ الْمَوْتِ فَقَالَ لَهُ آدَمُ قَدْ عَجِلْتَ قَدْ كُتِبَ لِى أَلْفُ سَنَةٍ . قَالَ بَلَى وَلَكِنَّكَ جَعَلْتَ لاِبْنِكَ دَاوُدَ سِتِّينَ سَنَةً فَجَحَدَ فَجَحَدَتْ ذُرِّيَّتُهُ وَنَسِىَ فَنَسِيَتْ ذُرِّيَّتُهُ . قَالَ فَمِنْ يَوْمِئِذٍ أُمِرَ بِالْكِتَابِ وَالشُّهُودِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ رِوَايَةِ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre, Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah, Adem’i yaratıp ona ruhundan üflediği zaman Adem aksırdı ve "Elhamdülillah" diyerek Allah’ın izniyle, Ona hamdetti. Rabbi onun sözüne “Yerhamükellâh" (Allah sana rahmet etsin) diyerek karşıladı sonra da Adem'e şurada oturan melek grubuna git ve: “es-selamü aleyküm” de buyurdu. (Onlara selam verince Melekler): “ve aleyke's-selam ve Rahmetullah” dediler. Sonra Adem Rabbine döndü, Rabbi ona şöyle buyurdu: “İşte bu senin ve oğullarının kendi aralarında alıp verecekleri selamdır.” Allah: İki avucu kapalı vaziyette Adem’e hangisini istersen seç buyurdu. Adem Rabbimin sağ elini seçtim dedi. Rabbimin her iki eli de kutlu ve mübarektir. Sonra Allah sağ elini açtı, bir de ne görsün orada Adem ve zürriyeti duruyordu. Adem: "Ey Rabbim bunlar da kim?" diye sordu Rabb: "Bunlar senin zürriyetin" dedi. Adem bir de baktı ki her insanın ömrü, alnında yazılı. Birden onlar arasında en parıldayanı veya parlaklarından biri dikkatini çekti ya Rabb bu da kim? diye sordu. Rab: "Bu, oğlun Dâvûd. Kendisine kırk yıl ömür takdir ettim." dedi. Adem: "Ey Rabbim onun ömrünü artır" dedi. Allah: "Benim ona takdir ettiğim ömür bu kadar" dedi. Adem: "Ben ömrümden altmış seneyi ona bağışladım" dedi. Allah: "Sen ve oğlun, sen bilirsin" buyurdu. Adem, "Allah’ın dilediği sûre Adem Cennete kaldı. Sonra Cennet’ten yeryüzüne indirildi. Adem, ömrünü hesap ediyordu. Ölüm meleği kendisine gelince, Adem: "Erken geldin, bana bin yıl ömür verilmişti" dedi. Ölüm meleği: "Öyleydi ama sen oğlun Dâvûd’a altmış seneni vermiştin" dedi. Adem (sözünü hatırlayamadığı için) bunu inkar etti, unuttu işte bu yüzden şimdi ümmeti de unutuyor. Bu yüzden o günden bu yana hükümlerin yazılması ve şâhid tutulması emredilmiştir.” Tirmizî: "Bu hadis bu tarikle hasen garibtir. Bu hadis, Zeyd b. Eslem o da Ebû Salih'ten o da Ebû Hüreyre aldığı tarik gibi birçok vecihten Ebû Hüreyre - Hz. Peygamber'den nakledilmiştir" dedi.
Açıklama:
el-Haris b. Ebu Zübab el-Devsî Saduk, Hasenu'l-Hadistir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 113-4, 5/453
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Haris b. Ebu Zübab el-Devsî (Haris b. Abdurrahman b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Zübab)
4. Ebu Muhammed Safvân b. İsa el-Kuraşî (Safvân b. İsa)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Peygamberler, Hz. Davud