Giriş

Bize Ömer b. İsmâil b. Mücâlid, ona babası (İsmâil b. Mücâlid), ona Beyân, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle nakletmiştir: Rasulullah (sav) eşlerinden biriyle evlenmişti. Beni gönderdi ve insanları düğün yemeğine davet ettim. Yemeklerini yeyip çıktıları zaman Hz. Peygamber (sav) Hz. Aişe'nin odasına doğru hareket etti, iki kişi hâlâ oturmaktaydı, bunun üzerine O (Rasulullah (sav)), tekrar döndü geldi. O iki kişi kalkıp gittiler. Sonra Allah Ahzab suresi 53. ayetini indirdi. Bu hadis daha uzundur. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle dedi: Bu hadis Beyân'ın naklettiği haliyle, hasen ve garibdir. Sâbit, Enes'ten bu hadisi en uzun şekliyle rivayet etmiştir.


Açıklama: Ahzâb suresi 53. ayetin meali: "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe Peygamberin evlerine girip de yemeğin hazırlanmasını beklemeyin; fakat yemeye çağırıldığınızda girin; yemeğinizi yiyince de hemen dağılın, söze dalıp oturmayın. Bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." Ahzâb, 33/53.

    Öneri Formu
19166 T003219 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 33

Bize Abd b. Humeyd, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: Yahudiler, kadınlar âdet oldukları zaman onlarla birlikte yemezler, içmezler, evlerde birlikte olmazlardı. Bu durum Hz. Peygamber'e (sav) soruldu da Yüce Allah, “Sana kadınların aybaşı hallerini soruyorlar. De ki: O rahatsız eden bir şeydir” (el-Bakara 2/222) mealindeki ayeti indirdi. Buna binaen Hz. Peygamber (sav), onlara kadınlarla bir arada yemelerini, içmelerini, evlerde birlikte olmalarını ve cinsel ilişki dışında her şeyi yapmalarını emretti. Bunun üzerine Yahudiler “(Bu adamın) biz ne yapıyorsak tam aksini yapmaktan başka bir derdi yok” dediler. Abbâd b. Bişr ve Üseyd b. Hudayr, Hz. Peygamber’e (sav) gelerek bu durumu bildirdiler ve “Kadınlarla âdetli iken cinsel ilişki de bulunamaz mıyız?” diye sordular. Hz. Peygamber'in (sav) yüzü birden değişiverdi ve Abbâd ile Üseyd’e kızdığını zannettik. Onlar kalkıp giderken birileri Hz. Peygamber’e (sav) süt hediyesi göndermişti. Hz. Peygamber (sav), peşlerinden bir adam gönderip onlara bu gelen hediye sütten içirdi. Böylece onlara kızmadığını anlamış olduk. [Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.]


    Öneri Formu
18116 T002977 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 2

Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Asım b. Behdele, ona Mus’ab b. Sa’d, babası Sa’d’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Bedir savaşı bitince (ganimet mallarından) bir kılıç alarak Hz. Peygamber'e (sav) getirdim ve “Ey Allah’ın Rasulü! Allah, müşriklere karşı içimdeki hıncı giderdi” veya buna yakın bir ifade kullanarak “Bu kılıcı bana hediye et” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Bu kılıç ne senindir ne de benim” dedi. Ben de kendi kendime “Belki de bu kılıç, benim gibi savaşta üstün yararlılık göstermeyen birine verilecektir” dedim. Biraz sonra Hz. Peygamber (sav) yanıma geldi ve “O kılıç sen istediğinde benim değildi, artık benim oldu onu sana bağışlıyorum” buyurdu. Sonra Enfal sûresinin 1. ayeti indi. “Sana ganimetleri soruyorlar. Ganimetlerin Allah’a ve resulüne ait olduğunu söyle! O halde siz gerçek müminler iseniz Allah’a karşı saygısızlıktan sakının, aranızı düzeltin, Allah ve resulüne itaat edin.” [Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Aynı şekilde bu hadisi Simak b. Harb, Mus’ab’tan rivâyet etmişlerdir. Bu konuda Ubâde b. Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiştir.]


    Öneri Formu
18547 T003079 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 8


    Öneri Formu
19121 T003189 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 29

Bize Kuteybe b. Saâd, ona Cafer b. Süleyman ed-Duba'î, ona Ca'd b. Osman, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) evlenmiş ve zifaf gerçekleşmişti. Annem Ümmü Süleym, Hays yemeği yapmış ve onu bir kaba koyup “Enes bunu Hz. Peygamber’e (sav) götür ve de ki: Annem sana selam söylüyor, bunu o sana gönderdi. Şunu da söyle ‘Bu bizim yaptığımız azdır!' demişti. Ben de yemeği Hz. Peygamber’e (sav) götürdüm ve “Annem selam söylüyor, bu bizden size az da olsa bir hediyedir” dedim. Hz. Peygamber (sav) “Onu koy ve gidip falanca, falanca ve karşılaştığın kişileri çağır!” dedi ve bazı kişilerin isimlerini söyledi. Ben söylenenleri ve karşılaştığım kimseleri davet ettim. Enes’e "Kaç kişiydiniz?" diye sordum. “Üç yüze yakındık” dedi. Bana Hz. Peygamber (sav), “Enes, o kabı getir bakalım!” dedi. Sonra davetliler içeri geldiler, suffe ve hücre dolmuştu. Rasulullah (sav) "Onar kişilik halkalar olun, herkes önünden yesin” buyurdu. Herkes yedi ve doydu. Bir grup giriyor diğeri çıkıyordu. Böylece hepsi yediler. Hz. Peygamber (sav) “Enes, kabı kaldır!" buyurdu. Kabı kaldırdığım sırada mı yoksa koyduğumda mı daha çoktu bilemiyorum. Bazıları Rasulullah'ın (sav) evinde oturup sohbet ettiler. Hz. Peygamber (sav) de oturuyordu. Ailesi ise yüzünü duvardan tarafa çevirmişti. Hz. Peygamber'e (sav) onların bu davranışları ağır gelmişti. O (Rasulullah (sav)), çıkıp eşlerinin yanına gitti sonra geri döndü. Rasulullah'ın (sav) geri geldiğini görünce onu üzdüklerini anlayıp kapıya yöneldiler ve çıktılar. Rasululah (sav) geldi ve perdeyi indirdi ve ailesinin yanına girdi. Ben hücrede oturuyordum. Çok geçmeden yanıma geldi. Şu ayetler (Ahzâb 33/53) nazil olmuştu. Onları insanlara okudu: “Ey iman edenler! Peygamber’in evlerine izin verilmeden girmeyin ve yemek için davet edildiğinizde erkenden gidip yemek hazırlanmasını beklemeyin…" Ca'd, Enes'ten şunu nakletti "Ben bu ayetlerin iniş zamanına en yakın olan kişiyim. Bundan sonra Hz. Peygamber’in (sav) hanımları kapandılar ve yabancılardan uzak durmaya başladılar. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Ca'd, Osman'ın oğludur. Ona İbn Dînâr da denilir. Künyesi Ebu Osman’dır. Basralıdır. Hadis alimleri tarafından güvenilir bir ravi kabul edilir. Yunus b. Ubeyd, Şu'be ve Hammâd ondan rivayet etmişlerdir.


Açıklama: Ahzâb suresi 53. ayetin meali: "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe Peygamberin evlerine girip de yemeğin hazırlanmasını beklemeyin; fakat yemeye çağırıldığınızda girin; yemeğinizi yiyince de hemen dağılın, söze dalıp oturmayın. Bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." Ahzâb, 33/53.

    Öneri Formu
19165 T003218 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 33

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said, ona Hişam b. Ebu Abdullah, ona Katade, ona da Hasan, İmran b. Husayn’ın (ra) şöyle anlattığını nakletti: Bir yolculukta Nebi (sav) ile beraberdik. Rasulullah (sav) ile ashabı arasında yürüyüşte bir fark meydana gelmişti. Bunun üzerine Rasulullah (sav), şu iki ayeti yüksek sesle okudu. “Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kıyamet sarsıntısı gerçekten büyük bir olaydır. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutacak, her gebe kadın karnındaki çocuğu düşürecektir. Ve insanları sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi göreceksin; çünkü Allah’ın azabı (kıyametin dehşeti) çok çetindir! (Hac, 22/1, 2). Sahabiler bunu duyunca yürüyüşlerini hızlandırdılar ve Rasulullah’ın (sav) bir söz söylemek üzere olduğunu anladılar. Rasulullah (sav) "O günün nasıl bir gün olacağını biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Rasulullah (sav) "O gün öyle bir gündür ki Allah Adem’i çağıracak ve 'Cehennemin payını Cehenneme gönder' buyuracak. Adem de şöyle diyecek: 'Ey Rabbim! Cehennemin payı ne kadardır?' Allah şöyle buyuracak: Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu Cehennemlik, biri ise Cennetliktir." Bunun üzerine orada bulunanlar o kadar ümitsizliğe düştüler ki yüzlerinde tebessüm izi bile kalmadı. Rasulullah (sav), ashabının bu halini görünce şöyle buyurdu: "Çalışınız ve iyimser olunuz. Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin olsun ki sizler mahlukattan öyle iki grupla birliktesiniz ki onlar, kimlerle beraber olurlarsa onları (n sayılarını) çoğaltırlar: Ye’cüc ve Me’cüc ve Adem ve iblisin soyundan olup ölmüş olanlar." Bunu duyunca halkın sıkıntıları gider gibi oldu. Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çalışın ve iyimser olun! Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler tüm insanlar arasında devenin bir yanındaki ben gibisiniz veya (binit) hayvanlarının ön ayaklarındaki bir iz gibisiniz (sayınız tüm insanlara nispetle çok azdır)." Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19069 T003169 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 22

Bize Muhammed b. Beşşar (el-Abdî), ona Yahya b. Said (el-Kattan), ona Fudayl b. İyaz, ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî), ona İbrahim (en-Nehaî), ona da Abîde'nin (b. Amr el-A'ver) naklettiğine göre, Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: (Yahudinin geçen sözü üzerine) Hz. Peygamber (sav) beğenerek ve tasdik ederek gülümsedi. Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19211 T003239 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 39


    Öneri Formu
20044 T003351 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 97


    Öneri Formu
20066 T003355 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 102


    Öneri Formu
20097 T003362 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 110