Öneri Formu
Hadis Id, No:
17674, D002885
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ رَافِعٍ التَّنُوخِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْعِلْمُ ثَلاَثَةٌ وَمَا سِوَى ذَلِكَ فَهُوَ فَضْلٌ آيَةٌ مُحْكَمَةٌ أَوْ سُنَّةٌ قَائِمَةٌ أَوْ فَرِيضَةٌ عَادِلَةٌ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Ziyad, ona Abdurrahman b. Rafi' et-Tenuhi, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"İlim üçtür, bunun dışında kalanlar fazlalık kabilindendir. Muhkem ayetler, sabit sünnet ve âdil miras taksim ilmi ferâiz'dir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 1, /672
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Rafi' et-Tenuhi (Abdurrahman b. Rafi')
3. Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki (Abdurrahman b. Ziyad b. Enam)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, kaynakları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17580, D002878
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ أَصَابَ عُمَرُ أَرْضًا بِخَيْبَرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَصَبْتُ أَرْضًا لَمْ أُصِبْ مَالاً قَطُّ أَنْفَسَ عِنْدِى مِنْهُ فَكَيْفَ تَأْمُرُنِى بِهِ قَالَ
"إِنْ شِئْتَ حَبَّسْتَ أَصْلَهَا وَتَصَدَّقْتَ بِهَا." فَتَصَدَّقَ بِهَا عُمَرُ أَنَّهُ لاَ يُبَاعُ أَصْلُهَا وَلاَ يُوهَبُ وَلاَ يُورَثُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْقُرْبَى وَالرِّقَابِ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ - وَزَادَ عَنْ بِشْرٍ - وَالضَّيْفِ - ثُمَّ اتَّفَقُوا - لاَ جُنَاحَ عَلَى مَنْ وَلِيَهَا أَنْ يَأْكُلَ مِنْهَا بِالْمَعْرُوفِ وَيُطْعِمَ صَدِيقًا غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ فِيهِ. زَادَ عَنْ بِشْرٍ قَالَ وَقَالَ مُحَمَّدٌ غَيْرَ مُتَأَثِّلٍ مَالاً.
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yezid b. Zurey'; (T)
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Bişr b. Mufaddal; (T)
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattan), ona İbn Avn, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle haber vermiştir: Hz. Ömer'e Hayber arazisinden bir arazi düşmüştü. Ömer, Hz. Peygamber'e (sav) gelerek, daha önce benim hisseme bu kadar güzel olan bir arazi düşmemişti. O arazi hakkında bana ne tavsiye edersin? dedi. Hz. Peygamber (sav) de; "istersen tarlanın mülkü senden kalmak suretiyle tasadduk edebilirsin" dedi. Hz. Ömer de araziyi satılmamak, hibe edilmemek, miras edinilmemek üzere fakirlere, yakınlarına, kölelere, Allah yolunda cihad edenlere ve yolda kalmışlara verilmek üzere (vakıf olarak) tasadduk etti.
Müsedded, Bişr'den naklettiği rivayette, (bu tasadduk edilen kesimlere) misafirleri de ekledi.
Sonra Müsedded'in hadisi naklettiği ravilerin hepsi ittifakla şöyle devam ettiler: Toprağın üzerinde yönetici olan kişi (vakıf mütevellisi) mülk edinmeksizin o arazinin gelirinden ölçülü bir şekilde yiyebilir ve arkadaşlarına yedirebilir.
Müsedded, Bişr'den rivayetinde (bu hadisi Muhammed b. Sirin'e anlattığını) Muhammed'in (b. Sirin) mülk edinmeksizin sözü yerine, malın aslına dokunmaksızın kelimesini zikrettiğini belirtmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 13, /669
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Örf, hareket ölçüsü olarak kullanımı
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17581, D002879
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى اللَّيْثُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ صَدَقَةِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رضى الله عنه قَالَ
"نَسَخَهَا لِى عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ هَذَا مَا كَتَبَ عَبْدُ اللَّهِ عُمَرُ فِى ثَمْغٍ فَقَصَّ مِنْ خَبَرِهِ نَحْوَ حَدِيثِ نَافِعٍ قَالَ غَيْرَ مُتَأَثِّلٍ مَالاً فَمَا عَفَا عَنْهُ مِنْ ثَمَرِهِ فَهُوَ لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ - قَالَ وَسَاقَ الْقِصَّةَ - قَالَ وَإِنْ شَاءَ وَلِىُّ ثَمْغٍ اشْتَرَى مِنْ ثَمَرِهِ رَقِيقًا لِعَمَلِهِ وَكَتَبَ مُعَيْقِيبٌ وَشَهِدَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ هَذَا مَا أَوْصَى بِهِ عَبْدُ اللَّهِ عُمَرُ أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ إِنْ حَدَثَ بِهِ حَدَثٌ أَنَّ ثَمْغًا وَصِرْمَةَ بْنَ الأَكْوَعِ وَالْعَبْدَ الَّذِى فِيهِ وَالْمِائَةَ سَهْمٍ الَّتِى بِخَيْبَرَ وَرَقِيقَهُ الَّذِى فِيهِ وَالْمِائَةَ الَّتِى أَطْعَمَهُ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم بِالْوَادِى تَلِيهِ حَفْصَةُ مَا عَاشَتْ ثُمَّ يَلِيهِ ذُو الرَّأْىِ مِنْ أَهْلِهَا أَنْ لاَ يُبَاعَ وَلاَ يُشْتَرَى يُنْفِقُهُ حَيْثُ رَأَى مِنَ السَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ وَذِى الْقُرْبَى وَلاَ حَرَجَ عَلَى مَنْ وَلِيَهُ إِنْ أَكَلَ أَوْ آكَلَ أَوِ اشْتَرَى رَقِيقًا مِنْهُ."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Davud el-Mehrî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Leys (b. Sa'd), ona da Yahya b. Said (el-Ensârî), Hz. Ömer'in tasadduk ettiği (vakıftan) haber verirken şöyle dedi:
"Bana (Hz. Ömer'in neslinden olan) Abdülhamid b. Abdullah b. Abdullah b. Ömer vakfiyeyi yazdırmıştı ki o şöyleydi: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, bu Allah'ın kulu olan Ömer'in yazdırdığı Semğ denilen arazisi hakkındadır. Yahya b. Said burada olayı önceki hadiste zikredilen Nafi'in hadisine benzer şekilde anlattı ve şöyle dedi. Malın aslına dokunmaksızın (vakıf mütevellisinin hakkı olarak belirlenmiş kısmından) fazla olarak kalmış ürünler dilenciler ve muhtaç durumda olanlar içindir. Yahya burada olayın geri kalanını aktarmış ve şöyle demiştir. Semğ denilen arazinin mütevellisi ürünlerden satarak vakıf arazisinin işlerini yaptırmak üzere bir köle satın alabilir. Vakfiyeyi Muaykıb kaleme aldı ve Abdullah b. Erkam da şahidi oldu. (Hz. Ömer'in ikinci vakfiyesi de şöyledir:) Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Bu Allah'ın kulu ve müminlerin emiri olan Ömer'in vasiyetidir: Eğer olacak olan vuku bulursa (yani Ömer vefat ederse), Semğ arazisi, Sırma b. el-Ekva arazisi, Semğ arazisinin işlerini yapan köle, Hayber'deki yüz hisse olan arazim ve onun işlerini yapan köle ve Hz. Peygamber'in (sav) Vâdi'l-Kurâ'da Ömer'e yüz hisse olarak taksim ettiği yiyecekler hayatta olduğu sürece (kızı olan) Hafsa'nın yönetiminde olacaktır. Sonra onun ailesinden ehliyet ve akıl sahibi kişiye devredilecektir. Bu arazi ve hisseler, satılamaz, satın alınamaz. Mütevelli olan kişi ancak onu uygun gördüğü dilenciler, muhtaç olanlar ve akrabalarına infak edebilir. Onun mütevellisi olan kişinin kendisinin (ölçülü bir şekilde) yemesinde, yedirmesinde ve ürünlerinden elde edilen gelirle işleri yürütecek köle satın almasında sakınca yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 13, /669
Senetler:
1. Abdülhamid b. Abdullah el-Umerî (Abdülhamid b. Abdullah b. Abdullah b. Ömer)
2. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Süleyman b. Davud el-Mehri (Süleyman b. Davud b. Hammad b. Sa'd)
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Örf, hareket ölçüsü olarak kullanımı
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Vakıf, yönetenin vakıf malındaki tasarrufları
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ أَنَّ شُعَيْبَ بْنَ إِسْحَاقَ حَدَّثَهُمْ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ وَهْبِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ:
"أَنَّ أَبَاهُ تُوُفِّىَ وَتَرَكَ عَلَيْهِ ثَلاَثِينَ وَسْقًا لِرَجُلٍ مِنْ يَهُودَ، فَاسْتَنْظَرَهُ جَابِرٌ فَأَبَى، فَكَلَّمَ جَابِرٌ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَشْفَعَ لَهُ إِلَيْهِ، فَجَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم، وَكَلَّمَ الْيَهُودِىَّ لِيَأْخُذَ ثَمَرَ نَخْلِهِ بِالَّذِى لَهُ عَلَيْهِ، فَأَبَى عَلَيْهِ. وَكَلَّمَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُنْظِرَهُ فَأَبَى. وَسَاقَ الْحَدِيثَ."
Bize Muhammed b. Alâ, ona Şuayb b. İshak, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysân, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Câbir'in babası bir Yahudi'ye otuz vesk borcu olduğu halde vefat etmişti. Câbir, Yahudi'den borcu için süre talep etmiş, ancak Yahudi kabul etmemişti. Bunun üzerinde Câbir, Hz. Peygamberle (sav) konuşarak kendisi için aracı olmasını istedi. Hz. Peygamber (sav) Yahudi'yle Câbir'de olan borçlarının karşılığı olarak hurma bahçesinin ürünlerini alması için konuştu, ancak Yahudi kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) süre vermesini istedi. Yahudi bunu da kabul etmedi... Ravi hadisin geri kalanını da nakletmiştir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17586, D002884
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ أَنَّ شُعَيْبَ بْنَ إِسْحَاقَ حَدَّثَهُمْ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ وَهْبِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ:
"أَنَّ أَبَاهُ تُوُفِّىَ وَتَرَكَ عَلَيْهِ ثَلاَثِينَ وَسْقًا لِرَجُلٍ مِنْ يَهُودَ، فَاسْتَنْظَرَهُ جَابِرٌ فَأَبَى، فَكَلَّمَ جَابِرٌ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَشْفَعَ لَهُ إِلَيْهِ، فَجَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم، وَكَلَّمَ الْيَهُودِىَّ لِيَأْخُذَ ثَمَرَ نَخْلِهِ بِالَّذِى لَهُ عَلَيْهِ، فَأَبَى عَلَيْهِ. وَكَلَّمَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُنْظِرَهُ فَأَبَى. وَسَاقَ الْحَدِيثَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Şuayb b. İshak, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysân, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Câbir'in babası bir Yahudi'ye otuz vesk borcu olduğu halde vefat etmişti. Câbir, Yahudi'den borcu için süre talep etmiş, ancak Yahudi kabul etmemişti. Bunun üzerinde Câbir, Hz. Peygamberle (sav) konuşarak kendisi için aracı olmasını istedi. Hz. Peygamber (sav) Yahudi'yle Câbir'de olan borçlarının karşılığı olarak hurma bahçesinin ürünlerini alması için konuştu, ancak Yahudi kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) süre vermesini istedi. Yahudi bunu da kabul etmedi... Ravi hadisin geri kalanını da nakletmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 17, /670
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nuaym Vehb b. Keysan el-Kuraşi (Vehb b. Keysan b. Ebu Muğis)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Şuayb b. İshak el-Kuraşi (Şuayb b. İshak b. Abdurrahman b. Abdullah)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Hz. Peygamber'le (sav) beraber (Medine dışına) çıkmıştık. Esvâf denilen yerde bulunan Ensar'dan bir kadının yanına geldiğimizde, kadın yanında iki kız çocuğuyla birlikte geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Bu kızlar Uhud'da seninle beraberken şehit olan Sâbit b. Kays'ın kızlarıdır. Amcaları onların payına düşen mal ve miraslarının tamamına el koyup, onlara hiçbir şey bırakmadan bütün mallarını almıştır. Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Ne buyurursunuz? Bu şekilde malları olmadan bu iki kız evlenemez ki' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda Allah (cc) hükmünü verecektir' dedi. Akabinde Nisa süresindeki (mirasla) ilgili şu ayet nazil oldu: (Allah evlatlarınız hakkında size şunu bildirmiştir...) (Nisa, 4/11). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), 'Bana o kadını ve kızların amcası olan adamı çağırın' dedi. Sonra adama 'O iki kıza malın üçte ikisini, annelerine de sekizde birini ver. Kalanı da senindir' buyurdu."
[Ebû Davud, râvilerden Bişr'in bu hadiste hata ettiğini, o kızların Sa'd b. Rebî'nin kızları olduğunu, Sabit b. Kays'ın ise (Uhud'da değil) daha sonra Yemâme'de şehit olduğunu söylemiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17685, D002891
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ:
"خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى جِئْنَا امْرَأَةً مِنَ الأَنْصَارِ فِى الأَسْوَافِ، فَجَاءَتِ الْمَرْأَةُ بِابْنَتَيْنِ لَهَا فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَاتَانِ بِنْتَا ثَابِتِ بْنِ قَيْسٍ، قُتِلَ مَعَكَ يَوْمَ أُحُدٍ. وَقَدِ اسْتَفَاءَ عَمُّهُمَا مَالَهُمَا وَمِيرَاثَهُمَا كُلَّهُ، فَلَمْ يَدَعْ لَهُمَا مَالاً إِلاَّ أَخَذَهُ. فَمَا تَرَى يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ فَوَاللَّهِ لاَ تُنْكَحَانِ أَبَدًا إِلاَّ وَلَهُمَا مَالٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْضِى اللَّهُ فِى ذَلِكَ. قَالَ وَنَزَلَتْ سُورَةُ النِّسَاءِ (يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِى أَوْلاَدِكُمْ...) الآيَةَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ادْعُوا لِىَ الْمَرْأَةَ وَصَاحِبَهَا. فَقَالَ لِعَمِّهِمَا أَعْطِهِمَا الثُّلُثَيْنِ وَأَعْطِ أُمَّهُمَا الثُّمُنَ وَمَا بَقِىَ فَلَكَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَخْطَأَ بِشْرٌ فِيهِ، إِنَّمَا هُمَا ابْنَتَا سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ. وَثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ قُتِلَ يَوْمَ الْيَمَامَةِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Hz. Peygamber'le (sav) beraber (Medine dışına) çıkmıştık. Esvâf denilen yerde bulunan Ensar'dan bir kadının yanına geldiğimizde, kadın yanında iki kız çocuğuyla birlikte geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Bu kızlar Uhud'da seninle beraberken şehit olan Sâbit b. Kays'ın kızlarıdır. Amcaları onların payına düşen mal ve miraslarının tamamına el koyup, onlara hiçbir şey bırakmadan bütün mallarını almıştır. Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Ne buyurursunuz? Bu şekilde malları olmadan bu iki kız evlenemez ki' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda Allah (cc) hükmünü verecektir' dedi. Akabinde Nisa süresindeki (mirasla) ilgili şu ayet nazil oldu: (Allah evlatlarınız hakkında size şunu bildirmiştir...) (Nisa, 4/11). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), 'Bana o kadını ve kızların amcası olan adamı çağırın' dedi. Sonra adama 'O iki kıza malın üçte ikisini, annelerine de sekizde birini ver. Kalanı da senindir' buyurdu."
[Ebû Davud, râvilerden Bişr'in bu hadiste hata ettiğini, o kızların Sa'd b. Rebî'nin kızları olduğunu, Sabit b. Kays'ın ise (Uhud'da değil) daha sonra Yemâme'de şehit olduğunu söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 4, /673
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Akîl el-Haşimî (Abdullah b. Muhammed b. Akil b. Ebu Talib)
3. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
4. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Kur'an, Nüzul sebebleri
Yargı, Allah'ın kitabına göre Hüküm vermek,
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17525, D002871
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ لَمَّا أَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(وَلاَ تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِى هِىَ أَحْسَنُ)" وَ "(إِنَّ الَّذِينَ يَأْكُلُونَ أَمْوَالَ الْيَتَامَى ظُلْمًا)" الآيَةَ انْطَلَقَ مَنْ كَانَ عِنْدَهُ يَتِيمٌ فَعَزَلَ طَعَامَهُ مِنْ طَعَامِهِ وَشَرَابَهُ مِنْ شَرَابِهِ فَجَعَلَ يَفْضُلُ مِنْ طَعَامِهِ فَيُحْبَسُ لَهُ حَتَّى يَأْكُلَهُ أَوْ يَفْسُدَ فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَيْهِمْ فَذَكَرُوا ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْيَتَامَى قُلْ إِصْلاَحٌ لَهُمْ خَيْرٌ وَإِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ)" فَخَلَطُوا طَعَامَهُمْ بِطَعَامِهِ وَشَرَابَهُمْ بِشَرَابِهِ .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir (b. Abdulhamid), ona Ata (b. Saib), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle haber vermiştir: "(Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın)" Enam, 6/152 ve "(Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler)" Nisâ, 4/10 ayetleri nazil olduğunda yanında yetim bulunanlar hemen çıkıp yetimin yiyeceğini kendi yiyeceklerinden, içeceğini kendi içeceklerinden ayırdılar. Bu sefer de yetimin yiyeceği artmaya başladı ve onu bir kenara koyup saklamaya başladılar. Ya onu yetim yiyordu ya da yemek bozuluyordu. Bu onlara ağır geldi ve durumu Hz. Peygamber'e (sav) haber verdiler. Bunun üzerine "(Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar) sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir.)" Bakara, 2/220 ayeti nazil oldu. İnsanlar daha sonra yetimlerin yemeklerini kendi yemekleriyle içeceklerini de kendi içecekleriyle karıştırdılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 7, /667
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Yetim,
Yetim, yetimlik / yetimler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17527, D002872
Hadis:
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْحَارِثِ حَدَّثَهُمْ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ - يَعْنِى الْمُعَلِّمَ - عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَجُلاً أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ إِنِّى فَقِيرٌ لَيْسَ لِى شَىْءٌ وَلِى يَتِيمٌ. قَالَ فَقَالَ
"كُلْ مِنْ مَالِ يَتِيمِكَ غَيْرَ مُسْرِفٍ وَلاَ مُبَادِرٍ وَلاَ مُتَأَثِّلٍ."
Tercemesi:
Bize Humeyd b. Mesade, ona Halid b. Haris, ona Hüseyin el-Muallim, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr) şöyle haber vermiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve ben fakirim, hiçbir malım da yok, ancak (malı olan) bir yetimim var, dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Yetimin malından israf etmeden (malından bir şeyler kazanmak için) acele etmeden ve sermaye elde etme amacı taşımadan (ölçülü bir şekilde) yiyebilirsin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 8, /667
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. Humeyd b. Mes'ade es-Sami (Humeyd b. Mes'ade b. Mübarek)
Konular:
İsraf, İsraf etmek
Yetim,
Yetim, yetimlik / yetimler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17530, D002873
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَدِينِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ خَالِدِ بْنِ سَعِيدِ بْنِ أَبِى مَرْيَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ رُقَيْشٍ أَنَّهُ سَمِعَ شُيُوخًا مِنْ بَنِى عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ وَمِنْ خَالِهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى أَحْمَدَ قَالَ قَالَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ حَفِظْتُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يُتْمَ بَعْدَ احْتِلاَمٍ وَلاَ صُمَاتَ يَوْمٍ إِلَى اللَّيْلِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Yahya b. Muhammed el-Medenî, ona Abdullah b. Halid b. Saîd b. Ebu Meryem, ona babası (Halid b. Said), ona Said b. Abdurrahman b. Yezid b. Rukayş, ona Amr b. Avf oğullarının yaşlıları ve dayısı Abdullah b. Ebu Ahmed, ona da Hz. Ali, Hz. Peygamber'den şu sözü ezberlediğini söylemiştir:
"Ergenlik yaşına ulaştıktan sonra yetimlik yoktur (Artık yetim kendi malında tasarruf sahibidir). (Cahiliye'de itikafa girerek yaptığınız) gece-gündüz susma şeklinde bir ibadet yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 9, /667
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abdullah b. Ebu Ahmed (Abdullah b. Ebu Ahmed b. Cahş b. Riâb)
3. Said b. Abdurrahman (Said b. Abdurrahman b. Yezid b. Rukayş b. Riâb)
4. İbn Ebu Meryem Halid b. Said el-Hudrî (Halid b. Said b. Ebu Meryem)
5. Abdullah b. Halid el-Kuraşi (Abdullah b. Halid b. Sa'd)
6. Yahya b. Muhammed el-Câri (Yahya b. Muhammed b. Abdullah b. Mihran)
7. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Yetim,
Yetim, yetim çocuğun bakımı
Yetim, yetimlik / yetimler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17680, D002888
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ آخِرُ آيَةٍ نَزَلَتْ فِى الْكَلاَلَةِ "(يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِى الْكَلاَلَةِ)."
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim, ona Şube (b. Haccâc), ona Ebu İshak (es-Sebiî), ona da Bera b. Azib şöyle demiştir. Kelâle konusunda nazil olan son ayet "senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size kelâle (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor." Nisa, 4/176 ayetidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 3, /673
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Yargı, fetva
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17683, D002890
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَامِرِ بْنِ زُرَارَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى قَيْسٍ الأَوْدِىِّ عَنْ هُزَيْلِ بْنِ شُرَحْبِيلَ الأَوْدِىِّ قَالَ
"جَاءَ رَجُلٌ إِلَى أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ وَسَلْمَانَ بْنِ رَبِيعَةَ فَسَأَلَهُمَا عَنِ ابْنَةٍ وَابْنَةِ ابْنٍ وَأُخْتٍ لأَبٍ وَأُمٍّ فَقَالاَ لاِبْنَتِهِ النِّصْفُ وَلِلأُخْتِ مِنَ الأَبِ وَالأُمِّ النِّصْفُ وَلَمْ يُوَرِّثَا ابْنَةَ الاِبْنِ شَيْئًا وَأْتِ ابْنَ مَسْعُودٍ فَإِنَّهُ سَيُتَابِعُنَا فَأَتَاهُ الرَّجُلُ فَسَأَلَهُ وَأَخْبَرَهُ بِقَوْلِهِمَا فَقَالَ لَقَدْ ضَلَلْتُ إِذًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُهْتَدِينَ وَلَكِنِّى سَأَقْضِى فِيهَا بِقَضَاءِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لاِبْنَتِهِ النِّصْفُ وَلاِبْنَةِ الاِبْنِ سَهْمٌ تَكْمِلَةُ الثُّلُثَيْنِ وَمَا بَقِىَ فَلِلأُخْتِ مِنَ الأَبِ وَالأُمِّ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Âmir b. Zürare, ona Ali b. Müshir, ona el-A'meş, ona Ebu Kays el-Evdi, ona Hüzeyl b. Şurahbil el-Evdi şöyle haber vermiştir: "Bir adam Ebu Musa el-Eşarî ve Selman b. Rebîa'ya gelerek ikisine kişinin kız çocuğu, erkek çocuğun kızı ve anne-baba bir kız kardeşine (taksim edilecek mirası) sormuş. İkisi, kızına yarısı ve anne-baba bir kız kardeşine diğer yarısı olacak şekilde taksim etmişler ve erkek çocuğun kızına bir şey taksim etmemişler. Adama da bir de Abdullah b. Mesud'a git onun da bizimle aynı fikirde olduğunu göreceksin demişler. Adam, Abdullah b. Mesud'a gelerek sormuş ve ikisinin taksimini haber vermiş. Abdullah b. Mesud, bu taksime uyarsam ben yanlış yapmış olurum ve doğruyu gösterenlerden olmam. Fakat ben sana Hz. Peygamber'in (sav) bu hususta yaptığı taksime göre hüküm vereceğim. Kızına yarım hisse (altıda üç), erkek çocuğunun kızına (kalan diğer yarısının) üçte ikinin tamamlayıcısı olan (altıda bir), anne-baba bir kız kardeşe ise kalanı (altıda iki)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 4, /673
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Hüzeyl b. Şurahbil el-Evdi (Hüzeyl b. Şurahbil)
3. Ebu Kays Abdurrahman b. Servan el-Evdi (Abdurrahman b. Servan)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
6. Abdullah b. Âmir el-Hadramî (Abdullah b. Âmir b. Zürare)
Konular:
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Yargı, miras Hukuku