Açıklama: Sahabiler altında biat ettikleri ağacı unuttukları için onu belirleyememişlerdir. İbn Ömer bunun ise bir rahmet olduğunu ifade etmiştir. Belki de İbn Ömer'in bunun bir rahmet oluşuna dair inancı, ağaca olduğundan daha fazla değer verilmesine ve ağaca farklı anlamlar yüklenmesine karşı bir önlem olarak düşünülebilir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29708, B002958
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ نَافِعٍ قَالَ قَالَ ابْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - رَجَعْنَا مِنَ الْعَامِ الْمُقْبِلِ فَمَا اجْتَمَعَ مِنَّا اثْنَانِ عَلَى الشَّجَرَةِ الَّتِى بَايَعْنَا تَحْتَهَا ، كَانَتْ رَحْمَةً مِنَ اللَّهِ . فَسَأَلْتُ نَافِعًا عَلَى أَىِّ شَىْءٍ بَايَعَهُمْ عَلَى الْمَوْتِ قَالَ لاَ ، بَايَعَهُمْ عَلَى الصَّبْرِ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye (b. Esma), ona Nafi' (Mevla İbn Ömer), ona da (Abdullah) b. Ömer (ra) şöyle demiştir: Biz (Hudeybiye'den) döndüğümüz seneden beri, altında biat ettiğimiz ağacı belirlemek üzere bizden iki kişi bir görüşte olmadı. Bu ağacın belirlenememesi Allah'ın bir rahmeti oldu. Cüveyriye dedi ki: Nafi'ye şöyle sordum: Rasulullah (sav) ne üzerine biat aldı? Ölmek üzere mi? Nafi': Hayır, onlardan sabretmeleri üzere biat aldı.
Açıklama:
Sahabiler altında biat ettikleri ağacı unuttukları için onu belirleyememişlerdir. İbn Ömer bunun ise bir rahmet olduğunu ifade etmiştir. Belki de İbn Ömer'in bunun bir rahmet oluşuna dair inancı, ağaca olduğundan daha fazla değer verilmesine ve ağaca farklı anlamlar yüklenmesine karşı bir önlem olarak düşünülebilir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 110, 1/787
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Mihrak Cüveyriye b. Esma ed-Duba'î (Cüveyriye b. Esma b. Ubeyd b. Mihrak)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Sabır, sabretmek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30174, B002967
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَتَلاَحَقَ بِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا عَلَى نَاضِحٍ لَنَا قَدْ أَعْيَا فَلاَ يَكَادُ يَسِيرُ فَقَالَ لِى « مَا لِبَعِيرِكَ » . قَالَ قُلْتُ عَيِىَ . قَالَ فَتَخَلَّفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَزَجَرَهُ وَدَعَا لَهُ ، فَمَا زَالَ بَيْنَ يَدَىِ الإِبِلِ قُدَّامَهَا يَسِيرُ . فَقَالَ لِى « كَيْفَ تَرَى بَعِيرَكَ » . قَالَ قُلْتُ بِخَيْرٍ قَدْ أَصَابَتْهُ بَرَكَتُكَ . قَالَ « أَفَتَبِيعُنِيهِ » . قَالَ فَاسْتَحْيَيْتُ ، وَلَمْ يَكُنْ لَنَا نَاضِحٌ غَيْرَهُ ، قَالَ فَقُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فَبِعْنِيهِ » . فَبِعْتُهُ إِيَّاهُ عَلَى أَنَّ لِى فَقَارَ ظَهْرِهِ حَتَّى أَبْلُغَ الْمَدِينَةَ . قَالَ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى عَرُوسٌ ، فَاسْتَأْذَنْتُهُ فَأَذِنَ لِى ، فَتَقَدَّمْتُ النَّاسَ إِلَى الْمَدِينَةِ حَتَّى أَتَيْتُ الْمَدِينَةَ ، فَلَقِيَنِى خَالِى فَسَأَلَنِى عَنِ الْبَعِيرِ ، فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا صَنَعْتُ فِيهِ فَلاَمَنِى ، قَالَ وَقَدْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِى حِينَ اسْتَأْذَنْتُهُ « هَلْ تَزَوَّجْتَ بِكْرًا أَمْ ثَيِّبًا » . فَقُلْتُ تَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا . فَقَالَ « هَلاَّ تَزَوَّجْتَ بِكْرًا تُلاَعِبُهَا وَتُلاَعِبُكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُوُفِّىَ وَالِدِى - أَوِ اسْتُشْهِدَ - وَلِى أَخَوَاتٌ صِغَارٌ ، فَكَرِهْتُ أَنْ أَتَزَوَّجَ مِثْلَهُنَّ ، فَلاَ تُؤَدِّبُهُنَّ ، وَلاَ تَقُومُ عَلَيْهِنَّ ، فَتَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا لِتَقُومَ عَلَيْهِنَّ وَتُؤَدِّبَهُنَّ . قَالَ فَلَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ غَدَوْتُ عَلَيْهِ بِالْبَعِيرِ ، فَأَعْطَانِى ثَمَنَهُ ، وَرَدَّهُ عَلَىَّ . قَالَ الْمُغِيرَةُ هَذَا فِى قَضَائِنَا حَسَنٌ لاَ نَرَى بِهِ بَأْسًا .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr [b. Abdülhamid ed-Dabbî], ona Muğire [b. Miksem ed-Dabbî], ona Şa'bî [Amir b. Şerâhîl], ona da Cabir b. Abdullah (r.a) şöyle demiştir: "Ben Rasulullah (s.a) ile gazaya çıkmıştım. Ben bize ait bir su devesinde giderken Rasulullah (sav) bana yetişti. Deve çok yorgundu, güçlükle yürüyordu. Rasulullah (sav) bana "Deveyin nesi var" diye sordu. Ben "Çok yoruldu" deyince Rasulullah (s.a) öne geçti ve deveyi hareketlendirmek için ona bağırdı ve dua etti. Bunun üzerine devem sürünün hep önünde yürümeye başladı. Rasulullah (s.a) "Deven nasıl oldu?" diye sorunca ben; "Çok iyi. Senin bereketin ona isabet etti." dedim. Hz Peygamber (s.a) "Deveni bana satar mısın?" diye sordu. Ben utandım (hayır diyemedim), ondan başka da su devem yoktu. "Olur" dedim. "Onu bana sat" buyurdu. Ben de Medine'ye kadar sırt kemikleri (binme hakkı) bana ait olmak kaydıyla deveyi O'na (s.a) sattım. Ben "Ey Allah'ın Rasulü! Ben yeni evliyim." diyerek O'ndan (önden gitmek için) izin istedim. Rasulullah da (s.a) bana izin verdi. Medine yolunda insanların önüne geçtim ve Medine'ye ulaştım. Orada karşıma dayım çıktı ve bana deveyi sordu. Yaptığımı ona anlatınca beni azarladı. Rasulullah (s.a) izin istediğimde bana; "Bakire ile mi evlendin bekarla mı?" diye sordu, ben; "Dul bir hanımla evlendim" deyince, "Bakire ile evlenseydin ya. Sen onunla o seninle oynaşırdınız." buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Rasulü! Babam öldü -yahut şehit oldu- Benim küçük kız kardeşlerim var. Bu sebeple onların işlerini göremeyecek, terbiyelerini veremeyecek, yaşı onlara yakın biriyle evlenmek içime sinmedi. Onları çekip çevirsin, terbiyeleri ile ilgilensin diye dul bir hanımla evlendim" dedim. Rasulullah (s.a) Medine'ye dönünce sabah deveyi O'na (s.a) götürdüm. O ise deve için ödediğim bedeli bana iade etti ve deveyi de bana geri verdi. Muğîre dedi ki: "Bu yapılan işlem bizim hükümlerimize göre de güzeldir. Biz de bunda bir sakınca görmüyoruz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 113, 1/788
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Dua, her konuda
Evlilik, dul ile
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ مَالِكَ بْنَ أَنَسٍ سَأَلَ زَيْدَ بْنَ أَسْلَمَ ، فَقَالَ زَيْدٌ سَمِعْتُ أَبِى يَقُولُ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - حَمَلْتُ عَلَى فَرَسٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَرَأَيْتُهُ يُبَاعُ ، فَسَأَلْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم آشْتَرِيهِ فَقَالَ « لاَ تَشْتَرِهِ ، وَلاَ تَعُدْ فِى صَدَقَتِكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30179, B002970
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ مَالِكَ بْنَ أَنَسٍ سَأَلَ زَيْدَ بْنَ أَسْلَمَ ، فَقَالَ زَيْدٌ سَمِعْتُ أَبِى يَقُولُ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - حَمَلْتُ عَلَى فَرَسٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَرَأَيْتُهُ يُبَاعُ ، فَسَأَلْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم آشْتَرِيهِ فَقَالَ « لاَ تَشْتَرِهِ ، وَلاَ تَعُدْ فِى صَدَقَتِكَ » .
Tercemesi:
Bize el-Humeydî (Abdullah b. Zübeyr), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Malik (b. Enes) -Zeyd'e sorunca-, ona Zeyd b. Eslem, ona da babası (Ebu Zeyd Eslem), Ömer b. Hattâb'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
"Ben Allah yolunda (cihad etmesi için) birisini bir at üzerine bindirdim. Sonra o atı satılıyor gördüm. Hemen Hz.Peygamber'e (sav):
— O atı satın alayım mı? diye sordum. [Peygamber (sav)]:
— "O atı satın alma ve sadakana dönme!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 119, 1/789
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Zeyd Eslem el-Adevi (Eslem)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, verdikten sonra geri almak/almamak
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30180, B002971
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ حَمَلَ عَلَى فَرَسٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَوَجَدَهُ يُبَاعُ ، فَأَرَادَ أَنْ يَبْتَاعَهُ ، فَسَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لاَ تَبْتَعْهُ ، وَلاَ تَعُدْ فِى صَدَقَتِكَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona Malik (b. Enes), ona da Nafi' (Mevlâ İbn Ömer), Abdullah b. Ömer’in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
Ömer b. Hattâb Allah yolunda cihaâd için bir kimseyi bir ata bindirdi. Sonra o atı satılıyor buldu da, onu satın almak istedi. Bunu Rasulullah'a (sav) sordu. [Rasulullah (sav)]: "O atı satın alma ve sadakana dönme!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 119, 1/789
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, verdikten sonra geri almak/almamak
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى عَنْ أَبِيهِ - رضى الله عنه - قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزْوَةَ تَبُوكَ ، فَحَمَلْتُ عَلَى بَكْرٍ ، فَهْوَ أَوْثَقُ أَعْمَالِى فِى نَفْسِى ، فَاسْتَأْجَرْتُ أَجِيرًا ، فَقَاتَلَ رَجُلاً ، فَعَضَّ أَحَدُهُمَا الآخَرَ فَانْتَزَعَ يَدَهُ مِنْ فِيهِ ، وَنَزَعَ ثَنِيَّتَهُ ، فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَهْدَرَهَا فَقَالَ « أَيَدْفَعُ يَدَهُ إِلَيْكَ فَتَقْضَمُهَا كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30185, B002973
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى عَنْ أَبِيهِ - رضى الله عنه - قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزْوَةَ تَبُوكَ ، فَحَمَلْتُ عَلَى بَكْرٍ ، فَهْوَ أَوْثَقُ أَعْمَالِى فِى نَفْسِى ، فَاسْتَأْجَرْتُ أَجِيرًا ، فَقَاتَلَ رَجُلاً ، فَعَضَّ أَحَدُهُمَا الآخَرَ فَانْتَزَعَ يَدَهُ مِنْ فِيهِ ، وَنَزَعَ ثَنِيَّتَهُ ، فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَهْدَرَهَا فَقَالَ « أَيَدْفَعُ يَدَهُ إِلَيْكَ فَتَقْضَمُهَا كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona (Ebu Velid) İbn Cüreyc, ona Ata (b. Ebu Rabah), ona da Safvan b. Ya'la, babasının (Ya'la b. Meniyye) (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Ben Tebük gazvesinde Rasulullah'ın (sav) beraberinde ettim. Genç bir deve üzerine sefer malzemelerimi yükledim. Bu, gönlümde benim amellerimin en sağlamıdır. Ben bu seferde bir hizmetçi kiralamıştım. Hizmetçi yolda birisi ile (ki İbn Umeyye'nin kendisidir) döğüştü. İki kavgacıdan birisi (ki İbn Umeyye'dir) öbürünün (ki hizmetçisidir) elini ısırdı. Hizmetçi elini, ısıran kişinin ağzından hızla çekti de ısıranın ön dişini söktü. O (ısıran ve bu suretle dişi sökülen kişi) da Peygamber'e (sav) gelip şikâyet etti. Peygamber (sav) dişin diyetini düşürdü de (İbn Umeyye'ye): "Bu adam elini sana bırakır mı ki, sen devenin yan dişleriyle sert yem yediği gibi elini çatır çatır yiyesin" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 120, 1/790
Senetler:
1. Ya'la b. Meniyye et-Temimî (Ya'la b. Ümeyye b. Ebu Ubeyde b. Hemmam)
2. Safvan b. Ya'la et-Temimi (Safvan b. Ya'la b. Ümeyye b. Ubeyd b. Hemmam b. Haris b. Bekir b. Zeyd b. Malik b. Hanzala)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Yargı, diyet, azaların
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ قَالَ أَخْبَرَنِى عُقَيْلٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ثَعْلَبَةُ بْنُ أَبِى مَالِكٍ الْقُرَظِىُّ أَنَّ قَيْسَ بْنَ سَعْدٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - وَكَانَ صَاحِبَ لِوَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ الْحَجَّ فَرَجَّلَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30186, B002974
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ قَالَ أَخْبَرَنِى عُقَيْلٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ثَعْلَبَةُ بْنُ أَبِى مَالِكٍ الْقُرَظِىُّ أَنَّ قَيْسَ بْنَ سَعْدٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - وَكَانَ صَاحِبَ لِوَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ الْحَجَّ فَرَجَّلَ .
Tercemesi:
Bize Said b. Ebu Meryem, ona el-Leys, ona Akil, ona İbn Şihâb, ona Sa’lebe b. Ebu Mâlik el-Kurazî’nin rivâyet ettiğine göre Kays b. Sa‘d el-Ensarî (ra) –ki, Rasulullah’ın (sav) sancağının sahibi idi- Hac etmek istediği için (ihrama girmeden önce) başının saçlarını iyice taradı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 121, 1/790
Senetler:
1. Kays b. Sa'd el-Ensarî (Kays b. Sa'd b. Ubade b. Düleym b. Harise)
2. Ebu Yahya Sa'lebe b. Ebu Malik el-Kurazî (Sa'lebe b. Ebu Malik el-Kurazî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Hac, İhram, koku sürünerek ihrama girmek veya çıkmak,
Hz. Peygamber, sancağı
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ سَمِعَ مُحَمَّدَ بْنَ فُضَيْلٍ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ مُجَاشِعٍ - رضى الله عنه - قَالَ:
" أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَنَا وَأَخِى فَقُلْتُ ' بَايِعْنَا عَلَى الْهِجْرَةِ ' فَقَالَ: ' مَضَتِ الْهِجْرَةُ لأَهْلِهَا ' فَقُلْتُ 'عَلاَمَ تُبَايِعُنَا' قَالَ: ' عَلَى الإِسْلاَمِ وَالْجِهَادِ '. "
Bize İshak b. İbrahim, ona Muhammed b. Fudayl, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücaşi (ra) şöyle demiştir:
"Ben ve kardeşim Hz. Peygamber'e (sav) geldik. Ben Hz. Peygamber'e (sav) 'hicret üzerine sana biat ettik' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'hicret üzerine biat etme (Mekke fethinden önce) hicret edenlerle birlikte sona erdi' buyurdu. Ben 'o zaman ne üzerine biat edelim' diye sordum. O da 'Müslüman olmak ve cihâd etmek üzerine' buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29719, B002963
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ سَمِعَ مُحَمَّدَ بْنَ فُضَيْلٍ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ مُجَاشِعٍ - رضى الله عنه - قَالَ:
" أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَنَا وَأَخِى فَقُلْتُ ' بَايِعْنَا عَلَى الْهِجْرَةِ ' فَقَالَ: ' مَضَتِ الْهِجْرَةُ لأَهْلِهَا ' فَقُلْتُ 'عَلاَمَ تُبَايِعُنَا' قَالَ: ' عَلَى الإِسْلاَمِ وَالْجِهَادِ '. "
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Muhammed b. Fudayl, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücaşi (ra) şöyle demiştir:
"Ben ve kardeşim Hz. Peygamber'e (sav) geldik. Ben Hz. Peygamber'e (sav) 'hicret üzerine sana biat ettik' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'hicret üzerine biat etme (Mekke fethinden önce) hicret edenlerle birlikte sona erdi' buyurdu. Ben 'o zaman ne üzerine biat edelim' diye sordum. O da 'Müslüman olmak ve cihâd etmek üzerine' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 110, 1/787
Senetler:
1. Mücaşi b. Mesud es-Sülemî (Mücaşi' b. Mesud b. Sa'lebe b. Vüheyb b. Âiz)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, fetihten sonra Hicretin durumu
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهَا سَمِعَتْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِخَمْسِ لَيَالٍ بَقِينَ مِنْ ذِى الْقَعْدَةِ ، وَلاَ نُرَى إِلاَّ الْحَجَّ ، فَلَمَّا دَنَوْنَا مِنْ مَكَّةَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ إِذَا طَافَ بِالْبَيْتِ وَسَعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَنْ يَحِلَّ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَدُخِلَ عَلَيْنَا يَوْمَ النَّحْرِ بِلَحْمِ بَقَرٍ فَقُلْتُ مَا هَذَا فَقَالَ نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَزْوَاجِهِ . قَالَ يَحْيَى فَذَكَرْتُ هَذَا الْحَدِيثَ لِلْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ فَقَالَ أَتَتْكَ وَاللَّهِ بِالْحَدِيثِ عَلَى وَجْهِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29682, B002952
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهَا سَمِعَتْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِخَمْسِ لَيَالٍ بَقِينَ مِنْ ذِى الْقَعْدَةِ ، وَلاَ نُرَى إِلاَّ الْحَجَّ ، فَلَمَّا دَنَوْنَا مِنْ مَكَّةَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ إِذَا طَافَ بِالْبَيْتِ وَسَعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَنْ يَحِلَّ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَدُخِلَ عَلَيْنَا يَوْمَ النَّحْرِ بِلَحْمِ بَقَرٍ فَقُلْتُ مَا هَذَا فَقَالَ نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَزْوَاجِهِ . قَالَ يَحْيَى فَذَكَرْتُ هَذَا الْحَدِيثَ لِلْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ فَقَالَ أَتَتْكَ وَاللَّهِ بِالْحَدِيثِ عَلَى وَجْهِهِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Amre bt. Abdurrahman, ona da Aişe (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Zi'l-Ka'de'den beş gün kala Rasulullah (sav) ile beraber (yolculuğa) çıktık. Sadece hac (yapacağımızı) sanıyorduk. Mekke'ye yaklaştığımızda Nebî (sav), beraberinde kurbanı bulunmayıp Kabe'yi tavaf edenlerin ve Safa ile Merve arasında sa'y yapanların ihramadan çıkmalarını emretti. Kurban (Bayramı) günü, bize inek eti getirildi. Ben, "Nedir bu?" dedim. (Eti getiren), "Rasulullah (sav), hanımları için kurban kesti" dedi.
Yahya (b. Said el-Ensârî) şöyle demiştir: Bu hadisi Kâsım b. Muhammed'e zikrettim de o, "Vallahi! (Amre), bu hadisi gerektiği gibi nakletmiş" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 105, 1/786
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30168, B002964
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ - رضى الله عنه - لَقَدْ أَتَانِى الْيَوْمَ رَجُلٌ فَسَأَلَنِى عَنْ أَمْرٍ مَا دَرَيْتُ مَا أَرُدُّ عَلَيْهِ ، فَقَالَ أَرَأَيْتَ رَجُلاً مُؤْدِيًا نَشِيطًا ، يَخْرُجُ مَعَ أُمَرَائِنَا فِى الْمَغَازِى ، فَيَعْزِمُ عَلَيْنَا فِى أَشْيَاءَ لاَ نُحْصِيهَا . فَقُلْتُ لَهُ وَاللَّهِ مَا أَدْرِى مَا أَقُولُ لَكَ إِلاَّ أَنَّا كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَعَسَى أَنْ لاَ يَعْزِمَ عَلَيْنَا فِى أَمْرٍ إِلاَّ مَرَّةً حَتَّى نَفْعَلَهُ ، وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَنْ يَزَالَ بِخَيْرٍ مَا اتَّقَى اللَّهَ ، وَإِذَا شَكَّ فِى نَفْسِهِ شَىْءٌ سَأَلَ رَجُلاً فَشَفَاهُ مِنْهُ ، وَأَوْشَكَ أَنْ لاَ تَجِدُوهُ ، وَالَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ مَا أَذْكُرُ مَا غَبَرَ مِنَ الدُّنْيَا إِلاَّ كَالثَّغْبِ شُرِبَ صَفْوُهُ وَبَقِىَ كَدَرُهُ .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
Bir gün, bir adam bana gelip bilgimin olmadığı, ne karşılık vereceğimi bilemediğim (bir şey) sordu. O, "Tam teçhizatlı, cevval bir adam (olup) emirlerimizle beraber savaşlara çıkan kişi hakkında ne dersin? (Emir de) güç yetiremeyeceğimiz şeyleri bize yüklüyor!" dedi. Ben, "Vallahi! Sana ne diyeceğimi bilemiyorum. Yalnız, bizler Nebî (sav) ile beraber olduğumuzda (bir işi) bitirene dek bize (başka) bir iş yüklemezdi. Sizden biri, Allah'a karşı takva sahibi olduğu müddetçe hayır üzere olmaya devam edecektir. Gönlüne yatmayan bir şeyle karşılaşıp şüpheye düştüğünde birine sorar, o da kendisine şifa olacak cevabı verir. (Bununla birlikte), o tür insanları bulamayacağınız günler yakındır! Kendisinden başka ilah olmayana and olsun ki, söylediklerim, dünyada kalan çer çöp gibidir; temiz suyu içilmiş, kiri-pası kalmış!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 111, 1/788
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Helal, Haram, helal-haram sınırı ve şüpheli olanlar
Sorumluluk Bilinci, görev Bilinci
Yönetim, İtaatin sınırları
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ بِالْمَدِينَةِ فَزَعٌ ، فَرَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَسًا لأَبِى طَلْحَةَ ، فَقَالَ « مَا رَأَيْنَا مِنْ شَىْءٍ ، وَإِنْ وَجَدْنَاهُ لَبَحْرًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30177, B002968
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ بِالْمَدِينَةِ فَزَعٌ ، فَرَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَسًا لأَبِى طَلْحَةَ ، فَقَالَ « مَا رَأَيْنَا مِنْ شَىْءٍ ، وَإِنْ وَجَدْنَاهُ لَبَحْرًا » .
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said), ona Şube (b. Haccac), ona Katade (b. Diame), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Medine'de bir korku oluşmuştu. Rasulullah da (sav) hemen Ebu Talha'nın atına bindi ve hareket etti. (Döndüğünde) şöyle buyurdu: "Biz (korkulacak) bir şey görmedik. Fakat bu atı bir deniz gibi (çok hızlı) bulduk.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 116, 1/789
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Hz. Peygamber, cesareti