Giriş

Bize Muhammed b. Humeyd er-Râzî, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Sa’d, ve babası Abdullah b. Sa’d, onlara Yahya b. Musa, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Sa’d er-Râzî ed-Deştekî, babasının şöyle haber verdiğini -Babam haber verdi cümlesini kullandı- nakletti: Buhara'da katıra binmiş siyah sarıklı bir adam gördüm. 'Bu sarığı bana Rasûlullah giydirdi.' diyordu.


    Öneri Formu
276829 T003321-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 69


    Öneri Formu
18044 T002960 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 2


    Öneri Formu
281648 T002964-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 2


    Öneri Formu
19048 T003156 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 19

Bize Abd b. Humeyd, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona babası, ona Muhammed b. İshak, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Abdullah b. Abbas'ın (r. anhümâ) rivayet ettiğine göre Ömer b. Hattab (ra) şöyle demiştir: Abdullah b. Übey öldüğünde Rasûlullah (s.a.v.), onun cenaze namazına çağrıldı. O (sav) da kalkıp gitti. Namaz kılmak için cenazenin karşısına geçince yerimden kalkarak göğsü hizasına dikildim ve 'Ya Rasulallah! Yaşarken falan falan günlerde şöyle şöyle diyen Allah'ın düşmanı Abdullah b. Übey’in cenaze namazını mı kılacaksın?' Bu sözlerim karşısında Rasulullah (sav) tebessüm etti. Bu konuda sözü uzatınca dedi ki: "Benden biraz geri dur, ey Ömer! Şüphesiz ki ben, serbest bırakıldım ve bir tercihte bulundum. Zira bana 'Onlar (münafıklar) için ister af dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek.' (Tevbe 2/80) buyruldu. Eğer yetmiş kezden fazla af dilediğimde bağışlanacağını bilsem kesinlikle dilerdim." Ardından onun cenaze namazını kıldı ve onunla birlikte yürüdü, defin işi bitinceye kadar kabrinin başında durdu. Allah ve Rasulü (sav), doğrusunu bilirken Rasûlullah'a (sav) karşı olan bu cesaretim sebebiyle şaşarım halime! Vallahi, az bir zaman geçmişti ki şu iki ayet nazil oldu: 'Onlardan ölen hiç biri üzerine asla namaz kılma; kabri başında da durma. Çünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler. Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının güçlükle çıkmasını istiyor.' (Tevbe 9/84-85) Bundan sonra Rasulullah (sav), vefat edinceye kadar hiçbir münafığın cenaze namazını kılmadı, kabrinin başında da durmadı. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: Bu, hasen sahih garib bir hadistir.


    Öneri Formu
18582 T003097 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 9

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Üsâme ve Abdullah b. Bekir es-Sehmî, onlara Hâtim b. Ebu Sağîra, ona Simâk b. Harb, ona Ebu Salih, ona da Ümmü Hânî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav), "ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız" (Ankebut, 29/29) ayeti hakkında şunları söylemiştir: "Onlar gelip geçen (insanlara) taş atarlar ve onlarla alay ederlerdi." Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hasen bir hadis olup onu Hâtim b. Ebu Sağîra'nın Simâk'tan rivayeti ile bilmekteyiz. Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Süleym b. Ahdar, ona da Hâtim b. Ebu Sağîrâ bu isnad ile hadisin bir benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
19122 T003190 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 29

Bize Muhammed b. Beşşar (el-Abdî), ona Yahya b. Said (el-Kattan), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî) ve Süleyman (b. Mihran) el-A'meş, ona İbrahim (en-Nehaî), ona da Abîde (b. Amr el-A'ver)'in naklettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: Bir Yahudi Hz. Peygamber'e (sav) gelerek "Ey Muhammed! Allah gökleri bir parmağıyla, yeryüzünü bir parmağıyla, dağları bir parmağıyla, diğer tüm yaratıkları da bir parmağıyla tutuyor ve 'mülkün sahibi benim!' diyor, (öyle mi?)” diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) azı dişleri görününceye kadar güldü ve "Onlar Allah'ı gereği gibi takdir edip tanımadılar" mealindeki ayeti okudu. (ez-Zümer 39/67). Tirmizî dedi ki: Bu hadis, hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19209 T003238 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 39

Bize Harun b. İshak el-Hemdânî, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Abdullah b. Zem'a şöyle rivayet etmiştir: Nebî'yi (sav), bir gün (Semud kavminin) deve(sinden) ve onu boğazlayan(dan) bahsederken dinledim. Hz. Peygamber (sav), "Hani onların en azgınları ileri atılıverdi" (Şems, 91/12) ayetini okuyup "kavmi içinde kaba, önde gelen ve Ebu Zem'a gibi kuvvetli bir adam atılıverdi" buyurdu. Sonra kadınlardan şöyle bahsetti: "Ne zamana kadar köle döver gibi karılarınızı döveceksiniz, üstelik bazen de akşam olunca onlarla yatıyorsunuz?" buyurdu. Daha sonra (cemaate) yellenmekten dolayı gülmemek gerektiği hususunda vaazda bulunup "Kendiniz de aynısını yaptığınız bir şeye ne diye gülüp duruyorsunuz?" buyurdu. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.


    Öneri Formu
20007 T003343 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 91


    Öneri Formu
16878 T002958 Tirmizi, Tefsîru'l-Kur'ân, 2


    Öneri Formu
19045 T003154 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 18