Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Üsame ona İdris b. Yezid ona Talha b. Musarrif ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın (ra), Allah'ın "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayeti hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasulullah'ın (sav) ensarla muhacirler arasında kurmuş olduğu kardeşlikten (muâhât) dolayı (muhacirler) ensara (bir ensarın) akrabası olmaksızın mirasçı kılınırlardı. Daha sonra: "Ana-babanın ve diğer yakın akrabanın geride bıraktığı her şey için biz mirasçılar belirledik" Nisâ, 4/33 ayeti nazil olunca bu ayet "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin"'i nesh etti. "Kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayetinde yer alan paydan kasıt; sözleşme yapılana yardım, samimiyet, destek ve vasiyet etmek olup (neshten sonra bu gibi kimseler için bunlar baki kalmıştır). Böylece muhacirlerin ensara varis olma uygulaması ortadan kalktı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17744, D002922
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنِى إِدْرِيسُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ مُصَرِّفٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ "(وَالَّذِينَ عَاقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ فَآتُوهُمْ نَصِيبَهُمْ)" قَالَ كَانَ الْمُهَاجِرُونَ حِينَ قَدِمُوا الْمَدِينَةَ تُوَرِّثُ الأَنْصَارَ دُونَ ذَوِى رَحِمِهِ لِلأُخُوَّةِ الَّتِى آخَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَهُمْ فَلَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(وَلِكُلٍّ جَعَلْنَا مَوَالِىَ مِمَّا تَرَكَ)" قَالَ نَسَخَتْهَا "(وَالَّذِينَ عَاقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ فَآتُوهُمْ نَصِيبَهُمْ)" مِنَ النُّصْرَةِ وَالنَّصِيحَةِ وَالرِّفَادَةِ وَيُوصِى لَهُ وَقَدْ ذَهَبَ الْمِيرَاثُ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Üsame ona İdris b. Yezid ona Talha b. Musarrif ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın (ra), Allah'ın "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayeti hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasulullah'ın (sav) ensarla muhacirler arasında kurmuş olduğu kardeşlikten (muâhât) dolayı (muhacirler) ensara (bir ensarın) akrabası olmaksızın mirasçı kılınırlardı. Daha sonra: "Ana-babanın ve diğer yakın akrabanın geride bıraktığı her şey için biz mirasçılar belirledik" Nisâ, 4/33 ayeti nazil olunca bu ayet "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin"'i nesh etti. "Kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayetinde yer alan paydan kasıt; sözleşme yapılana yardım, samimiyet, destek ve vasiyet etmek olup (neshten sonra bu gibi kimseler için bunlar baki kalmıştır). Böylece muhacirlerin ensara varis olma uygulaması ortadan kalktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 16, /679
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. Ebu Abdullah İdris b. Yezid el-Evdî (İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Kardeşlik, muhacir ve ensar arasında
Nesh
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعُ بْنُ الْجَرَّاحِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْوَلاَءُ لِمَنْ أَعْطَى الثَّمَنَ وَوَلِىَ النِّعْمَةَ."
Açıklama: Şayet o köle vefat ettiğinde kendisine varis olacak bir yakını yoksa, kendisini azat eden kimseyle arasındaki velâdan dolayı onu azat eden o köleye mirasçı olur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17728, D002916
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعُ بْنُ الْجَرَّاحِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْوَلاَءُ لِمَنْ أَعْطَى الثَّمَنَ وَوَلِىَ النِّعْمَةَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki' b. Cerrah, ona Süfyan es-Sevrî, ona Mansur, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe (r.anha) Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Velâ (köleyi hürriyetine kavuşturmak için gereken) fiyatı veren ve (hürriyete kavuşturmak) nimet (in)e sahip olan kimseye aittir."
Açıklama:
Şayet o köle vefat ettiğinde kendisine varis olacak bir yakını yoksa, kendisini azat eden kimseyle arasındaki velâdan dolayı onu azat eden o köleye mirasçı olur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 12, /678
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölenin velayeti
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبَانُ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنِى أَبُو حَسَّانَ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ يَزِيدَ
"أَنَّ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ وَرَّثَ أُخْتًا وَابْنَةً فَجَعَلَ لِكُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا النِّصْفَ وَهُوَ بِالْيَمَنِ وَنَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ حَىٌّ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17688, D002893
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبَانُ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنِى أَبُو حَسَّانَ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ يَزِيدَ
"أَنَّ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ وَرَّثَ أُخْتًا وَابْنَةً فَجَعَلَ لِكُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا النِّصْفَ وَهُوَ بِالْيَمَنِ وَنَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ حَىٌّ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân (b. Yezid), ona Katade (b. Diame), ona Ebu Hassan (Müslim b. Abdullah), ona Esved b. Yezid şöyle haber vermiştir:
"Muaz b. Cebel, Yemen'deyken ve Hz. Peygamber (sav) de henüz hayattayken bir kız bir de kız kardeş bırakan kişinin mirasının, yarısının kızına yarısının da kız kardeşine verilmesine hükmetmiş."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 4, /674
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17698, D002899
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ بُدَيْلٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ رَاشِدِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِى عَامِرٍ الْهَوْزَنِىِّ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ لُحَىٍّ عَنِ الْمِقْدَامِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ تَرَكَ كَلاًّ فَإِلَىَّ." وَرُبَّمَا قَالَ
"إِلَى اللَّهِ وَإِلَى رَسُولِهِ. وَمَنْ تَرَكَ مَالاً فَلِوَرَثَتِهِ وَأَنَا وَارِثُ مَنْ لاَ وَارِثَ لَهُ أَعْقِلُ لَهُ وَأَرِثُهُ وَالْخَالُ وَارِثُ مَنْ لاَ وَارِثَ لَهُ يَعْقِلُ عَنْهُ وَيَرِثُهُ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be (b. Haccâc el-Atekî), ona Büdeyl (b. Meysere el-Ukaylî), ona Ali b. Ebu Talha, ona Raşid b. Sa'd, ona Ebu Âmir el-Hevzenî Abdullah b. Luhay, ona da Mikdam'ın (b. Ma'dikerib el-Kindî) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim vefatının ardından geriye (borç ya da çoluk çocuk gibi) bir yük bırakırsa onun sorumluluğu bana aittir." Şöyle de demiş olabilir:
"Allah'a ve O'nun Rasulü'ne aittir. Kim de geriye bir mal bırakırsa o mal, onun mirasçılarına aittir. Ben, mirasçısı olmayanın mirasçısıyım (Gerektiğinde) onun diyetini öder, kendisine mirasçı olurum. Dayı, mirasçısı olmayanın mirasçısıdır. (Gerektiğinde) onun diyetini öder, kendisine mirasçı olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 8, /675
Senetler:
1. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
2. Abdullah b. Luhay el-Hevzeni (Abdullah b. Amir b. Luhay)
3. Râşid b. Sa'd el-Makraî (Râşid b. Sa'd)
4. Ali b. Ebu Talha el-Haşimî (Ali b. Salim b. Muharik)
5. Büdeyl b. Meysere el-Ukaylî (Büdeyl b. Meysere)
6. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
7. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber'in ölenin borcunu üstlenmesi
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17701, D002900
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ - فِى آخَرِينَ - قَالُوا حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ بُدَيْلٍ - يَعْنِى ابْنَ مَيْسَرَةَ - عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ رَاشِدِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِى عَامِرٍ الْهَوْزَنِىِّ عَنِ الْمِقْدَامِ الْكِنْدِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَنَا أَوْلَى بِكُلِّ مُؤْمِنٍ مِنْ نَفْسِهِ فَمَنْ تَرَكَ دَيْنًا أَوْ ضَيْعَةً فَإِلَىَّ وَمَنْ تَرَكَ مَالاً فَلِوَرَثَتِهِ وَأَنَا مَوْلَى مَنْ لاَ مَوْلَى لَهُ أَرِثُ مَالَهُ وَأَفُكُّ عَانَهُ وَالْخَالُ مَوْلَى مَنْ لاَ مَوْلَى لَهُ يَرِثُ مَالَهُ وَيَفُكُّ عَانَهُ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ يَقُولُ الضَّيْعَةُ مَعْنَاهُ عِيَالٌ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ الزُّبَيْدِىُّ عَنْ رَاشِدِ بْنِ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ عَائِذٍ عَنِ الْمِقْدَامِ وَرَوَاهُ مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنْ رَاشِدٍ قَالَ سَمِعْتُ الْمِقْدَامَ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb (el-Vâşihî), ona Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Büdeyl b. Meysere (el-Ukaylî), ona Ali b. Ebu Talha (el-Haşimî), ona Râşid b. Sa'd, ona Ebu Amir el-Hevzeni, ona da Mikdam el-Kindî'nin (b. Ma'dikerib) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben, her mü'mine kendi canından daha yakınım. Binaenaleyh kim bir borç ya da çoluk çocuk bırakırsa onların sorumluluğu bana aittir. Kim de bir mal bırakırsa o mal, onun mirasçılarına aittir. Ben, mirasçısı olmayanın mirasçısıyım. (Şartlar oluştuğunda) onun diyetini öderim. Dayı da mirasçısı olmayan kişinin mirasçısıdır. Onun mirasına varis olur ve (şartlar oluştuğunda) onun diyetini öder."
[Ebû Davud şöyle dedi: (Hadiste geçen) الضَّيْعَة ifadesi, çoluk çocuk anlamındadır.]
[Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Zübeydî'ye Raşid b. Sa'd, ona İbn Âiz, ona da Mikdam (el-Kindî); ayrıca Muaviye b. Salih, ona da Raşid (b. Sa'd) rivayet etmiş ve Mikdam'dan (el-Kindî) duydum demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 8, /675
Senetler:
1. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
2. Abdullah b. Luhay el-Hevzeni (Abdullah b. Amir b. Luhay)
3. Râşid b. Sa'd el-Makraî (Râşid b. Sa'd)
4. Ali b. Ebu Talha el-Haşimî (Ali b. Salim b. Muharik)
5. Büdeyl b. Meysere el-Ukaylî (Büdeyl b. Meysere)
6. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
7. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber'in ölenin borcunu üstlenmesi
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Hz. Peygamber, mirası
Yargı, diyet
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ رضى الله عنهما قَالَ
"نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْوَلاَءِ وَعَنْ هِبَتِهِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17739, D002919
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ رضى الله عنهما قَالَ
"نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْوَلاَءِ وَعَنْ هِبَتِهِ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona da Abdullah b. Dinar, İbn Ömer'in (ra) şöyle dediğini nakletmiştir:
"Rasulullah (sav), (nesep gibi olduğu için) velâ (hakkı)nın (Arapların daha önce kendi aralarında yaptıkları gibi) satılmasını ve hibe edilmesini yasakladı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 14, /679
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Ticaret, Vela, hakkını satmak veya hibe etmenin yasak olması
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17743, D002921
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ ثَابِتٍ حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِىِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رضى الله عنهما قَالَ "(وَالَّذِينَ عَاقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ فَآتُوهُمْ نَصِيبَهُمْ)" كَانَ الرَّجُلُ يُحَالِفُ الرَّجُلَ لَيْسَ بَيْنَهُمَا نَسَبٌ فَيَرِثُ أَحَدُهُمَا الآخَرَ فَنَسَخَ ذَلِكَ الأَنْفَالُ فَقَالَ تَعَالَى "(وَأُولُو الأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ)."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Sabit, ona Ali b. Hüseyin, ona babası, ona Yezid en-Nahvi, ona İkrime ona da İbn Abbas rivayet ederek dedi:
"Kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin." Nisâ, 4/33, âyet-i kerimesi inince Müslümanlardan) Aralarında kan bağı bulunmayan bir adam başka bir adamla, antlaşma yaparak muvâlât sözleşmesinden doğan hükmi akrabalık bağı yoluyla biri diğerine varis oluyordu. Sonra Enfâl suresindeki ayet bu hükmü bunu iptal (nesh) etti. Allah (cc) şöyle buyurdu: "Akraba olan Müslümanlar, Allah'ın kitabına göre birbirlerine daha yakındırlar." Enfâl, 8/75
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 16, /679
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Hasan Yezid b. Ebu Said en-Nahvi (Yezid b. Abdullah)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ali b. Hüseyin el-Kuraşî (Ali b. Hüseyin b. Vakıd)
6. Ebu Hasan Ahmed b. Şebbuye el-Huzaî (Ahmed b. Muhammed b. Sabit)
Konular:
Nesh
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17746, D002924
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِىِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ "(وَالَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا)" وَالَّذِينَ آمَنُوا وَلَمْ يُهَاجِرُوا فَكَانَ الأَعْرَابِىُّ لاَ يَرِثُ الْمُهَاجِرَ وَلاَ يَرِثُهُ الْمُهَاجِرُ فَنَسَخَتْهَا فَقَالَ "(وَأُولُو الأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ)."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Ali b. Hüseyin ona babası (Hüseyin b. Vâkid) ona Yezid en-Nahvî ona da İkrime, İbn Abbas'tan (r.anhüma) şöyle nakletmiştir:
"İman edip hicret edenler" Enfâl, 8/72 ayetindeki hicret kaydı sebebiyle Mekke fethedilip hicret sona erinceye kadar) hicret etmemiş müslüman bir Arap (akrabası olan) bir muhacire vâris olamadığı gibi bir muhacir de ona mirasçı olamazdı. "Akraba olan müslümanlar, Allah'ın kitabına göre birbirlerine daha yakındırlar" Enfâl, 8/75 ayeti bunu nesh etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 16, /680
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Hasan Yezid b. Ebu Said en-Nahvi (Yezid b. Abdullah)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ali b. Hüseyin el-Kuraşî (Ali b. Hüseyin b. Vakıd)
6. Ebu Hasan Ahmed b. Şebbuye el-Huzaî (Ahmed b. Muhammed b. Sabit)
Konular:
Nesh
Yargı, miras Hukuku
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ قَالَ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقُولُ
"الدِّيَةُ لِلْعَاقِلَةِ وَلاَ تَرِثُ الْمَرْأَةُ مِنْ دِيَةِ زَوْجِهَا شَيْئًا حَتَّى قَالَ لَهُ الضَّحَّاكُ بْنُ سُفْيَانَ كَتَبَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أُوَرِّثَ امْرَأَةَ أَشْيَمَ الضِّبَابِىِّ مِنْ دِيَةِ زَوْجِهَا. فَرَجَعَ عُمَرُ."
[قَالَ أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ بِهَذَا الْحَدِيثِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَقَالَ فِيهِ وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم اسْتَعْمَلَهُ عَلَى الأَعْرَابِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17749, D002927
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ قَالَ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقُولُ
"الدِّيَةُ لِلْعَاقِلَةِ وَلاَ تَرِثُ الْمَرْأَةُ مِنْ دِيَةِ زَوْجِهَا شَيْئًا حَتَّى قَالَ لَهُ الضَّحَّاكُ بْنُ سُفْيَانَ كَتَبَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أُوَرِّثَ امْرَأَةَ أَشْيَمَ الضِّبَابِىِّ مِنْ دِيَةِ زَوْجِهَا. فَرَجَعَ عُمَرُ."
[قَالَ أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ بِهَذَا الْحَدِيثِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَقَالَ فِيهِ وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم اسْتَعْمَلَهُ عَلَى الأَعْرَابِ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona da (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, Said'in (b. Müseyyeb) şöyle dediğini rivayet etti:
"Ömer b. Hattab (ra) şöyle derdi: Diyet akilenindir, kadın kocasının diyetine mirasçı olamaz. Nihayet kendisine Dahhak b. Süfyan: Rasulullah (sav) bana, Eşyem ed-Dibâbî'nin hanımına kocasının diyetine mirasçı kılmam için bana mektup yazdı söylediğinde. Hz. Ömer bu görüşünden döndü."
[(Bize) Ahmed b. Salih, ona- bu hadisi- Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid), ona da (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, Said'in (b. Müseyyeb) şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) onu (Dahhak b. Süfyan'ı) Araplara zekât tahsildarı olarak görevlendirmişti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 18, /681
Senetler:
1. Dahhak b. Süfyan (Dahhak b. Süfyan b. Avf b. Ka'b b. Ebu Bekir)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Yargı, diyet
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17745, D002923
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَعَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ يَحْيَى الْمَعْنَى - قَالَ أَحْمَدُ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ قَالَ كُنْتُ أَقْرَأُ عَلَى أُمِّ سَعْدٍ بِنْتِ الرَّبِيعِ وَكَانَتْ يَتِيمَةً فِى حِجْرِ أَبِى بَكْرٍ فَقَرَأْتُ "(وَالَّذِينَ عَاقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ)" فَقَالَتْ لاَ تَقْرَأْ "(وَالَّذِينَ عَاقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ)" وَلَكِنْ "(وَالَّذِينَ عَقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ)" إِنَّمَا نَزَلَتْ فِى أَبِى بَكْرٍ وَابْنِهِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حِينَ أَبَى الإِسْلاَمَ فَحَلَفَ أَبُو بَكْرٍ أَلاَّ يُوَرِّثَهُ فَلَمَّا أَسْلَمَ أَمَرَ اللَّهُ تَعَالَى نَبِيَّهُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ أَنْ يُؤْتِيَهُ نَصِيبَهُ.
[زَادَ عَبْدُ الْعَزِيزِ فَمَا أَسْلَمَ حَتَّى حُمِلَ عَلَى الإِسْلاَمِ بِالسَّيْفِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ مَنْ قَالَ "(عَقَدَتْ)" جَعَلَهُ حِلْفًا وَمَنْ قَالَ "(عَاقَدَتْ)" جَعَلَهُ حَالِفًا وَالصَّوَابُ حَدِيثُ طَلْحَةَ "(عَاقَدَتْ)."]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel ve Abdülaziz b. Yahya, o ikisine Muhammed b. Seleme ona da İbn İshak, Davud el-Husayn'ın şöyle dediğini nakletmiştir:
Ben Ümmü Sa'd bt. Rabî'a'ya (Kur'an) okuyordum. O, Ebu Bekir'in (ra) himayesinde yetim bir kız idi. (Ben kendisine) "Kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin." Nisâ, 4/33 ayetini okuyunca (bu ayeti) "Vellezîne âkadet eymânüküm" okuma "ellezîne âkadet eymânüküm" (şeklinde oku). Çünkü bu ayet Ebu Bekir'le İslam'ı kabul etmeyen oğlu Abdurrahman hakkında inmişti. (Oğlunun müslümanlığı reddettiğini gören) Ebu Bekir de onu varis kılmayacağına yemin etmişti. (Abdurrahman) müslüman olunca Allah Teâlâ, onun payını vermesini Peygamber'ine (as) emretti.
[(Ravi) Abdülaziz (bu rivayete şunu da) ilave etti: (Abdurrahman, fetihlerle İslam galip gelip de) kılıçla İslam'a zorlanıncaya kadar müslüman olmadı (geç müslüman oldu).]
[Ebû Davud dedi ki: (Bu ayeti) "akadet" (şeklinde) okuyan bir kimse bu akdi (tek taraflı) bir yemin kılmış olur. "Âkadet" (şeklinde) okuyan da bu akdi karşılıklı yemin kılmış olur. Doğrusu, Talha'nın rivayetindeki "âkadet" (kıraati)dir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Ferâiz 16, /680
Senetler:
1. Ümmü Sa'd bt. Sa'd (Cemile bt. Sa'd b. Rebî' b. Amr b. Ebu Züheyr)
2. Ebu Süleyman Davud b. Husayn el-Kuraşi (Davud b. Husayn)
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
5. Ebu Asbağ Abdulaziz b. Yahya el-Bekkâi (Abdulaziz b. Yahya b. Yusuf)
Konular:
Yargı, miras Hukuku
Yetim,