Öneri Formu
Hadis Id, No:
18561, T003088
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ عَبْدِ الصَّمَدِ بْنِ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ أَبِيهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْحَارِثِ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ : سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ يَوْمِ الْحَجِّ الأَكْبَرِ فَقَالَ « يَوْمُ النَّحْرِ » .
Tercemesi:
Bize Abdülvâris b. Abdussamed b. Abdülvâris, ona babası, ona babasının babası, ona Muhammed b. İshak, ona Ebu İshak, ona el-Hâris, Ali’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Rasulullah’a (sav) haccı Ekber günü hangi gündür? diye sordum. O: “Nahr (kurban bayramı birinci) günüdür” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/274
Senetler:
()
Konular:
Hac, Hacc-ı ekber
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18219, T002998
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَزِيدَ قَالَ :سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ عَبَّادِ بْنِ جَعْفَرٍ الْمَخْزُومِىَّ يُحَدِّثُ عَنِ ابَنِ عُمَرَ قَالَ :قَامَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَنِ الْحَاجُّ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ: « الشَّعِثُ التَّفِلُ » . فَقَامَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ :أَىُّ الْحَجِّ أَفْضَلُ؟ قَالَ: « الْعَجُّ وَالثَّجُّ » . فَقَامَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ :مَا السَّبِيلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ: « الزَّادُ وَالرَّاحِلَةُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عُمَرَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ يَزِيدَ الْخُوزِىِّ الْمَكِّىِّ . وَقَدْ تَكَلَّمَ بَعْضُ أَهْلِ الْحَدِيثِ فِى إِبْرَاهِيمَ بْنِ يَزِيدَ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona İbrahim b. Yezid’in şöyle dediğini rivayet etti: Ben Muhammed b. Abbâd b. Cafer b. el-Mahzûmî’yi, İbn Ömer şöyle dedi, diye naklederken dinledim: Bir adam ayağa kalkarak Nebi’ye (sav): Hacı kime denir, ey Allah’ın Rasulü, diye sordu. Rasulullah (sav): “Saçı sakalı birbirine karışmış gösterişten uzak kimsedir” buyurdu. Bir başka adam ayağa kalkarak: Hangi hac daha faziletlidir? dedi. Rasulullah (sav): “Yüksek sesle bol bol telbiye getirmek ve kurbanlıkları keserek kanları akıtmaktır” buyurdu. Bir başka adam daha ayağa kalkarak: Yol bulabilmek nedir, ey Allah’ın Rasulü, dedi. Rasulullah (sav): “Azık ve binektir” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu İbn Ömer’in rivayet ettiği bir hadis olarak, ancak İbrahim b. Yezid el-Hûzî el-Mekkî’nin rivayet ettiği olarak bildiğimiz bir hadistir. Kimi hadis âlimleri ise İbrahim b. Yezid hakkında hıfzı (hafızası ve belleyiciliği) bakımından bazı tenkitlerde bulunmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 3, 5/225
Senetler:
()
Konular:
Hac, farziyyeti
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, Umre, toplum ve birey açısından önemi
Niyet, Hac ve umreye niyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18532, T003070
Hadis:
حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ عَنْ دَاوُدَ الأَوْدِىِّ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ: مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَنْظُرَ إِلَى الصَّحِيفَةِ الَّتِى عَلَيْهَا خَاتَمُ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم فَلْيَقْرَأْ هَذِهِ الآيَاتِ ( قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ ) الآيَةَ إِلَى قَوْلِهِ ( لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Fadl b. Sabbah el-Bağdadî, ona Muhammed b. Fudayl (ed-Dabbî), ona Davud (b. Yezid) el-Evdî, ona (Amir)eş-Şa’bî, ona da Alkame (b. Kays en-Nehaî), Abdullah (b. Mesud)’un şöyle dediğini nakletti: Kim üzerinde Muhammmed’in (sav) mührü bulunan sahifeye bakmaktan hoşlanırsa şu ayeti okusun:
“De ki: Gelin, rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; biz, sizin de onların da rızkını veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. İşte bunları Allah size emretti; umulur ki düşünüp anlarsınız. Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti. Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti.” (En’âm, 6/151, 152, 153.)
Tirmizî: Bu hadis, hasen-garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 6, 5/264
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Davud b. Yezid el-Evdi (Davud b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
6. Ebu Abbas Fadl b. Sabbah Simsar (Fadl b. Sabbah)
Konular:
Amel, Allah'ın razı olmayacağı ameller
Doğru Yol, sırat-ı müstakim üzere yaşamak
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Olumsuz Davranışlar, Yasaklanan Bazı Hususlar
Salih Amel, Allah'ın razı olacağı ameller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18575, T003092
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدِ بْنِ يُثَيْعٍ قَالَ: سَأَلْنَا عَلِيًّا بِأَىِّ شَىْءٍ بُعِثْتَ فِى الْحَجَّةِ؟ قَالَ: بُعِثْتُ بِأَرْبَعٍ أَنْ لاَ يَطُوفَ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ وَمَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَهْدٌ فَهُوَ إِلَى مُدَّتِهِ وَمَنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ عَهْدٌ فَأَجَلُهُ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَلاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ نَفْسٌ مُؤْمِنَةٌ وَلاَ يَجْتَمِعُ الْمُشْرِكُونَ وَالْمُسْلِمُونَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَهُوَ حَدِيثُ سُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ وَرَوَاهُ الثَّوْرِىُّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِهِ عَنْ عَلِىٍّ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدِ بْنِ يُثَيْعٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أُثَيْعٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَقَدْ رُوِىَ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ كِلْتَا الرِّوَايَتَيْنِ يُقَالُ عَنْهُ عَنِ ابْنِ أُثَيْعٍ وَعَنِ ابْنِ يُثَيْعٍ وَالصَّحِيحُ هُوَ زَيْدُ بْنُ أُثَيْعٍ. وَقَدْ رَوَى شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدٍ غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ فَوَهِمَ فِيهِ وَقَالَ زَيْدُ بْنُ أُثَيْلٍ وَلاَ يُتَابَعُ عَلَيْهِ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona Zeyd b. Yusey’in şöyle dediğini rivayet etti: (Hazreti Ebu Bekir’in hac emirliğini yaptığı) o hac edişte, Ali’ye: Hangi hususları duyurmak üzere gönderildin diye sorduk. O dedi ki: Dört hususu ilan etmek üzere gönderildim: Beyt’i çıplak hiçbir kimse tavaf edemeyecektir. Kendisi ile Nebi (sav) arasında bir antlaşma bulunan bir kimsenin, bu antlaşması, süresinin sonuna kadar devam edecektir. Herhangi bir antlaşması bulunmayanlara ise dört aylık bir süre verilmiştir. Cennete mümin bir candan başkası giremeyecektir. Bu yıldan sonra (hac için) müşriklerle müslümanlar bir arada bulunmayacaklardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen bir hadis olup, Süfyan b. Uyeyne’ye Ebu İshak’ın rivayet ettiği bir hadistir. Aynı zamanda bunu es-Sevrî’ye, Ebu İshak, ona arkadaşlarından biri, Ali’den diye rivayet etmiştir.
Bu hususta Ebu Hureyre’den de gelmiş bir rivayet bulunmaktadır.
Bize Nasr b. Ali ve daha başkaları da rivayetle dediler ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu İshak, ona Zeyd b. Yusey‘, Ali’den hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir. Bize Ali b. Haşrem, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu İshak, ona Zeyd b. Yusey‘, Ali’den hadisi buna yakın olarak da rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: İbn Uyeyne’den her iki rivayet de nakledilmiştir. Onun adının İbn Usey‘ olduğu söylendiği gibi İbn Yusey‘ olduğu da söylenmiştir. Doğrusu ise adının Zeyd b. Usey‘ olduğudur.
Ayrıca Şu‘be’ye Ebu İshak, ona Zeyd bu hadisten başka bir hadis de rivayet edilmiştir. Bu hadisin rivayetinde o yanılarak: Zeyd b. Useyl demiş olup, bu isimde ona mütâbaat eden (ona uygun ismi onun gibi rivayet eden) olmamıştır.
Bu hususta Ebu Hureyre’den de gelmiş rivayet vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/276
Senetler:
()
Konular:
Hac, esnasında uyulacak kurallar
Hac, farziyyeti
Hac, müşrikler haccedemezler
Hac, yapamayacak kimseler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18078, T002966
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَكِيمٍ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ قَالَ: سَأَلْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ عَنِ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَالَ: كَانَا مِنْ شَعَائِرِ الْجَاهِلِيَّةِ. فَلَمَّا كَانَ الإِسْلاَمُ أَمْسَكْنَا عَنْهُمَا فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا ) قَالَ هُمَا تَطَوُّعٌ ( وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَإِنَّ اللَّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Yezid b. Ebu Hakîm, ona Süfyan, ona Âsım el-Ahvel’in şöyle dediğini rivayet etti: Enes b. Mâlik’e, Safa ve Merve’ye dair soru sordum. O: Safa ve Merve cahiliye dönemi şiârlarından idi. İslam gelince biz de onlardan uzak durduk. Bunun üzerine yüce Allah: “Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın şiârlarındandır. Artık kim Beyt’i hac eder yahut umre yaparsa onlar arasında tavaf (sa’y) yapmasında ona bir vebal yoktur” (Bakara, 2/158) ayetini indirdi. (Enes): Bu sebeple onlar (arasında sa’y yapmak) bir tatavu’dur. “Kim gönül isteği ile tatavu‘ (nafile) bir hayır işlerse gerçekten Allah şükredenlerin ecrini verendir, her şeyi hakkıyla bilendir” (Bakara, 2/158).
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/209
Senetler:
()
Konular:
Hac, Sa'y etmek
Hac, Safa ve Merve
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19208, T003237
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ وَسُلَيْمَانُ ابنُ حَرْبٍ وَحَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ قَالُوا: حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ قَالَتْ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَأُ ( يَا عِبَادِىَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا ) وَلاَ يُبَالِى . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ثَابِتٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ . قَالَ: وَشَهْرُ بْنُ حَوْشَبٍ يَرْوِى عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ الأَنْصَارِيَّةِ وَأُمُّ سَلَمَةَ الأَنْصَارِيَّةُ هِىَ أَسْمَاءُ بِنْتُ يَزِيدَ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Habbân b. Hilâl, Süleyman b. Harb ve Haccac b. Minhâl, onlara Hammâd b. Seleme, ona Sabit, ona Şehr b. Havşeb, ona da Yezid kızı Esma’nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah’ı (sav): “De ki: Ey nefisleri aleyhine ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları mağfiret eder” (ez-Zümer, 39/3) buyruğunu okurken dinledim. (Sonra da): “Ve o (buna) aldırmaz” (buyurdu).
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garib bir hadistir. Biz bunu ancak Sâbit’in Şehr b. Havşeb’in kendisine rivayeti yoluyla bilmekteyiz. (Tirmizi) dedi ki: Şehr b. Havşeb ise Ümm Seleme el-Ensâriyye’den de hadis rivayet eder. Ümm Seleme el-Ensâriyye ise Yezid kızı Esma’nın kendisidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 39, 5/380
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, rahmetinden umut kesilmez
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18104, T002973
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا مُغِيرَةُ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ: قَالَ كَعْبُ بْنُ عُجْرَةَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَفِىَّ نزلَتْ هَذِهِ الآيَةُ وَإِيَّاىَ عنى بِهَا ( فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ ) قَالَ: كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحُدَيْبِيَةِ وَنَحْنُ مُحْرِمُونَ وَقَدْ حَصَرَنَا الْمُشْرِكُونَ وَكَانَتْ لِى وَفْرَةٌ فَجَعَلَتِ الْهَوَامُّ تَسَاقَطُ عَلَى وَجْهِى فَمَرَّ بِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « كَأَنَّ هَوَامَّ رَأْسِكَ تُؤْذِيكَ » . قَالَ: قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فَاحْلِقْ » . وَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ . قَالَ مُجَاهِدٌ: الصِّيَامُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ وَالطَّعَامُ سِتَّةُ مَسَاكِينَ وَالنُّسُكُ شَاةٌ فَصَاعِدًا . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ سَوَّارٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَقَدْ رَوَاهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الأَصْبَهَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Muğire, ona Mücâhid’in şöyle dediğini rivayet etti: Ka‘b b. Ucre dedi ki: Nefsim elinde olana yemin ederim ki, şu: “Artık aranızdan her kim hasta olur yahut başında bir eziyet bulunursa ona oruç, sadaka yahut kurbandan biri ile fidye düşer” (Bakara, 2/196) ayet-i kerimesi benim hakkımda nâzil olmuş ve onunla kast edilen benim, dedi. (Ka‘b) devamla dedi ki: Nebi (sav) ile birlikte Hudeybiye’de idik ve ihrama girmiştik. Müşrikler de bizi alıkoymuşlardı. Benim de saçlarım kulak memelerime kadar varıyordu. Bu sefer haşerat yüzüme dökülmeye başladı. Nebi (sav) yanımdan geçti ve: “Başındaki bu haşerat sanki seni rahatsız ediyor gibi” buyurdu. Ben: Evet deyince, Rasulullah (sav): “O halde tıraş ol” buyurdu ve bu ayet-i kerime nâzil oldu.
Mücâhid dedi ki: Oruç üç gündür, yemek kefareti altı yoksula yemek yedirmektir, kurban ise bir koyun ve daha yukarısını kesmektir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Eş’as b. Sevvâr, ona eş-Şa‘bî, ona Abdullah b. Ma‘kil, ona daKa‘b b. Ucre, o, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Abdurahman b. el-Esbahânî, Abdullah b. Ma‘kil’den de rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/212
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Yapılan Hatalar
Hayvanlar, zararı
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18111, T002975
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثٌ ( فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ ) وَمَنْ أَدْرَكَ عَرَفَةَ قَبْلَ أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ » . قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ: قَالَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَهَذَا أَجْوَدُ حَدِيثٍ رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ وَلاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süfyan es-Sevrî, ona Bükeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir. Minâ’da kalınacak günler de üç gündür. Bununla birlikte “Kim acele edip iki günde ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim de geç kalırsa ona da bir vebal yoktur” (Bakara, 2/203). Tan yeri ağarmadan önce Arafat’a yetişebilen kimse de hacca yetişmiş demektir.
İbn Ebu Ömer dedi ki: Süfyan b. Uyeyne dedi ki: İşte bu, es-Sevrî’nin rivayet ettiği en güzel hadistir. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Şu‘be, Bükeyr b. Atâ’dan rivayet etmiş olup, biz bu hadisi ancak Bükeyr b. Atâ’nın rivayeti olarak bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/214
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafatın önemi
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ الْعَوَّامِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ عُتَيْبَةَ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ وَأَمَرَهُ أَنْ يُنَادِىَ بِهَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ ثُمَّ أَتْبَعَهُ عَلِيًّا فَبَيْنَا أَبُو بَكْرٍ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ إِذْ سَمِعَ رُغَاءَ نَاقَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقَصْوَاءَ فَخَرَجَ أَبُو بَكْرٍ فَزِعًا فَظَنَّ أَنَّهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَإِذَا هُوَ عَلِىٌّ فَدَفَعَ إِلَيْهِ كِتَابَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَمَرَ عَلِيًّا أَنْ يُنَادِىَ بِهَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ فَانْطَلَقَا فَحَجَّا فَقَامَ عَلِىٌّ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ فَنَادَى: ذِمَّةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ بَرِيئَةٌ مِنْ كُلِّ مُشْرِكٍ فَسِيحُوا فِى الأَرْضِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَلاَ يَحُجَّنَّ بَعْدَ الْعَامِ مُشْرِكٌ وَلاَ يَطُوفَنَّ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ وَلاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ مُؤْمِنٌ وَكَانَ عَلِىٌّ يُنَادِى فَإِذَا عَيِىَ قَامَ أَبُو بَكْرٍ فَنَادَى بِهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عَبَّاسٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18569, T003091
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ الْعَوَّامِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ عُتَيْبَةَ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ وَأَمَرَهُ أَنْ يُنَادِىَ بِهَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ ثُمَّ أَتْبَعَهُ عَلِيًّا فَبَيْنَا أَبُو بَكْرٍ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ إِذْ سَمِعَ رُغَاءَ نَاقَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقَصْوَاءَ فَخَرَجَ أَبُو بَكْرٍ فَزِعًا فَظَنَّ أَنَّهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَإِذَا هُوَ عَلِىٌّ فَدَفَعَ إِلَيْهِ كِتَابَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَمَرَ عَلِيًّا أَنْ يُنَادِىَ بِهَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ فَانْطَلَقَا فَحَجَّا فَقَامَ عَلِىٌّ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ فَنَادَى: ذِمَّةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ بَرِيئَةٌ مِنْ كُلِّ مُشْرِكٍ فَسِيحُوا فِى الأَرْضِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَلاَ يَحُجَّنَّ بَعْدَ الْعَامِ مُشْرِكٌ وَلاَ يَطُوفَنَّ بِالْبَيْتِ عُرْيَانٌ وَلاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ مُؤْمِنٌ وَكَانَ عَلِىٌّ يُنَادِى فَإِذَا عَيِىَ قَامَ أَبُو بَكْرٍ فَنَادَى بِهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عَبَّاسٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsmail, ona Saîd b. Süleyman, ona Abbâd b. el-Avvâm, ona Süfyan b. Hüseyn, ona el-Hakem b. Uteybe, ona Miksem, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nebi (sav), Ebu Bekir’i (hac emiri olarak) gönderdi ve ona şu sözleri yüksek sesle ilân etmesini emrettikten sonra arkasından Ali’yi de gönderdi. Ebu Bekir yolun bir yerinde iken, Rasulullah’ın (sav) devesi Kasvâ’nın böğürmesini işitince, Ebu Bekir dehşetli bir halde dışarı çıktı, gelenin Rasulullah (sav) olduğunu sanmıştı, gelenin Ali olduğunu gördü. Ali ona Rasulullah’ın (sav) mektubunu takdim etti. Ali’ye de şu sözleri yüksek sesle ilan etmesini emretmişti. Sonra her ikisi de yola koyulup haclarını yaptılar. Teşrik (bayram) günleri Ali ayağa kalkarak yüksek sesle: “Allah’ın ve Rasulü’nün zimmeti ve himayesi her bir müşrikten uzaktır. Yeryüzünde serbestçe dört ay boyunca dolaşın. Bu yıldan itibaren artık hiçbir müşrik hac etmeyecektir. Çıplak bir kimse Beyt’i tavaf edemeyecektir. Cennete de ancak mümin bir kimse girecektir” diye seslendi.
Ali bu sözleri yüksek sesle ilan ediyordu. Kendisi yorulduğu zaman da Ebu Bekir ayağa kalkar ve bunları o da yüksek sesle ilan ediyordu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, bu yoldan İbn Abbas’ın rivayet ettiği bir hadis olarak hasen garip bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/275
Senetler:
()
Konular:
Hac, esnasında uyulacak kurallar
Hac, hac emiri tayin etmek
Hac, müşrikler haccedemezler
Müslüman, kafirden farkı ve kafirle ilişkisi
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18578, T003094
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ لَمَّا نَزَلَتِ ( الَّذِينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ ) قَالَ : كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ فَقَالَ بَعْضُ أَصْحَابِهِ أُنْزِلَ فِى الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ مَا أُنْزِلَ . لَوْ عَلِمْنَا أَىُّ الْمَالِ خَيْرٌ فَنَتَّخِذَهُ؟ فَقَالَ « أَفْضَلُهُ لِسَانٌ ذَاكِرٌ وَقَلْبٌ شَاكِرٌ وَزَوْجَةٌ مُؤْمِنَةٌ تُعِينُهُ عَلَى إِيمَانِهِ » . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . سَأَلْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَقُلْتَ لَهُ سَالِمُ بْنُ أَبِى الْجَعْدِ سَمِعَ مِنْ ثَوْبَانَ ؟ فَقَالَ لاَ . فَقُلْتُ لَهُ : مِمَّنْ سَمِعَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم؟ قَالَ سَمِعَ مِنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ وَذَكَرَ غَيْرَ وَاحِدٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Mansur, ona Sâlim b. Ebu’l Ca’d, o, Sevban’ın şöyle dediğini rivayet etti: “Altın ve gümüşü yığıp biriktirenler…”(Tevbe, 9/34) ayeti nazil olunca, biz Nebi (sav) ile seferlerinden birisinde beraber idik. Ashabından birisi: Altın ve gümüş hakkında o bilinen buyruklar indirilmiş bulunuyor, keşke biz hangi malın daha hayırlı olduğunu bilsek de onu edinsek, dedi. Bunun üzerine (Rasulullah): “Onun en üstünü zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve imanı istikametinde kendisine yardımcı olacak mümine bir zevcedir” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, sahih bir hadistir. Ben Muhammed b. İsmail’e (Buhari’ye) sorarak: Sâlim b. Ebu’l-Ca’d, Sevban’dan hadis dinlemiş midir, dedim. O: Hayır dedi. Bunun üzerine ona: Peki, Nebi’nin (sav) ashabı arasından kimlerden dinlemiştir, dedim. O: Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâlik’ten (hadis) dinlemiştir, dedi ve Nebi’nin (sav) ashabından birden çok kimsenin adını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/277
Senetler:
()
Konular:
Amel, salih amel
HAMD VE ŞÜKÜR
İnfak, Allah yolunda
Kulluk, Allah'a karşı minnettarlık (Şükr)
Mal, mal - mülk hırsı
Zekat, vermeyenin hali