10631 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah İbn Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Ömer, çarşıda satılık kalın ipekli bir takım elbise gördü. Onu Hz. Peygamber'e (sav) getirdi ve “(Yâ Rasulallah!) Bu takım elbiseyi satın al da bayram günlerinde ve heyetlerin geldiği günlerde giyerek süslen” dedi. Hz. Peygamber (sav): “Bu, ancak ahiretten nasibi olmayan kimsenin giyeceği bir elbisedir.” Ya da “Bunu ancak âhiretten nasibi olmayan kimse giyer” buyurdu. Aradan Yüce Allah'ın dilediği kadar bir süre geçti. Sonra Hz. Peygamber Ömer’e ibrişimden dokunmuş ipek bir cübbe gönderdi. Ömer o cübbe ile dönüp, onu Hz. Peygamber'e (sav) getirdi ve “Yâ Rasûlallah! ‘Bu, ancak ahiretten nasibi olmayan kimsenin elbisesidir’ ya da ‘Bunu ancak ahiretten nasibi olmayan kimse giyer’ demiştin, sonra da onu bana yolladın” dedi. Hz. Peygamber (sav) cevaben: “Onu satarsın” veya “Bununla bazı ihtiyaçlarını görürsün” buyurdu.
Açıklama: Hz. Ömer bu elbiseyi anne bir kardeş müşrik kardeşine hediye etmiştir. Bedrüddin el-Aynî, Ebû Muhammed Mahmûd b. Ahmed, Umdetü'l-Kârî fî şerhi sahihi'l-Buhârî (Beyrut: D3aru İhyâi't-Türasi'l-Arabî, ts.), 14/300.
Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona İbn İdris, ona İsmail, ona Kays, ona Cerir (ra) şöyle demiştir: Müslüman olduğumdan beri Rasulullah (sav) ne zaman yanına girmek istersem izin vermiştir. Beni ne zaman görse mutlaka bana tebessüm etmiştir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa (ra), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Esirleri özgürlüklerine kavuşturun, açları doyurun, hastaları da ziyaret edin."
Açıklama: Burada cübbenin ayak izlerini silmesinden kasıt, sadakanın da sahibinin hatalarını silmesidir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muâviye b. Amr, ona Ebû İshak, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (sav.) Hendek mevkiine çıktığında Muhâcir ve Ensâr’ın sabah ayazında hendek kazdıklarını gördü. Onların bu işi yapacak köleleri yoktu. Ashâbındaki yorgunluk ve açlığı görünce Hz. Peygamber şu beyti terennüm etti: “Ey Allah’ım! Gerçek hayat, âhiret hayatıdır; Ensâr ve Muâcirlere mağfiret buyur!” Ashâb da şöyle karşılık verdiler: “Bizler, hayatta olduğumuz müddetçe cihâd etmek üzere Muhammed’e bîat ettik.”
Bize Muhammed, ona Vekî, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) Medine'ye geldiğinde bir deve veya sığır kesti." (Bize) Muâz, ona Şu'be, ona Muhârib, ona da Câbir b. Abdullah bu hadisi Hz. Nebî'den (sav) rivayet etti ve Muâz rivayetine şunu da ekledi: "Hz. Peygamber (sav) benden iki ukiyyeye ilaveten bir ya da iki dirhem karşılığında bir deve satın aldı, Sırâr (denilen yere) gelince, emretti, bir inek kesildi, insanlar ondan yediler. Medine'ye gelince de mescide gidip iki rekat namaz kılmamı emretti ve devenin değerini benim için tartarak verdi."