Giriş

Hz. Âişe der ki: Bayram günü siyahiler harbe ve kalkanlarla oyun oynuyorlardı. Ya ben Rasulullah’a (sav) söyledim yahut da o "seyretmek ister misin?" buyurdu. Ben “evet” deyince beni yanağım yanağı üzerinde olduğu halde arkasında durdurdu. Bu arada "Göreyim sizi Erfede oğulları" buyurdu. Nihayet ben usanınca "Bu kadarı sana yeter mi?" dedi. Ben “evet” dedim. "o halde gidebilirsin" buyurdu. Ahmed, İbn Vehb'den "felemmâ ğafele" şeklinde rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ahmed b. Ebu Musa arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280440 B002907-2 Buhari, Cihad, 81

Bize Ebu Velid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona da Enes b. Malik; (T) Bize Muhammed b. Sinan, ona Hemmâm, ona Katâde, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Abdurrahman b. Avf ile Abdullah b. Zübeyir Rasulullah'a (sav) bitten şikayet ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onların ipek gömlek giymelerine ruhsat verdi. Ben bir savaşta onların üzerinde ipek gömlek gördüm.


    Öneri Formu
280448 B002920-2 Buhari, Cihad, 91

Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez." Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cuhâde arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280431 B002887-3 Buhari, Cihad, 70

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Habeşliler, Peygamber'in (sav) huzurunda harbeleriyle oyun oynarken Ömer, içeri girip taş eline taş alıp onlara atıverdi. Hz. Peygamber (sav) "ey Ömer! Onları (rahat) bırak!" buyurdu. Bize Ali, ona Abdürrezzâk, ona da Mâmer, rivayetinde "mescitte (oynarken)" ilavesini yapmıştır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. el-Medînî arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280432 B002901-2 Buhari, Cihad, 79

-.......Aişe (R): Rasülullah (S), zırhı bir Yahudi'nin yanın­da otuz sâ' Ölçeği arpaya karşılık rehin edilmiş bulunduğu hâlde ve­fat etti, demiştir. Râvî Ya'Iâ, (er-Rehn Kitâbı'ndaki rivayette): Bize el-A'meş: "De­mirden yapılmış bir zırh" şeklinde tahdîs etti,demiştir. Muallâ ibn Esed de (el-İstikrâz Kitâbı'ndaki rivayette): Bize Abdulyâhid tahdîs edip şöyle dedi: Bize el-A'meş tahdîs edip: Rasûlullah o Yahudi'ye demirden bir zırhı rehin verdi, demiştir


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mualla b. Esed arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280447 B002916-3 Buhari, Cihad, 89

Bize Müsedded, ona Yahya; (T) bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Sa'd b. İbrahim, ona Abdullah b. Şeddâd, ona da Ali (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ben Hz. Peygamber'i (sav) Sa'd'a "at (okunu)! Anam babam sana feda olsun" derken işittim. Sa'd'dan sonra da hiç kimse için böyle dediğini duymadım.


    Öneri Formu
280433 B002905-2 Buhari, Cihad, 80

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Sinân b. Ebu Sinân ed-Düelî ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Cabir b. Abdullah Rasulullah (sav) ile beraber Necid tarafına gazâya gitti ve Rasulullah (sav) döndüğünde o da beraberinde döndü. Sefer sırasında dikenli ağaçların çokça bulunduğu bir vadide öğle uykusu vakti girdi. Hz. Peygamber (sav) konakladı, insanlar da ağaçlar altında gölgelenmek üzere dağıldılar. Nebî (sav), bir sakız ağacının altına yerleşti ve kılıcını da ağaca astı. Ardından uykuya daldık. Birazcık uyumuştuk ki birden Rasulullah'ın (sav), yanında bedevi bir müşrik olduğu halde bize seslendiğini duyduk. Şöyle buyurdu: "Ben uyurken bu adam kılıcımı alıp bana çekti. Uyandım baktım ki bu adam elinde kılıç ç bana 'Seni benden kim koruyacak?' dedi. Ben, üç kere 'Allah korur' dedim." (Râvî der ki:) O bedevi orada oturdu, Rasulullah (sav) onu cezalan­dırmadı


    Öneri Formu
280441 B002910-2 Buhari, Cihad, 84

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb; (T) bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, o ikisine İbn Şihâb ez-Zührî, ona Sinan b. Ebu Sinân ed-Düelî ve Ebu Seleme, onlara da Cabir b. Abdullah (r.anhuma), Hz. Peygamber ile birlikte gazaya gittiğini, dikenli büyük birçok ağacı bulunan vadide iken kaylûle (öğlen istirahati) vakti olduğunu haber verip şöyle devam etmiştir: Gün ortası istirahati verilince insanlar, ağaç­lar altında gölgelenmek üzere ağaçlık alana dağıldılar. Hz. Peygamber (sav) de bir ağaç altına konakladı, kılıcını ağaca astı, sonra uyudu. Uyandığında, bir de baktı ki yanında, geldiğini fark etmediği bir adam var. Hz. Peygamber şöyle anlattı: "Bu zât benim kılıcımı çekti ve “şimdi seni kim koruyacak?” dedi. Ben de “Allah” dedim. Bu cevabım üzerine kılıcı kınına koydu. İşte bu adam şu oturan bedevidir." Sonra Hz. Peygamber (sav) onu cezalandırmadı.


    Öneri Formu
280442 B002913-2 Buhari, Cihad, 87

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb; (T) bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, o ikisine İbn Şihâb ez-Zührî, ona Sinan b. Ebu Sinân ed-Düelî ve Ebu Seleme, onlara da Cabir b. Abdullah (r.anhuma), Hz. Peygamber ile birlikte gazaya gittiğini, dikenli büyük birçok ağacı bulunan vadide iken kaylûle (öğlen istirahati) vakti olduğunu haber verip şöyle devam etmiştir: Gün ortası istirahati verilince insanlar, ağaç­lar altında gölgelenmek üzere ağaçlık alana dağıldılar. Hz. Peygamber (sav) de bir ağaç altına konakladı, kılıcını ağaca astı, sonra uyudu. Uyandığında, bir de baktı ki yanında, geldiğini fark etmediği bir adam var. Hz. Peygamber şöyle anlattı: "Bu zât benim kılıcımı çekti ve “şimdi seni kim koruyacak?” dedi. Ben de “Allah” dedim. Bu cevabım üzerine kılıcı kınına koydu. İşte bu adam şu oturan bedevidir." Sonra Hz. Peygamber (sav) onu cezalandırmadı.


    Öneri Formu
280443 B002913-3 Buhari, Cihad, 87

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Ömer b. Ubeydullah’ın azatlısı Ebu’n-Nadr, ona Ebu Katâde el-Ensarî’nin azatlısı Nâfi, ona Ebu Katâde (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Katâde (ra), Rasulullah (sav) ile birlikte Mekke'ye doğru giderken yolun bir yerinde, kendisi ihramsız olduğu halde, ihramlı olan bazı arkadaşları ile birlikte (kafileden) geri kalmıştı. Derken yabani bir eşek gördü, derhal atına bindi. Arkadaşlarından kendisine kamçısını uzatmalarını istediyse de kabul etmediler, onlardan kendisine mızrağını vermesini istedi, yine kabul etmediler. Bu sefer kendisi onu aldıktan sonra eşeğin üzerine hızlıca koştu ve onu öldürdü. Nebi’nin (sav) ashabından bazıları ondan yedi, bazısı da (ihramlı oldukları için) yemekten kaçındı. Rasulullah’a (sav) yetiştiklerinde bu konuyu ona sordular. Hz. Peygamber (sav) de “Bu Allah’ın size, yiyesiniz diye önünüze getirdiği bir yemektir” buyurdu." [Ebu Nadr'ın hadisinin benzerini Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesâr, ona da Ebu Katâde rivayet etmiş ve rivayetinde Hz. Peygamber'in (sav) “Beraberinizde onun etinden bir şey kaldı mı?” buyurduğunu aktarmıştır.]


    Öneri Formu
280444 B002914-2 Buhari, Cihad, 88