9957 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Râfî ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak rivayet etti. İbn Râfî' dedi ki: Bize Abdürrezzak rivayet etti. Ona Mamer, ona ez-Zührî, ona da İbn Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile Huneyn gazvesinde bulunduk. Müslüman olarak bilinen bir adam için "bu adam cehennemliktir" buyurdular. Savaş yerine vardığımız zaman o adam gayretle çarpıştı ve yaralandı. Bunun akabinde Ya Rasulullah, kendisi için "cehennemliktir" dediğin adam bugün gayretle çarpıştı ve öldü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "cehenneme!" buyurdular. Bazı müslümanların şüpheye düşmesine ramak kalmıştı. Onlar bu hâl üzere iken birden adamın ölmediği ve ağır bir şekilde yaralandığı söylendi. Akşam olunca adam yaraların acısına dayanamayarak kendini öldürdü. Bunu Peygamber'e (sav) haber verdiler. Bunun üzerine; "Allahu ekber. Şehâdet ederim ki ben Allanın kulu ve Rasuluyüm" buyurdular. Sonra Bilal'e emir verdi. O da cemaatin içinde; "Müslüman kişiden başkası cennete giremez. Allah bu dinî dilerse fâcir bir adamla da destekler" diye nida etti.
Açıklama: Ebu Hureyre'den Said b. Müseyyeb'in naklettiği bu rivayete göre olay, Huneyn'de geçmektedir. Adamın müslüman olarak bilinmesi ile, Hz. Peygamber'in 'cehennemliktir' sözü, şahsın münafık olma ihtimalini hatıra getirmektedir. 'Allah facir bir kimseye de bu dini destekletir' beyanı da bu ihtimali desteklemektedir. Bu rivayette şahsın kimliği hakkında bir bilgi verilmemektedir. Rivayetlerin bir grubunda olay mahalli olarak Hayber, diğer grubunda ise Huneyn olarak farklı yer isimleri verilse de doğrusunun Hayber olduğu belirtilmektedir. Söz konusu şahsın da Ebu'l-Fendak lakablı Kuzman et-Tıfrî (Zafrî) olduğu kaydedilmiştir. Kuzman müslümanların karargahında Hz. Peygamber'in cadırına gelmiş, ayrıldıktan sonra Hz. Peygamber ashabına "Cehennemlik birini görmek isteyen bu adama baksın' buyurmuştur.Hz. Peygamber'e bu sözü söyleten nedeni bilmiyoruz. Müslüman olduğu bilgisi ve savaşta meydana atılması, arka plan bilgisine sahip olmayan müslümanlar arasında bir şaşkınlık oluşturmuştur. Yaralanıp da acıya dayanamayarak intihar etmesi üzerine, Hz. Peygamber'in 'Cehennemliktir' sözü ile intihar arasından bir ilişki kurulmasına neden olmuştur. Rivayetin başka bir formunda da ebedi olarak cehennemde kalacağı vurgusu öne çıkarılmıştır. Ancak Hz. Peygamber'in Cehennemlik sözü ile şahsın münafık olması dolayısıyla ebedi cehennemlik addedilmesi son derece insicamlı ve tutarlı bir yorumdur.
Bana Muhammed b. Râfi', ona ez-Zübeyrî -Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr-, ona da Şeyban, Hasan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sizden önceki ümmetlerden bir adamda yara çıkmış. Yara kendisini rahatsız etmeye başlayınca ok kabından bir ok çıkararak onu yarmış ve kan dinmemiş. Nihayet adam ölmüş. Rabbiniz; ben ona cenneti haram kıldım" buyurdu. [Bundan sonra Hasan elini mescide doğru uzatarak: Vallahi bu hadisi bana Cündüb şu mescitte Rasulullah'tan (sav) rivayet etti dedi.]
Açıklama: Müslim'in tamamını naklettiği Cündüb'ten gelen bu rivayete göre önceki ümmetlerden birinde adam yaralanmış; oku ile yarasını deşmiş ve kan dinmediği için de ölmüştür. İntihar olarak görülen bu teşebbüs nedeniyle Yüce Mevla, "ben ona cenneti haram kıldım" buyurmuştur.
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Vehb b. Cerîr, ona babası Cerir'in rivayet ettiğine göre Hasan şöyle dedi: Bize Cündeb b. Abdullah el-Becelî şu mescidde rivayet etti. Bir daha da unutmadık. Cündeb'in Rasulullah (sav) hakkında yalan söylemiş olacağını düşünmüyoruz. Cündeb dedi ki: Rasulullah (sav); "sizden önceki ümmetlerden bir adamda bir çıban çıkmış..." buyurdu. Arkasından, hadisi yukarıda geçen hadis gibi rivayet etti.
Açıklama: Müslim'in sahihine almayı uygun gördüğü bu rivayet, M000307 numaralı diğer rivayetinden farklı olarak çıban vurgusuyla nakledilmektedir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu'z-Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber (sav)'e gelerek: Yâ Resulullah! korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı Ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla birlikte kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona: Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da: Peygamber (sav)'in yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl: Neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince: "Bana, senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz" dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullâh'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.
Açıklama: Câbir b. Abdullah'ın rivayet ettiği, intihar etmiş bir kişiyle ilgili rüyanın Hz. Peygamber'e anlatılması; rüyaya göre elinin sargılı olmasıyla, cezalandırıldığı anlaşılan şahsın bu eksiklikten kurtulması için de Hz. Peygamber'in dua etmiş olması önemlidir. Şahsın affedilmesi, hicret etmesiyle ilişkili görülse bile, intihar ile sonsuza kadar Cehennemlik olma arasındaki ilişkinin doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Bize Muhammed b. Râfî ile Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzâk rivayet etti. İbn Râfî' dedi kî: Bize Abdürrezzak rivayet etti. Ona Ma'mer, ona Zührî, ona da İbn Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Resulüllah (sav) ile birlikte Huneyn gazvesinde bulunduk. Müslüman olarak bilinen bir adam için: "Bu adam cehennemliktir" buyurdular. Savaş yerine vardığımız zaman o adam gayretle çarpıştı ve yaralandı. Bunun akabinde Yâ Resulâllah, kendisi için "cehennemliktir" dediğin adam bu gün gayretle çarpıştı ve öldü, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): «Cehenneme!» buyurdular. Bazı müslümanların şüpheye düşmesine ramak kalmıştı. Onlar bu hâl üzere iken birden adamın ölmediği ve ağır bir şekilde yaralandığı söylendi. Akşam olunca adam yaraların acısına dayanamayarak kendini öldürdü. Bunu Peygamber (sav)'e haber verdiler. Bunun üzerine: "Allahu ekber. Şehâdet ederim ki ben Allanın kulu ve Resulüyüm" buyurdular. Sonra Bilal'e emir verdi. O da cemaatin içinde: "Müslüman kişiden başkası cennete giremez. Allah bu dinî dilerse fâcir bir adamla da destekler" diye nida etti.
Açıklama: Ebu Hureyre'den Said b. Müseyyeb'in naklettiği bu rivayete göre olay, Huneyn'de geçmektedir. Adamın müslüman olarak bilinmesi ile, Hz. Peygamber'in 'cehennemliktir' sözü, şahsın münafık olma ihtimalini hatıra getirmektedir. 'Allah facir bir kimseye de bu dini destekletir' beyanı da bu ihtimali desteklemektedir. Bu rivayette şahsın kimliği hakkında bir bilgi verilmemektedir. Rivayetlerin bir grubunda olay mahalli olarak Hayber, diğer grubunda ise Huneyn olarak farklı yer isimleri verilse de doğrusunun Hayber olduğu belirtilmektedir. Söz konusu şahsın da Ebu'l-Fendak lakablı Kuzman et-Tıfrî (Zafrî) olduğu kaydedilmiştir. Kuzman müslümanların karargahında Hz. Peygamber'in cadırına gelmiş, ayrıldıktan sonra Hz. Peygamber ashabına "Cehennemlik birini görmek isteyen bu adama baksın' buyurmuştur.Hz. Peygamber'e bu sözü söyleten nedeni bilmiyoruz. Müslüman olduğu bilgisi ve savaşta meydana atılması, arka plan bilgisine sahip olmayan müslümanlar arasında bir şaşkınlık oluşturmuştur. Yaralanıp da acıya dayanamayarak intihar etmesi üzerine, Hz. Peygamber'in 'Cehennemliktir' sözü ile intihar arasından bir ilişki kurulmasına neden olmuştur. Rivayetin başka bir formunda da ebedi olarak cehennemde kalacağı vurgusu öne çıkarılmıştır. Ancak Hz. Peygamber'in Cehennemlik sözü ile şahsın münafık olması dolayısıyla ebedi cehennemlik addedilmesi son derece insicamlı ve tutarlı bir yorumdur.
Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur ve Abdülvâris b. Abdüssamed hepsi Abdussamed b. Abdülvaris'ten, ona Şu'be, ona Eyyüb, ona Ebu Kılâbe, ona da Sâbit b. Dahhâk el-Ensârî rivayet etmiştir. (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Sevrî, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebû Kılâbe, ona da Sâbit b. ed-Dahhâk Hz. Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan yere kasten yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Her kim kendini bir şeyle öldürürse Allah o kişiye cehennem ateşinde o şeyle azap eder." Süfyan'ın hadisi bu şekildedir. Şu'be'nin rivayetine göre ise Rasulüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan olarak yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Ve her kim kendini bir şeyle keserek öldürürse, kıymet gününde de o şeyle kesilir."
Açıklama: Hz. Peygamber'in vefat ettiği dönemde takriben 8 yaşlarında bir çocuk olan Sabit b. Dahhak'tan (R66) gelen rivayet grubunda, islam'dan başka bir dine mensup olma iddiasıyla yalan yere yemin edenin gerçekte öyle olduğu vurgusu yapılmış; intihar edenin de kıyamet gününde aynı şekilde cezalandırılacağı beyan edilmiştir. Ancak 'kasten' ifadesiyle bilinçsizce dilden dökülen beyanlar hükmün dışında tutulurken, 'sonsuza kadar' gibi bir zaman vurgusunun olmaması dikkat çekicidir.
Bana Züheyr b. Harb, ona Cerir; (T) Bize Said b. Amr el-Eşasî, ona Abser; (T) Bize Yahya b. Habib el-Hârisi ona Halid b. Haris, ona Şube rivayet etti. Bu ravilerin hepsi bu isnadla bu hadisi benzer bir ifade ile rivayet ettiler. "Şube'nin Süleyman'dan rivayetinde Zekvan'dan dinledim ibaresi vardır."
Bize Yahya b. Yahya, ona Muaviye b. Sellam b. Ebu Sellam ed-Dimaşkî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. Dahhâk'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Her kim yalan yere İslam'dan başka bir dine mensup olduğuna dair yemin ederse o kimse dediği gibidir. Ve kim bir şeyle kendini öldürürse kıyamet gününde o şeyle kendisine azap edilir. Bir kimse sahip olmadığı bir şeyi adayamaz."
Bize Ebu Ğassan el-Misma'î, ona Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Kilabe, Sabit b. Dahhâk'tan (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kişi sahip olmadığı bir şeyde adakta bulunamaz. Mümine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Her kim dünyada kendini bir şeyle öldürürse kıyamet gününde o şeyle kendisine azap edilir. Her kim bir kazanç sağlamak için yalan yere bir şey iddia ederse Allah onu daha da azaltır. Bir de her kim yalan yere bir şeye yemin ederse (o da öyledir)."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber'e (sav) gelerek: Ya Rasulullah! Korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona; Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da Peygamber'in (sav) yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl; neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince; bana senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullah'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.