10612 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hendek günü (Hendek Savaşı’ndan) dönüp silahını bırakmış ve yıkanmıştı. Bu sırada Cebrâil hala başı tozlu (savaştan yeni dönmüş) bir halde geldi ve 'Silahını mı bıraktın? Vallahi ben henüz silahımı bırakmadım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'peki nereye?' diye sordu, Cebrail de Kurayza oğullarını göstererek 'şuraya' dedi. Bunun üzerine Nebî (sav) de onların üzerine sefere çıktı."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu İshak Muaviye b. Amr, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ'nın kâtibi olan Ebu Nadr Sâlim mevlâ Ömer b. Ubeydullah şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ebu Evfâ, Ömer b. Ubeydullah'a mektup yazıp Hz. Peygamber'in (sav) "biliniz ki cennet kılıçların gölgeleri altındadır" buyurduğunu bildirmiştir. Üveysî, bu hadisi İbn Ebu Zinâd kanalıyla Musa b. Ukbe'den rivayet ederek (Muaviye b. Amr'a) mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْجَنَّةُ تَحْتَ ظِلَالِ السُّيُوفِ
Bize Muhammed b. Abdullah, ona Ebu Ahmed Hüseyin b. Muhammed, ona Şeybân, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: "Hârise b. Surâka'nın annesi Ümmü Rübeyy bt. Berâ, Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana Hârise'den bahsetmez misin? Bedir günü ona kör bir ok isabet etmişti de şehit düşmüştü. Eğer cennette ise sabrederim, bundan başka bir şey söz konusu ise onun için ağlarım' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Ey Hârise'nin annesi! Cennet, kısım kısımdır. Senin oğlun Firdevs-i alâ'ya nail oldu' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehitler hariç cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olacak olsa dahi dünyaya geri dönmeyi istemez. Şehitler ise (şehit olurken) gördüğü değerden dolayı, dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi arzular."
Bize Leys, ona Cafer b. Rabî'a, ona Abdurrahman b. Hürmüz, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dâvûd oğlu Süleyman (as), “Bu gece yüz hanımla beraber olacağım.” -râvilerden biri şüpheye düşüp “doksan dokuz” demiştir- “Hepsi de Allah yolunda cihad edecek süvariler dünyaya getirecekler” dedi. Arkadaşı da “inşallah, de” dedi, ama o inşallah demeyi ihmal etti. Onlardan sadece bir kadın hamile kaldı, o da kusurlu bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Muhammed'in canını elinde tutana yemin olsun ki eğer inşallah deseydi, hepsi de Allah yolunda cihad eden süvarileri doğuracaktı."
Bize Ahmed b. Abdülmelik b. Vâkid, ona Hammâd b. Zeyd, ona Sâbit, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), insanların en güzeli, en cesuru ve en cömerdi idi. (Bir gün) Medineliler (baskın) korkusuna kapıldı da Nebî (sav), bir at üzerine (herkesi) geride bırakıp (olay mahalline intikal etti. Dönünce de "(Atı), deniz gibi bulduk!" buyurdu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ömer b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona da Muhammed b. Cübeyr şöyle rivayet etmiştir:, Cübeyr b. Mut'im Huneyn dönüşü Rasulullah (sav) ile beraber ve Nebî'nin (sav) beraberinde de insanlar olduğu halde yürüyorken insanlar ganimet isteyerek Hz. Peygamber'i (sav) sıkıştırmış ve dikenli bir ağac altına sığınmaya mecbur bırakmışlardı. Bu sırada Rasulullah'ın (sav) elbisesi dikenlere takılıp kalmıştı. Peygamber (sav) durup "Elbisemi bana verin. Şu ağaçlar sayısınca deve olsa onları aranızda taksim ederdim de sonra beni ne cimri ne yalancı ne de korkak olarak bulurdunuz" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Amr b. Meymûn el-Evdî şöyle rivayet etmiştir: Sa'd, bir öğretmenin çocuklara yazıyı öğretmesi gibi oğullarına şu kelimeleri öğretir ve “Rasulullah (sav), namazın ardından bu kelimelerle (Allah'a) sığınırdı” derdi: "Allah'ım! Korkaklıktan, aşırı yaşlılıktan, dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım!" (Abdülmelik b. Umeyr), “Bu hadisi Musab'a rivayet ettim, (hadisi) doğruladı” demiştir.