6747 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa, ona İbn Ebu Zi'b, ona el-Kasım b. Abbas, ona Abdullah b. Niyâr, ona Urve , ona da Hz. Ayşe'nin (r.anha) şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Peygamber'e (sav) içinde (kıymetli) boncuklar bulunan küçük bir kese getirildi de onu hür kadınlarla cariyeler arasında paylaştırdı. (Hz. Aişe dedi ki: Babam (Ebu Bekir) (fey'i yani gayri müslim tebaadan alınan cizye haraç ve arazi vergilerini) hür erkekler ile erkek köleler arasında bölüştürürdü."
Açıklama: Bedrüdin el-Aynî burada taksimin hür ve köleler arasında eşit olması gerekmez, gönüllerini alacak miktarda vermesi yeterlidir. Bedrüdin el-Aynî, Ebû Muhammed Mahmud b. Ahmed, Nuhabu'l-Efkârfi tenkihi'l-mebâni'l-ahyâr fi şerhi maani'l-asâr, thk. Ebû Temim Yasir b. İbrahim (Katar:Vüzaretü'l-evkâf ve'ş-şuni'l-İslamiyye, 1429/2008), 14/357.
Bize Sehl b. Bekkâr, ona Vüheyb b. Hâlid, ona Amr b. Yahya, ona İbn Sehl b. Sa'd el-Abbas es-Sâ'îdî, Ebu Humeyd es-Sâîdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile Tebük savaşına çıkmıştım. Hz. Peygamber (sav) Vadilkurâ’ya geldiği zaman bahçesinde (duran) bir kadınla karşılaştı. Bunun üzerine sahabelerine (Bu kadının bahçesinden çıkacak hurmanın miktarını) "tahmin edin" (bakalım) buyurdu ve kendisi (onu) on vesk (bir vesk: 122 kg. olarak) tahmin etti, kadına da buradan çıkacak olan (hurma miktarını) ölçüp tespit et dedi. Sonra (yola koyulduk ve) Tebük’e geldik. (Orada) Eyle hükümdarı Hz. Peygamber'e (sav) beyaz bir katır hediye etti. Hz. Peygamber (sav) de o hükümdara bir cübbe giydirdi. Ve O'na yani memleketi (halkı)na (cizye karşılığında eski topraklarında kalacaklarına dair bir eman) yaz (dır)dı. (Bu seferden dönüşümüz esnasında) Vadilkurâ’ya geldiğimizde (Hz. Peygamber daha önce bahçesinde rastlamış olduğumuz) kadına "bahçende ne kadar (hurma) oldu?" diye sordu. (Kadın) da on vesk dedi. (Yani) Hz. Peygamber'in (sav) tahmini (ni söyledi). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "ben Medine’ye (gitmekte) acele ediyorum. Benimle acele (Medine'ye gitmek) isteyen acele etsin" buyurdu.
Bize İbnü's-Serh ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâ'îdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Ezd kabilesinden İbnü'l-Lutbiyye adında bir adamı zekât memuru olarak tayin etmişti -ki İbnü's-Serh (bu zatın isminin) İbnü'l-Utbiyye olduğunu söylemiştir.- Bir süre sonra (adam zekât toplama işini bitirip) geldi ve 'Şu (mallar) sizindir, şu (mallar da) bana hediye edildi' dedi. Bunun üzerine Hz. PeygambDevlet me'murunun görevi sebebi ile hediye alması hesaba sebep olacak bir husus olduğu rivayetten anlaşılandır. Devletin belirlediği miktarı devlet adına almalıdır. Bunun dışında hediyeler alması bu görev sebebi ile olursa caiz değildir. Bu bir açıdan görevini suistimale açık bir konu olması sebebiyle bu yolla alınan mal haramdır.Bunu yapan me'mur devlet malından çalmış olup haindir. Bkz. İbn Raslan el-Makdisî, Ahmed b. Hüseyn b. Ali,Şerhü Sünen-i Ebî Dâvûd, Thk. Halid er-Rabat işrafında bir Komisyon (Mısır: Dâru'l-fellahnlil bahsi'l-ilmi ve't-türâs, 1437/2016), 12/558.er (sav) minbere çıkıp Allah’a hamd u sena ettikten sonra (şöyle) dedi: "Bu memura ne oluyor, adamı (göreve) gönderiyoruz geliyor ve bu sizin bu da bana hediye edildi diyor. Annesinin veya babasının evinde olsaydı da (bir) baksaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi? Sizden zekât mallarından (haksız yere) bir şey alan kıyamet gününde, o malı da (omuzunda) getirir. Eğer o mal deve ise onun inleyip bağırması, inekse böğürmesi, koyunsa acı bir melemesi vardır." Hz. Peygamber (sav) sonra ellerini kaldırdı. Hatta biz koltuk altlarının bozumtırak rengini gördük. Sonra şöyle dedi: "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?"
Açıklama: Devlet me'murunun görevi sebebi ile hediye alması hesaba sebep olacak bir husus olduğu rivayetten anlaşılandır. Devletin belirlediği miktarı devlet adına almalıdır. Bunun dışında hediyeler alması bu görev sebebi ile olursa caiz değildir. Bu bir açıdan görevini suistimale açık bir konu olması sebebiyle bu yolla alınan mal haramdır.Bunu yapan me'mur devlet malından çalmış olup haindir. Bkz. İbn Raslan el-Makdisî, Ahmed b. Hüseyn b. Ali,Şerhü Sünen-i Ebî Dâvûd, Thk. Halid er-Rabat işrafında bir Komisyon (Mısır: Dâru'l-fellahnlil bahsi'l-ilmi ve't-türâs, 1437/2016), 12/558. Diğer varyantlar: M004739; M004740; B002597; B006636; B006979; B007174; B007197;DM001711; DM002535; D002946.
Bize Ebu Velid et-Tayâlîsî, ona Leys, ona Bükeyr b. Abdullah b. el-Eşec, ona Büsr b. Said İbnü's-Sa'dî'nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Ömer (ra) beni zekât toplamak üzere görevlendirmişti. İşimi bitirince bana ücret verilmesini emretti. Bunun üzerine ona ben bu işi Allah rızası için yaptım dedim. O da bana şöyle dedi: Sana verileni al, zira ben de Hz. Peygamber (sav) döneminde (bu işte) çalıştım. Bana ücret verdi."
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Üsame, ona Mücalid, ona Şa'bî, ona da Amir b. Şehr (el-Hemdani) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), peygamber olarak ortaya çıkınca Hemdân ahalisi, bana 'Şu peygamber olduğunu söyleyen adama gidip de bizim için bilgi getirmek üzere öncü olur musun? Eğer bizim için bir şeyleri uygun görürsen onu kabul ederiz. Bir şeyleri de uygun görmezsen onu biz de uygun görmeyiz' dediler. Onlara 'Evet (giderim)' dedim ve gidip Rasulullah'ın huzuruna vardım. Onun dinini beğendim. Ardından kavmim de Müslüman oldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav), Umeyr Zû Merrân’a bu yazıyı yazıp gönderdi. Amir b. Şehr der ki: Rasulullah (sav) Malik b. Mirâre er-Rahâvî’yi tüm Yemen halkına elçi olarak gönderdi. Bilahare Akk Zû Hayvân da Müslüman oldu. Akk Zû Hayvân’a 'Rasulullah’a (sav) git ve kendisinden köyün ve malların için emân al' denildi. O da Rasulullah’a (sav) geldi. Rasulullah (sav) ona 'Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah’ın Rasulü Muhammed’den Akk Zû Hayvân’a. Eğer toprakları, malları ve köleleri konusunda doğru söylüyorsa emân, Allah’ın ve Allah’ın Rasulü Muhammed’in ahdi kendisinindir' yazdı. Bu emanı, Halid b. Saîd b. Âs yazıya geçirdi."
Bize Davud b. Muaz, ona Abdulvâris; (T) Bize Yakub b. İbrahim, -mana olarak-, ona İbn Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes şöyle demiştir: "Hayber'de esirler toplanınca Dıhye gelip 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana esirlerden bir cariye ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'gidip bir cariye al' buyurdu. Bunun üzerine Dıhye esirler arasından Safiyye bt. Huyey'i aldı. Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah’ın Resulü! Dıhye'ye Kureyza ve Nadîr kabilelerinin eşrafından olan [-Bu ifade Yakuba ait-] Safiyye bt. Huyey'i mi verdin? O ancak sana yaraşır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'onu, o cariye ile birlikte çağırın' buyurdu, Safiye'yi görünce Dihye'ye 'sen esirlerden kendine başka bir cariye al' dedi ve Safiye'yi azat edip onunla evlendi."