Öneri Formu
Hadis Id, No:
20197, T003383
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِىٍّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ كَثِيرٍ الأَنْصَارِىُّ قَالَ سَمِعْتُ طَلْحَةَ بْنَ خِرَاشٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رضى الله عنهما يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَفْضَلُ الذِّكْرِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَفْضَلُ الدُّعَاءِ الْحَمْدُ لِلَّهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُوسَى بْنِ إِبْرَاهِيمَ . وَقَدْ رَوَى عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ مُوسَى بْنِ إِبْرَاهِيمَ هَذَا الْحَدِيثَ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habib b. Arabî, ona Musa b. İbrahim b. Kesir el-Ensarî, ona Talha b. Hıraş, ona da Cabir b. Abdullah'ın haber verdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Zikrin en faziletlisi “Lâ ilahe illallah”tır. Duanın en faziletlisi ise “Elhamdülillah”tır.
Ebu İsa [Tirmizî] dedi ki: 'Bu hadis, "hasen-garib"tir. Biz bunu sadece Musa b. İbrahim'in rivayetiyle biliyoruz. Musa b. İbrahim’den ise Ali b. el-Medinî ve daha bir çok kimse bu hadisi nakletmişlerdir.'
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الدُّعَاءِ الْحَمْدُ لِلَّهِ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 9, 5/462
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Talha b. Hiraş el-Ensari (Talha b. Hiraş b. Abdurrahman b. Hiraş)
3. Musa b. İbrahim el-Ensari (Musa b. İbrahim b. Kesir b. Beşir)
4. Yahya b. Habib el-Harisi (Yahya b. Habib b. Arabi)
Konular:
Amel, faziletlileri
Dua, en üstünü
Hamd, Allah'a hamdetmek
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
KTB, TEVHİD
Tevhid, Kelime-i tevhidin fazileti
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20192, T003379
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مَرْحُومُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ الْعَطَّارُ حَدَّثَنَا أَبُو نَعَامَةَ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ خَرَجَ مُعَاوِيَةُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَالَ مَا يُجْلِسُكُمْ ؟ قَالُوا جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ قَالَ آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلاَّ ذَاكَ؟ قَالُوا وَاللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلاَّ ذَاكَ . قَالَ أَمَا إِنِّى مَا أَسْتَحْلِفُكُمْ تُهْمَةً لَكُمْ وَمَا كَانَ أَحَدٌ بِمَنْزِلَتِى مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقَلَّ حَدِيثًا عَنْهُ مِنِّى إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ عَلَى حَلْقَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقَالَ: "مَا يُجْلِسُكُمْ ؟" . قَالُوا جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ وَنَحْمَدُهُ لِمَا هَدَانَا لِلإِسْلاَمِ وَمَنَّ عَلَيْنَا بِهِ . فَقَالَ" آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلاَّ ذَاكَ " . قَالُوا آللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلاَّ ذَاكَ . قَالَ " أَمَا إِنِّى لَمْ أَسْتَحْلِفْكُمْ لِتُهْمَةٍ لَكُمْ إِنَّهُ أَتَانِى جِبْرِيلُ فَأَخْبَرَنِى أَنَّ اللَّهَ يُبَاهِى بِكُمُ الْمَلاَئِكَةَ " . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَأَبُو نَعَامَةَ السَّعْدِىُّ اسْمُهُ عَمْرُو بْنُ عِيسَى وَأَبُو عُثْمَانَ النَّهْدِىُّ اسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَلٍّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Merhum b. Abdülaziz, ona Ebu Ne'âme, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona Ebu Said el-Hudrî şöyle söylemiştir: Muaviye bir gün mescide çıktı ve (mescitte oturan gruba) sizi burada oturtan sebep nedir? diye sordu. Onlar, Allah’ı zikretmek için orada oturduklarını söylediler. Muaviye, ‘Allah hakkı için sizi burada oturtan sebep sadece bu mudur?’ dedi. Onlar da, ‘Vallahi sadece bu sebeple burada oturmaktayız’ dediler. Muaviye dedi ki, ‘Ben sizi itham ettiğim için sizden yemin istemiş değilim. Rasulullah’ın (sav) yanında benim konumumda olup ta kendisinden benden daha az hadis rivayet eden yoktur. Bir gün Hz. Peygamber (sav) ashabından halka olmuş bir topluluğun yanına geldi "Sizi burada oturtan nedir?" dedi. Onlar da burada Allah'ı zikretmek ve bizi İslam’la hidayete erdirip onu din olarak bize verdiği için hamdetmek üzere oturduk, dediler. Hz. Peygamber (sav) "Allah için söyleyin, sadece bundan dolayı mı oturdunuz?" deyince evet sadece bundan dolayı oturduk, dediler. Hz. Peygamber (sav) de, "Ben sizi töhmet altından bırakmak amacıyla yemin ettirmedim. Cibril bana geldi ve Allah Tealanın meleklere karşı sizinle övündüğünü haber etti." dedi.
Tirmizî bu hadisin hasen-garib olduğunu söylemiştir. Bu hadisi sadece bu tarikten bilmekteyiz. Ebu Neâme es Sa’dî’nin ismi Amr b. İsa’dır. Ebu Osman en Nehdî’nin ismi ise Abdurrahman b. Mell’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 7, 5/460
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Salih Amel, Allah'ın razı olacağı ameller
Zikir, zikir meclisleri
Bize Kuteybe (b. Said), ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Cabir (b. Abdullah), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Her kim Allah’a (cc) dua ederse, yapılan dua bir günah işlemek veya akraba ile bağı koparmak için olmadığı sürece, Allah (cc) ya onun dileğini yerine getirir ya da benzeri bir kötülüğü o kişiden defeder."
[Bu konuda Ebu Said ve Ubâde b. Samit’ten de hadis rivayet edilmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20195, T003381
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"مَا مِنْ أَحَدٍ يَدْعُو بِدُعَاءٍ إِلاَّ آتَاهُ اللَّهُ مَا سَأَلَ، أَوْ كَفَّ عَنْهُ مِنَ السُّوءِ مِثْلَهُ، مَا لَمْ يَدْعُ بِإِثْمٍ أَوْ قَطِيعَةِ رَحِمٍ."
[وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ.]
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Cabir (b. Abdullah), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Her kim Allah’a (cc) dua ederse, yapılan dua bir günah işlemek veya akraba ile bağı koparmak için olmadığı sürece, Allah (cc) ya onun dileğini yerine getirir ya da benzeri bir kötülüğü o kişiden defeder."
[Bu konuda Ebu Said ve Ubâde b. Samit’ten de hadis rivayet edilmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 9, 5/462
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, af sebebi
Dua, faziletlisi
Dua, kabul olma şartları
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20164, T003373
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ أَبِى الْمَلِيحِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ لَمْ يَسْأَلِ اللَّهَ يَغْضَبْ عَلَيْهِ » . قَالَ وَرَوَى وَكِيعٌ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ أَبِى الْمَلِيحِ هَذَا الْحَدِيثَ وَلاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَأَبُو الْمَلِيحِ اسْمُهُ صَبِيحٌ سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُهُ وَقَالَ يُقَالُ لَهُ الْفَارِسِىُّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Hâtim b. İsmail, ona Ebu’l-Melih, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Allah, kendisinden dilekte bulunmayana gazap eder” buyurdu. (Ravi) dedi ki: Vekî’ ve başka birisine Ebu’l-Melih de bu hadisi rivayet etmiş olmakla birlikte biz bu hadisi ancak bu yolla biliyoruz. Ebu’l-Melih’in adı ise Sabih’dir. Muhammed’in (Buhari’nin) böyle dediğini dinledim, ayrıca onun için (nisbetinin) el-Fârisî olduğu da söylenir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 2, 5/456
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Melih Subeyh el-Farisi (Humeyd)
4. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Dua, faziletlisi
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ صَالِحٍ مَوْلَى التَّوْأَمَةِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا جَلَسَ قَوْمٌ مَجْلِسًا لَمْ يَذْكُرُوا اللَّهَ فِيهِ وَلَمْ يُصَلُّوا عَلَى نَبِيِّهِمْ إِلاَّ كَانَ عَلَيْهِمْ تِرَةً فَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُمْ وَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَعْنَى قَوْلِهِ تِرَةً : يَعْنِى حَسْرَةً وَنَدَامَةً . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْمَعْرِفَةِ بِالْعَرَبِيَّةِ التِّرَةُ هُوَ الثأرُ . حَدَّثَنَا يُوسُف بْنِ يَعْقُوب حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ . حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ قَالَ سَمِعْتُ الأغَرَّ أَبَا مُسْلِم قَالَ أَشْهَدُ على أَبِى سَعيد و أَبِى هُرَيْرة رضى الله عنهمأ أَنَّهُما شَهِدَا على رَسُولُ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مِثْلَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20193, T003380
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ صَالِحٍ مَوْلَى التَّوْأَمَةِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا جَلَسَ قَوْمٌ مَجْلِسًا لَمْ يَذْكُرُوا اللَّهَ فِيهِ وَلَمْ يُصَلُّوا عَلَى نَبِيِّهِمْ إِلاَّ كَانَ عَلَيْهِمْ تِرَةً فَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُمْ وَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَعْنَى قَوْلِهِ تِرَةً : يَعْنِى حَسْرَةً وَنَدَامَةً . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْمَعْرِفَةِ بِالْعَرَبِيَّةِ التِّرَةُ هُوَ الثأرُ . حَدَّثَنَا يُوسُف بْنِ يَعْقُوب حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ . حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ قَالَ سَمِعْتُ الأغَرَّ أَبَا مُسْلِم قَالَ أَشْهَدُ على أَبِى سَعيد و أَبِى هُرَيْرة رضى الله عنهمأ أَنَّهُما شَهِدَا على رَسُولُ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona et-Tev’eme’nin azatlısı Sâlih ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Bir topluluk bir meclise oturup, o mecliste Allah’ı anmaz, nebilerine salavât getirmezlerse, mutlaka bu onların aleyhlerine bir vebal olur. (Allah) dilerse onları (bundan dolayı) azaplandırır, dilerse onlara günahlarını bağışlar.”
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Bu hadis bir başka yoldan da Ebu Hureyre tarafından Nebi’den (sav) diye rivayet edilmiştir. Buyruktaki: “Vebal” kelimesi hasret ve pişmanlık sebebi demektir. Arap dilini iyi bilen bazıları ise bunun intikam anlamına geldiğini de söylemişlerdir. Bize Yusuf b. Yakub rivayet etti, ona Hafs b. Ömer, ona Şu’be, ona Ebu İshak’ın şöyle dediğini rivayet etti: Ben Ebu Müslim el-Ağarr’ı şöyle derken dinledim: Ebu Saîd ve Ebu Hureyre’nin (Allah ikisinden de razı olsun) Rasulullah’ın (sav) böyle buyurduğuna şahitlik ettiklerine ben de şahitlik ederim, deyip hadisin aynısını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 8, 5/461
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Allah'ın sevdiği/sevmediği tavırlar
Hadis Rivayeti
Hadis, anlaşılması, yorumu
Zikir, zikir meclisleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20189, T003377
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ ابْنُ أَبِى هِنْدٍ عَنْ زِيَادٍ مَوْلَى ابْنِ عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى بَحْرِيَّةَ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَلاَ أُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرِ أَعْمَالِكُمْ وَأَزْكَاهَا عِنْدَ مَلِيكِكُمْ وَأَرْفَعِهَا فِى دَرَجَاتِكُمْ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ إِنْفَاقِ الذَّهَبِ وَالْوَرِقِ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ أَنْ تَلْقَوْا عَدُوَّكُمْ فَتَضْرِبُوا أَعْنَاقَهُمْ وَيَضْرِبُوا أَعْنَاقَكُمْ ؟» . قَالُوا بَلَى . قَالَ « ذِكْرُ اللَّهِ تَعَالَى » . فَقَالَ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ رضى الله عنه: مَا شَىْءٌ أَنْجَى مِنْ عَذَابِ اللَّهِ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَقَدْ رَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعِيدٍ مِثْلَ هَذَا بِهَذَا الإِسْنَادِ. وَرَوَى بَعْضُهُمْ عَنْهُ فَأَرْسَلَهُ .
Tercemesi:
Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dikkat edin! Amellerinizin en hayırlısını Allah katında en değerlisini altın ve gümüş dağıtmaktan daha hayırlı ve derecelerinizi daha yükselten, düşmanla karşılaşıp sizin onların boyunlarını, onların da sizin boyunlarınızı vurmanızdan daha hayırlı bir şeyi size haber vereyim mi? Ashab: “Evet” dediler. Rasûlullah (s.a.v.) de: “Her zaman ve her zeminde Allah’ı devamlı hatırlayıp gündemde tutmaktır.” Muâz b. Cebel dedi ki: “Allah’ın azabından kişiyi en iyi kurtaran her zamanda ve her zeminde Allah’ı gündemden çıkarmayıp her an hatırlamaktır.”Tirmizî: Bazıları bu hadisi Abdullah b. Saîd’den aynı senedle benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Bazıları ise mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 6, 5/459
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Zikir, zamanı
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَرْزُوقٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ وَاقِدٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَطِيَّةَ اللَّيْثِىُّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَسْتَجِيبَ اللَّهُ لَهُ عِنْدَ الشَّدَائِدِ وَالْكُرَبِ فَلْيُكْثِرِ الدُّعَاءَ فِى الرَّخَاءِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20196, T003382
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَرْزُوقٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ وَاقِدٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَطِيَّةَ اللَّيْثِىُّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَسْتَجِيبَ اللَّهُ لَهُ عِنْدَ الشَّدَائِدِ وَالْكُرَبِ فَلْيُكْثِرِ الدُّعَاءَ فِى الرَّخَاءِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sıkıntılı ve ızdıraplı anlarda duâsının Allah tarafından kabul edilmesi her kimi sevindirirse bolluk ve rahat zamanlarında duâsını çoğaltsın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 9, 5/462
Senetler:
()
Konular:
Dua, kabul olma şartları
KTB, DUA
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20198, T003384
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْمُحَارِبِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ خَالِدِ بْنِ سَلَمَةَ عَنِ الْبَهِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ رضى الله عنها قَالَتْ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ يَحْيَى بْنِ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ وَالْبَهِىُّ اسْمُهُ عَبْدُ اللَّهِ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) tüm zamanlarında ve her yerde Allah’ı hatırlar ve onu gündeminden hiç eksik etmezdi.” Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Yahya b. Zekeriyya b. ebî Zaide’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Behiy’in ismi Abdullah’tır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 9, 5/463
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, zühdü
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20203, T003388
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ - وَهُوَ الطَّيَالِسِىُّ- حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبَانَ بْنِ عُثْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ رضى الله عنه يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ عَبْدٍ يَقُولُ فِى صَبَاحِ كُلِّ يَوْمٍ وَمَسَاءِ كُلِّ لَيْلَةٍ بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَىْءٌ فِى الأَرْضِ وَلاَ فِى السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ لم يَضُرّهُ شَىْءٌ » . وَكَانَ أَبَانُ قَدْ أَصَابَهُ طَرَفُ فَالَجِ فَجَعَلَ الرَّجُلُ يَنْظُرُ إِلَيْهِ فَقَالَ لَهُ أَبَانُ مَا تَنْظُرُ ؟ أَمَا إِنَّ الْحَدِيثَ كَمَا حَدَّثْتُكَ وَلَكِنِّى لَمْ أَقُلْهُ يَوْمَئِذٍ لِيُمْضِىَ اللَّهُ عَلَىَّ قَدَرَهُ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Osman b. Affân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kimse her gün ve her gece üç kere: “İsmi anılıp O’nun adına hareket edildikçe yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği her şeyi duyan ve bilen Allah adıyla…” derse hiçbir şey ona zarar veremez. Ebân, kısmî Felç’e uğramıştı. Bu hadisi aktarırken dinleyicilerden bir kimse ona bakmaya başladı. Ebân da ona dedi ki: “Ne bakıyorsun?” hadis sana aktardığım gibidir. Fakat ben bu hastalığa yakalandığım gün Allah’ın kaderi benim için gerçekleşeceği için söyleyememiştim. Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 13, 5/465
Senetler:
()
Konular:
Dua, Dua ve sağlık
Dua, faziletlisi
Hadis Rivayeti
Hz. Peygamber, duaları
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar