حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ زَيْدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ أَحْيَا أَرْضًا مَيْتَةً فَهِىَ لَهُ وَلَيْسَ لِعِرْقٍ ظَالِمٍ حَقٌّ."
Açıklama: Irk kelimesinin şerhlerde geçen anlamı hadis tercümesine yansıtılmıştır. (Avnu'l-mabud, VIII, 227)
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
مَنْ أَحْيَا أَرْضًا مَيِّتَةً فَهْىَ لَهُ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19700, D003073
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ زَيْدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ أَحْيَا أَرْضًا مَيْتَةً فَهِىَ لَهُ وَلَيْسَ لِعِرْقٍ ظَالِمٍ حَقٌّ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab (b. Abdülmecid), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Said b. Zeyd, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim işlenmemiş ölü bir araziyi ihya ederse o arazi onundur. Başkasının arazisini sahiplenmek için oraya ağaç diken veya kendisinden önce başkasının ihya ettiği araziye ağaç diken zalime hak yoktur."
Açıklama:
Irk kelimesinin şerhlerde geçen anlamı hadis tercümesine yansıtılmıştır. (Avnu'l-mabud, VIII, 227)
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
مَنْ أَحْيَا أَرْضًا مَيِّتَةً فَهْىَ لَهُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 37, /718
Senetler:
1. Said b. Zeyd el-Kuraşî (Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Arazi, boş olanı ihya edenin durumu
Yönetim, arazi politikası / vergisi
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ السَّائِبِ عَنْ حَرْبِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ جَدِّهِ أَبِى أُمِّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّمَا الْعُشُورُ عَلَى الْيَهُودِ وَالنَّصَارَى وَلَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عُشُورٌ."
Açıklama: Hattabî, Müslümanlardan alınmayacağı söylenen öşrün ticaret ve alışverişlerdeki vergi olduğunu söylemiştir. (Zirai ürünlerden alınan öşür değildir.) Yahudi ve Hristiyanlardan alınan onda bir öşür ise anlaşma zamanında koşulan bir şartla mümkün olabilir. Bu şekilde bir anlaşma yapılmazsa gayr-i müslimlerden cizye haricinde başka bir vergi alınamaz, demiştir. (Hattabî, Meâlimü's-sünen, III, 39-40)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18891, D003046
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ السَّائِبِ عَنْ حَرْبِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ جَدِّهِ أَبِى أُمِّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّمَا الْعُشُورُ عَلَى الْيَهُودِ وَالنَّصَارَى وَلَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عُشُورٌ."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Ebu Ahvas (Sellam b. Süleym), ona Ata b. Saib, ona Harb b. Ubeydullah, ona anne tarafından dedesi, ona da babası Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Onda bir alınan vergi (öşür) Yahudi ve Hristiyanlardan alınır. Müslümanlardan onda bir vergi (öşür) alınmaz."
Açıklama:
Hattabî, Müslümanlardan alınmayacağı söylenen öşrün ticaret ve alışverişlerdeki vergi olduğunu söylemiştir. (Zirai ürünlerden alınan öşür değildir.) Yahudi ve Hristiyanlardan alınan onda bir öşür ise anlaşma zamanında koşulan bir şartla mümkün olabilir. Bu şekilde bir anlaşma yapılmazsa gayr-i müslimlerden cizye haricinde başka bir vergi alınamaz, demiştir. (Hattabî, Meâlimü's-sünen, III, 39-40)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 33, /712
Senetler:
1. Umeyr es-Sekafî (Umeyr)
2. Harb b. Ubeydullah es-Sekafî (Harb b. Ubeydullah b. Umeyr)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Yönetim, cizye vergisi
Yönetim, harac, arazi vergisi
Zimmet Ehli, Hukuku
Açıklama: Esbezî kelimesinin aslının Farsça olduğu farklı manalara geldiği söylenmiştir. Bu manalar şunlardır: Bahreyn bölgesinde atlara tapan Farisî bir kavmin adıdır. (Farsça Esb, at demektir.) Bahreyn bölgesindeki bir kalenin silahlı halkıdır. Bahreyn'in Hecer bölgesinde bir beldenin veya köyün ismidir. Farsça bir isimdir. (Avnu'l-mabud, VIII, 206)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18889, D003044
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِسْكِينٍ الْيَمَامِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا دَاوُدُ بْنُ أَبِى هِنْدٍ عَنْ قُشَيْرِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ بَجَالَةَ بْنِ عَبْدَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"جَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَسْبَذِيِّينَ مِنْ أَهْلِ الْبَحْرَيْنِ - وَهُمْ مَجُوسُ أَهْلِ هَجَرَ - إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَكَثَ عِنْدَهُ ثُمَّ خَرَجَ فَسَأَلْتُهُ مَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ فِيكُمْ قَالَ شَرٌّ . قُلْتُ مَهْ قَالَ الإِسْلاَمُ أَوِ الْقَتْلُ . قَالَ وَقَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ قَبِلَ مِنْهُمُ الْجِزْيَةَ . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَأَخَذَ النَّاسُ بِقَوْلِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَتَرَكُوا مَا سَمِعْتُ أَنَا مِنَ الأَسْبَذِىِّ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Miskin el-Yemami, ona Yahya b. Hassan, ona Hüşeym (b. Beşir), ona Davud b. Ebu Hind, ona Kuşeyr b. Amr, ona Becâle b. Abde, ona da İbn Abbas şöyle haber vermiştir:
"Bahreyn halkından Esbezîlerden bir adam -ki onlar Hecer halkının Mecusileridir- Hz. Peygamber'e (sav) gelerek bir süre yanında kaldı ve sonra çıktı. Ben de ona Allah'ın ve Rasulü'nün sizin hakkınızdaki hükmü nedir? diye sordum. O da şer (yani kendileri için kötü) olduğunu söyledi. Ben de tamam yeter, dedim. O ya İslam ya da ölüm seçeneği sunulduğunu söyledi. İbn Abbas şöyle devam etmiştir. Abdurrahman b. Avf Mecusilerden cizye alınmasını kabul etti. İnsanlar Abdurrahman b. Avf'ın bu görüşünü kabul ettiler ve benim Esbezî'den işittiğimi görüş olarak almadılar."
Açıklama:
Esbezî kelimesinin aslının Farsça olduğu farklı manalara geldiği söylenmiştir. Bu manalar şunlardır: Bahreyn bölgesinde atlara tapan Farisî bir kavmin adıdır. (Farsça Esb, at demektir.) Bahreyn bölgesindeki bir kalenin silahlı halkıdır. Bahreyn'in Hecer bölgesinde bir beldenin veya köyün ismidir. Farsça bir isimdir. (Avnu'l-mabud, VIII, 206)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 31, /711
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Becâle b. Abede (Becâle b. Abede)
4. Kuşeyr b. Amr (Kuşeyr b. Amr)
5. Ebu Bekir Davud b. Ebu Hind el-Kuşeyrî (Davud b. Dinar b. Azafir)
6. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
7. Ebu Zekeriyya Yahya b. Hassan el-Bekrî (Yahya b. Hassan b. Hayyan)
8. Muhammed b. Miskin el-Yemami (Muhammed b. Miskin b. Nümeyle)
Konular:
Mecusiler
Zimmet Ehli, Hukuku
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا سَلاَّمُ بْنُ مِسْكِينٍ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ الْبُنَانِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ الأَنْصَارِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم لَمَّا دَخَلَ مَكَّةَ سَرَّحَ الزُّبَيْرَ بْنَ الْعَوَّامِ وَأَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ الْجَرَّاحِ وَخَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ عَلَى الْخَيْلِ وَقَالَ
"يَا أَبَا هُرَيْرَةَ اهْتِفْ بِالأَنْصَارِ." قَالَ اسْلُكُوا هَذَا الطَّرِيقَ فَلاَ يُشْرِفَنَّ لَكُمْ أَحَدٌ إِلاَّ أَنَمْتُمُوهُ. فَنَادَى مُنَادٍ لاَ قُرَيْشَ بَعْدَ الْيَوْمِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ دَخَلَ دَارًا فَهُوَ آمِنٌ وَمَنْ أَلْقَى السِّلاَحَ فَهُوَ آمِنٌ." وَعَمَدَ صَنَادِيدُ قُرَيْشٍ فَدَخَلُوا الْكَعْبَةَ فَغَصَّ بِهِمْ وَطَافَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَصَلَّى خَلْفَ الْمَقَامِ ثُمَّ أَخَذَ بِجَنْبَتَىِ الْبَابِ فَخَرَجُوا فَبَايَعُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَلَى الإِسْلاَمِ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ سَأَلَهُ رَجُلٌ قَالَ مَكَّةَ عَنْوَةً هِىَ قَالَ أَيْشٍ يَضُرُّكَ مَا كَانَتْ قَالَ فَصُلْحٌ قَالَ لاَ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18817, D003024
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا سَلاَّمُ بْنُ مِسْكِينٍ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ الْبُنَانِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ الأَنْصَارِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم لَمَّا دَخَلَ مَكَّةَ سَرَّحَ الزُّبَيْرَ بْنَ الْعَوَّامِ وَأَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ الْجَرَّاحِ وَخَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ عَلَى الْخَيْلِ وَقَالَ
"يَا أَبَا هُرَيْرَةَ اهْتِفْ بِالأَنْصَارِ." قَالَ اسْلُكُوا هَذَا الطَّرِيقَ فَلاَ يُشْرِفَنَّ لَكُمْ أَحَدٌ إِلاَّ أَنَمْتُمُوهُ. فَنَادَى مُنَادٍ لاَ قُرَيْشَ بَعْدَ الْيَوْمِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ دَخَلَ دَارًا فَهُوَ آمِنٌ وَمَنْ أَلْقَى السِّلاَحَ فَهُوَ آمِنٌ." وَعَمَدَ صَنَادِيدُ قُرَيْشٍ فَدَخَلُوا الْكَعْبَةَ فَغَصَّ بِهِمْ وَطَافَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَصَلَّى خَلْفَ الْمَقَامِ ثُمَّ أَخَذَ بِجَنْبَتَىِ الْبَابِ فَخَرَجُوا فَبَايَعُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَلَى الإِسْلاَمِ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ سَأَلَهُ رَجُلٌ قَالَ مَكَّةَ عَنْوَةً هِىَ قَالَ أَيْشٍ يَضُرُّكَ مَا كَانَتْ قَالَ فَصُلْحٌ قَالَ لاَ.]
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim, ona Sellam b. Miskin, ona Sabit el-Bünanî, ona Abdullah b. Rabah, ona da Ebu Hureyre şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye gireceği zaman Zübeyr b. Avvam, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Halid b. Velid'i atlı bir birlik olarak gönderdi ve "Ey Ebu Hureyre! Ensar'a (toplanmaları için) seslen" buyurdu ve onlara şöyle söyledi. Şu yolu takip ediniz. Yolda (düşmandan) kime denk gelirseniz onu öldürebilirsiniz. Bu esnada yüksek sesle bir çağrıcı, artık bugünden sonra Kureyş yok dedi. Hz. Peygamber de (sav) "bir eve giren emniyettedir. Silahını bırakan emniyettedir" dedi. Kureyş'in ileri gelenleri Kâbe'ye yönelip oraya girdiler ve Kâbe'yi doldurdular. Hz. Peygamber (sav) de Makam-ı İbrahim'in arkasında namaz kıldı ve Kâbe'nin kapısının iki kanadını tuttu. Kureyşliler çıkıp Hz. Peygamber'e (sav) İslam üzere biat ettiler.
[Ebû Davud şöyle demiştir: Ahmed b. Hanbel'den işittim. Bir adam ona Mekke savaş zoruyla mı alındı? diye sordu. Ahmed b. Hanbel, herhangi bir şekilde olması seni rahatsız mı ediyor, dedi. Adam, peki sulhla mı alındı diye sorunca Ahmed b. Hanbel, hayır, demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 25, /707
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Halid Abdullah b. Rabah el-Ensari (Abdullah b. Rabah)
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Ravh Sellam b. Miskin el-Ezdî (Süleyman b. Miskin b. Rabî'a)
5. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Savaş, barış, eman/güvence vermek
Siyer, Mekke'nin fethi
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنْ عُمَرَ قَالَ
"رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ وَالأَوَّلُ أَتَمُّ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18847, D003031
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنْ عُمَرَ قَالَ
"رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ وَالأَوَّلُ أَتَمُّ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Zübeyr, ona Cabir (b. Abdullah), ona da Hz. Ömer, "Hz. Peygamber'in (bir önceki hadiste geçen rivayeti) aynı manayla naklettiğini haber vermiştir. Ancak önceki rivayet daha tamdır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 28, /709
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
3. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
Ehl-i Kitap, Hicazdan sürülmeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18875, D003037
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ وَعَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِى سُلَيْمَانَ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ خَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ إِلَى أُكَيْدِرِ دُومَةَ فَأُخِذَ فَأَتَوْهُ بِهِ فَحَقَنَ لَهُ دَمَهُ وَصَالَحَهُ عَلَى الْجِزْيَةِ."
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim, ona Sehl b. Muhammed, ona Yahya b. Ebu Zaide, ona Muhammed b. İshak, ona Asım b. Ömer, ona da Enes b. Malik ve Osman b. Ebu Süleyman şöyle haber vermiştir:
"Hz. Peygamber (sav), Halid b. Velid'i (Şam bölgesinde Tebük yakınlarında) Dumetü'l-Cendel'deki Ukeydir isimli nasrani bir kişiye göndermişti. Onu yakalayıp Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Hz. Peygamber (sav) onun kanını bağışladı ve onunla cizye ödemesine üzerine anlaşma yaptı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 30, /710
Senetler:
1. Osman b. Ebu Süleyman el-Kuraşî (Osman b. Ebi Süleyman b. Cübeyr b. Met'am b. Adi b. Nevfel)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Asım b. Ömer el-Ensari (Asım b. Ömer b. Katade b. Numan b. Zeyd)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
6. Ebu Said Sehl b. Muhammed el-Askerî (Sehl b. Muhammed b. Zübeyr)
7. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Savaş, esirlik
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18885, D003040
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هَانِئٍ أَبُو نُعَيْمٍ النَّخَعِىُّ أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ عَنْ زِيَادِ بْنِ حُدَيْرٍ قَالَ
"عَلِىٌّ لَئِنْ بَقِيتُ لِنَصَارَى بَنِى تَغْلِبَ لأَقْتُلَنَّ الْمُقَاتِلَةَ وَلأَسْبِيَنَّ الذُّرِّيَّةَ فَإِنِّى كَتَبْتُ الْكِتَابَ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَلَى أَنْ لاَ يُنَصِّرُوا أَبْنَاءَهُمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا حَدِيثٌ مُنْكَرٌ بَلَغَنِى عَنْ أَحْمَدَ أَنَّهُ كَانَ يُنْكِرُ هَذَا الْحَدِيثَ إِنْكَارًا شَدِيدًا وَهُوَ عِنْدَ بَعْضِ النَّاسِ شِبْهُ الْمَتْرُوكِ وَأَنْكَرُوا هَذَا الْحَدِيثَ عَلَى عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هَانِئٍ.]
[قَالَ أَبُو عَلِىٍّ وَلَمْ يَقْرَأْهُ أَبُو دَاوُدَ فِى الْعَرْضَةِ الثَّانِيَةِ.]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim, ona Ebu Nuaym Abdurrahman b. Hanî en-Nehai, ona Şerik, ona İbrahim b. Muhacir, ona Ziyâd b. Hudeyr, Hz. Ali'nin şöyle dediğini haber vermiştir:
"Eğer yaşarsam Hristiyan Tağlib oğullarının savaşçılarını öldürüp, çocuklarını esir edeceğim. Zira ben Hz. Peygamberle (sav) onlar arasında çocuklarını Hristiyan yapmayacaklarına dair bir anlaşmayı yazmıştım."
[Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadis münkerdir. Bana Ahmed b. Hanbel'in de bu hadisi şiddetli münker olarak görmüştür. Aynı zamanda bu hadis birtakım kimselere göre de münkere yakındır. İsnattaki Abdurrahman b. Hanî sebebiyle bu hadis münker görülmüştür.]
[(Ebû Davud'un talebesi) Ebu Ali de, Ebu Davud'un kitabını ikinci arzında bu hadisi okumadığını söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 30, /710
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ziyâd b. Hudeyr el-Esedî (Ziyâd b. Hudeyr)
3. İbrahim b. Muhacir el-Becelî (İbrahim b. Muhacir b. Cabir)
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Sağir Ebu Nuaym Abdurrahman b. Hâni en-Nehai (Abdurrahman b. Hâni b. Sa'd)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Savaş, ilan etme ve savaş hukuku
Savaş, savaş esiri
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى أَبُو صَخْرٍ الْمَدِينِىُّ أَنَّ صَفْوَانَ بْنَ سُلَيْمٍ أَخْبَرَهُ عَنْ عِدَّةٍ مِنْ أَبْنَاءِ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ آبَائِهِمْ دِنْيَةً عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أَلاَ مَنْ ظَلَمَ مُعَاهِدًا أَوِ انْتَقَصَهُ أَوْ كَلَّفَهُ فَوْقَ طَاقَتِهِ أَوْ أَخَذَ مِنْهُ شَيْئًا بِغَيْرِ طِيبِ نَفْسٍ فَأَنَا حَجِيجُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18897, D003052
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى أَبُو صَخْرٍ الْمَدِينِىُّ أَنَّ صَفْوَانَ بْنَ سُلَيْمٍ أَخْبَرَهُ عَنْ عِدَّةٍ مِنْ أَبْنَاءِ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ آبَائِهِمْ دِنْيَةً عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أَلاَ مَنْ ظَلَمَ مُعَاهِدًا أَوِ انْتَقَصَهُ أَوْ كَلَّفَهُ فَوْقَ طَاقَتِهِ أَوْ أَخَذَ مِنْهُ شَيْئًا بِغَيْرِ طِيبِ نَفْسٍ فَأَنَا حَجِيجُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Ebu Sahr (Humeyd b. Ebu Muharik) el-Medenî, ona Safvan b. Süleym, ona da Hz. Peygamber'in (sav) ashabının çocuklarından birçok kimse akraba olan babalarından şöyle aktarmışlardır.
"Dikkat edin! Kim kendisiyle anlaşma anlaşma yapılan bir (gayr-i müslim) zimmiye haksızlık yapar, onun hakkını kısar, gücünün üstünde yük yükler veya gönlü razı olmadığı halde ondan bir şey alırsa kıyamet günü ben onun hasmıyım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 33, /713
Senetler:
1. Abâühüm (Âbâühüm)
2. İdde Min Ebnâi Ashâbi Rasûlillah (İdde Min Ebnâi Ashâbi Rasûlillah)
3. Ebu Abdullah Safvan b. Süleym el-Kuraşi (Safvan b. Süleym)
4. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Süleyman b. Davud el-Mehri (Süleyman b. Davud b. Hammad b. Sa'd)
Konular:
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18888, D003043
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ سَمِعَ بَجَالَةَ يُحَدِّثُ عَمْرَو بْنَ أَوْسٍ وَأَبَا الشَّعْثَاءِ قَالَ
"كُنْتُ كَاتِبًا لِجَزْءِ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَمِّ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ إِذْ جَاءَنَا كِتَابُ عُمَرَ قَبْلَ مَوْتِهِ بِسَنَةٍ اقْتُلُوا كُلَّ سَاحِرٍ وَفَرِّقُوا بَيْنَ كُلِّ ذِى مَحْرَمٍ مِنَ الْمَجُوسِ وَانْهَوْهُمْ عَنِ الزَّمْزَمَةِ فَقَتَلْنَا فِى يَوْمٍ ثَلاَثَةَ سَوَاحِرَ وَفَرَّقْنَا بَيْنَ كُلِّ رَجُلٍ مِنَ الْمَجُوسِ وَحَرِيمِهِ فِى كِتَابِ اللَّهِ وَصَنَعَ طَعَامًا كَثِيرًا فَدَعَاهُمْ فَعَرَضَ السَّيْفَ عَلَى فَخِذِهِ فَأَكَلُوا وَلَمْ يُزَمْزِمُوا وَأَلْقَوْا وِقْرَ بَغْلٍ أَوْ بَغْلَيْنِ مِنَ الْوَرِقِ وَلَمْ يَكُنْ عُمَرُ أَخَذَ الْجِزْيَةَ مِنَ الْمَجُوسِ حَتَّى شَهِدَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَخَذَهَا مِنْ مَجُوسِ هَجَرَ."
Tercemesi:
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona da Amr b. Dinar, Becâle'nin (b. Abede), Amr b. Evs ve Ebu Şasaa'ya şöyle haber verdiğini aktarmıştır.
"(Becâle diyor ki) Ben, Ahnef b. Kays'ın amcası Cez b. Muaviye'nin katibiydim. Hz. Ömer'in ölmeden bir sene önce yazdığı mektup bize ulaşmıştı. Mektupta bütün sihir yapanları öldürün. Mecusilerden (İslam'a göre) mahremiyle evlenenleri ayırın ve yemek yerken sessizce söyledikleri sözleri yasaklayın, diyordu. Biz de bir günde sihir yapan üç kişi öldürdük. Allah'ın kitabındaki hükme göre kendi mahremi olanlarla evlenen mecusi erkekleri ayırdık. (Cez b. Muaviye) büyük bir yemek hazırlayıp Mecusileri davet etti, kılıcını da dizlerine koydu. Mecusiler de yemek esnasında söyledikleri sözleri söylemeden yemeği yediler ve (Cez b. Muaviye'nin kendi adetlerini yapmasına izin vermesini ümit ederek) bir veya iki katır yük gümüş attılar. Hz. Ömer, Abdurrahman b. Avf'ın Hz. Peygamber (sav), Hecer Mecusilerinden cizye aldığına dair şehadet edinceye kadar Mecusilerden cizye almıyordu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 31, /711
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Becâle b. Abede (Becâle b. Abede)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Mecusiler
Zimmet Ehli, Hukuku
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ قَابُوسَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِ جِزْيَةٌ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18898, D003053
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ قَابُوسَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِ جِزْيَةٌ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Cerrah, ona Cerir (b. Abd7lhamid), ona Kabus (b. Ebu Zabyan), ona babası (Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb), ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Müslümana cizye yükümlülüğü yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 34, /713
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb el-Mezhicî (Husayn b. Cündüb b. Amr b. Haris)
3. Kabus b. Ebu Zabyan el-Cenbi (Kabus b. Husayn b. Cündeb)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Abdullah b. Cerrah et-Temimi (Abdullah b. Cerrah b. Said)
Konular:
Müslüman, gayri müslimlerle farklılıkları
Yönetim, cizye vergisi
Yönetim, cizye, müslüman için gerekli olmadığı