Öneri Formu
Hadis Id, No:
30254, B002994
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ حُصَيْنٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ جَابِرٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا إِذَا صَعِدْنَا كَبَّرْنَا ، وَإِذَا تَصَوَّبْنَا سَبَّحْنَا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adî, ona Şu'be, ona Husayn, ona Sâlim, ona da Câbir (ra) şöyle rivayet etmiştir:
(Yüksek bir yere) çıktığımızda tekbir getirir, (bir yerden) indiğimizde de "Subhânallah" derdik.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 133, 1/793
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
3. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ أَنَّ أَبَا بَشِيرٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - أَخْبَرَهُ أَنَّهُ كَانَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ - قَالَ عَبْدُ اللَّهِ حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ - وَالنَّاسُ فِى مَبِيتِهِمْ ، فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَسُولاً أَنْ لاَ يَبْقَيَنَّ فِى رَقَبَةِ بَعِيرٍ قِلاَدَةٌ مِنْ وَتَرٍ أَوْ قِلاَدَةٌ إِلاَّ قُطِعَتْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30404, B003005
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ أَنَّ أَبَا بَشِيرٍ الأَنْصَارِىَّ - رضى الله عنه - أَخْبَرَهُ أَنَّهُ كَانَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ - قَالَ عَبْدُ اللَّهِ حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ - وَالنَّاسُ فِى مَبِيتِهِمْ ، فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَسُولاً أَنْ لاَ يَبْقَيَنَّ فِى رَقَبَةِ بَعِيرٍ قِلاَدَةٌ مِنْ وَتَرٍ أَوْ قِلاَدَةٌ إِلاَّ قُطِعَتْ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Abbâd b. Temîm, ona da Ebu Beşîr el-Ensârî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi, yolculuklarında birinde Rasulullah (sav) ile berabermiş. -Abdullah, "Zannedersem 'İnsanların çadırlarında olduğunu' ifade etti" demiştir- Rasulullah (sav) bir elçi yollayıp (herhangi) bir devenin boynunda ok yayı kirişinden yapılmış gerdanlık -râvilerden biri şüpheye düşüp sadece "Gerdanlık" demiştir- bulunmamasını, (aksi halde) koparılmasını (emretmiştir).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 139, 1/794
Senetler:
1. Ebu Beşîr Kays Ekber b. Ubeyd el-Ensârî (Kays b. Ubeyd b. Hureyr b. Amr)
2. Abbad b. Temim el-Mâzini (Abbad b. Temim b. Ğaziyye b. Atiyye b. Hasnâ)
3. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رضى الله عنهما يَقُولُ:
نَدَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم النَّاسَ يَوْمَ الْخَنْدَقِ، فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ، ثُمَّ نَدَبَهُمْ فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ، ثُمَّ نَدَبَهُمْ فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ. قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "إِنَّ لِكُلِّ نَبِىٍّ حَوَارِيًّا ، وَحَوَارِىَّ الزُّبَيْرُ."
[قَالَ سُفْيَانُ: "الْحَوَارِىُّ، النَّاصِرُ."]
Bize el-Humeydî, ona Süfyân, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Hendek günü insanlara bir vazife teklif etti. Zübeyr (hemen) görevi üstlendi. Sonra bir (başka) görev teklif etti. (Yine) Zübeyr talip oldu. Daha sonra (başka) bir görev sundu. Zübeyr (yine aynı şekilde) kabul etti. (Bunun üzerine) Peygamber (sav), "Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyr'dir!" buyurdu.
[Süfyân (b. Uyeyne) şöyle demiştir: "Havari, yardımcı demektir."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30257, B002997
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رضى الله عنهما يَقُولُ:
نَدَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم النَّاسَ يَوْمَ الْخَنْدَقِ، فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ، ثُمَّ نَدَبَهُمْ فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ، ثُمَّ نَدَبَهُمْ فَانْتَدَبَ الزُّبَيْرُ. قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: "إِنَّ لِكُلِّ نَبِىٍّ حَوَارِيًّا ، وَحَوَارِىَّ الزُّبَيْرُ."
[قَالَ سُفْيَانُ: "الْحَوَارِىُّ، النَّاصِرُ."]
Tercemesi:
Bize el-Humeydî, ona Süfyân, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Hendek günü insanlara bir vazife teklif etti. Zübeyr (hemen) görevi üstlendi. Sonra bir (başka) görev teklif etti. (Yine) Zübeyr talip oldu. Daha sonra (başka) bir görev sundu. Zübeyr (yine aynı şekilde) kabul etti. (Bunun üzerine) Peygamber (sav), "Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyr'dir!" buyurdu.
[Süfyân (b. Uyeyne) şöyle demiştir: "Havari, yardımcı demektir."]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 135, 1/793
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Yönetim, istihbaratın gerekliliği, savaş için
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed b. Abdullah b. Abdülkârî, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav) Hayber günü 'Sancağı öyle birine vereceğim ki fetih onun eliyle müyesser olacak. O, Allah'ı ve Rasulü'nü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. Artık insanlar o gece 'Sancağı acaba kime verecek?' diye konuşarak gecelediler. Her biri sancağın kendine verilmesini umarak sabah Rasulullah'ın (sav) yanına vardılar. Hz. Peygamber (sav) 'Ali nerede?' buyurdu. 'Gözünden rahatsız' denildi. Nebî (sav) de onun gözüne tükürüğünü sürüverdi ve ona dua etti, hiç ağrısı yokmuşçasına iyi oldu! Sancağı ona verdi. Ali 'Bizim gibi (müslüman) olana dek onlara karşı savaşacağım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Meydanlarına inene dek sükunetle git. Sonra onları İslâm'a davet et ve onlara neyin gerekli olduğunu bildir. Vallahi! Senin elinle birinin hidayete ermesi senin için kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır!' buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30287, B003009
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدٍ الْقَارِىُّ عَنْ أَبِى حَازِمٍ قَالَ أَخْبَرَنِى سَهْلٌ - رضى الله عنه يَعْنِى ابْنَ سَعْدٍ - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ خَيْبَرَ « لأُعْطِيَنَّ الرَّايَةَ غَدًا رَجُلاً يُفْتَحُ عَلَى يَدَيْهِ ، يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ ، وَيُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ » . فَبَاتَ النَّاسُ لَيْلَتَهُمْ أَيُّهُمْ يُعْطَى فَغَدَوْا كُلُّهُمْ يَرْجُوهُ فَقَالَ « أَيْنَ عَلِىٌّ » . فَقِيلَ يَشْتَكِى عَيْنَيْهِ ، فَبَصَقَ فِى عَيْنَيْهِ وَدَعَا لَهُ ، فَبَرَأَ كَأَنْ لَمْ يَكُنْ بِهِ وَجَعٌ ، فَأَعْطَاهُ فَقَالَ أُقَاتِلُهُمْ حَتَّى يَكُونُوا مِثْلَنَا . فَقَالَ « انْفُذْ عَلَى رِسْلِكَ حَتَّى تَنْزِلَ بِسَاحَتِهِمْ ، ثُمَّ ادْعُهُمْ إِلَى الإِسْلاَمِ ، وَأَخْبِرْهُمْ بِمَا يَجِبُ عَلَيْهِمْ ، فَوَاللَّهِ لأَنْ يَهْدِىَ اللَّهُ بِكَ رَجُلاً خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed b. Abdullah b. Abdülkârî, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Nebî (sav) Hayber günü 'Sancağı öyle birine vereceğim ki fetih onun eliyle müyesser olacak. O, Allah'ı ve Rasulü'nü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. Artık insanlar o gece 'Sancağı acaba kime verecek?' diye konuşarak gecelediler. Her biri sancağın kendine verilmesini umarak sabah Rasulullah'ın (sav) yanına vardılar. Hz. Peygamber (sav) 'Ali nerede?' buyurdu. 'Gözünden rahatsız' denildi. Nebî (sav) de onun gözüne tükürüğünü sürüverdi ve ona dua etti, hiç ağrısı yokmuşçasına iyi oldu! Sancağı ona verdi. Ali 'Bizim gibi (müslüman) olana dek onlara karşı savaşacağım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Meydanlarına inene dek sükunetle git. Sonra onları İslâm'a davet et ve onlara neyin gerekli olduğunu bildir. Vallahi! Senin elinle birinin hidayete ermesi senin için kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır!' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 143, 1/795
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Yakub b. Abdurrahman el-Kârî (Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hidayet, Hidayete vesile olmanın mükafaatı
Hz. Peygamber, sancağı
Savaş, başlamadan önce yapılması gerekenler
Siyer, Hayber günü
Tebliğ, İslam'a Davet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30255, B002995
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَفَلَ مِنَ الْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ - وَلاَ أَعْلَمُهُ إِلاَّ قَالَ الْغَزْوِ - يَقُولُ كُلَّمَا أَوْفَى عَلَى ثَنِيَّةٍ أَوْ فَدْفَدٍ كَبَّرَ ثَلاَثًا ثُمَّ قَالَ « لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، وَلَهُ الْحَمْدُ ، وَهْوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ، آيِبُونَ تَائِبُونَ عَابِدُونَ سَاجِدُونَ لِرَبِّنَا حَامِدُونَ ، صَدَقَ اللَّهُ وَعْدَهُ ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ ، وَهَزَمَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ » . قَالَ صَالِحٌ فَقُلْتُ لَهُ أَلَمْ يَقُلْ عَبْدُ اللَّهِ إِنْ شَاءَ اللَّهُ قَالَ لاَ .
Tercemesi:
Bize Abdullah, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona Sâlih b. Keysân, ona Sâlim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) hacdan, umreden -aynı şekilde gazâdan da- döndüğünde her ne zaman bir tepeye çıksa ya da düzlükte yol alsa üç kere tekbir getirir, ardında da "Allah'tan başka ilah yoktur! Onun ortağı yoktur! Mülk onundur. Hamd onadır. O her şeye kâdirdir. Rabbimize dönenleriz, tövbekârlarız, ibadet edenleriz, secde edenleriz ve hamd edenleriz! Allah, vaadinde durmuş, kuluna zafer vermiştir ve tek başına düşmanları (ahzâb) hezimete uğratmıştır" buyururdu.
(Râvi) Sâlih şöyle demiştir: (Sâlim'e), "Abdullah, 'İnşâllah' demedi mi?" dedim. O, "Hayır" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 133, 1/793
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Macişun (Abdülaziz b. Abdullah b. Meymun)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Dua, Umre, Hac ve sefer dönüşünde yapılacak dua
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30256, B002996
Hadis:
حَدَّثَنَا مَطَرُ بْنُ الْفَضْلِ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا الْعَوَّامُ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ أَبُو إِسْمَاعِيلَ السَّكْسَكِىُّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا بُرْدَةَ وَاصْطَحَبَ هُوَ وَيَزِيدُ بْنُ أَبِى كَبْشَةَ فِى سَفَرٍ ، فَكَانَ يَزِيدُ يَصُومُ فِى السَّفَرِ فَقَالَ لَهُ أَبُو بُرْدَةَ سَمِعْتُ أَبَا مُوسَى مِرَارًا يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا مَرِضَ الْعَبْدُ أَوْ سَافَرَ ، كُتِبَ لَهُ مِثْلُ مَا كَانَ يَعْمَلُ مُقِيمًا صَحِيحًا » .
Tercemesi:
Bize Matar b. Fadl, ona Yezid b. Harun, ona Avvâm, ona da Ebu İsmail İbrahim es-Seksekî, Ebu Bürde'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
O ve Yezid b. Ebu Kebşe bir yolculukta arkadaşlık etmişler. Yezid, yolculukta oruç tutardı. Ebu Bürde, ona, "Ebu Musa'yı çok kere işittiğime göre Rasulullah (sav), 'Kul hasta olduğunda ya da yolculuk yaptığında mukîm ve sağlıklı iken yaptıklarının (sevabı) gibi sevap alır' buyurmuştur" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 134, 1/793
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu İsmail İbrahim b. Abdurrahman es-Seksekî (İbrahim b. Abdurrahman b. İsmail)
4. Ebu İsa Avvam b. Havşeb eş-Şeybanî (Avvam b. Havşeb b. Yezid b. Rüveym)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Matar b. Fadl el-Mervezî (Matar b. Fadl)
Konular:
İbadet, zorlukla yapılan
Oruç, seferde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30260, B002999
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ هِشَامٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبِى قَالَ سُئِلَ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ - رضى الله عنهما - كَانَ يَحْيَى يَقُولُ وَأَنَا أَسْمَعُ فَسَقَطَ عَنِّى - عَنْ مَسِيرِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، قَالَ فَكَانَ يَسِيرُ الْعَنَقَ ، فَإِذَا وَجَدَ فَجْوَةً نَصَّ . وَالنَّصُّ فَوْقَ الْعَنَقِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona Hişâm, ona da babası (Urve b. Zübeyr) şöyle rivayet etmiştir:
Üsame b. Zeyd'e (ra) Rasulullah'ın (sav) Vedâ Haccı'nda(ki) yürüyüşü hakkında soru soruldu. O, "Nebî (sav) normal hızda yürürdü. Genişlik bulduğunda da hızlı yürürdü.
(Hişâm b. Urve şöyle demiştir): Metindeki "النَّصُّ" (en-Nas), normal temponun üstünde bir yürüyüş anlamına gelmektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 136, 1/794
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in yürüyüşü
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « السَّفَرُ قِطْعَةٌ مِنَ الْعَذَابِ ، يَمْنَعُ أَحَدَكُمْ نَوْمَهُ وَطَعَامَهُ وَشَرَابَهُ ، فَإِذَا قَضَى أَحَدُكُمْ نَهْمَتَهُ فَلْيُعَجِّلْ إِلَى أَهْلِهِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30262, B003001
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « السَّفَرُ قِطْعَةٌ مِنَ الْعَذَابِ ، يَمْنَعُ أَحَدَكُمْ نَوْمَهُ وَطَعَامَهُ وَشَرَابَهُ ، فَإِذَا قَضَى أَحَدُكُمْ نَهْمَتَهُ فَلْيُعَجِّلْ إِلَى أَهْلِهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hurerye (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Yolculuk, eziyetten bir parçadır. Sizden birinin uykusuna, yemeğine ve içmesine engel olur. (Bundan dolayı), sizden biri işini bitirdiğinde ailesine (dönmede) acele etsin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 136, 1/794
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Yolculuk, esnasında dikkat edilecek hususlar
Yolculuk, Sefer dönüşünde dikkat edilmesi gerekenler
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ - رضى الله عنهم - قَالَ مَرَّ بِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالأَبْوَاءِ - أَوْ بِوَدَّانَ - وَسُئِلَ عَنْ أَهْلِ الدَّارِ يُبَيَّتُونَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، فَيُصَابُ مِنْ نِسَائِهِمْ وَذَرَارِيِّهِمْ قَالَ « هُمْ مِنْهُمْ » . وَسَمِعْتُهُ يَقُولُ « لاَ حِمَى إِلاَّ لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30290, B003012
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ - رضى الله عنهم - قَالَ مَرَّ بِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالأَبْوَاءِ - أَوْ بِوَدَّانَ - وَسُئِلَ عَنْ أَهْلِ الدَّارِ يُبَيَّتُونَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، فَيُصَابُ مِنْ نِسَائِهِمْ وَذَرَارِيِّهِمْ قَالَ « هُمْ مِنْهُمْ » . وَسَمِعْتُهُ يَقُولُ « لاَ حِمَى إِلاَّ لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah, ona İbn Abbâs, ona da Sa'b b. Cessâme (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), Ebvâ'da -râvilerden biri şüpheye düşüp "Veddân'da" dedi- bana uğradı ve müşriklerin geceleyin baskına uğrayan aile fertlerine dair kendisine soru soruldu zira kadınları ve çocukları -istenmeden- hedef alınıyordu. Hz. Peygamber (sav), "Onlar da onlardandır!" buyurdu. Aynı şekilde Hz. Peygamber'in (sav), "Himaye sadece Allah'a ve rasulüne aittir!" buyurduğunu işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 146, 1/796
Senetler:
1. Sa'b b. Cessâme el-Leysi (Sa'b b. Cessâme b. Kays b. Abdullah b. Ya'mur)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Savaş, gece baskınında ölen kadın ve çocuklar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30289, B003011
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ حَىٍّ أَبُو حَسَنٍ قَالَ سَمِعْتُ الشَّعْبِىَّ يَقُولُ حَدَّثَنِى أَبُو بُرْدَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَاهُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « ثَلاَثَةٌ يُؤْتَوْنَ أَجْرَهُمْ مَرَّتَيْنِ الرَّجُلُ تَكُونُ لَهُ الأَمَةُ فَيُعَلِّمُهَا فَيُحْسِنُ تَعْلِيمَهَا ، وَيُؤَدِّبُهَا فَيُحْسِنُ أَدَبَهَا ، ثُمَّ يُعْتِقُهَا فَيَتَزَوَّجُهَا ، فَلَهُ أَجْرَانِ ، وَمُؤْمِنُ أَهْلِ الْكِتَابِ الَّذِى كَانَ مُؤْمِنًا ، ثُمَّ آمَنَ بِالنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَهُ أَجْرَانِ ، وَالْعَبْدُ الَّذِى يُؤَدِّى حَقَّ اللَّهِ وَيَنْصَحُ لِسَيِّدِهِ » . ثُمَّ قَالَ الشَّعْبِىُّ وَأَعْطَيْتُكَهَا بِغَيْرِ شَىْءٍ وَقَدْ كَانَ الرَّجُلُ يَرْحَلُ فِى أَهْوَنَ مِنْهَا إِلَى الْمَدِينَةِ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ebu Hasan Sâlih b. Hay, ona Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Üç (sınıf insanın) sevabı iki kere verilir. Bir adamın cariyesi olur da ona (dinini) güzelce öğretir, güzelce edeplendirir, ardından onu azat edip kendisi ile evlenir. (İşte) ona iki sevap vardır. Ehl-i Kitab'a müntesip olup ardından Nebî'ye (sav) iman eden edene iki sevap vardır. Allah'ın hakkını eda edip efendisine karşı samimi olan köleye de iki sevap vardır.
Ardından (râvi) Şa'bî, "Karşılıksız olarak o hadisi sana rivayet ettim. Kişi, bundan daha önemsiz (bir şey için) Medine'ye yolculuk yapardı" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 145, 1/796
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Hay Salih b. Salih es-Sevrî (Salih b. Salih b. Müslim b. Hay)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Eğitim, terbiyeyi güzelce yapmak
Ehl-i kitap, ehl-i kitap olup da müslüman olanın mükafaatı
Haklar, Allah'ın kulları üzerindeki/Kulların Allah üzerindeki
Hitap, köle veya cariyenin efendisine hitap şekli