4856 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Zekeriyya b. Adiy, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Musab b. Sa'd ve Amr b. Meymun şöyle rivayet etmiştir: Öğretmenlerin öğrencilerine öğrettiği gibi Sa'd çocuklarına Rasulullah'ın (sav) farz namazdan sonra yaptığı şu duayı öğretiyordu: "Allah'ım! Korkaklıktan, cimrilikten, yaşlılıktan, dünyanın fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım." [Abdullah b. Abdurrahman der ki: Ebu İshak el-Hemedânî bu rivayetinde, bazen Amr b. Meymun vasıtasıyla Ömer'den, bazen de başka ravilerden rivayet etmekle karmaşıklığa düşmüş ve hadisi muzdarib olmuştur. Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis bu şekliyle hasen sahihtir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Merhum b. Abdulaziz el-Attâr, ona Ebu Neâme es-Sa'dî, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el Eş'arî’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir savaşta idik. Savaşı bitip de Medîne’ye dönerken insanlar tekbir getirmeye başladılar ve seslerini de yükselttiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Rabbiniz sağır veya kayıp değildir. O bindiğiniz hayvanın başıyla sizin aranızda olacak kadar size yakındır (hemen önünüzdedir)' buyurdu. Bana da 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi; o, La havle vela kuvvete illa billah zikridir' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Ebu Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Mül’dür. Ebu Neâme es Sa'dî’nin ismi de Amr b. İsa'dır. Bu hadisi bize İshâk b. Mansur, ona Ebu Asım, ona Humeyd b. Ebu Melîh, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber’den (sav) benzer şekilde rivayet etmiştir.]
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Asım b. Ebu Necûd, ona da Zir b. Hubeyş şöyle demiştir: "Safvan b. Assal el-Murâdî'ye mestler üzerine mesh yapmanın hükmünü sormaya gelmiştim bana 'Ey Zir! Seni buraya getiren şey nedir?' dedi. Ben de 'Bilgi edinmek için' dedim. Bunun üzerine Safvan 'Melekler, elde etmek istediği şeyden hoşnut oldukları için ilim talibinin (ayakları) altına kanatlarını sererler' dedi. Ben de 'Soracağım ve kalbimi tırmalayan şey şudur: Büyük ve küçük abdest bozduktan sonra mestler üzerine mesh yapmak nasıl olur? Sen Peygamberin ashabındansın. Sana bu konuyu sormaya geldim sen, Rasulullah'dan (sav) bu konuda bir şey işittin mi?' dedim Safvan 'Evet, Rasulullah (sav) ile yolculukta olduğumuz zaman veya bir yerde olduğumuzda cünüplük hariç küçük abdest, büyük abdest ve uykudan dolayı üç gün üç gece mestlerimi çıkarmamıza gerek olmadığını söylerdi' dedi. Ben 'Peki, Rasulullah'dan (sav) arzu ve duygu (sevgi) hakkında bir şeyler işittin mi?' diye sordum. Safvan 'Evet, bir yolculukta Peygamber (sav) ile birlikteydik. Bir bedevi yüksek sesle 'ey Muhammed' diye bağırdı. Rasulullah (sav) da aynı tonda yüksek sesle 'buyur' dedi. Biz o bedeviye 'yazıklar olsun sana sesini alçalt, çünkü sen Hz. Peygamber'in (sav) huzurundasın yüksek sesle konuşmak yasaktır' dememize rağmen 'vallahi sesimi alçaltmam' dedi. Sonra o bedevi 'Bir topluluğu seven ama henüz daha onlara katılmamış kişi (hakkında ne dersin?)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Kıyamet gününde kişi sevdiğiyle beraberdir' buyurdu ve bize bir şeyler anlatmaya devam etti. Sonunda da bize batı tarafında, [Süfyan, Şam tarafında dedi], bir süvarinin kırk ya da yetmiş yılda yürüyeceği genişlikte bir kapıdan bahsetti. Allah bu kapıyı, gökleri ve yeri yarattığı gün tevbe için açmıştır. Güneş batıdan doğuncaya kadar yani kıyamete kadar da kapatmayacaktır." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (b. Malik) “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Tembellikten, yaşlılıkta bunamaktan, cimrilikten, Mesih'in fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsenna, İbrahim b. Yakup ve diğer pek çok kimse, onlara Hammâd b. İsa el-Cüheni, ona Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahî, ona Salim b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Ömer), Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), dua ederken ellerini kaldırdığı zaman, onları yüzüne sürmeden indirmezdi." [Muhammed b. Müsenna rivayetinde hadis '...ellerini yüzüne meshetmeden indirmezdi' şeklinde geçmektedir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis sahih-garîbdir. Bu rivayetin sadece Hammâd b. İsa tarikiyle nakledildiğini bilmekteyiz. Hammâd bu hadisinde teferrüd etmiş (hadisi tek başına rivayet etmiş), ayrıca hadis rivayeti de az bir kimsedir. Ondan sadece bazı kimseler hadis rivayet etmiştir. Hanzala b. Ebu Süfyân sika (güvenilir) bir kimsedir. Yahya b. Said el-Kattân onun güvenilir olduğunu söylemiştir.]
Bize (Ebu Musa İshak b. Musa) el-Ensari, ona Ma'n (b. İsa el-Kazzâz), ona Malik (b. Enes), ona İbn Şihâb (ez-Zührî), ona Ebu Abdullah el-Eğar ile Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Rabbimiz her gece dünya semasına, gecenin son üçte birlik kısmı kaldığında iner ve şöyle buyurur: Yok mu dua eden, duasını kabul edeyim. Yok mu benden bir isteği olan, ona istediğini vereyim. Yok mu benden af dileyen, onu bağışlayayım." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahihtir. Ebu Abdullah el-Eğar’ın ismi Selman’dır. Bu konuda Hz. Ali, Abdullah b. Mesud, Ebu Said, Cübeyr b. Mut'im, Rifâa el-Cühenî, Ebu Derdâ ve Osman b. Ebu'l-Âs’tan da hadis rivayet edilmiştir.]
Bize Muhammed b. Gaylan, ona Veki [b. Cerrah], Abdürrezzak [b. Hemmam], Ebu Ahmed [Muhammed b. Abdullah] ve Ebu Nuaym [Fadl b. Dükeyn], onlara Süfyan [es-Sevrî], ona Zeyd [b. Hamevi] el-Ammî, ona Muaviye b. Kurra, ona da Enes b. Malik'in aktardığına göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez." Ebu İsa [et-Tirmizî] dedi ki: Bu hadisi Ebu İshak el-Hemedânî, Büreyd b. Ebu Meryem el-Kûfî'den, o Enes [b. Malik]'ten, o da Hz. Peygamber'den benzer bir şekilde rivayet etmiş olup bu hadis daha sahihtir.