10612 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ravh b. Ubade, ona Said, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik, ona da Ebu Talha (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) düşmana karşı galip geldiğinde, savaş meydanında üç gün kalırdı." [Muâz ve Abdula'lâ, bu rivayeti Said'den, o Katâde'den, o Enes'ten, o da Ebu Talha kanalıyla Nebî'den (sav) rivayet ederek (Ravh b. Ubâde'ye) mütabaatta bulunmuştur.]
Bize İbrahim b. Musa, ona Yezid b. Zürey, ona Hâlid, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Mücâşi' b. Mesud'dan naklen şöyle rivayet etmiştir: "Mücâşi, kardeşi Mücâlid b. Mesud'u Rasulullah'ın (sav) yanına getirip 'Bu Mücâlid'dir. Sana hicret etmek üzere biat edecek' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur. Ancak, İslâm üzere onun biatini kabul ederim' buyurdu."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona da Huzeyfe (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) "İnsanlardan 'ben Müslümanım' diyenleri benim için yazın" buyurdu. Biz, ordu mevcudunu binbeşyüz kişi saydık ve “binbeşyüz kişi olduğumuz hâlde hala düşmandan mı korkacağız” dedik. Bir müddet sonra, kendimizi öyle bir fitne ile sınanmış gördüm ki, (o korku nedir bilmeyen er) kişi şimdi fitneden korkarak (cemaate gidemeyip evinde) yalnız başına namaz kılar oldu. Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona da A'meş “onları beşyüz kişi olarak bulduk (saydık)” şeklinde rivayet etmiştir. Ebu Muâviye ise “Altıyüz ile yediyüz arası kadar” demiştir
Bize Yakub b. İbrahim, ona İbn Uleyye, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe verip "Sancağı Zeyd aldı ve şehit düştü. Sonra onu Cafer aldı ve şehit düştü. Daha sonra Abdullah b. Revâha aldı ve şehit düştü. Ardından emredilmediği halde onu Hâlid b. Velid aldı ve fetih, onunla müyesser oldu. (Şehit düşen kardeşlerimizin) bizim yanımızda olması beni" ya da "onları mutlu etmez" buyurdu. Ravi der ki: Hz. Peygamber bunları söylerken gözlerinden yaş süzülüyordu.
Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy ve Sehl b. Yusuf, onlara Katâde, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Lıhyân oğulları kabilelerinden bâzı kimseler Hz. Peyamber'e (sav) gelip kendilerinin Müslüman olduklarını söyleyerek kendi kavimlerine karşı Peygamber'den yardım istediler. Peygamber (sav) de onlara Ensâr'dan yetmiş kişi ile yardım gönderdi. Enes der ki: Biz gönderilen o sahabîleri "Kurrâ" olarak isimlendiriyorduk. Onlar gündüzleri odun toplayıp, geceleyin de namaz kılarlardı. O yetmiş sahâbî onlarla birlikte yürüyüp Maûne Kuyusuna ulaştıklarında kabileler bunlara hainlik yaptılar ve bu Kur'an hafızı sahâbîleri öldürdüler. Bu hâdise üzerine Peygamber (sav) bir ay Rı'l, Zekvân, Lıhyânoğulları kabilelerine bedduâ ederek kunût yaptı. Katâde der ki: Enes bize “"Dikkat edin, bizden kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu ve bizleri de razı kıldı" sözlerini Kur'an olarak okuduk. daha sonra bu sözlerin tilâveti kaldırıldı" diye rivayet etmiştir.
Bize Hüdbe b. Hâlid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Huneyn ganimetlerini taksim ettiği Cirâne'den umre yaptı.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ebu Hayyân, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: Nebî (sav) aramızda iken ayağa kalkarak (ganimet malından) çalmaktan bahsetti ve onun pek büyük bir günah olduğunu ifade edip şöyle buyurdu: "Birinizi Kıyamet günü bir boynunda meleyen koyunla (ve diğer) boynunda homurdayan bir atla 'Yâ Rasulallah! Bana yardım et!' derken bulmayayım! 'Sana bir şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim' derim. (Aynı şekilde) boynunda böğüren bir deve ile 'Yâ Rasulullah! Bana yardım et!' derken (de bulmayayım)! 'Sana bir şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim' derim. Boynunda altın ve gümüş olup 'Yâ Rasulullah! Bana yardım et!' derken (de bulmayayım)! 'Sana bir şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim' derim. Boynunda hareket eden bir elbise olup da 'Yâ Rasulullah! Bana yardım et!' derken (de bulmayayım)! 'Sana bir şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim' derim." Eyyûb, Ebu Hayyân'dan naklen "Homurdayan at" (فَرَسٌ لَهُ حَمْحَمَةٌ) şeklinde rivayet etmiştir: