10635 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Abdulvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Hafsa (Ebu Abdullah (Buhari) Hafsa'dan bu rivayeti Hişam b. Hassân'ın da naklettiğini söylemiştir) ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Bizlere bir ölü için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Ancak sadece kocalar için dört ay on gün yas tutmaya izin verildi. Bu süre zarfında sürme çekemez, hoş koku sürünemez, asb (denilen Yemen) kumaşı dışında boyanmış elbise de giyemezdik. Birimiz ay halinden gusledip temizlendiği esnada bir nebze koku kullanmamıza ruhsat verilmişti. Diğer taraftan, cenazelerin arkasından gitmemiz de bize yasaklanmıştı." [Buhârî şöyle demiştir: Bu hadisi Hişâm b. Hassan, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Nebî’den (sav) rivayet etmiştir.]
Bize Abdullah b. Abdulvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Hafsa rivayet etti, Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: Yahut Hişam b. Hassan, ona Hafsa, ona Ümmü Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Bizlere bir ölü için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Koca için dört ay on gün (yas tutmamız) müstesnâ. Bu süre zarfında sürme çekmememiz, hoş koku sürünmememiz, asb (denilen Yemen) kumaşı dışında, boyanmış elbise giymememiz emr olunmuştu. Ayrıca birimiz ay halinden gusledip temizlendiği esnada bir nebze Ezfâr kustu kokusu kullanmamıza ruhsat verilmişti. Diğer taraftan, cenazelerin arkasından gitmemiz de bize yasaklanıyordu. (Buhari) dedi ki: Bu hadisi (bize) Hişâm b. Hassan, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle söylemiştir: Bizler Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Zilhicce ayının sonun doğru Medine'den yola çıktık. Hz. Peygamber (sav): "Kim umre niyetiyle ihrama girmek isterse ihrama girip telbiye getirsin. Ben kurbanlık getirmemiş olsaydım umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirirdim." buyurdu. Bunun üzerine ashabından bazıları umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi, bazıları da hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi. Ben de umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirenlerdim. Ben, Arefe günü hayız oldum. Ben durumumu Hz. Peygamber'e (sav) arz edip söyledim. Hz. Peygamber (sav): "Umreni bırak, başının saç örgülerini çöz, taran ve hac niyetiyle ihrama girip telbiye getir!" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Nihayet (hac bitince) Muhassab'da kaldığımız gecede Hz. Peygamber (sav), Kardeşim Abdurrahman'ı, benimle birlikte Tenîm'e yolladı. Ben orada daha önce başladığım umrenin yerine, yeni bir umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirdim. Hişâm dedi ki: Bundan dolayı kefaret olarak kurban, oruç ve sadaka gerekmedi. Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe şöyle rivayet etti: Bizler Zülhicce ayının hilalinin görülmesine doğru (Medine’den) çıktık. Rasulullah (sav): "Kim bir umre niyetiyle ihrama girmek istiyorsa o niyetle ihrama girsin. Çünkü şüphesiz ben kurbanlık getirmemiş olsaydım umre niyetiyle ihrama girecektim" buyurdu. Aralarından kimisi umre niyetiyle ihrama girdi, kimisi hac niyetiyle ihrama girdi. Ben umre niyetiyle ihrama girenlerden idim. Arefe günü geldiğinde ay hali oldum. Nebi’ye (sav) durumumdan şikâyet edince, o: "Umreni bırak, saçlarını çöz, başını tara ve hac niyetiyle ihrama gir" buyurdu. Ben de onun dediğini yaptım, nihâyet Muhassab gecesi gelince benimle beraber Ebu Bekir’in oğlu kardeşim Abdurrahman’ı gönderdi. (Onunla) Ten’im’e gittim, (yapmayı niyetlendiğim) ilk umremin yerine (yeni) bir umre yapmak niyetiyle ihrama girdim. Hişâm (b. Urve) dedi ki: Bundan dolayı ne bir kurban kesmesi gerekti, ne oruç tutması, ne de sadaka vermesi.