6725 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur (b. Mu'temir) ve Husayn, onlara Ebu Vâil (Şakik b. Seleme), Huzeyfe'nin (b. Yeman) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) geceleyin uykudan kalktığında ağzını misvaklardı."
Açıklama: Uykudan uyanınca değişen ağız kokusunu ortadan kaldırması açısından önemli bir uygulamadır.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmam, ona Ali b. Zeyd, ona Ümmü Muhammed (Ümeyye bt. Abdullah), ona da Hz. Aişe şöyle aktarmıştır: "Peygamber (sav) gece veya gündüz her uykudan kalkışında abdestten önce ağzını misvaklardı."
Açıklama: Ağız bakımına özen göstermek, onu sürekli temiz tutmak kişisel bakımın önemli bir bölümüdür. Bu hadis Hz. Peygamber'in (sav) ağız bakımına ne kadar özen gösterdiğini ortaya koyan örneklerden bir tanesidir. Sadece kendisi özen göstermekle kalmıyor aynı zamanda ümmetine de bunu ısrarla tavsiye ediyor. (Nesai, Taharet, 6) Ağız temizliği sadece sağlık açısından değil toplum açısından da önemlidir. Çünkü toplumsal yaşam içerisinde olan insan ağız kokusu ve benzeri hususlarla çevresini rahatsız etmemelidir. Doğrudan Allah huzurunda olduğumuz namaz ibadeti öncesinde de Hz. Peygamber (sav) yine misvak kullanımını önemsiyor ve ümmetine ısrarla tavsiye ediyor. (Ebu Davud, Tahare, 25)
Bize Müslim b. İbrahim, ona Şube, ona Ebu Melih, ona da babası, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah haramdan verilen hiçbir sadakayı ve abdestsiz (kılınan) hiçbir namazı kabul etmez."
Bize Züheyr b. Harb ve Hennâd b. Serî, onlara Veki', ona el-A'meş, ona Mücahid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu: "Bu ikisi azap görüyorlar. Azap görmelerinin sebebi de büyük bir günah değildir. Şu kişi hacet giderirken idrarından sakınmazdı. Şu ise insanlar arasında laf taşırdı." Sonra yaş bir hurma dalı istedi ve onu iki parçaya ayırdı. İki parçayı ayrı ayrı mezarlara dikip şöyle buyurdu: "Bunlar kurumadığı sürece umarım ki onların azabı hafifler." [Hennâd rivayetteki "yestenzihü/sakınmazdı" ifadesi yerine, aynı anlama gelen "yestetirü" kelimesini kullanmıştır.]
Bize Musa b. İsmail ve Davud b. Şebib, onlara Hammad, ona Ali b. Zeyd, ona Seleme b. Muhammed b. Ammar b. Yasir, ona Musa, ona babası (Davud), Ammar'dan Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Ağza ve burna su çekmek fıtrattandır." [Ammar b. Yasir önceki hadisi aynen nakletti, ancak sakal bırakmaktan söz etmedi ve sünnet olmayı ekledi. Ve "intikasu’l-ma yani istincâ yerine de "intidah" kelimesini kullandı.] [Ebû Davud şöyle dedi: Hadisin bir benzeri İbn Abbas'tan da rivayet edilmiştir. Fakat İbn Abbas: Beş tane sünnet vardır ve bunların beşi de baştadır demiş ve saçları ortadan ayırmayı bunlar arasında saymış, sakalları uzatmaktan bahsetmemiştir. [Ebû Davud şöyle dedi: Hammad hadisinin benzeri Talk b. Habib, ona Mücahid, ona da Bekr b. Abdullah el-Müzenî'den nakledilmiş; fakat bu rivayetlerde sakal bırakmaktan bahsetmemişlerdir.] Muhammed b. Abdullah b. Ebu Meryem’in Ebu Seleme vasıtasıyla Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadiste ise, sakal uzatmak sözü geçmektedir. İbrahim en-Nehai'den de Muhammed b. Abdullah hadisinin benzeri rivayet edilmiş, sakal uzatmak ve sünnet olmaktan bahsedilmiştir.]
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Ebu Adî, ona Muhammed b. Amr, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Fatıma bt. Ebu Hubeyş, kendisinin istihazeli olduğunu, Hz. Peygamber'in (sav) ona şöyle dediğini nakletmiştir: "Hayız kanı geldiğinde, o kan siyah olur ve bilinir. Bu durumda namazı terk et. Gelen kan böyle değil ise, abdest al ve namaz kıl. Çünkü o sadece bir damar kanıdır," demiştir. [Ebû Davud şöyle dedi: İbn Müsenna şöyle demiştir: İbn Ebu Adiy bu hadisi bize kitabından bu şekilde nakletti. Ezberinden rivayet ettiğinde ise, Bize Muhammed b. Amr, ona Zührî, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: Fatıma istihazeli idi ... şeklinde bu hadisin manasını rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Enes b. Sirin, İbn Abbas'tan, onun istihazeli bir kadın hakkında şöyle dediğini rivayet etmiştir: İstihazeli kadın, koyu renkte gelen kan gördüğü zaman namazı terk eder. Kısa bir süreliğine de olsa kanın kesildiğini görürse, yıkanıp namaz kılar.] [Mekhul şöyle demiştir: Kadınlara hayız gizli bir şey değildir. Çünkü onun kanı koyu ve siyahtır. Sarı ve ince olarak devam ederse o kadın, istihazelidir. Yıkansın ve namazını kılsın.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Hammad b. Zeyd, Yahya b. Said'den, o Ka'ka' b. Hakim'den, o da Said b. Müseyyeb'ten istihazeli kadın hakkında şunu rivayet etmiştir: Hayız zamanı gelince namazı terk eder, bitince yıkanır ve namazını kılar. Sümey ve başkaları da Said b. Müseyyeb'ten hayız günlerinde oturur şeklinde rivayet etmişlerdir. Hammad b. Seleme, Yahya b. Said'ten, o da Said b. Müseyyeb'den aynı şekilde rivayet etmiştir.] [Ebu Davud şöyle dedi: Yunus, Hasan'dan şöyle rivayet etmiştir: Hayızlı kadının adeti bittikten sonra kan devam ederse, bir veya iki gün namazı terk eder. Çünkü o, istihazelidir. [et-Teymî, Katâde'den şöyle rivayet etmiştir: Kadın, hayızlı günlerinden 5 gün sonra da kan görmeye devam ederse namazını kılar. et-Teymî şöyle devam etmiştir: Ben, (günleri) iki güne ininceye kadar azaltmaya devam ettim. (Katâde), İki gün daha fazla görürse o hayızdandır demiştir. Bu durum İbn Sîrîn'e soruldu. O, "Bunu kadınlar daha iyi bilir, cevabını verdi.]
Bize Züheyr b. Harb ve başkası, onlara Abdülmelik b. Amr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona İbrahim b. Muhammed b. Talha, ona amcası İmran b. Talha, ona da annesi Hamne bt. Cahş şöyle demiştir: Ben, çok fazla ve sıkıntılı hayız görürdüm. Durumu haber verip fetva almak üzere Rasulullah'a gittim. Onu, kız kardeşim Zeyneb bt. Cahş'ın evinde buldum ve Ya Rasulullah! Ben fazla ve sıkıntılı hayız görüyorum. Bu durumda ne yapayım? Bu, beni namazdan ve oruçtan alıkoydu, diye şikayette bulundum. Rasulullah (sav) "Sana pamuğu tavsiye ederim. Çünkü o kanı giderir," buyurdu. Ben, o kan bundan (pamuğun mani olacağından) daha çoktur, dedim. Hz. Peygamber, "Bez kullan," dedi. Kan bundan da fazla geliyor, dedim. Bunun üzerine Rasulullah, şöyle dedi: "İki hüküm söyleyeyim. Hangisini yaparsan senin için yeterli olur. İkisine de gücün yeterse, orasını da sen bilirsin. Şunu bil ki, (kanın gelmesi) ancak şeytanın darbelerinden biridir. Allah'ın sana bildirdiği üzere altı veya yedi gün kendini hayızlı say, sonra da yıkan. Temizlendiğine kanaat getirdiğinde yirmi üç veya yirmi dört gün namaz kıl ve oruç tut. Çünkü bu (takdir edilen müddet) sana yeter. Kadınlar nasıl hayız vaktinde hayız oluyorlar, temizlik günlerinde de temizleniyorlarsa sen de her ay öyle yap. Eğer öğleyi geciktirip ikindiyi öne almaya ve yıkanıp bu iki namazı bir arada kılmaya, akşamı geciktirip yatsıyı öne almaya, sonra da yıkanıp iki namazı birleştirmeye gücün yeterse öyle yap. Sabah namazında yıkanabilirsen yıkan (namaz kıl) ve gücün yeterse oruç tut." Rasulullah "Bu iki işten bana daha sevimli olanı budur. (iki namazı birleştirerek ikisi için bir gusuletmek)," buyurdu. [Ebu Davud şöyle dedi: Bu hadisi Amr b. Sabit, İbn Akîl'den rivayet etmiştir. İbn Akîl, Hamne'nin, 'Dedim ki bu bana iki işin daha sevimli olanıdır.' dediğini söylemiş, bu sözün Rasulullah'a değil de Hanme'ye ait olduğunu belirtmiştir.] [Ebu Davud , Yahya b. Main'e dayandırarak Amr b. Sabit'in Rafızî ve kötü bir insan olduğunu, fakat hadiste sadık birisi olduğunu söylemiştir. Sabit b. Mikdam'ın ise güvenilir birisi olduğunu belirtmiştir.] [Ebu Davud şöyle demiştir: Ahmed b. Hambel'in İbn Akîl'in hadisi hakkında içimde bir şüphe var dediğini işittim.]
Bize Muhammed b. Beşşar haber verdi, ona Abdurrahman, ona Ebu Halde şöyle dedi: "Ebu'l-Âliye'ye Cünüb olduğunda yanında su bulunmayıp nebiz bulunan kişi nebizle gusledilebilir mi? diye sordum. O da, 'hayır' dedi."
Bize Müsedded, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Razîn, ve Ebu Salih, onlara Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Biriniz gece uykusundan kalktığında, elini üç kere yıkamadan su kabına daldırmasın. Çünkü kişi, elinin nerede gecelediğini bilemez."