10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Eyyûb es-Sahtîyanî, ona İbn Saîd b. Cübeyr, ona babası (Saîd b. Cübeyr), ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) Medine'ye geldiğinde, Medinelilerin aşure günü oruç tuttuğunu gördü. (Peygamber bunu sorunca) onlar 'Bu, büyük bir gündür. Bu, Allah'ın Musa'yı kurtardığı ve Firavun hanedanını denizde boğduğu gündür. Musa da Allah'a şükretmek için bu gün oruç tutmuştur' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ben, Musa'ya Yahudiler'den daha yakınım' buyurdu ve hem kendisi oruç tuttu hem de (ashâbına) tutulmasını emretti."
Bize Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmam, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: , "İsrail oğulları olmasaydı et kokmazdı, Havva olmasaydı hiçbir zaman kadınlar eşlerine hıyanet etmezdi."
Bize Rabî b. Yahya el-Basrî, ona Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Ebu Bürde b. Ebu Musa, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) hastalandı "Ebu Bekir'e emrimi iletin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe “Ebu Bekir şöyle şöyle (yufka yürekli) bir adamdır" dedi. Peygamber (sav) aynı emrini tekrarladı, Âişe de aynı cevabı verdi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ebu Bekir'e emrimi iletin! Sizler Yusuf Peygamber'in etrafındaki kadınlardansınız" buyurdu. Böylece Ebu Bekir, Rasulullah hayatta iken imam oldu. Hüseyin, Zaide'den rivayetinde "yufka yürekli bir adam" demiştir.
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua etmiştir: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabia'yı kurtar, Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar, Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar, Allah'ım, zayıf ve güçsüz müminleri kurtar, Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha da artır. Allah'ım, onlar üzerine bu yılları Yusuf'un (kıtlık) yılları gibi yap."
Bize Cüveyriye'nin kardeşinin oğlu Abdullah b. Muhammed b. Esmâ, ona Cüveyriye b. Esmâ, ona Malik, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyde, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Lut Peygamber'e rahmet etsin. Şüphesiz o sağlam bir dayanağa sığınıyordu. Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı kadar uzun zaman kalsaydım, ardından bana, (zindan çıkarmak üzere) elçi gelseydi, hemen elçiye uyardım."
Bana Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) haber verdiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eyyûb (as) çıplak olarak yıkandığı sırada üzerine altından çekirgeler düştü. Eyyûb (as), onları toplayıp elbisesinin içine doldurmaya başlayınca, Rabbi ona “Yâ Eyyûb! Ben seni bu gördüklerine ihtiyaç duymayacak şekilde zengin kılmadım mı?” diye seslendi. Eyyûb (as) da “evet, izzetine yemin ederim ki, beni zengin kıldın, fakat ben senin lütfettiğin bereketten uzak duramam” dedi."
Bize Ebu'l-Velid, ona Şu'be, ona A'meş, ona Ebu Vâil ona da Abdullah (b. Mesud) (ra) şöyle söyledi: Rasulullah (sav) ganimet mallarını taksim etti. Bunun üzerine bir adam 'yapılan bu ganimet taksimi Allah'ın rızasının gözetilmediği bir taksimdir' dedi. Ben de Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ilettim. Rasulullah o kadar kızdı ki öfkesini yüzünde gördüm. Sonra da şöyle buyurdu: "Allah, Musa'ya (as) rahmet eylesin. Ona bundan daha fazla eziyet edildi de yine de sabretti."
Amr b. Muhammed, ona Yakub b. İbrahim, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona da Übeydullah b. Abdullah şöyle demiştir: İbn Abbâs ile Hurr b. Kays el-Fezârî, Hz. Musa'nın (as) arkadaşı (Hızır) hakkında tartıştı ve İbn Abbas onun Hızır iddia etti. Tam bu sırada yanlarından Übey b. Ka'b geçti. İbn Abbas onu çağırıp "ben arkadaşımla, Hz. Musa'nın kendisiyle buluşmak için yol aradığı, arkadaşının kim olduğu konusunda tartışmaya girdik. Sen Rasulullah'tan (sav) bu konuda bir şey duydun mu?" dedi. Übey de "evet Ben Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi: "Musa, İsrailoğullarından bir topluluk içinde bulunduğu sırada bir kimse geldi ve 'senden daha bilgili bir kimse biliyor musun?' diye sordu. Musa 'hayır bilmiyorum' dedi. Bunun üzerine Allah, Musa'ya 'evet kulumuz Hızır (senden daha bilgilidir)' diye vahyetti. Musa ona ulaşmanın yolunu sordu. Yüce Allah da balığı ona işaret kıldı ve kendisine 'Sen balığı kaybettiğin zaman, hemen kaybettiğin yere geri dön, orada onu bulacaksın' denildi. Musa denizdeki balığı takip ediyordu. Nihayet (yanındaki genç hizmetçi) Musa'ya 'Gördün mü bak, kayaya sığındığımız vakit ben balığın gittiğini sana haber vermeyi unutmuşum. Onu söylemeyi bana unutturan da şeytandan başkası değil' dedi. Musa 'İşte bizim aradığımız da buydu' dedi ve hemen izlerinin üzerine gerisin geri döndüler ve Hızır'ı buldular. Yüce Allah Kitabı'nda Musa ile Hızır'ın kıssasını anlatmıştır."